• Sonuç bulunamadı

3. HAMDULLAH SUPHİ (TANRIÖVER)

3.2. Hamdullah Suphi (TANRIÖVER) Bey’in Faaliyetleri

3.2.1. Millî Mücadele ve Milliyetçilik

3.2.1.4. İstihbarat ve Propaganda

Millî Mücadeleye karşı Osmanlı Hükümeti ve düşman kuvvetler tarafından yapılan olumsuz propagandaya çare bulunmadıkça zaferin kazanılması mümkün değildi. Cephede olduğu kadar cephe gerisinde de psikolojik savaş yapılarak halkın kazanılması ve desteğinin sağlanması gerekiyordu. Bunun sağlanması için de güçlü bir istihbarat ve propaganda programının uygulanması gerekiyordu.

Millî Mücadele’de istihbaratın ve propagandanın önemini her zaman vurgulayan Hamdullah Suphi Bey de 3.5.1336(1920) tarihli oturumda söz alarak istihbarat konusuna değindi.

Dâhili vaziyet hakkında alınan haberlerin Meclise tebliğ edildiğini ancak harici vaziyet ile ilgili haberlerin Meclise getirilmediğini, bazı harici olayların Bolu’nun işgalinden bile daha mühim olabileceğini, mebusların bu vaziyeti haber almalarıyla olayları daha açık görebileceklerini belirterek, harici haberlerin Meclise tebliğ edilmesini teklif etti.

235 T.B.M.M. ZC., C. 3, s. 224-227. 236 T.B.M.M. ZC., C. 3, s. 233.

Hamdullah Suphi Bey’in bu teklifi Meclis tarafından da uygun bulunarak kabul edildi.237

Millî mücadelenin cephede olduğu kadar manevi olarak ta desteklenmesi gerekiyordu. Bu noktada bazı eksiklikler vardı ve halkın pek çok kısmı içinde bulunulan durumdan ya habersizdi ya da düşman kuvvetlerin ve onların işbirlikçisi hainlerin propagandasına alet olarak Millî Mücadele’ye sırt çeviriyorlardı.

Hamdullah Suphi Bey, istihbarat ve propaganda çalışmaları hakkında 25.9.1336(1920) tarihindeki konuşmasında; halkın çeşitli propagandalarla mücadele konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak dinin telkin kuvvetinin kullanılması gerektiğini bunu yaparken de yayın organlarından faydalanılmasını vurguladı. “Bu sulh muahedesini, İstanbul’da kendilerine Hükûmet ricali denilen kimseler ayağa kalkmışlar ve onu, yani esareti ayakta alkışlamışlardır. Acaba biz bunu alıp da madde madde teşrih ederek göstermiş olsaydık, memlekete nasıl bir ölüm hazırlanmış anlatamaz mıydık?”238 diyerek halkın mücadele konusunda bilinçlendirilmediğini vurguladı.

Millî mücadele için propagandanın önemini vurgulayarak bir sahil propagandası yapılması gerektiğini böylece sahilden geçen gemilere mücadele hakkında bir fikir verilebileceğini söyledi. Halkın içinde pek az hain olduğunu bunların çoğunun bilgisizlikten kaynaklandığını söyledi ve sözünü şöyle tamamladı “Tasavvur edilebilir miyiz ki; memleket hainlerle, namussuzlarla doludur. Yüz kişi arasında, ben kaniim ki, doksan beş kişi zavallıdır, iğfal edilmiş adamlardır. Propaganda için para vermekten çekinmeyelim. Manevi mücahedemizi takviye edelim. Çünkü görüyoruz, muvaffakiyet, ikna üzerine müesses manevi kuvvete istinat ediyor.”239

Millî Mücadele’nin yurt içinde duyurulması ve destek sağlanmasının önemini belirten Hamdullah Suphi Bey, yurt dışında da propaganda yaparak Millî Mücadele’nin haklılığının anlatılmasının gerektiğine inanıyordu.

