• Sonuç bulunamadı

II. ARAŞTIRMANIN TEORİK ÇERÇEVESİ

5. İNTERNET, BİLGİ TOPLUMU VE ÖZEL YAŞAM

5.3. İnternet, Demokrasi ve Özgürlük

Demokrasi ve özgürlük olgularıyla birlikte sıkça anılan kavramlar arasında internet giderek daha çok öne çıkmaktadır. Çeşitli hizmetler için başvurulan internet ortamı artık, örgütlenme (sanal cemaat), sesini duyurma (sanal miting), dayanışma (insani amaçlı kampanya), kendini ifade etme ve fikir alış verişi gibi demokrasi ile bağlantılı pek çok amaç için de kullanılmaya başlamıştır. İnsanlar arasında coğrafi sınırların bir engel olmaktan çıkmasında, fiziksel sınırların ortadan kalkmasında ve küresel dünyanın evrensel vatandaşları haline gelmemizde dijital ağ en etkili ve belirleyici unsur durumunda

bulunmaktadır. Siber ağlarla örülü dünyada bireyler, toplumlar ve kültürler arasında temas ve karşılıklı ilişkiler ile enformatik, ticari ve kültürel alış veriş mümkün hale gelmiş bulunmaktadırlar. Son derece kolaylaşmış bulunan bu temas ve alışveriş sonucunda toplumlar ve kültürler hızla değişmekte ve benzeşmektedirler.

İnternet sayesinde belli bir ülke sınırları içinde bulunulmaksızın o ülkedeki kaynak veya insanlara erişmek mümkün hale gelmekte, bu kolay erişim neticesinde aidiyet kriterleri de farklılaşmaktadır. Aynı ağı kullanan insanlar için “nettaşlık” kavramı gündeme gelmekte, küresel köyün sakinleri için artık mahalli-global ayrımı ortadan kalkmaya ve her şey yerel olmaya başlamaktadır. Böylece insanlar, zaman ve mekân kısıtlamalarının belirleyici olmadığı bir üst kültür oluşturabilmektedir. Kamusal alanı genişleterek toplumsal katılımı ve söylem imkânlarını zenginleştiren internet’in demokrasiye ciddi bir katkıda bulunduğu açıktır (Uğur ve Bilici, 2005).

İnternet-demokrasi ilişkisinden söz açıldığında cevabı oldukça tartışmalı olan şu soru akla gelmektedir: İnternet’in artan kullanımının getirdiği değişimler, yakın gelecekte nitel açıdan farklı bir siyasi sistem üretecek midir? Bimber’a göre, birçok kişi bu sorunun cevabının “evet” olduğuna inanıyor. Onun gibi daha pek çok kişi internette yeni bir toplumsal ve siyasal yapı üretme potansiyeli görmektedir. Örneğin; Robert Dahl, telekomünikasyon teknolojilerinin “ileri demokratik ülke”yi mümkün kılmakta kilit bir rolü olacağını dile getirmiştir. Amitai Etzioni İnternet’te kamu meselelerinin “teledemokrasi” yoluyla geliştirilmesi imkânını görür. Lawrence Grossman, teknoloji sayesinde üçüncü büyük demokrasi çağına girildiğini ve yeni melez bir “elektronik cumhuriyet”in oluşmakta olduğunu ileri sürer. Nicholas Negroponte ise, yeni teknolojilerin etkisiyle “ulus-devletin buharlaşması” gibi çok büyük bir iddia ile ortaya çıkmaktadır (Bimber, 2002:166-167).

İnternetin demokrasiye katkılarının neler olabileceği ve bu alanda gelecekte ne tür gelişmelerin yaşanabileceği bugünden tam olarak kestirilememekle birlikte, bu konuda çok şey söylenmekte ve internet-demokrasi ilişkisi konusunda oldukça farklı görüşler ortaya konulmaktadır. Bu görüşler genel olarak, internetin demokrasiye olumlu katkılar sağlayacağı ve siyasal katılıma yepyeni boyutlar kazandırabileceği yönünde yoğunlaşmakla birlikte; söz konusu katkının bir ütopyadan ibaret olduğu biçiminde görüşlerin seslendirildiğine de rastlanabilmektedir.

