• Sonuç bulunamadı

İngiltere’de Yerel Kamu Harcama Bileşeni Üzerinde Değişiklik Yapılması

1.6. SEÇİM VE EKONOMİK İSTİKRAR İLİŞKİSİ

2.1.4. İngiltere’de Yerel Kamu Harcama Bileşeni Üzerinde Değişiklik Yapılması

İngiltere’de Parlamento, Commonlar ve Lordlar meclisi'nden oluşmaktadır. Meclis üyeleri seçimle görev başına gelirken Lordlar Meclisi üyeleri atama yoluyla iş başına gelmektedir. Dar seçim bölgesi sistemi Commons Meclisi üyeleri belirlemek için uygulanır. Bu yüzden ülke 650 seçim bölgesine ayrılmıştır. Seçimler tek turda

yapılmakta ve en çok oy alan aday seçilmiş sayılır. Mutlak çoğunluk aranmamaktadır. Diğer bir deyişle, adayın oyların %50'sinden fazlasını almasına gerek yoktur. En büyük seçim alanı 103.480 kişi ile Wight Adası, en küçük seçim alanı ise 22.141 kişi ile Batı Adası olmaktadır (Mfa-1).Buna ek olarak, bu sisteme 43 ülke tarafından kullanılan İngiliz Commonwealth denmektedir.

İngiltere sistemi yerel kamu hizmetlerinin modernizasyonu programının temeli sayılmaktadır. Bu yaklaşım, yerel yönetimler Detr (1999) tarafından sağlanan standart, kalite, maliyet, etkinlik, etkililik ve tutarlılık temelli bir sistemi öngörmektedir ve ilk olarak Beyaz Kağıt (Detr, 1998) adlı bir hükümet belgesinde kendisini bulmaktadır. Yerel makamlar Kanunu 1999 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunla, “zorunlu rekabet piyasası” (CCT) için tanımlanan süreçler ortadan kaldırılmış ve 2000 yılından bu yana (polis ve itfaiye birimleri dahil) tüm yerel makamlar "en iyi değer" rejimi uygulamakla yükümlü tutulmuştur.

Program yerel makamlar tarafından sağlanan tüm kamu hizmetleri beş yılda bir gözden geçirmekte “en iyi değer performans yönetimi çerçevesi” oluşturulmasına dayanmaktadır. Yerel makamlar hizmet standartları ve maliyetleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu doğrultuda, taleplere göre hedeflerin belirlenerek hizmette verimliliğin ve kalitenin artırılmasına yönelik önemli hizmet standartlarının sağlanması esastır. Söz konusu uygulamada, yerel kurumlar hizmetlerini hem özel hem de gönüllü sektörlerde aynı hizmeti veren diğer yerel makamlarla karşılaştırırken, “rekabet” unsurunu iyileştirme için bir araç olarak kabul ederler. Bu sistemde gönüllü rekabet piyasası modeli benimsenmekte, yerel yönetimler diğer kurumlarla çalışmak için teşvik edilmekte ve hizmetlerin sağlanmasında “karma yöntem” benimsenmektedir.

Son yirmi yılda yerel hükümet reformlarını tamamlayıcı olarak görülen bu yeni rejimde (Boyne, 1998), kuruluşların geçmiş başarılarını ve gelecekteki hedeflerini gösteren detaylı yıllık performans özetleri ile performans göstergelerini ölçmeleri ve denetim komisyonu tarafından belirlenen performans göstergeleriyle hizmet tesliminde

Yerel kamu hizmetlerini çağdaş bir ölçekte sunma ve özel sektör hizmetleri ile aynı seviyeye getirme beklentisi bu sistemin arka planı olarak görülebilir. Yerel kurumlar tarafından sağlanan kamu hizmetlerinde gerçek ve olumlu farklılıklar oluşturularak, kurumsal kriterlerden ziyade hesap, vatandaşların önceliklerini dikkate alarak belirlemektir (Bundestag, 2013). Bu sistemde, sadece yerel kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi değil, aynı zamanda bu gelişmenin devamlılığı, yerel yönetimlerin ihtiyaç duyduğu değişimin kapsamıdır. Bazıları performanslarını yeterli bulurken, diğerleri ihtiyaçlarını daha geniş tutabilir. Yıllık performans hedeflerine ulaşmak için, en iyi değer süreci 1 Nisan 2000 tarihinde tüm yerel kuruluşlar tarafından uygulanmıştır ve en az beş yılda bir performans değerlendirmesi şeklinde tekrarlanacaktır.

