• Sonuç bulunamadı

İMAN VE ZAHİRİ AMELLER ARASIDAKİ İLİŞKİNİN KEYFİYETİ

Belgede İMAN VE KÜFÜR KAVRAMI (sayfa 138-143)

Ameler iman dairesinin içinde mi yoksa dışında mı? yoksa imanın onsuz tamamanlanmadığı bir unsur mu yoksa onun sadece bir tamamlayıcısı mıdır? Müs- lümanar genel olarak bu mesele çerçevesinde 3 kısma ayrılmıştır.

İhmal edenler (muferrit) Aşırıya kaçanlar (müfrit) Her ikisinin arasını bulanlar

Bu üç kısma ve onların görüşlerine kısa bir şekilde değinip hangisinin doğru bir bakış açısı olduğunu ele alacağız.

İhmal edenler (muferrit)

Bu kısım zahiri amellerin imanla hiçbir alakasının olmadığını söylemektedirler. Bununla beraber imanın tek başına bir hakikat olduğunu iddia ediyorlar. Bu- nun neticesinde tüm Müslümanların bu hakikatte eşit olduğu görüşünü kabul etmektedirler. Bu kısma göre küfre hiçbir taatin fayda vermediği gibi imana da hiçbir günah zarar vermez. Bu kısımdakiler İslam tarihinde şu isimlerle anılmıştır:

Cehmiyye (Cehm b. Safvan)

Murcie. Bu taife de pek çok kısma ayrılmıştır. Bu taife şu vasıfta ortak bir kanıya varmışlardır ki onlar göre “amel imandan sonra olur” (04) | ve dJastl si),

Yani bunlar imanı amelden ayrı (müstakil) bir şey olduğuna itibar ederler. İşte bu vasıftan dolayı “murcie”

diye vasıflandırılmışlardır.

Murcie kelimesi Arapçada (s53 8 işl sğm 9 MVl Lai) ba-

www.alibapir.com

İman ve Küfür Kavramı b

ALBAPR Şİ

Bu kısım bir önceki kısmın aksini düşünüyorlar.

Öyle ki her ameli imanın olmazsa olmaz bir unsuru, sahih olmasının bir şartı olarak görmektedirler. Binae- naleyh büyük günah işleyen her Müslüman (bir vacibi terk eden ya da bir haramı işleyen) iman dairesinden çıkmıştır. Öyleyse bunlara göre günahlar imana çok zarar vermektedir. Hatta her günah bile imanı yok eder ve kendi sahibini iman ve İslam dairesinden çıkarır, Tarihte bu görüşlere sahip olanlar şu isimlerle anılmış- tır;

Hariciler Mutezile

Bu ikisi arasındaki fark, imana farklı açılardan bakmalarından kaynaklanmaktadırç Hariciler büyük günah işleyen her Müslümanın iman dairesinden çıkıp kâfir olduğunu, mutezile ise büyük günah işleyeni ne mümin sayarlar ne de kâfir olduğunu söylerler. Bu du- rumda olan iman ile küfür arasında bir konumdadır.

Bu fikir Mutezile'nin beş esaslarından bir tanesidir.

Mutezilenin beş esası Tevhid

Adalet

El-menziletu beyne'l-Menzileteyn Vaad ve el-vaid

Emri bill-Maruf ven'n-Nehyi ani'-münker Her ikisinin arasını bulanlar

Bunlar tarihte ümmetin çoğunluğunu temsil eden kısım olup daha önce zikredilen iki grubun ortasında bir konumdadırlar. Bu görüştekiler diğer iki ekolü ka- bul etmemektedirler. Bu görüşe göre salih amellerin imanla kuvvetli bir bağının olduğunu söylüyorlar. Bu ölçü -yani amellerin imanla irtibatlı olması- uemanın

www.alibapir.com

İman ve Küfür Kavramı DN

Ali BAPİR G5

kendi aralarında üzerinde ittifak ettiği ölçüdür. Arala- rında ihtilaf ettikleri hususu ise birazdan ele alacağız.

Bu görüşe göre ki bu görüş genel olarak vasat ve doğru olan görüştür. Çünkü amelerin yapılması veya terkinde imanda olumlu ve olumsuz bir tesir oluşur.

