• Sonuç bulunamadı

III. M ETODU VE P LANI

1. BÖLÜM

2.10. İNSAN KONULU HUTBELER

2.10.1. İnsan Hakları

Bu başlık altında incelemeyi tercih ettiğimiz ilk hutbe terörist İsrail’in Kudüs’te ihlal ettiği insan haklarını konu edinmektedir. “Tükenmeyen Hüznümüz:

Kudüs ve Mescid-i Aksâ” başlıklı bu hutbede218 insanların ibadet özgürlüğünü kısıtlamak suretiyle insan haklarını ihlal eden zalimleri eleştiren şu ayetin kullanılması, ayetin bağlamı açısından yerinde bir seçim olmuştur:

“Allah’ın mescitlerinde Allah’ın adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara ancak korkarak girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır. ( ْﻦ َﻣ َو

ْنَا ْﻢُﮭَ ﻟ َنﺎَﻛ ﺎ َﻣ َﻚِﺌ ٰﻟوُ ا ﺎ َﮭِ ﺑا َﺮَﺧ ﻰ ٖﻓ ﻰ ٰﻌَﺳ َو ُﮫُﻤْﺳا ﺎ َﮭﯿ ٖﻓ َﺮَﻛْ ﺬُﯾ ْنَا ِ ﱣ َﺪ ِﺟﺎَﺴ َﻣ َﻊَﻨ َﻣ ْﻦﱠﻤ ِﻣ ُﻢَ ﻠ ْظَا ْﺪَ ﯾ

ﻰِﻓ ْﻢُﮭَ ﻟ َﻦﯿ ٖﻔِﺋﺎ َﺧ ﱠﻻِا ﺎَھﻮُ ﻠُﺧ

ٌﻢﯿ ٖﻈَﻋ ٌباَﺬَﻋ ِة َﺮ ِﺧ ٰ ْﻻا ﻰِﻓ ْﻢُﮭَ ﻟ َو ٌى ْﺰ ِﺧ ﺎَ ﯿْﻧﱡﺪﻟا)” (Bakara 2/114).

Razi’de geçen şu yorum da ayetin konuyla olan ilgisini teyit etmektedir:

“İbn Abbas şöyle demiştir: Hristiyanlardan bir hükümdar, Beyt-i Makdis'i istilâ ederek orayı harap etmiş, orayı leşlerle doldurmuş, halkını kuşatmış, bir kısmını

217 Köse, “İnsan Hakları”, 640.

218DİB, “Tükenmeyen Hüznümüz: Kudüs ve Mescid-i Aksâ”, erişim: 24 Mayıs 2017, https://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/HutbelerListesi/T%C3%BCkenmeyen%

20H%C3%BCzn%C3%BCm%C3%BCz%20Kud%C3%BCs%20ve%20Mescid-i%20Aksa.pdf.

105 öldürerek geriye kalanları esir almış ve Tevrat'ı da yakmıştır. Hz. Ömer (r.a) zamanında, müslümanlar onu onarıncaya kadar Beyt-i Makdis harab bir haldeydi.”219

İbn Abbas’dan (r.a) rivayet edilen hadis ile Kudüs’ün günümüzdeki durumuna dair hutbede verilen bilgiler önemli ölçüde benzerlik arzetmektedir;

“Üzülerek belirtmek gerekir ki tarihte Darü’s-selam, yani barış ve huzurun merkezi olan Kudüs uzun zamandır mahzundur. İlk kıblegâhımız Mescid-i Aksâ yaralıdır.

Kudüs, bugün her türlü tecavüze maruz kalarak barışın kenti olmaktan çoktan çıkmıştır. Her bir köşesinde insanlığın ortak izlerini, hatırasını barındıran kadim şehir, huzura hasrettir. Peygamberler diyarında her geçen gün müminlerin birliği, beraberliği, en kutsal değerleri hedef alınmaktadır. Masum insanlar acımasızca katledilmektedir. Müslümanların kendi camilerinde ibadet etmeleri zalimce ve barbarca engellenmektedir. 1967 yılından beri Mescid-i Aksâ’da ilk kez geçen hafta Cuma namazı kılınamamıştır.”

