• Sonuç bulunamadı

3. HAMDULLAH SUPHİ (TANRIÖVER)

3.2. Hamdullah Suphi (TANRIÖVER) Bey’in Faaliyetleri

3.2.3. Hariciye

3.2.3.1. Rus Millet Komiserliği’nin Müslümanlara Yönelik Tamimi

Rus Millet Komiserliği şark Müslümanlarına yönelik bir tamim yayınladı. Bu tamimin içerisinde Anadolu ve İstanbul’u da ilgilendiren bölümler mevcuttu. Osmanlıya özel olarak, “İstanbul sizde kalacak, memleketinizin efendisi siz olacaksınız, vatanınızın bir kısmından Ermenistan’a bir yer tefrik olunmayacak.” 260 ifadeleri geçmekteydi.

Rusların bu açıklamalarına ne yönde bir karşılık verilmesi gerektiği 11.5.1336(1920) tarihindeki oturumda uzun tartışmalara neden oldu.

Pek çok mebus Rusların bu iyi niyetli ifadelerinden dolayı teşekkür mektubu yazılması gerektiğini savundular. Hamdullah Suphi ise, Bolşeviklik hakkında çok fazla bilgiye sahip olmadıklarını, belki Rusların yardımıyla düşmanların vatan topraklarından atılacağını, ancak vatan topraklarına girecek olan Bolşeviklerin dostane değil yakıp yıkmak, işgal etmek maksadıyla da gelebileceklerini söyledi. İlerde böyle sıkıntılarla karşılaşmamak için Meclisin Bolşeviklik hakkında noktai nazarını belirleyerek, bir tutum içinde hareket etmesini teklif etti.

Ancak Hamdullah Suphi Bey’in teklifi dikkate alınmayarak yapılan oylama sonucunda bir teşekkür mektubu yazılmasına karar verilmiştir. 261

3.2.3.2. Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Anlaşması

Bu anlaşmayla Türkiye’nin doğu sınırı kesinlik kazanmış oluyordu. Türk sınırı ve getirilen ilkeler Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan tarafından onaylanmış oluyordu. Doğu sınırıyla ilgili sorunlar büyük ölçüde ortadan kalkığı için Türk kuvvetlerinin Batu Anadolu’ya çekilmesi de sağlanmıştır. 13 Ekim 1921’de imzalanan anlaşma 16 Mart 1922 günü onaylanmıştır.262

260 Tamimin tamamı için bkz. T.B.M.M. ZC., C.1, s. 256-257. 261 T.B.M.M. ZC., C.1, s. 256-261.

Hamdullah Suphi Bey, Kars’ta akit ve imza edilmiş olan Türkiye,

Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Anlaşması’nın263 görüşüldüğü ve

onaylandığı 16.3.1338(1922) tarihindeki oturumda söz almıştır.

Hamdullah Suphi Bey, Avrupalıların, III. Selim’in öldürülmesinden Kırım Savaşı’nın kaybedilmesine kadar birçok olay sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılacağını ileri sürdüklerini ancak bunun gerçekleşmediğini şimdi ise içinde bulunulan durumdan faydalanarak anlaşmalarla Osmanlı Devleti’ni yok etmeye çalıştıklarını belirtti. Avrupalıların bu emellerini başaramayacaklarını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Anadolu’nun içinden fışkıran sayha-i hayat; vatanperverlik, bütün dünyaya ölümü haber verilmekte olan Türkiye’nin yaşamakta devam edeceğini, hayret veren bir serahatle gösterdi.” Asya milletlerinin binlerce yıldır Avrupalı devletlerle savaştığını artık birbirlerine tutunmaları gerektiğini ifade etti ve sözlerini şöyle tamamladı: “ Siyasetimizin umdei esasiyesi Şarktır diyorum. Bu itibarla akdettiğimiz muahede en doğru bir görüşle milletimizde hâsıl olan yakazaivicdanın kabul ve tasdik etmiş olduğu yeni siyasete ait büyük bir muzafferiyete delâlet eder.”264

3.2.3.3. Londra Konferansı

Müttefik Devletler, Sevr Anlaşması üzerinde yapılacak zaruri düzenlemeler için 21 Şubat 1921 tarihinde Londra’da bir Konferans düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Bu Konferansa İstanbul Hükümeti davet edilmiş yanı sıra Ankara Hükümetince oluşturulacak bir heyetin de konferansa katılabilecekleri ifade edilmiştir.