Yerel kamu hizmetini geliştirmeyi amaçlayan hizmet incelemede (Detr, 1998), sunulan hizmetlerin gözden geçirilmesi ve devamının gerekli olup olmadığını sorgulaması olarak ifade edilebilir. Buna göre, her yönetim hizmetlerin amaç ve işlevlerini inceler ve belirlenen performans standartlarını ve öngörülen hedefleri diğer servis sağlayıcılarla karşılaştırarak elde edilen performans durumunu değerlendirebilir (Korte, 2009).

Hizmet değerlendirme aşağıdaki dört faktör dikkate alınarak gerçekleştirilir: • Sorgulama (meydan okuma), yani hizmet sunumunun nedeni ve biçimi, • Karşılaştırma, diğer kuruluşların performans seviyesi ile karşılaştırma, • Konsültasyon (danışma), yani vergi mükellefleri, hizmet faydalanıcıları ve

yerel topluluk görüşü,

• Rekabet performansını artırmak için diğerleriyle rekabet (Von Beyme, 2010: 94).

‘4C’ olarak adlandırılan bu unsurlar, en iyi değer sürecinin anahtar taşlarıdır ve organizasyonlar için etkin, verimli ve ekonomik (tutumlu) hizmet sunmak üzere tasarlanmıştır (Von Beyme, 2010: 94). Meydan okuma öğesi, hizmetin gerekliliğini ve sunuluş şeklini sorgulamaktır. Kıyaslama, hizmetin diğer yerel kuruluşların ürettiği hizmetlerle karşılaştırılacağı anlamına gelir.

Danışmanlık, konum, ilgi ve kimlik gibi faktörleri dikkate alarak, bireysel ve farklı toplulukların görüşlerini sormayı da içermektedir. Değerlendirmenin son unsuru rekabettir ve sağlanan hizmet kalite, hız ve maliyet açısından avantajlı mıdır yoksa değil midir? sorusunun cevabı aranmaktadır. Etkin hizmet için adil ve açık rekabet kuralları benimsenmektedir (Bundeswahlleiter, 2010).

Yerel yönetimler konusunda böyleyken ulusal anlamda ciddi manada uyumlu yapısal bir oluşum içerisindeki özellikle ikinci dünya savaşından sonra sürekli ilerileme kaydeden İngiltere ekonomisi 2008’de dünya genelinde yaşanan ekonomik krizden etkilensede bu süreci atlatmayı bilmiştir. Burda dikkate değer sonuç özellikle tek parti iktidar tercihli yönetilen İngiltere halkı bu krizden sonraki seçimlerde 2010-2015 dönemi koalisyon yönetimini tercih etmiş olmasıdır. Buda bizlere açıkça göstermektedir ki ekonomik istikrarsızlığın büyük ölçülere gerek olmayıp küçük ölçekli etkileri dahi seçimler üzerinde İngiltere örneğinde olduğu gibi son derece etkili olmaktadır. Yerel yönetimler için ise bu durum etkinlik ve hizmetlerin faydasıyla orantılıdır. İngiltere ekonomisi tekrar toparlanma sürecine girmiş ve eski alışılagelmiş büyüme ve veri değerlerini yakalamıştır ancak buna rağmen koalisyon yönetim tercihi son seçimlerde de ortaya çıkmıştır. Ekonomik etkinliğin tekrar istikrarlı hale gelmesi ve devam etmesi halinde İngiltere halkının siyasal tercihlerinin de eskiye döneceği öngörülebilir. Sonuç olarak İngiltere ekonomik gelişmelerin Politik Konjonktür üzerinde son derece etkili olduğu bir ülke gerçeğini söyleyebiliriz. Özellikle AB’den ayrılma sürecindeki durum bu savı destekler niteliktedir.

2.2. BAZI ÜLKE ÖRNEKLERİ ÜZERİNDEN EKONOMİK VERİLER VE