Yine Kudüs’te yaşanan hak ihlallerini konu edinen “Kapanmayan Yaramız:

Kudüs” isimli başka bir hutbede220 İsrâ Sûresi’nin ilk ayeti yer almaktadır:

“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. ( َنﺎ َﺤْﺒُﺳ

ِﺮُﻨِﻟ ُﮫَ ﻟ ْﻮ َﺣ ﺎَﻨْﻛ َرﺎَ ﺑ ى ٖﺬﱠ ﻟا ﺎَﺼْﻗَ ْﻻا ِﺪ ِﺠْﺴ َﻤْﻟا ﻰَﻟِا ِما َﺮ َﺤْﻟا ِﺪ ِﺠْﺴ َﻤْﻟا َﻦ ِﻣ ًﻼْﯿَ ﻟ ٖه ِﺪْﺒَ ﻌِ ﺑ ى ٰﺮْﺳَا ى ٖﺬﱠ ﻟا ُﻊﯿ ٖﻤﱠﺴﻟا َﻮُھ ُﮫﱠﻧِا ﺎَﻨِﺗﺎَ ﯾ ٰا ْﻦ ِﻣ ُﮫَ ﯾ

ُﺮﯿ ٖﺼَ ﺒ ْﻟا)” (İsrâ 17/1). Ancak bu ayetin insan haklarıyla bir ilgisi bulunmayıp, yalnızca Kudüs’ü ve İsrâ hadisesini konu edinmektedir.221

Bu iki hutbeyle ilgili dikkat çeken önemli bir husus bulunmaktadır. İki hutbede birbirinin kopyası olduğu görülen birçok cümle bulunmaktadır. Bu cümlelerin buraya aktarılması durumun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır:

“-Kudüs, Hz. Ömer’in fethiyle huzura kavuşmuştur.

219 Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, 3: 355.

220DİB, ”Kapanmayan Yaramız: Kudüs” , erişim: 24 Mayıs 2017, https://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/HutbelerListesi/Kapanmayan%20Yaram

%C4%B1z%20Kud%C3%BCs.pdf.

221 Karaman v. dğr, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 3: 457-461.

106 -Hatta gayr-i müslimler, aralarındaki anlaşmazlıkların çözümünde İslam’ın adaletine sığınmışlardır…

-Coğrafyamız büyük acılar yaşarken Mescid-i Aksâ ve çevresinde olup bitenler, sağduyu sahibi her insanı endişeye sevk etmiştir…

-Şu bir gerçektir ki; Müslümanlar olarak tarihimizde bizi mahcup edecek hak ihlalleri, zulüm, vahşet gibi insanlık dışı uygulamalar yoktur. Ancak bugün kardeşlerimizin maruz kaldığı tüm felaketler, zulümler ve mağduriyetlerden alacağımız dersler vardır. Bir an önce ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştirmeliyiz. Birbirimizin saygınlığını, haklarını ve kazanımlarını korumalıyız.

İslam ümmetinin yeniden aziz bir ümmet olması için her birimiz olanca gücümüzle çalışmalıyız.

-Aziz milletimiz, tarih boyunca Kudüs’le, Mescidi Aksâ ile ve Filistinli mazlum kardeşlerimizle gönül bağını hiçbir zaman koparmamıştır. Bundan sonra da koparmayacaktır. Bizler bu bilinçle bu cuma vaktinde Rabbimize el açıp şöyle niyaz ediyoruz: Allah’ım! Bizi yeryüzündeki bütün mazlum kardeşlerimizin acısını yüreğinde hisseden ve onlara yardım için maddi-manevi varlığını seferber eden samimi Müslümanlar eyle! Bizi basiretsizlerden, ferasetsizlerden, vicdansızlardan, zalimlerden yana eyleme! Allah’ım! Kudüs’ü ve İslam beldelerini işgale yeltenenlere, ıslah adı altında ifsat edenlere ve barışı baltalayanlara fırsat verme! Şu mübarek cuma günü hürmetine dualarımızı kabul eyle Allah’ım.”222

Bu iki hutbede Kudüs ve Mescid-i Aksâ’da yaşanan trajediyle ilgili bilgi verilmesi ve Kudüs’ün tarihimizdeki yerinin hatırlatılması, bu konuda bir farkındalık ve kamuoyu oluşturulabilmesi açısından olumlu karşılanabilir. Ancak Kudüs’te meydana gelen insan hakkı ihlallerine karşı verilen tepkiler buğz’dan öteye geçememektedir. Bu noktada İslam’ın barış dini olmasının yanında, temel hak ve hürriyetlere yapılan saldırıları durdurmak için savaşa izin verdiği de hatırlatılabilir.223

Bu bağlamda hutbede şu ayete de yer verilebilir: “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin

222 DİB, “Kapanmayan Yaramız: Kudüs”; “Tükenmeyen Hüznümüz: Kudüs ve Mescid-i Aksâ”.

223 İbrahim Çelik, Kur’an Işığında Hoşgörü ve Şiddet, (Bursa: Y.y, 2001), 118-119.

107 düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.” (Enfal 8/60).

Vehbe Zuhaylî’ye göre bu ayet, çağa uygun maddî hazırlıkları kapsadığı gibi;

Yeni neslin İslâm inancıyla silahlandırılarak ve Kur’an ahlâkıyla ahlâklandırılarak, ruhî ve manevî anlamda yetiştirilmelerinin sağlanmasını ve psikolojik olarak savaşa hazırlanmalarının gerektiğine de işaret etmektedir.224