• Sonuç bulunamadı

IVF-ICSI SONRASI M‹SSED ABORTUS VE RÜPTÜRE HETEROTOP‹K GEBEL‹K OLAN AKUT BATIN OLGUSU

C‹HAN COMBA, FAT‹H KAYA, ÖMER DEM‹R, DO⁄AN VATANSEVER, ERCAN BASTU

‹STANBUL ÜN‹VERS‹TES‹ ‹STANBUL TIP FAKÜLTES‹ KADIN HASTALIKLARI VE DO⁄UM ANA B‹L‹M DALI

Olgu: ‹ntrauterin ve d›fl gebeli¤in birlikte oldu¤u duruma,heterotopik gebelik denir. Eskiden dizigotik ikizlik ve d›fl gebeli¤in her birinin insidans› %1 varsay›larak yap›lan hesaplamaya göre heterotopik gebelik insidans› 1/3000 olarak hesaplanm›flt›r. YÜT'nin kullan›lmas›n›n sonucunda heterotopik gebelik oran›, birden bire tam olarak 100 gebelikte 1'e f›rlam›flt›r. Aç›klamak için önerilen mekanizmalar, embriyoyu kornual veya tubalara hidroststik güç ile verilmesi,kateterin ucunun tubal ostiumdan do¤rudan tubaya transferi veya uterus sekresyonunun reflüsü sonucunda retrograd tubal yerleflimdir. Amac›m›z akut bat›n ile gelen gebelerde heterotopik gebeli¤in özellikle ART uygulamalar›nda tan› zorlu¤u nedeniyle düflünülmesi gereklili¤idir. Kar›n a¤r›s› nedeniyle baflvuran 32 yafl›nda primigravid 08.09.2012 tarihinde 3 embrio ile embrio transferi yap›lm›fl, SAT a göre 10+0 haftal›k ‹VF ‹CS‹ gebeli¤i olan hasta baflvurdu. Hastan›n genel durum orta tansiyon arteryal:90/60 mm hg atefl:36.1 derece nab›z 98/ dk idi. Bat›n hassas defans rebound mevcuttu. transvajinal utrasonunda intrauterin düzenli kese içinde fetal kardiyak aktivitesi olan bafl popo mesafesi (CRL) 26mm (10+0 hafta ile uyumlu) fetus ve komflulu¤unda missed abortus ile uyumlu 2.bir kese izlendi. Sol adneksiyal alanda 4 cm boyutunda içinde heterojen eko bar›nd›ran ektopik gross? ve yaklafl›k 7 cm boyutunda koagulum ? yap›lar ayr›ca bat›n içi bol miktarda serbest s›v› izlendi. Hasta rüptüre heterotopik gebelik ? rüptüre over kisti + gebelik ? ön tan›lar›yla opere edildi. Rüptüre heterotopik gebelik nedeniyle sol salphenjektomi yap›ld›. Hasta postop 3. günde taburcu edildi. Heterotopik gebelik tedavisinde d›fl gebelik kesesine potasyum klorür enjeksiyonu da di¤er bir tedavi seçene¤idir.

PB 397

‹LER‹ YAfi DÜfiÜK OVER EZERVL‹ ‹NFERT‹L KADINLARDA KISA SÜREL‹ DEH‹DROEP‹ANDROSTERON KULLANIMI ‹LE ARTAN SPONTAN GEBEL‹K ORANLARI; 3 OLGU SUNUMU

M‹NE K‹SEL‹, MÜfiERREF BANU YILMAZ, ASLI YARCI GÜRSOY, GAMZE S‹NEM ÇA⁄LAR, RECA‹ PABUÇCU

UFUK ÜN‹VERS‹TES‹ KADIN HASTALIKLARI VE DO⁄UM ANAB‹L‹M DALI

Amaç: ‹leri yaflta çocuk sahibi olmak isteyen kad›nlar›n gebelik flans›n›n düflük oldu¤u bilinmektedir. Yafllanan overlerde azalan oosit havuzunun sonucu olarak olarak azalan östrojen ve inhibin düzeyleri

FSH'n›n artmas›na ve AMH'n›n azalmas›na yol açmaktad›r. Son y›llarda popüler olan dehidroepiandrosterone (DHEA) ile ilgili olumlu sonuçlar rapor edilmifltir. Bu olgu sunumunda, klini¤imizde infertilite nedeniyle takip edilen otuz befl yafl üzeri, düflük over rezervli 3 hastada DHEA kullan›m› sonras›nda oluflan spontan gebelik olgular› bildirilmektedir.

