• Sonuç bulunamadı

İstanbul İli Topkapı Sarayı Müzesi Çocuk Giyimi Özellikleri:

Osmanlı İmparatorluğu’nda iktidarın pay sahipleri olan şehzadelerin ve hanım sultanların giysileri, Saray koleksiyonunun bütününü özetleyen bir birikime sahiptir. Ancak son devre ait kıyafetler çok azdır, bunlar da satın alma yoluyla koleksiyona katılmıştır.

Osmanlılarda kadın, erkek ve çocuk kıyafetlerinde, ölçülerinden başka fark yoktur. Kıyafet, iç giyimin üzerine giyilen altta şalvar, üstte bürümcük gömlek, iç entarisi ve dış kaftandan oluşur.

Çocukların iç giyiminde, pamuklunun tülbent gibi en ince kumaştan ve patiska gibi sık dokunmuşkumaşdan dikilmiş zıbınlar başta gelir. Bunlar, içleri genellikle bir tabaka pamukla kapitone edilmiş; basit çamaşırlardır. Uçkurla bağlanan, kullanımı kolay çocuk donları ise ince tülbentten dikilmiş giysilerdir (Resim 48).

Resim 48:Çocuk iç entarisi.Beyaz şeffaf hint pamuklusundan dikilmiş, ön açıklığı üst giysiden görülecek şekilde işlenmiştir. 18.yy. Topkapı Sarayı 13/2073 ( Tezcan, 2006: 224).

Mevsime göre saray çocuk giyiminde; ağır ipekli kumaştan dikilen kaftanların içine kürk kaplandığı veya günlük kaftanlar pamukla kapitonelendiği bilinmektedir.

Törenlerde giyilen ağır ipekli kaftanlar yere kadar uzun boyları, yine yere kadar inen ve omuzlardan geriye atılan kollarıyla dikkati çekmektedir (Resim 49).

Resim49:Çocuk kaftanı ve takma kolları.

İpek ile dokunmuş Serenk kumaş ile dikilmiştir.(Kemha kumaşın klaptan kullanılmamış halidir. Dokumalarda altınlı ipeğin çok kullanılması israfa yol açtığından devlet Kemha yerine klaptan kullanılmayan Serenk dokumasına karar vermiştir.) Kaftanın içi nohut rengi (turuncunun bir tonu) kalın pamuklu bez astarlı, mavi tafta ile pervazlıdır. 16.yy. ın ikinci çeyreği TSM, 13/1015, 13/927. 49

Osmanlılarda baş giyimi çok önemlidir. Ev içinde ve dışında hiç kimse başı açık gezmezdi, bu toplumda affedilmeyen bir hata idi. Geceleri bile yatarken gecelik

takkeleri giyilirdi (Resim 50-51). Padişahlar genellikle dilimli, renkli uzun tepeliklerin etrafına sarılan tülbentlerle büyüyen sarıklar giyerdi. Küçük şehzadeler de, başlarında kocaman sarıklarla gezerlerdi. Bu başlıklar çok değerli, mücevherli sorguçlarla süslenirdi. Saraylı kadınlar ise başlarına, kısa basık fesler, altı dar üstü geniş veya tam tersi özellikte hotozlar giyerlerdi. Saraylı kadınların statüleri bu baş giyimlerine taktıkları mücevherlere göre belirlenirdi. Hanedan içinde doğan kız çocukları da küçüklüklerinden itibaren böyle mücevherlerle donatılırdı.

Resim 50:9 yaşında yetiştirilmesi için Sultan Haremine satın alınan çerkez cariye(Carte- de – visite, Pierre de gigord koleksiyonu) (Özenses, 1988: 61).

Resim 51:Abdülaziz in Dürrünev Kadın Efendi den doğan kızı Saliha Sultan. Carte- de visite, 1873 ( Özenses, 1998: 88).

