• Sonuç bulunamadı

II. ARAŞTIRMANIN TEORİK ÇERÇEVESİ

6. İNTERNET VE SOSYAL YAŞAM

6.2. İnternet ve Aile

Sanal sohbet ve sanal ilişkiler yoluyla kişiler arası gerçek iletişim ve ilişkilere yeni boyutlar kazandırmakta olan internet, bireylerin aile içi ve sosyal çevre ile olan ilişkilerinde birtakım problemleri de beraberinde getirmiştir. Aile ve eşlerin ihmal edilmesinden, sanal ihanet ya da eşlerin aldatılmışlık psikolojisine girmelerine, çocukların sanal uzayda başıboş savrulmalarından, bireylerin gerçek ilişkilerde bocalamalarına kadar çok çeşitli problemden söz etmek mümkündür.

Aile kurumu genelde iki cins arasındaki ilişkileri ve neslin devamını düzenleyen ve standartlaştıran bir sistemdir. Aile genel olarak nüfusu yenileme, millî kültürü taşıma, çocukları sosyalleştirme, ekonomik, biyolojik ve psikolojik tatmin fonksiyonlarının yerine getirildiği bir kurumdur (Erkal, 1995:92; Aydın, 1997:35-36).

Tarih boyunca toplum gibi, aile de değişikliklere uğramış ve büyük dönüşümler yaşamıştır. Aile, biyolojik ilişki sonucu insan türünün devamını sağlayan, toplumsallaşma sürecinin ilk ortaya çıktığı, karşılıklı ilişkilerin belli kurallara bağlandığı, o güne dek toplumda oluşturulmuş maddi ve manevi zenginlikleri kuşaktan kuşağa aktaran, biyolojik, psikolojik, ekonomik, toplumsal, hukuksal vb. yönleri bulunan toplumsal bir birimdir (Sayın, 1990:2; Aydın, 1997:35-36).

Aile bir temel kurum ve temel grup olarak, yüz yüze ilişkilerin oluştuğu, birincil karakteri ile kader birliğine dayalı biyolojik, psikolojik ve sosyal birim olarak fertlerine kişilik kazandıran bir sosyal bünyedir. Sosyal gruplar, insanlar arası sosyal ilişkilere, sosyal ilişkiler de toplumdaki fonksiyonlara bağlıdır. Aile içinde sosyal ilişkiye giren aktörler, birbirleriyle etkileşimde bulunurlar. Ailede doğuştan kazanılan statüler ve rollerden meydana gelen sosyal gruplar içindeki sosyal ilişkilerin örüntüsü ve sosyal yapı ağı işleyen bir bütün oluşturur. Aile fertleri arasında içten, samimi, duygusal etkileşim vardır. Bu etkileşim, her gün tekrarlanan, yaşanarak doğan duygu, düşünce ve davranışlar ile varlığını sürdüren karşılıklı eylemler halindedir. Ailede sosyal ilişkilerin oluşması ve süreci, onları içte ve dış çevrede etkileyen faktörlere dayalıdır (Nirun, 1994: 65-105).

Çok zengin bir bilişim ve iletişim ortamı sağlamakla kişilere kendilerini daha iyi ifade etme, başka şekilde imkân bulamayacakları ilişkilere kapı aralama ve aradıkları hemen her şeye parmaklarının ucundaki bir tıklama ile ulaşma imkânı sunan internet, giderek daha çok probleme kaynaklık eder hale gelmiştir. Yemek ve pasta tariflerinden

evlilik ve aile hakkındaki bilgilere, çocuk bakımından sağlıkla ilgili bilgilere kadar çeşitli sahalarda, kadın ve aileye yönelik olarak hazırlanmış web siteleri bulunduğu gibi, evlilik konusunda danışmanlık yapan ve evlenmek isteyenlerin aradıkları nitelikteki kişilerle bağlantı kurmalarına yardımcı olan çok sayıda internet sitesi oluşturulmuş bulunmaktadır.