Olgu: ‹lk vakada; 42 yafl›nda, G1P1, gebelik istemi ile baflvuran hastan›n, siklusun üçüncü günü bak›lan FSH (D3 FSH)'s› 42 olarak saptanm›flt›r. 75 mg/gün DHEA bafllan›lm›fl ve 1 ayl›k takip sonras›nda spontan gebe kald›¤› ö¤renilmifltir. ‹kili ve üçlü tarama testlerinde rapor edilen fetal anomali riski normal s›n›rlar içinde olan hasta; ileri maternal yafl nedeniyle önerilen amniyosentezi kabul etmemifltir. fiu an 32. haftal›k olan gebeli¤in antenatal takibi komplikasyonsuz devam etmektedir. ‹kinci vaka; 36 yafl›nda, sekonder infertilite nedeniyle baflvurmufl, obstetrik öyküsünde bir anembryonik gebeli¤i ve bir de 32. gebelik haftas›nda intrauterin fetal eksitusu oldu¤u ö¤renilmifltir. Hastadan, ölen bebe¤ine DiGeorge Sendromu teflhisi konuldu¤u ö¤renilmifltir. D3 FSH's› 33.6 ve 53.1 mIU/mL, AMH's› <0.1 ng/mL olan hastaya DHEA bafllanm›fl, 30 gün sonra spontan gebe kald›¤› ö¤renilmifltr. Gebeli¤inde problem olmam›fl, 39. gebelik haftas›nda sezaryen ile 2850 gr sa¤l›kl› erkek bebek do¤urtulmufltur. Bu hastada da tarama testleri düflük risk grubunda raporlanm›fl ve hasta ek genetik analizi kabul etmemifltir. Üçüncü olgu da; 41 yafl›nda, G1P1, D3 FSH de¤eri 45 ve 55 mIU/mL olan ve gebelik istemi ile baflvuran bir hastad›r. Ayn› dozda DHEA bafllanan hasta, 40 gün sonunda spontan gebe kalm›fl ve vajinal do¤um ile 3010 gram sa¤l›kl› erkek bebek do¤urtulmufltur.

Sonuç: DHEA'n›n kötü yan›tl› hastalarda, IVF sonuçlar›n› iyilefltirdi¤i ve ileri yaflla beraber artan anöploidi ve düflük riskini azaltt›¤› savunulmaktad›r. Y›llar geçtikçe oositlerin de yaflland›¤› düflünülürken, DHEA ile al›nan olumlu sonuçlar, yeni hipotezleri de beraberinde getirmifltir. Oositlerden ziyade folikül havuzundaki mikroçevrenin yaflland›¤› ve DHEA'n›n da bu mikroçevreyi iyilefltirdi¤i düflünülmektedir. Burada bildirilen olgularda, ART aflamas›na geçilmeden, önerilen tedavi periyodu (3 ay) tamamlanmadan önce, over rezervi ileri derecede düflük olan bu üç hastada, spontan gebeliklerin elde edilebildi¤i görülmüfltür. Gebeliklerde düflük veya anöploidi saptanmamas› da yüz güldürücüdür. Ancak DHEA'n›n bu hasta populasyonunda kullan›m›na dair henüz yeterli randomize çal›flma mevcut de¤ildir. Bu nedenle hastalar, tedavi öncesinde ayr›nt›l› olarak bilgilendirilmelidir.

PB 398

‹ L E R ‹ Y A fi T A T A N I K O N U L A N T E S T ‹ K Ü L E R FEM‹N‹ZASYONLU HASTADA "SERTOL‹ LEYD‹G HÜCREL‹ TÜMÖR": OLGU SUNUMU

AYSE GÖNÜL ALTUNCU, ERDAL B‹LEN, SEY‹T AL‹ KÖSE, M.OKAN ÖZKAYA

SÜLEYMAN DEM‹REL ÜN‹VERS‹TES‹ TIP FAKÜLTES‹ KADIN HASTALIKLARI VE DO⁄UM ANAB‹L‹M DALI

Amaç: Primer amenoresi olan ileri yafltaki bir hastada geç tan› konulmufl testiküler feminizasyon ve sertoli leydig hücreli tümörün sunulmas›.