Çocuk giyimleri, büyükleri gibi 16. ve 17. yy. lar boyunca değişmeden devam etmiştir. 18. yy.da daha basit kumaşlardan dikilmiş kaftanlar kullanılmıştır. 19. yy. başlarında kıyafetlerin kesimlerinde fazla değişiklik olmasına rağmen kullanılan süsleme malzemesinin artığı görülmüştür. Avrupadan gelen geniş yaldızlı harçların, bükme ipek kordonların, oyalar ve dantellerin elbiseleri süslediği görülmektedir (Resim 52-53).

Resim 52:Çocuk entarisi.Gözenekli Hint pamuklusu üzerine işlenmiş kumaştan dikilmiştir. 18.yy. da moda olan abartılı harç kullanımının bir örneğidir. İçine ince tabaka halinde pamuk konmuş ve pamuklu bez ile astarlanmıştır 18.yy. TSM, 13/2070.

Resim 53:Halife Abdülmecit Efendi’nin yaptığı yağlı boya resim kızı Darrüşehvar Sultan’a aittir (Tezcan, 2006: 53).Bu resimde bulunan cepken uçlarında da yine geniş harçlar kullanılmıştır.

Entarilerin ön etek uçları, yırtmaçları, kol ağızları ve kol yırtmaçlarına konan bu harçlarla kesimin detayları belirginleşmiş, abartılı bir görünüş kazandırmıştır. Bu devirdeki padişahların yetişkin kızlarının gücü artmış, dışarıdaki terzilerle kalfaları aracılığıyla bağlantı kurarak dikiş diktirmişlerdir.

Yüzyılın ilk yarısının en önemli olaylardan biri hiç şüphesiz 1828 yılında Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıdır. Bu operasyonu gerçekleştiren II. Mahmud, bir kıyafet devrimi yaparak yeni kuracağı ordunun kıyafetini de Batılı tarzda değiştirmiş;

askerin başına fes giydirilmiştir. Bir müddet sonra pantolon ve ceketten oluşan üniforma tarzındaki kıyafetler çocuk giyimine de hakim olmuştur.

Resim 54:Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi.(Sultan Abdülaziz in Avrupa gezisi sırasında Londra Da Balmoral Şatosu nda William Downey tarafından çekilmiş fotoğrafı. 13 temmuz

1867(Öztuncay 2003:89; Ögel1991:89).)

Kumaşı, malzemesi, deseni, kesimi, dikiş özellikleri bakımından, 16. yüzyıldan 20. yüzyıl başına kadar ki saray giyim kuşam koleksiyonunun bir özeti çocuk giysilerinde izlene bilmektedir(Tezcan, 1996: 12). Çünkü çocuk giyim kuşamı büyüklerin giysilerinin küçük ölçülerde olanıydı.

Topkapı sarayı giysilerinde; kadife, kemha, çatma, diba, seraser, atlas, serenk, canfes, tafta gibi kumaşlar kullanılmaktayken Klasik Dönem olarak bilinen 16. yy. da,imparatorluğun gücünü sergilercesine dokumacılığınen güzel ürünleri olan ipekli dokumalara katılan altın ve gümüş alaşımlı teller bu kumaşların değerini daha da arttırmıştır(Gürtuna, 1999:14,15).Buna ek olarak Batının ünlü dokuma merkezleri Venedik,Cenova,Fransa’nın yanında;ipekleriyle ünlü Hint,Çin,Uzakdoğu ve

Yakındoğu ülkelerinden de diplomatik ve ticari yolla,kumaşlar ve dikilmiş giysiler de gelmiştir(Tezcan, 1996: 12).Örneğin, Osmanlıca kaynaklarda II. Beyazıtın her yıl kızlarına 15 bin akçe, dörder donluk Avrupa kumaşı iki samur kürk tahsis ettirdiği bilinmektedir(Uluçay, 1992: 53).