Boz (2000:43-55)’un aktardığına göre Poster, bireyin kültürel yapısının yeni iletişim teknolojileri ile birlikte farklılaşacağını savunmaktadır. Yeni bir politikanın aracı olan internet, yaşlı demokrasi için yeni formlar ortaya koyabilir. “Elektronik Pazar”da doğrudan söylenebilmeleri sayesinde bireysel düşünceler çok hızlı biçimde iletilebilir. Bu, fütüristlerce öngörülen tele demokrasi’nin özünü oluşturur. Abramson, bölgesel ağlar sayesinde bireylerin ve sivil toplum kuruluşlarının düşüncelerini kamuya çok rahat bir şekilde açabileceğini ve doğrudan oy verme gibi çok faydalı işlevleri olduğunu belirtir. Habermas, modern iletişim araçlarının demokratik kültürü ve farklı demokratik pratikleri geliştireceği yönünde görüş belirtir. Katılımcı modelleri ütopik olarak niteleyen Thornton ise, bu tür yaklaşımların sadece bir ideal olarak var olabileceğini savunur. Akgül’e göre internet, toplumu oluşturan çeşitli birimler arasında hızlı, zahmetsiz iletişim ve bilgi paylaşımı sağladığı için toplumun demokratik sürece katılması, farklı görüş ve önerilerin duyurulması, tartışılması ve kamu yönetiminin saydamlaşması konusunda yeni olanaklar ortaya çıkaracak, toplumsal denetim bu sayede sağlanabilecektir. Bu arada Rheingold, yavaş da olsa dijital demokrasiye adım atıldığını belirtir.

Sanal Sokaklar olarak da adlandırılabilecek olan internet ortamında, demokratik hak arayışları ve belirli konularda hedefe ulaşma çabaları giderek daha fazla başvurulan ve etkili sonuçlar doğuran bir yol halini almaya başlamıştır. Hatta demokratik taleplerin dile getirilmesi adına internet üzerinden yürütülen kampanyalar sokaklarda yürütülenlerden daha etkili sonuçlar doğurabilmektedir. Sanal ortamda yürütülen eylemler bütün dünyaya açık olup, sokakta kaybolup giden bir ses olmanın ötesine geçerek evrensel bir katılıma ve desteğe uygun bir hal alabilmektedir.

İnternetin, pek çok kullanım biçimi ile siyasi alana sağladığı katkılara bakılırsa demokrasiyi geliştirecek bir araç olarak kullanılabilir gibi görünmektedir. Örneğin; vatandaşlar bir siyasal partinin, her hangi bir sivil toplum kuruluşunun, parlamenterlerin veya hükümet üyelerinin hatta cumhurbaşkanının elektronik posta adreslerine yazacakları bir mesajla dilek, şikâyet ve taleplerini dile getirebilirler. Siyasal kuruluşların web sitelerini ziyaret ederek kendilerinden projeleriyle ilgili bilgiler alabilmeleri veya tartışma ve haber grupları ile internet üzerinden fikir alışverişinde bulunmaları da mümkündür. Tüm bunlar internetin demokrasiye katkılarını artırabilecek faktörler olarak karşımızda durmakta ancak, gereken düzenlemelerin yerinde ve zamanında yapılamamış olması sebebiyle beklenen

ölçüde gelişme kaydedilememektedir. İnternetin demokrasiyi geliştirici ve bürokrasi cenderesinden kurtarıcı fonksiyonu konusundaki inanç veya özümseme yetersizliği de oldukça önemli bir problem kaynağı oluşturmaktadır. Yapılan gözlemlere göre, internet aracılığıyla ulaşılmaya çalışılan siyasal elitlerin neredeyse tamamı, elektronik mektuplara cevap vermemekte muhtemelen de okumamaktadırlar. Anlaşılan o ki, internetin bir demokratik işlev üstlenme potansiyeli, siyasal elitler tarafından henüz inandırıcı görünmemektedir (Serdar, 1999:15).

Uygulamada yeterli ölçüde gelişme sahası bulamamasına rağmen Elektronik Demokrasi kavramı çağdaş kavramlar arasında yerini çoktan almış bulunmaktadır. Hatta internete doğrudan demokrasinin yeniden doğuşuna kaynaklık edebilecek bir araç gözüyle bakılmaya bile başlanmıştır. Ancak, bu konuda ayakları yere basmayan iddialarda bulunmak çok doğru görünmemektedir. Sağladığı onca katkıya rağmen, barındırdığı olumsuzluklar, kötüye kullanılmaya açık yapısı, ağ kaynaklarını elinde bulunduranların lehine gelişmesi, bilgisayar ve internetin yüklü bir maddi külfet ve iyi derecede bir eğitim gerektirmeleri ve bütün vatandaşlar tarafından kullanılamaması gibi bir takım eksiklikleri nedeniyle internetin çok fazla abartılmaması gerektiği ortadadır.

Öte taraftan, internette mahremiyetin her geçen gün daha fazla ihlal edilmesi, internet kullanımında erkek kadın ve gelişim düzeyleri farklı ülkeler arasındaki eşitsizlik başta olmak üzere giderilemeyen dijital eşitsizlik ve elektronik gözetim gibi durumlar internetin özgürlük ve eşitlik kavramları ile ilişkisini daha da problemli hale getirmektedir.