Olgu: 57 yafl›nda primer amenoresi olan Mayer-Rokitansky-Küster-Hauser (MRKH) sendromu tan›s› ile takipli hasta. Kar›nda flifllik flikâyeti ile baflvurdu¤u klinikte yap›lan ultrasonografik incelemede, pelviste

80x67 mm boyutlar›nda heterojen hipoekoik lezyon görülmüfl ve pelvik kitle ön tan›s› ile hastanemize sevk edilmiflti. Hastan›n jinekolojik muayenesinde vulvan›n normal oldu¤u, ancak k›sa bir vajenin bulundu¤u, yap›lan transvajinal ultasonografisinde uterusun olmad›¤› pelvik alanda 8x7 cm boyutlar›nda kitle oldu¤u saptand›. Yap›lan Doppler Ultrasonografi incelemesinde kitlede kan ak›m›nda art›fl oldu¤u ve rezistan indeksin <0.4 oldu¤u saptand›. Hastada testiküler feminizasyondan flüphelenilip periferik kanda kromozom analizi istendi. Sonucun 46 XY gelmesi üzerine hastaya laparotomi planland›. Operasyon s›ras›nda pelviste lokalize yaklafl›k 8 cm çap›nda solid kitle ve kitlenin etraf›nda tubal infundibulum bölümünün oldu¤u hipoplazik bir tuba dokusu ve sa¤da ise atrofik bir gonad ve etraf›nda yine hipoplazik bir tuba dokusu oldu¤u görüldü. Bat›n içi y›kama s›v›s› al›nd›. Kitle ç›kart›larak frozen incelemeye gönderildi. Frozen sonucu sertoli leyding hücreli tümör olarak geldi. Bunun üzerine hastaya over kanseri cerrahi tedavisi ve pelvik paraaortik lenf nodu diseksiyonu yap›ld›.

Sonuç: ‹leri yaflta bile olsa primer amenoreli hastalarda tan›da her zaman testiküler feminizasyonun ak›lda tutulmal›d›r. Yine bu hastalarda gonad kaynakl› tümörlerin s›k görülebildi¤i göz ard› edilmemelidir.

PB 399

‹NFERT‹L‹TE ETYOLOJ‹S‹N‹N KADIN C‹NSEL FONKS‹YONUNA ETK‹S‹

SUNA KAB‹L KUCUR1, ‹LAY GÖZÜKARA2, EDA ÜLKÜ ULUDA⁄2, AYfiENUR AKSOY2, KEREM GÖZÜKARA5, FATMA CENG‹Z3, TALAT UMUT KUTLU D‹LEK4

1 DUMLUPINAR ÜN‹VERS‹TES‹ EVL‹YA ÇELEB‹ E⁄‹T‹M VE ARAfiTIRMA HASTANES‹ KADIN HASTALIKLARI VE DO⁄UM KL‹N‹⁄‹

2 NENEHATUN KADIN HASTALIKLARI VE DO⁄UM HASTANES‹

3 ERENKÖY RUH VE S‹N‹R HASTALIKLARI E⁄‹T‹M VE ARAfiTIMA HASTANES‹

4 MERS‹N ÜN‹VERS‹TES‹ TIP FAKÜLTES‹ KADIN HASTALIKLARI ANAB‹L‹M DALI

5 PALANDÖKEN DEVLET HASTANES‹ ÜROLOJ‹ KL‹N‹⁄‹ Amaç: Farkl› infertilite etyolojilerinin kad›n cinsel fonksiyonuna etkisini araflt›rd›k.

Gereç ve yöntemler: ‹nfertilite poliklini¤imize Eylül 2011 ile Haziran 2012 tarihleri aras›nda baflvuran yüzk›rkiki infertil olgu çal›flmaya dahil edildi. Olgular infertilite etyolojisine göre üç gruba ayr›ld›. Grup A kad›n faktör infertilitesi olan 30 hasta, Grup B erkek faktör infertilitesi olan 31 hasta ve Grup C ise nedeni bilinmeyen infertilite tan›s› konan 81 hastadan oluflmaktayd›. Olgular›n cinsel fonksiyonlar› ve depresyon prevelans› Kad›n Cinsel Fonksiyon Endeksi (FSFI) ve Beck Depresyon skalas› (BDI) ile de¤erlendirildi.