Bu araştırmalar ışığında açıkça görülmektedir ki Türk toplumunda çocuk ne kadar önemli ise giyimi de o derece önem arz etmektedir. Araştırmalar göstermiştir ki çocuklar büyüklerinden hiçbir suretle ayrı tutulmamış ve giyim kuşam, süs eşyası, takı gibi eşyalardan mahrum bırakılmamıştır. Özelikle de devletin yönetildiği merkez olan Topkapı Sarayı Harem Dairesi içerisinde yetişen çocuklarının giyimine gösterdiği alaka açık ve nettir. Ayrıca yukarıda geçen masrafların çocuklar için yapıldığı bilinmekte ve bunlarla da çocuğa ve giyimine verilen değer açık hale gelmektedir.

BÖLÜM IV

YÖNTEM

4. Yöntem

4.1 Problem cümlesi:

İstanbul Topkapı Sarayında bulunan örnekler ışığında Topkapı Sarayı Harem Dairesi çocuk giyimleri nasıldır?

4.2 Alt problemler:

1. Çocuk giyimi ve özellikleri nelerdir?

2. Tarih boyunca Türk giyim kuşamı incelendiğinde, çocuk giyiminin özellikleri nedir?

3. İstanbul un tarihi ve kültürel yapısı nasıldır? 4. Osmanlı saray yaşamı ve kültürü nasıldır? 5. Osmanlı dönemi giyim kuşamı nasıldır? 6. Osmanlı sarayında çocuğun yeri nedir?

7. Topkapı sarayında bulunan Osmanlı sultanlarının çocuklarının giyimleri model özellikleri, kumaşları, kesim-dikimleri ve süsleme özellikleri nelerdir?

4.3 Araştırmanın Önemi:

Sosyal tarih alanındaki çalışmalar modern dönemlerden öncede olmasına rağmen asıl gelişimini modern dönemde kaydetmiştir. Bu sebeple hem Osmanlı devrinin vaka tarihçileri, hem de Cumhuriyet dönemi Türk tarihçileri, tarih yazımında siyasi tarih bölümünü ön plana alarak hareket etmişler dolayısıyla sosyal tarih ihmal edilmiştir.

Sosyal tarihin bir parçası olan giyim kuşamdaki değişim toplumlar da çevresel etmenler, kültür ve yaşayış koşullarına göre çeşitlilik göstermiştir. Zamanla giyilen bu kıyafetler toplumların simgesi halini almıştır. Böylece toplumların giyim kuşamları yaşanmış olan dönemin sosyal, tarihsel yapısı hakkında tarih araştırmacılarına, toplum bilimi ile uğraşan bilim adamlarına yardımcı olacağından

dolayı toplumun en değerli parçaları olan çocuklarının giyimlerini incelemek önem arz etmektedir.

Sosyal tarih alanı içine giren giyim kuşam araştırmalarının çoğunluğu kadın giyim ve erkek giyim şeklinde iki sınıfa ayrılmıştır. Dolayısı ile çocuk giyimi bu iki sınıfın gölgesinde kalmış ve yapılan araştırmalar sonucu üzerinde fazla çalışma yapılmadığı anlaşılmıştır.

Osmanlı dönemi giyim kuşamı araştırma kapsamına alındığında Topkapı sarayının bu araştırmalara beşiklik edecek nitelikte bir arşive sahip olduğu düşünüldüğünde Topkapı sarayında bulunan çocuk giyimlerinin araştırılması tarihi değerlerimize layık olacak şekilde gelecek nesillere intikal ettirmek açısından önemli bir konudur. Şehsuvaroğlu’ şu sözlerin de bu araştırma konusunun önemini işaret etmektedir. “ Türk sosyal hayatını dünyaya tanıtacak eserlerimiz mevcut değildir. Böylece milli hayatımız bir masal bir efsane gibi kaybolup gitmiş, dedelerimizin hatıraları yaşatılmamış, medeniyetimiz gerektiği şekilde izah edilememiştir. Bugün elimizde, eski asırların her sahadaki hatıralarını kısmen muhafaza eden tek müessesemiz Topkapı Sarayıdır. ’’

