• Sonuç bulunamadı

İlk Hristiyanlarda İntihar Algısı ve Gönüllü Şehitlik

2.2. ORTA ÇAĞ DİNSEL DÜŞÜNCESİNİN İNTİHAR ALGISINA ETKİSİ

2.2.1. İlk Hristiyanlarda İntihar Algısı ve Gönüllü Şehitlik

İntihar ilk Hristiyanlık döneminin ilgi alanı içinde olmamış ve intiharın suç olarak kabul edilmesini gerektirecek gerçek bir neden bulunamamıştır. Ne Eski Ahit’te ne de Yeni Ahit’te intiharı açık şekilde yasaklayan ifadeler yer almamaktadır.

Aksine intihar eden kişilerden bahsedilmekte ve bu kişiler hakkında olumsuz bir yorum bulunmamaktadır.155

Eski Ahit, Hâkimler’de zindana düşen Samson, götürüldüğü tapınağın damına çıkarak sütunları çökertmiş ve kendisiyle birlikte kendisini esir alanların da ölümüne sebep olmuştur.156 Yine Hâkimler’de Avimelek, Teves kuşatması sırasında bütün kent halkının sığındığı kuleyi ele geçirmek isterken bir kadının attığı değirmen taşı sonucu başından yaralanmış ve yanındaki uşağına şöyle demiştir: “Kılıcını çek beni öldür, dedi. ‘Hiç kimse, Avimelek’i bir kadın öldürdü demesin.’ Uşak kılıcını Avimelek’e saplayıp onu öldürdü.”157

1.Samuel’de savaş esnasında ağır yaralanan Saul “Silahını taşıyan adama,

‘Kılıcını çek de bana sapla’ dedi, ‘Yoksa bu sünnetsizler gelip bana kılıç saplayacak ve benimle alay edecekler.’ Ama silah taşıyıcısı büyük bir korkuya kapılarak bunu yapmak istemedi. Bunun üzerine Saul kılıcını çekip kendini üzerine attı. Saul’un öldüğünü görünce, silah taşıyıcısı da kendini kılıcının üzerine attı ve Saul’la birlikte öldü.”158 2.Samuel’de, “Ahitofel, verdiği öğüde uyulmadığını görünce, eşeğine palan vurdu; yola koyulup kentine, evine döndü. İşlerini düzene koyduktan sonra kendini astı. Ölüsünü babasının mezarına gömdüler.”159

154 Yakup, 4/4-10.

155 Sibel İnceoğlu, s.47.

156 Hâkimler, 16/28-30.

157 Hâkimler, 9/50-54.

158 1.Samuel, 31/4-5.

159 2.Samuel, 17/23.

46

Eski Ahit’teki bu örneklere bakıldığında intihar savaş durumunda esir düşmemek, esir düşülmesi durumunda düşmana zarar vermek, düşman tarafından öldürülme utancını yaşamamak ya da onur kırıcı bir durumu kabullenememek gibi nedenlerle gerçekleştirilen bir eylem olmuştur.

Benzer intihar örnekleri Yeni Ahit’te de karşımıza çıkar. Matta’da İsa’ya ihanet ederek onun mahkûm olmasına neden olan Yahuda, suçu olmayan birini ele verdiğini düşünerek pişman olmuş ve kendini asarak intihar etmiştir.160 Yahova’nın intiharının nedeni günah işlemenin verdiği pişmanlık, üzüntü, çaresizlik ve utanç duygusu olmuştur. Elçilerin İşleri’nde hapse düşen Pavlus’un zindancısı deprem sonucu açılan kapıları görünce tutukluların kaçtığını düşünerek kendini öldürmeye çalışmıştır. Ancak Pavlus bu girişime engel olarak zindancının iman etmesini sağlamıştır.161

Roma kültürünün etkilerini taşıyan ilk Hristiyanlar, ölüm ve intihar konusunda da benzer tutum sergilemişler ancak bu ortak tavır zamanla dinî öğretilerle yoğrulup çarpıtılmıştır. Romalıların ölüme karşı kayıtsızlığı ilk Hristiyanlarda da devam etmiştir. Romalılar için ölümün değil, ölüm biçiminin bir önemi vardı. Onlara göre insanın ölüm biçimi yaşadığı hayatın değerinin son ölçüsüydü. Ancak Hristiyan inancına göre yaşam değersizdi ve ölüm günahkâr başlayan yaşamdan kurtuluş anlamına geliyordu. Yaşamın çekilmezliği, yaşadıkça günahın artması ve ölümün insanı sonsuzluğa götüreceği düşüncesi Hristiyan öğretinin intiharı teşvik edici bir hal almasına neden olmuştur.162