Bulgular: Gruplar›n kad›n cinsel disfonksiyonu prevelans› s›ras›yla % 43.3 (n = 13), % 54.8 (n = 17) ve % 51.9 (n = 42) olarak bulundu. Üç grup aras›nda cinsel disfonksiyon prevelans› aç›s›ndan istatistiksel olarak anlaml› bir fark bulunamad› (P = 0.635). FSFI alt gruplar› ve toplam skorlar›na bak›ld›¤›nda üç grup aras› fark izlenmedi (P = 0.832). BDI skorlar› ve depresyon prevelans› ise cinsel disfonksiyon tespit edilmifl olgularda anlam› olarak yüksekti (P <0.001). Toplam FSFI skoru ve tüm FSFI alt grup skorlar› ile BDI skorlar› aras›nda ters korelasyon saptand› (P <0.01).

disfonksiyon prevelans›n› veya FSFI skorlar›n› etkilemedi¤i bulunmufltur. Cinsel disfonksiyon olan infertil kad›nlarda psikolojik nedenlerin s›k oldu¤u izlendi. ‹nfertil kad›nlar›n de¤erlendirilmesinde cinsel dan›flma ve psikeatrik terapilerin tedavi uyumu, cinsel iliflkinin kalitesi ve gebelik flans›n› artt›raca¤›n› düflünmekteyiz.

PB 400

‹ N F E R T ‹ L ‹ T E T A N I S I Y L A L A P A R O S K O P ‹ V E H‹STEROSKOP‹ YAPILAN HASTALARIN SONUÇLARI VE DEMOGRAF‹K ANAL‹ZLER‹

EZG‹ ERDO⁄AN GÜNGÜL1, ÖZHAN ÖZDEM‹R2, O⁄UZ YÜCEL1, DEN‹ZHAN KESK‹N3, SEDA KESK‹N1

1 SÜLEYMAN‹YE DO⁄UM VE KADIN HASTALIKLARI E⁄‹T‹M VE ARAfiTIRMA HASTANES‹, ‹STANBUL, TÜRK‹YE

2 ANKARA NUMUNE E⁄‹T‹M VE ARASTIRMA HASTANES‹, KADIN HASTALIKLARI VE DO⁄UM KL‹N‹⁄‹, ANKARA 3 T.C SA⁄LIK BAKANLI⁄I BAYRAMPAfiA DEVLET

HASTANES‹

Amaç: ‹nfertilite nedeniyle laparoskopi ve histeroskopi uygulanan hastalar›n da¤›l›m›n› ç›karmak, operasyon sonuçlar›n› de¤erlendirmek, demografik analizlerini yapmak ve infertilitede endoskopik operasyon-lar›n önemini saptamak.

Gereç ve yöntemler: ‹nfertilite ünitesine baflvuran ve infertilite tan›s›yla 2008 - 2011 tarihleri aras›nda laparoskopi ve histeroskopi uygulanan 495 primer infertil ve 170 sekonder infertil hasta retrospektif olarak incelendi. Opere edilen hastalar›n yafl, infertilite tipi, infertilite süresi, erkek faktör varl›¤›, laparoskopi ve histeroskopi operasyon sonuçlar› de¤erlendirildi. Bulgular: Çal›flmam›zda hastalar›n % 55.9'unda laparoskopide, % 41.3'ünde histeroskopide patolojik sonuçlar elde edildi. Laparoskopi operasyon sonuçlar› de¤erlendirildi¤inde; % 44.1 hastada herhangi bir patolojiye rastlanmad›. Bilateral ve unilateral tubal oklüzyon s›ras›yla hastalar›n % 18.7 ve % 11.6's›nda saptand›. Subseröz ve intramural leiomyom % 6.8, endometriozis % 8.9 ve adezyon % 9.5 oran›nda saptand›. Histeroskopi operasyon sonuçlar› de¤erlendiril-di¤inde ise; hastalar›n % 58.7'sinde herhangi bir patolojiye rastlanmad›. Endometrial polip % 7.8 ve submuköz leiomyom % 2.2 oranlar›nda saptand›. 219 (% 33) hastada ise erkek faktörü pozitif saptand›. Sonuç: Laparoskopi ve histeroskopi infertilite etyolojisini saptamada ve etyolojiye yönelik tedavide çok önemli bir basamakt›r. Laparoskopi ile baflta tubal faktör olmak üzere çeflitli patolojiler saptanabilmektedir. Histeroskopi ile uterin kavite patolojileri de¤erlendirilip tedavi edilebilmektedir.