Osmanlı hükümdarlarının bir geleneği olarak ölen hükümdarların ve sultanların eşyaları bohça içinde Topkapı sarayına getirilip, muhafaza edildiği bilinmektedir. Beş yüz seneden fazla bir zamandır muhafaza edilen bu eşyaların içinde çocuk elbiseleri de büyük bir yere sahiptir. Bu araştırmada incelenecek olan Topkapı Sarayında bulunan çocuk giyimi Türklerin hayatında çocuğun ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından da önemli bir konudur.

4.4 Araştırmanın Yöntemi:

Araştırmanın konusunu oluşturan İstanbul Topkapı Sarayı çocuk giyimlerinin kesim teknikleri, kullanılan malzeme, dikiş teknikleri, süsleme özellikleri saha araştırması ile incelenerek dökümleri yapılmıştır.

Çocuk giyimi özellikleri, tarihi süreci ve Osmanlı dönemi İstanbul ile ilgili bilgilerin incelenmesinde, mevcut durumun tespitini sağlayan tarama yöntemi kullanılmıştır.

Konu ile ilgili dergi, makale, tez, kitap, minyatür ve resim incelemeleriPrf. Dr. Haşim KARPUZ un Arkeoloji Sanat Tarihi ve El Sanatları Araştırma teknikleri adlı eserinde de geçmekte olan, incelenen konuyu tanımlama ve temel bilgileri

açıklamaya dayanan rapor yöntemi ile araştırmanın literatür kısmı yazılmıştır (Karpuz, 2001: 12).

4.5 Evren ve Örneklem:

İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Kumaş ve Giysiler Bölümü eski sorumlusu olan Hülya Tezcan ın “Osmanlı Sarayının Çocukları’’ Adlı eserinde de bahsettiği üzere 1550yi bulan giyim kuşam içinde araştırmanın evrenini oluşturan yüz civarında çocuk giysisi bulunmaktadır.Bu evren içerisinden ise4 adet zıbın, 3 adet şalvar, 3 adet çakşır, 3 adet takke, 6 adet kaftan, 1 adet takma kol, 4 adet entari, 1 adet cepken, ve 1 adet tozluk olmak üzere toplam26 adet çocuk giysi örneği araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır.26 çocuk giyiminden envanter bilgileri ışığında 4 ünün kız çocuğu, 8 inin erkek çocuğu ve geri kalanının da cinsiyetinin bilinmediği anlaşılmıştır. Cinsiyetleri ve kime ait olduğu bilinen giysilerin 15. yy. lar ile 19. yy. lar arasında kullanılmış olduğu bilinmektedir.

4.6 Sayıtlılar:

Araştırma yapılırken geçerli sayılan varsayımlar aşağıda belirtilmiştir.

1. Araştırmada faydalanılan İstanbul Topkapı Sarayı Müzesinden alınan veriler ve literatürden elde edilen bilgiler doğrudur.

2. Araştırma kapsamında ele alınan giysi örneklerinin tamamı İstanbul İli Topkapı Sarayına aittir.

3. Araştırmanın evren ve örneklemi içerisinde bulunan kaftan, entari, çakşır, cepken örneklerinin tamamı çocuk giyimine aittir.

4.7 Sınırlılıklar:

1. Genel ve kültürel özelliklerini belirlemek üzere, Topkapı Sarayında bulunan çocuk giyim örneklerinin incelenmesinde araştırmanın kapsamı İstanbul ili ile sınırlandırılmıştır.

2. Araştırma, Topkapı Sarayı Çocuk Giyim örneklerinden zıbın, şalvar, çakşır, kaftan, entari, cepken ve tozluk olmak üzere 26 kıyafet ile sınırlandırılmıştır.