Hrıstiyanlığın temel öğretilerinin insanı intihara götüren bir ortam hazırlaması, Hristiyan kaynaklarının intihar konusunda açık ve net ifadeler içermemesi intihar algısında bir tereddüt yaşanmasına sebep olmuştur. Yaşam değersizdir ancak katlanılması gerekir, ölüm istenen bir durumdur ancak insan kendisini öldürmemelidir. Hristiyan yaşamın temelindeki bu çelişkili durum uygulamada zorluklar meydana getirmiştir.163

160 Matta, 27/3-5.

161 Elçilerin İşleri, 16/25-28.

162 Alvarez, s.65-66.

163 Georges Minois, s.36.

47

İlk Hristiyanlar tanrısal mutluluğun yanı sıra şehitlik kavramına da önem vermişlerdir. Şehitlerin isimleri kutsanmış, eşyaları kutsallaştırılmış ve şehitlik cennetin garantisi olarak görülmüştür.164

Gönüllü şehitlik Roma İmparatoru Neron’un Hristiyanlara uyguladığı zulüm sonucu yaşamın dayanılmaz bir hal alması ve kilisenin sonsuz itibar vaat etmesiyle yaygınlaştırmıştır.165 Bir bağışlanma aracı olan şehitlik, insanı ilk günahından arındıran vaftiz gibi son günahların aklanması olarak görülmüştür.166 Hristiyanlık inancına göre ölüm Tanrı’ya bağlılığın delili olmalıdır. İnsan umutsuzluk sebebiyle ya da sadece yaşamının son bulması düşüncesiyle ölümü istememelidir. Dolayısıyla şehitlik sevinçli ölüm, günahkârın ölümü ise acılı ölüm olarak karşılık bulmuştur.167

Şehitliğin temeli İsa’nın ölümüne dayanır. Onun bilerek ölüme yürümesi ve yargılama sırasında hiçbir şekilde kaçmaya çalışmaması bir intihar olarak da değerlendirilebilmektedir.168 Nitekim Yuhanna’daki “Canımı kimse benden alamaz;

ben onu kendiliğimden veririm.”169 ve “ Ben koyunlarımın uğruna canımı veririm.”170 ifadeleri İsa’nın ölümünün gönüllü bir ölüm olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. İsa’nın ölümü bir intihar bile olsa diğer intiharlardan farklı olarak bir boyutu ve anlamı vardır.171

Yaşamın değersizliğinin yanı sıra şehitliğin bu kadar yaygınlaşmasının en önemli sebebi insanların İsa’da hayat bulmaları ve sonsuz bir hayata kavuşmak için onun izinden gitme gerekliliğinin kabulü olmuştur. Yeni Ahit’e göre Matta’daki,

“Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.”172; Luka’daki, “Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz.”173; Yuhanna’daki, “Canını seven onu yitirir. Ama bu dünyada canını

164 Alvarez, s.66.

165 Glen Evans, Norman L. Farberow, s.44.

166 Alvarez, s.66.

167 Georges Minois, s.36.

168 a.g.e. s.34.

169 Yuhanna, 10/18.

170 Yuhanna, 10/15.

171 Georges Minois, s.36.

172 Matta, 16/25.

173 Luka, 14/26.

48

gözden çıkaran onu sonsuz yaşam için koruyacaktır.”174 ve bunlar gibi birçok metin yaşamın önemsizliğini ve İsa’ya bağlılığın önemi vurgular.175

Şehitlik konusunda teolojik açıdan uygun akıl yürütmeler yapılmasına rağmen uygulamada deliliğe varan sonuçlarla karşı karşıya kalınmıştır. Özellikle bu dönemde Donatistler yaşama karşı yoğun bir öfke duyarak şehit olmak için can atıyorlardı. Onlara göre şehitlik imana ve sonsuz mutluluğa teslim olmak anlamına geldiği için nasıl ve nerede öldüklerinin hiçbir anlamı yoktu. Bu aşırılık Donatistlerin paganları kışkırtarak kendilerine saldırtmaya çalışmalarına, mahkemede yargıçları idam kararına zorlamalarına, insanların yollarını keserek tehditle kendilerini cezalandırmalarını istemelerine neden olmuştur. İstediklerini elde edemediklerinde ise toplu hâlde kendilerini kayalardan atarak dinsel intihar eyleminde bulunmuşlardır. Bütün bunların sonucunda Donatistlerin cinnetle sonlanan aşırı şehitlik tutkusu kilise tarafından sapkınlık olarak nitelendirilmiştir.176 348’de Kartalca Konsili intiharın yüceltilmesini yasaklamış ve 381’de Piskopos Timotheos apaçık ortada olan delilik durumları dışındaki istemli ölümlerde ölen için dua edilmemesi kararı almıştır. Hristiyan inancına göre alınan bu kararlar intihar eden kişinin cehenneme gideceği anlamına gelmektedir.177