PB 401

‹NGÜ‹NAL KANAL YERLEfi‹ML‹ GONADAL SERÖZ PAP‹LLER K‹STADENOF‹BROM TANISI ALAN KOMPLET ANDROJEN ‹NSENS‹T‹V‹TE SENDROMLU OLGU ÖZHAN ÖZDEM‹ , MUSTAFA ERKAN SARI, EVREN AKMUT, VEFA SEL‹MOVA, CEMAL ATALAY

ANKARA NUMUNE E⁄‹T‹M VE ARAfiTIRMA HASTANES‹ Girifl: Androjen insensitivite sendromu (AIS), erkek pseüdohermafroditizmin en s›k nedeni olup androjen reseptör gen

mutasyonu sonucunda oluflmaktad›r. Olgular›n birço¤unda testis inguinal kanal yerleflimli olup puberte sonras› gonadektomi yap›lmamas› durumunda gonadal tümör riski tafl›maktad›r.

Olgu sunumu: 41 yafl›nda evli kad›n hasta, sol ingüinal bölgede ele gelen kitle yak›nmas› ile poliklini¤imize baflvurdu. Muayenesinde sol ingüinal bölgede 15x10 cm ve sa¤ ingüinal bölgede de 4x3 cm çapl› mobil kitle tespit edildi. Jinekolojik muayenede d›fl genital organlar normal görünümde olup, genital bölgede k›llanma yoktu. Spekulum muayenesinde 6 cm uzunlu¤unda kör vajen tespit edilen hastada yap›lan ultrasonografide ve MR görüntülemesinde uterus ve overler izlenmedi. Sol ingüinal bölgede kalça eklemi düzeyinden bafllay›p labium düzeyine kadar uzan›m gösteren 137x80x124 mm boyutunda düzgün yüzeyli, septal› ve polipoid uzan›mlar içeren solid kitle izlenirken sa¤ ingüinal bölgede de 32x28 mm boyutunda solid kitle tespit edildi. Genel vücut muayenesinde aksiller k›llanman›n olmad›¤›, meme gelifliminin normal oldu¤u ve fenotipinin normal kad›n özelli¤inde oldu¤u görüldü. Daha önce hiç adet görmedi¤ini belirten hastan›n hormonal de¤erlendirilmesinde FSH, 9.68 mIU/mL; LH, 15.74 mIU/mL; östradiol 56.07 pg/mL; and testosteron 1.83 ng/mL olmas› üzerine karyotip analizi yap›ld› ve sonuç 46 XY olarak belirlendi. Komplet andrpjen insensitivite sendromu tan›s› konulan hastada bilateral gonadektomi yap›ld›. Sa¤da testiküler doku izlenirken, soldaki kitlede seröz papiller kistadenofibroma tespit edildi. TARTIfiMA; Gonadektomi yap›lmamas› durumunda AIS'lu hastalarda %52 gonadal neoplazi geliflmekte olup en s›k gonadoblastom görülmektedir. Testiküler tümörlerin yaklafl›k yar›s›na yak›n› maligndir fakat transformasyon s›kl›kla puberteden sonra görülmektedir. Bu nedenle puberte sonras› gonadal malignite riskini ortadan kad›rmak için gonadektomi yap›lmal›d›r.

PB 402

‹NSAN NÖTROF‹L PROTE‹N‹ 1-3 (HNP 1-3) FOL‹KÜLER SIVI DÜZEYLER‹N‹N IVF BAfiARISINI BEL‹RLEMEDEK‹ ETK‹NL‹⁄‹

S‹MLA OKUMUfiO⁄LU KARACA, MUAMMER DO⁄AN, TÜRKAN D‹K‹C‹

DR. ZEKA‹ TAH‹R BURAK KADIN SA⁄LI⁄I E⁄‹T‹M VE ARAfiTIRMA HASTANES‹

Amaç: Bir alfa defensin olan insan nötrofil proteini 1-3(HNP 1-3) foliküler s›v› düzeylerinin IVF baflar›s›n›n belirlemesi üzerine olan etkinli¤inin araflt›r›lmas›d›r.

Gereç ve yöntemler: Zekai Tahir Burak Kad›n Sa¤l›¤› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi IVF merkezine baflvuran, merkez protokolleri do¤rultusunda kontrollü ovaryen stimülasyon uygulanan, ciddi sistemik hastal›¤› olmayan ve oosit toplanan hastalar›n folikül s›v›lar›nda ELISA tekni¤i ile HNP 1-3 seviyesi belirlenerek IVF baflar›s› ile aras›ndaki korelasyon araflt›r›lm›flt›r.