237 T.B.M.M. ZC., C. 1, s. 196. 238 T.B.M.M. ZC., C. 4, s. 332. 239 T.B.M.M. ZC., C. 4, s. 333.

Vatanın düşman işgalinden kurtarılması ve ehli İslam’ın mücadeleye desteğini sağlamak için Şer’iye Encümenliği tarafından bir beyanname

hazırlandı.240 Bu beyannamenin, Türk Milleti’nin yapmış olduğu Millî

Mücadele’nin haklılığını anlatmak için önemli bir araç olduğunu gören Hamdullah Suphi Bey söz alarak yazılan beyannamenin daha çok memleketi dâhiliye hitap ettiğini, izin verilirse kendisinin hazırlamış olduğu metnin âlemi İslam’a neşredilmesini teklif etti. Hazırladığı beyannamede; dünyanın çeşitli yerlerinde ehli İslam’a karşı yapılan zulümlerden, işgallerden ve bu işgale karşı koyulmadığında neler olduğundan bahsederek, makamı hilafetin ve İslam âleminin içinde bulunduğu tehlikeyi anlatmaktaydı. Saruhan Mebusu Refik Şevket Bey, söz alarak Âlemi İslam’a hitaben yazılan beyannamenin diğer Müslümanların Türkçe bilmediği göze alınarak onların dillerinde de yazılması gerektiğini belirtti.

Beyannamenin eksiklerinin olduğunun dile getirilmesi üzerine Hamdullah Suphi Bey, beyannamenin eksikliklerinin olabileceğini ve beyanname üzerinde tadilat yapılarak yeniden yazılabileceğini söyledi. Beyannamenin bir kere daha okunarak düzeltmelerden sonra tekrar yazılmasına karar verildi. 241

Kütahya Mebusu Cemil Bey’in Matlubat ve İstihbarat Müdüriyetinin lâğvına dair kanun teklifi münasebetiyle 9.9.1338(1922) tarihinde yapılan oturumda Matlubat ve İstihbarat Müdüriyetinin faydalı olmadığı için kapatılması isteniyordu. Daha önce kendisi de bu teşkilatın müdürlüğünü yapmış olan Hamdullah Suphi Bey, mücadelelerde propagandanın öneminden bahsederek, harbi umûmi sırasında İngilizlerin telkin ve propaganda teşkilatına 20 milyon harcarken bizim sadece 160 bin lira yatırdığımızı ifade etti. Fikirlerin milletlerin Beynine sokulmadıkça mücadelenin de başarısız olacağını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Emin olunuz ki milletlerin dimağları içerisine sokulan bir fikir iyi veya kötü daima müessir olmuştur. Hilkatin

240 Beyannamenin tamamı için bkz. T.B.M.M. ZC., C. 1, s. 246-248. 241 T.B.M.M. ZC., C.1, s. 246-250.

elinden ham olarak çıkan şeyleri bir tarafa bıraktıktan sonra, insanın vücuda getirmiş olduğu ne varsa onun birinci şekli bir fikirden ibarettir.” 242

Bir milletin fikrinin fabrikadan çıkmış gibi aynı olmasının bir yarar sağlamayacağını muhtelif fikirlere de söz hakkı tanınması gerektiğini belirtti ve Müdafaa-i Milliye noktasında muayyen bir hedef olduğunu ancak bunun dışındaki konularda böyle düşüneceksin diye baskı yapılamayacağını ifade etti. “Hürriyeti matbuat; hürriyeti içtihat demek, hürriyeti tefekküre hürmet etmektir.” 243 Bu sözlerinde demokrasi ve özgür iradeye olan inancını görebilmekteyiz.

Hamdullah Suphi Bey, Mecliste istihbarat ve propagandanın öneminden bahsederek, Millî Mücadele için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Milletvekilliği sırasında 7 Haziran 1920 tarihinden 19 Ağustos 1920 tarihine kadar çok kısa süre yaptığı Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürlüğü görevinde çok önemli işler başarmıştır. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yayınladığı kitaplar ve bildirilerle Millî Mücadele’nin sesini kamuoyuna duyurarak Türk milletinin haklı mücadelesinin sesini duyurmaya ve destek sağlamaya çalışmıştır.