Dolaylı olarak yapılan bu davet Mustafa Kemal Paşa tarafından aynı gün cevaplanarak millî iradeye dayanan TBMM’nin dolaylı olarak değil doğrudan davet edilmesi gerektiği belirerek davet reddedilmiştir. Sadrazam Tevfik Paşa’nın müttefiklere konferans düzenlemek istiyorlarsa Türk milletinin

263 Anlaşmanın tamamı için bkz. T.B.M.M. ZC., C. 18, s. 250-254. 264 T.B.M.M. ZC., C.18, s. 257-258.

yegane temsilcisi TBMM Hükümetine başvurmaları gerektiğini bildirmesiyle konferans için doğrudan Ankara’ya davet yapılmıştır.265

Bu davet sonrasında ise Londra Konferansı’na heyet gönderip gönderilmemesi hususunda 5.3.1337(1921) tarihinde gizli bir oturum yapıldı.

Londra Konferansı’na Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bir heyet gönderilmesi gizli bir oturumda yapılmış ve çok sert tartışmalar meydana gelmiştir. Konferansa gidilmesi durumunda kötü niyetle Sevr’in tekrar gündeme getirilebileceği, gidilmemesi durumunda da savaş yanlısı, barışa karşı olduğumuzun düşünüleceği endişeleri yaşanıyordu.

Yunus Nadi Bey, konferansa katılmak gerektiğini düşünenlerdendi. Bizim lehimize mutlaka bir fayda sağlayacağını düşünmekteydi. “Avrupa’da aleyhimize yapılacak propagandalara da kesbi itila ederiz. Sonra dâhilde efkar-ı umumiye kendi kendine hâsıl olacak, acaba bu adamlar sulh yapmamaya mı karar vermiş insanlardır zihniyetine mani oluruz.”266 Bu sözlerinden de anlaşılacağı üzere Meclisin hem kendini savunabilmesi hem de aleyhine yapılabilecek propagandaların önüne geçmesi için konferansa katılması gerektiğini söylüyordu.

Hüsrev Bey (Trabzon), Sevr’in gündeme getirileceğinden endişelenmekteydi. Yunus Nadi Bey’e şöyle sormaktadır: “Pek güzel teşrih buyurdunuz. Yalnız acaba kabul hissini vermez mi? Hatıra geldi çünkü Londra’da tadili teklif olunan Sevr Ahitnamesi hatıra gelir.” Yunus Nadi Bey, Buna şöyle cevap verir: “Ankara Hükümeti’nin esbabı teşekkülünden biri de bu nevi muahedenin ahkâmını kabul etmemektir ve binaenaleyh kabul etmeyecektir. Bu heyetin ilk ve son söyleyeceği söz bu olacaktır.”267 Görüldüğü

gibi gidecek heyetin Anadolu aleyhine herhangi bir karar almayacağı Yunus Nadi Bey tarafından izah edilmektedir.

Verilen takrirler ve tartışmalardan sonra yapılan oylamayla yüz bir beyaz oy sayesinde heyetin gönderilmesi kabul edildi ve İstanbul’a bir

265 Turan, a.g.e., s. 270-272. 266 T.B.M.M. GZC., C.1, s. 398. 267 T.B.M.M. GZC., C.1, s. 398.

beyanname yazılması kararlaştırıldı. Bu beyanname Hamdullah Suphi Bey tarafından kaleme alındı ve Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine Hamdullah Bey tarafından okundu. Hamdullah Bey, beyannameyi okuduktan sonra bir şeye açıklık getirmek istedi. Meclisin doğrudan doğruya bir hitabının olmayacağını Meclisin Tevfik Paşa’dan daha üstün olduğunu belirterek “…doğrudan Meclis, Tevfik Paşa ile yani Meclis-i Âliniz Tevfik Paşa’yı muhatap addetmemiştir.” sözleriyle sadece İstanbul ile arada muhaberat sağlandığını belirtmektedir.268

Londra’ya bir heyetin gönderilmesi konusunda anlaşmaya varılmasından sonra ise heyetin Heyet-i Vekile tarafından mı seçileceği konusunda tartışmalar yaşanmıştır. Ancak bu tartışmaların uzaması sıkıntı yaratmaktaydı, çünkü konferansın başlamasına çok kısa bir zaman kalmıştı. Bu konuda söz alan Hamdullah Bey, “Aramızdaki münakaşa dolayısıyla vakit geçirirseniz olmaz… Arzularınızı Riyasete bildiriniz. Riyaset tetkik ederek, sizin de arzularınızı nazarı dikkate alarak tadilat yapar.”269 Bu sözleriyle Hamdullah Bey, bir an önce Londra’ya gidecek heyetin seçilmesinin gerektiğini belirterek daha fazla kavga edilmesi durumunda zaten heyetin yetişemeyeceğini ifade etmektedir.