Çeşitli yararlar sağlamakla birlikte bu siteler ve diğer internet ortamları potansiyel bir sürü problemi de bünyelerinde barındırmaktadırlar. Bu ortamların yol açabileceği problemler sıralandığında uzayıp giden oldukça kabarık bir problemler listesi ile karşı karşıya kalmaktayız. Sanal âlemde aradıkları mutluluğu bulamayan bireylerin yaşadıkları psikolojik bunalımlar. Kontrolsüz bir şekilde internetle baş başa bırakılan çocukları bekleyen tehlikeler. İnternet başında saatlerce zaman geçirip evlerini, işlerini ve ailelerini ihmal eden bireylerin yaşadıkları çatışmalar. Sanal ilişkilere kendilerini iyice kaptıran bireylerin içine düştükleri gerçek hayattan kopma. Eşlerinin internette başkalarıyla ilişkiler içinde olduğu endişesi taşıyan çiftlerin yaşadıkları huzursuzluklar. Sanal ortamda tanışılan ve zihinde belli bir kalıba oturtulan muhatabın gerçek kimlik ve kişiliği ortaya çıktığında yaşanan hayal kırıklığı. Daha da önemlisi, bu ve benzeri problemlerin bireylerin aile içi ilişkilerine yansıması ve çeşitli yerlerden darbe alan ve sarsılan ailenin bir de internetten ağır bir darbe almaya başlaması, söz konusu kabarık listenin bir kısmını oluşturmaktadır.

İnternet kaynaklı mağduriyet yaşayanların başında hiç şüphesiz çocuklar gelmektedir. Çocuk pornosu, istenmeyen kişilerle tanışma, aile ve toplumdan koparak izole olma, okul başarısında düşüş, zaman ve enerjinin boşa harcanması gibi problemler açısından bakıldığında çocukların, internet'in faydalarından çok zararlarıyla karşı karşıya kaldıkları gözlemlenmektedir. Kısaca ifade edilecek olursa, başta eğitim, iletişim, üretkenlik olmak üzere çeşitli alanlardaki yararlarına rağmen bilgisayar ve internet kullanımının, çocuklar için olumsuz fiziksel, psikolojik ve sosyal etkilerinin bulunabileceği inkâr edilemez (Tuncer, 2005).

Kimi eğitimciler tarafından bilgisayarın küçük yaşlardaki çocukların gelişim özelliklerine uygun olmadığı savunulmaktadır. Bilgiye ulaşmadaki kolaylığın istenmeyen siteler için de söz konusu olduğu unutulmamalıdır. Çocukların şiddet, uyuşturucu ve cinselliğe ilişkin yayınlara ya da onları yanlış yönlendirebilecek, gelişim düzeylerine uygun olmayan bilgilere ulaşmaları çok kolay olmaktadır. Bununla birlikte, çocuklar etkileşimli internet ortamında kendilerine zarar verebilecek kişilerle tanışabilirler. Sanal ortamın

cazibesi, onların spor veya ödev yapmak ya da arkadaş ve aile çevresiyle birlikte olmak için geçirecekleri zamanı da azaltabilir (Akkoyunlu, 2001).

Sonuç olarak denilebilir ki; internet her kesimden insan için olduğu gibi aile ve çocuklar için de faydalı olabilecek çok zengin içeriğe sahip bulunmaktadır. Ancak, dikkat edilmediği ya da kontrolsüz kullanıldığı takdirde internet ortamlarında hem çocuklar hem de ebeveyn için olumsuz olabilecek durumlarla karşılaşılabilir ve aile ilişkilerini derinden yaralayacak sorunlar yaşanabilir. Bu tür sorunların önünün alınabilmesi ise, ebeveyn ve çocukların internet ve içerikleri konusunda bilinçlendirilmesine ve internet kullanımı konusunda ailece birtakım kuralların belirlenip tavizsiz uygulanmasına bağlıdır.