Ulemalar bu bakış açısını “iman artar ve azalır; taat ile artar, günahla azalır” şekinde ifade etmişlerdir.

Ulemanın üzerinde ihtilaf etmiş olduğu durum ise şudur:

Ameller sadece imanın tamamayıcısı mı yoksa onu oluşturan unsur mudur? Yapılması gereken hususlar ile kaçınılması gereken fiilerin organlarla meydana gelmesi imanın kemali için şart mı? Onlar olmadan da iman olur mu? Yoksa sadece imanın varlığı için şart olup ameller olmadan gerçekleşmez ve tamamlanmaz mi?

Bazı ulemalar birinci görüşü, bazıları da ikici görü- şe yönelmiştir. her iki kısımda kendi görüşlerini ispat etmek içn deliller getirmiştir. Bana göre bu hususu ele almaya gerek yoktur.

Şimdi ise konuyu ele almanın zamanı geldi:

Kuran-kerim de geçtiği üzere zikrettiğimiz hususla- rı Allah'tan yardım dileyerek şöyle ele alıyorum:

Kur'an ayetlerinin imanın konumunun kalp oldu- gunu açıklamasına binaen diyoruz ki, iman sadece kalbe yerleşir ve insan varlığında onun başka yeri yok- tur.

Ayeti kerimelerden anlaşıldığı üzere imanın akli ve kalbi köklerine bağlı olarak onun lisanda (ikrar vb.) ve organlarla yapılan füllerin eser ve sonuçlarının ortaya çıktığı görülmektedir. Yüce Allah bu netice ve sonuçla-

www.alibapir.com

İman ve Küfür Kavramı b

ALBAPR Şİ

Yüce Allah müslümanlara! ssl GA İğİĞ diye hitap ettiğinde onlara İslam şeriatini ve füllerini beyan edip sınırlandırmıştır. Bu onların sorumlu oldukları amelleri yerine getirmaden önce bile iman sahibi olduklarına delildir. Allah'ın farklı siğalarla iman diye isimlendirdiği veya imanın varlığının zorunlu şartı kıldığı imanın unsurları diye isimlendirdiğimiz ameller ve neticelerdir.

Bu çeşit amellerin varlığı (taat) imanın varlığına

www-.alibapir.com

İman ve Küfür Kavramı a

Ali BAPİR

5

Bir kısım ulema imandan kaynaklı meydana gelen filleri üç kısma ayırmıştır:

İmanın varlığını şartı olan —yani imanın aslı veya mutlak iman- bu kısma “aslu'l-Amel” diye isimlendirme yapmıştır.

Vacip imanın kemal şartı olan kısım

Müstehap iman veya mutlak imanın kemal şartı olan kısım

Aslu'-İman veya mutlak iman imanın en az ve an aşağı sınırı olup insanın mümin diye kabul edilmesinin şartıdır. Bu yüzden kişi ahrette bununla cennete girer.

Bu çeşit iman sahibini büyük günah işlemekten alı- koymaz.

Vacip iman, sahibini büyük günah işlemekten alı- koyan veya hatalı sahibini tüm günahlarının bağışlan- ması için nasuh tevbeye yönlendiren imandır. Bu yüz- den kişi bununla ahirette cezalndırımada cennete girer.

Büyük günah (el-Kebire): kendisine kitap ve sün- nette dünyevi ceza veya uhrevi tehditi belirtilmiş olan, yasakları yapmak ve emredileni terkten oluşan her gü- nahtır.

Müstehab veya mutlak iman sahibini küçük gü- nahları yapmaktan ve müstehap ile mendup filleri terk etmekten koruyan imandır. Bu, imanı en yüce ve en faziletli kısmıdır. Her müminin ahirette iman, taat ve ihsanı ölçüsünde sevabı vardır.

) Alinapinyezedar J ze

www.alibapir.com

İman ve Küfür Kavramı b

Ali BAPİR G5

KİŞİYİ NEFSİ FAZİLET VE AHLAKLA TEZYİN

Belgede İMAN VE KÜFÜR KAVRAMI (sayfa 138-143)