Bulgular: Gebe olan grup ile olmayan grup aras›nda yafl ,vücut kitle indeksi, infertilite türü, nedeni ve süresi, endometrioma varl›¤›, bazal E2, FSH ve antral folikül say›s› ; ovulasyon indüksiyonu için kullan›lan ilaç türü ve dozu, endometrium kal›nl›¤›, peak E2 düzeyi, elde edilen toplam oosit, MII ve 2PN oosit say›s›, embriyo say›s›; transfer edilen embriyo say›s› ve grade 1-2-3 blastokist say›s› aras›nda istatistiksel anlaml› fark izlenmedi. Gebe olan grup ile gebe olmayan grup aras›nda bazal LH yönünden anlaml› fark olup gebe olan grupta bazal LH daha yüksekti (p=0,039). Gebe olan grup ile gebe olmayan grup aras›nda

HNP 1-3 düzeyleri aç›s›ndan istatistiksel olarak anlaml› farkl›l›k görülmedi (p>0,05). MII oosit, 2PN oosit ve embryo say›lar› ile HNP 1-3 aras›nda istatistiksel olarak anlaml› ters korelasyon saptand› (p<0,05). Sonuç: HNP 1-3 follikül düzeyinin gebe kalan ve kalmayanlar aras›nda istatiksiksel olarak anlaml› bir fark› göstermedi¤i ve IVF baflar›s›n› öngörmede etkin olmad›¤› ancak, MII oosit, 2PN oosit ve klivaj embriyo say›lar› ile HNP 1-3 folliküler düzeyleri aras›ndaki anlaml› ters korelasyonun, fertilizasyon ve klivaj oranlar›n›n öngörülmesinde etkin olabilece¤i sonucuna var›ld›.

PB 403

‹ N T R A S ‹ T O P L A Z M ‹ K S P E R M E N J E K S ‹ Y O N U S‹KLUSLARINDA ‹PTAL NEDENLER‹M‹Z

ZEHRA SEMA ÖZKAN, MUSTAFA EK‹NC‹, REMZ‹ ATILGAN, MEHMET fi‹MfiEK, EKREM SAPMAZ

FIRAT ÜN‹VERS‹TES‹ TIP FAKÜLTES‹ TÜP BEBEK ÜN‹TES‹ Amaç: Yard›mc› üreme teknikleri ile tedaviye al›nan çiftlerde tedavinin yar›da b›rak›lmas› nadir görülen bir durum de¤ildir. Stimulasyonun yar›da b›rak›lmas› veya embryo transferine gidilememesi birçok farkl› nedene ba¤l› olabilir. Bu çal›flmada Tüp Bebek Ünitemizde iptale giden vakalar›m›z›n özelliklerini irdeledik.

Gereç ve yöntemler: F›rat Üniversitesi Tüp Bebek Ünitesi' nde yard›mc› üreme teknikleri ile tedaviye al›nan 554 çiftin intrasitoplazmik sperm injeksiyonu (ICSI) tedavilerinin retrospektif analizi yap›ld›. Bulgular: Overyan stimülasyona al›nan 554 çiftin 71'inde embryo transferi yap›lamad›. Bu 71 vakan›n ortalama yafl, infertilite süresi ve daha önceki deneme say›lar› s›ras›yla 34.2± 6.1 y›l, 9.4±6.7 y›l ve 1.4±0.7 idi. 31 vaka ile iptalin en s›k sebebi TESE' de sperm bulunamamas› idi. Ard›ndan 17 total fertilizasyon failure ve 8 empty follikül vakalar› 2. ve 3. en s›k iptal nedeni idi. Geriye kalan 15 vakan›n iptal nedenlerini ise matür oosit yoklu¤u (6 vaka), folikül gelifliminin olmamas› (2 vaka), fragmanl› embryo (3 vaka), OHSS (1 vaka), prematür luteinizasyon (1 vaka), PGD' de sa¤l›kl› embryo olmamas› (1 vaka) ve kemoterapi (1 vaka) olarak tespit ettik. Sonuç: ICSI sikluslar›nda en s›k iptal nedeni TESE'de sperm ç›kmayan azoospermi vakalar› olarak görünmektedir. Stimülasyon öncesi prova TESE yap›l›p ç›kan spermlerin dondurulmas› bu handikap› aflmaya yard›mc› olacak bir alternatif olarak de¤erlendirilebilir.

PB 404

‹PS‹LATERAL HEMATOSALP‹NKS ‹LE KOMPL‹KE OLMUfi NON-KOM‹N‹KAN B‹F‹D UTERUS OLGUSU

AYfiE ÖZKAN, CÜNEYT EFTAL TANER

T.C. S.B. TÜRK‹YE KAMU HASTANELER‹ KURUMU ‹ZM‹R TEPEC‹K E⁄‹T‹M VE ARAfiTIRMA HASTANES‹

Olgu: 14 yafl›nda bayan hasta, 1,5 ayd›r devam eden ve giderek fliddetlenen sa¤ kas›k a¤r›s› yak›nmas› ile poliklini¤imize baflvurdu. Olgunun hikayesinde menarfl yafl›n›n 13 oldu¤u, menstrüel siklusunun düzenli oldu¤u ö¤renildi. Olgu dismenore ve herhangi bir ek hastal›k tariflemedi. Yap›lan fizik muayenesinde sa¤ alt kadranda derin palpasyonla hassasiyet saptand›. Akut bat›n bulgular› saptanmad›. Genital sistem muayenesinde olgunun virgo olmas› nedeni ile spekulum bak›s› yap›lmad›. Hymen

anüler intakt ve vajen derinli¤i stile ile 8 cm olarak de¤erlendirildi. Meme geliflimi, pubik ve aksiler k›llanma da¤›l›m›nda anormallik saptanmad›. Olgunun laboratuar tetkiklerinden; hemogram, rutin biyokimya ve tam idrar tetkiki sonuçlar›nda patoloji saptanmad›. Ca 125 de¤eri 61 U/ml saptand›. Olgunun yap›lan tüm abdomen ultrasonografi incelemesinde, sa¤ adneksial alanda 79*50 mm'lik, hidrosalpinks ile uyumlu olabilece¤i düflünülen hipoekoik, elonge ve distandü tübüler yap› izlendi. Alt bat›n manyetik rezonans görüntüleme (MRI) incelemesinde FSE ve SE sekanslarda elde edilen multiplanar-multisekansiyel görüntülerde uterus bikornus konfigürasyonu izlendi. Ayr›ca uterusun sola deviye komponentinde myometrium homojen ve normal sinyal özelli¤i göstermekte olup endometrium kal›nl›¤› normal olarak de¤erlendirildi. Sa¤a deviye komponentinde hematometra bulgusunun varl›¤› (sinyal intensitesi methemoglobine yak›n) dikkati çekmekte olup myometrium incelmifl olarak izlendi. Bu bölgeden itibaren kanal genifllemifl olup adneksial loja do¤ru uzan›m göstermifl tübüler ve nodüler konfigürasyonlu uzun aks› 10 cm'ye ulaflan ve sol adneksial loja uzanan komponentte 6,5 cm'ye ulaflan muhtemel sa¤ tubada hemorajik materyalle oluflmufl hidrosalpinks varl›¤› dikkati çekti. Bilateral over dokular› ola¤an flekilde vizüalize edildi. Bu bulgular ›fl›¤›nda olguya Müllerian anomali ön tan›s› ile laparatomi operasyonu planland›. ‹ntraoperatif gözlemde pelvis minörde yerleflmifl, birbiri ile ba¤lant›s›z iki adet uterin korpus izlendi. Sol uterin korpus normal cesamet ve görünümde idi. Solda uterin korpusun serviks ile devaml›l›k gösterdi¤i izlendi. Sol tuba uterina ve sol over ola¤an görünümde idi. Sa¤daki uterin korpusun soldakinden küçük oldu¤u ve serviks ile ba¤lant›s› olmad›¤› gözlendi. Sa¤ uterin korpusun tubal taraf›nda yaklafl›k 20*4*4 cm büyüklü¤ünde lobülasyon gösteren hematosalpinks oluflturmufl sa¤ tuba uterina dokusu mevcuttu. Hematosalpinks halindeki sa¤ tuba uterina, omentum ve pelvik sa¤ lateral duvara yap›fl›k ve douglas bofllu¤unu dolduran kitle fleklinde izlendi. Usulüne uygun keskin ve künt diseksiyon ile adezyolizis yap›larak kistik kitle serbestlefltirildi. Normal görünümdeki sa¤ over dokusu korunarak, non-kominikan sa¤ uterusa histerektomi uyguland› ve sa¤ tuba uterina yap›s›n›n hematosalpinkse ba¤l› olarak ileri derecede bozulmufl olmas› nedeni ile sa¤ salpenjektomi yap›ld› (Resim 1). Postoperatif takibinde sorunu olmayan hasta, postoperatif 2. gününde eksterne edildi. Ameliyat piyesinin patolojik incelemesi sonucunda 5*3*2 cm boyutlar›nda, a¤›rl›¤› 176 gram olan histerektomi materyalinin proliferatif fazda endometrium içerdi¤i bildirildi. 16*6*3,5 cm boyutundaki sa¤ salpenjektomi materyalinin ileri derecede incelmifl ve kistik hal alm›fl oldu¤u rapor edildi. Hastaya efllik eden üriner sistem anomalisi olup olmad›¤›n›n ayd›nlat›lmas› amac› ile postopetatif 2. ayda intravenöz pyelografi (IVP) çekildi. Bilateral üreterler, böbrekler ve mesanede yerleflim anomalisi veya yap›sal anomali saptanmad›.

PB 405

KADINLARIN EMZ‹RME VE ANNE SÜTÜ KONUSUNDAK‹ B‹LG‹LER‹N‹N, TUTUM VE DAVRANIfiLARININ DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹

M‹NE KANAT PEKTAfi, EL‹F TELC‹LER, NAD‹RE TUNCER, UFUK YEfi‹LDA⁄ER, DA⁄ISTAN TOLGA ARIÖZ, MEHMET YILMAZER

AFYON KOCATEPE ÜN‹VERS‹TES‹ TIP FAKÜLTES‹ HASTANES‹

Amaç: Bu çal›flma, hepsi potansiyel anne aday› veya zaten anne olan ve genellikle bebek beslenmesinden birincil derecede sorumlu toplum bireyleri olarak de¤erlendirilen kad›nlar›n emzirme ve anne sütü

konusundaki bilgilerinin, tutum ve davran›fllar›n›n de¤erlendirilmesini amaçlamaktad›r.

Gereç ve yöntemler: Aral›k 2012-Ocak 2013 tarihleri aras›nda Afyon Kocatepe Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi'ndeki kad›n hastal›klar› ve do¤um polikliniklerine baflvuran 400 kad›n hasta, kat›l›mc› olarak çal›flmaya al›nd›. Kat›l›mc›lar›n her birine befl seçenekli 20 sorudan oluflan bir anket uyguland›.

Bulgular: Kat›l›mc›lar›n ço¤u, daha önce birden fazla do¤um yapm›fl, gebeli¤i bulunmayan ve e¤itim durumu ilkö¤retim düzeyinde olan kad›nlard›r. Olgular›n %80'i anne sütünün uzun vadeli yararlar›ndan ve kolostrumun öneminden haberdard›r. Kat›l›mc›lar›n %70'i, emzirme süresini, emzirme s›kl›¤›, ek beslenme zamanlamas›n› ve do¤ru emzirme tekniklerini bilmektedir. Olgular›n %60'›, bebe¤in meme bafl›n› almas› için s›rt›n›n s›vazlanmas› veya yana¤›n›n uyar›lmas› gerekti¤ini bilmektedir. Olgular›n %50'si, emzirmeyle ilgili bilgilerini sa¤l›k personelinden edindi¤ini ve emzirmeyle ilgili sorunla karfl›laflmalar› durumunda hekimleri veya di¤er sa¤l›k personelinden yard›m isteyeceklerini ifade etmifltir. E¤itim durumu ilkö¤retim düzeyinde olan kad›nlarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, e¤itim durumu lise veya üniversite düzeyinde olan kad›nlar›n emzirme ve anne sütü konusunda daha bilgili oldu¤u belirlenmifltir. Benzer biçimde, ev han›m› kad›nlarla k›yasland›¤›nda çal›flan ve ö¤renci kad›nlar›n emzirme ve anne sütü ile ile bilgileri çok daha do¤ruydu.

Sonuç: Kad›nlar, genel olarak emzirmenin yararlar›ndan haberdar olsa da emzirmenin bebek ve anne için nas›l yarar sa¤lad›¤› konusunda yeterince bilgi sahibi olmad›klar› için emzirmenin devaml›l›¤› ve