• Sonuç bulunamadı

İlk Ay Üçüncü Hafta

Belgede Hz. Peygamber'in son üç ayı (sayfa 65-68)

III. Hz Peygamber’in Son Yıllarına Genel Bir Bakış

III.I.III. Hz Peygamber’in Oğlu İbrahim’in Vefatı

1.3. İlk Ay Üçüncü Hafta

Geri dönüş yolculuğu tamamlanıp Medine’ye varıldığında, mazeretlerinden ötürü bu kutlu yolculuğa katılamayanlar, Hz. Peygamber (s.av.)’i ziyarete gelmişlerdir. Medine’ye gelen son heyetlerden biri olan Sadif Heyeti de Rasulullah tarafından bu süreçte kabul edilmiştir.

insanlar! Müslümanlara karşı dilinizi tutun. Onlardan birisi öldüğü zaman onun hakkında hayırlı şeyler konuşun”. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Medine’ye dönüşte mescitte yapmış olduğu iddia edilen

bu konuşma metninin geçtiği hadis-i şerif, Sehl b. Yusuf b. Sehl b. Malik’in babası yoluyla, dedesi Sehl b. Malik tarafından rivayet edilen zayıf bir hadis olarak değerlendirilmektedir. Heysemî de, hadisin senedinde bilinmeyen kişilerin bulunduğunu söyler. Bkz. İbn Hacer, a.g.e., II, s. 429; Rifat Oral, a.g.e., s. 289-290. Hadise anlam açısından bakıldığında da bazı şüpheler belirmektedir. Durup dururken, herhangi bir olay olmamışken Hz. Peygamber (s.a.v.), neden Hz. Ebû Bekir’i ve diğer sahâbîleri ön plana çıkaran bir hutbe verme gereği hissetmiştir? Yoksa bu hadis, Şiâ’nın Gadîr-i Hum’da Hz. Ali’nin hilafetini açıkladığını iddia ettiği hadisine karşı, ‘Hz. Ebû Bekir’i öven uydurma bir hadis midir?’ şüphesini akıllara getirmektedir. Bu konuşmanın, Gadîr-i Hum olayından sadece dört gün sonra yapıldığının iddia edilmesi, hadisin uydurma olduğu şüphesini kuvvetlendirmektedir.

180 Bakara Sûresi 2/189

1.3.1. Hac Dönüşü Rasulullah’a Yapılan Ziyaretler

23 Zilhicce 10 Cuma gününden itibaren Medine’deki hayat, tekrar normale dönmüş, mazeretlerinden dolayı Allah Rasulü ile hac görevini yapmak üzere Mekke’ye gidemeyenler, Rasulullah’ın yanına gelerek bir nevi ‘hoş geldin’ ziyaretinde bulunmuşlardı. Bu ziyaretlerden birisini gerçekleştiren Ümmü Ma‘kıl, Hz. Peygamber (s.a.v.) ile aralarında geçen konuşmaları şöyle anlatır: “Rasulullah

Veda Haccı için yola çıkacağında, bizim bir devemiz vardı ve onu kocam Ebû Ma‘kıl Allah yoluna bağışlamıştı. Bu sırada bir hastalık geldi ve Ebû Ma‘kıl vefat etti. Allah Rasulü de çoktan yola çıkmıştı. Hacdan dönünce onun yanına gittim. Bana dedi ki: ‘Ey Ümmü Ma‘kıl! Bizimle hac yolculuğuna çıkmanı ne engelledi?’ Ben ise: ‘Biz aslında hazırlanmıştık. Ancak bu sırada Ebû Ma‘kıl hastalandı ve vefat etti. Üzerinde hacca gidebileceğimiz bir devemiz vardı. Ebû Ma‘kıl onun da Allah yoluna bağışlanmasını vasiyet etmişti’ deyince Allah Rasulü: ‘O deve ile yola çıksaydın ya! Hac da Allah yolunda yapılan bir ibadettir. Bizimle yapacağın bu hac geçti ama sen Ramazan’da umre yap. Ramazan umresinin sevabı hacca denktir’ buyurdu182.

Yine kendisini ziyarete gelen Ensar’dan, Ümmü Sinan adındaki kadına Allah Rasulü: “Bizimle haccetmekten seni ne alıkoydu?” diye sordu. Ümmü Sinan kendi kocasını kastederek: “Ebû Sinan’ın su çeken iki devesi var. Biriyle o ve oğlu sizinle

hacca gitti, öbürüyle de ben burada kaldım ve arazilerimizi suladım” dedi. Bunun

üzerine Rasulullah: “Öyleyse Ramazan’da yapacağın umre, kaçırdığın bir haccın

veya benimle yapacağın bir haccın kazasıdır. Ramazan gelince umre yap. Zira Ramazan’daki umrenin sevabı hacca denktir” buyurdu183.

Muhtemeldir ki Hz. Peygamber (s.a.v.), hac dönüşü kendisini ziyarete gelenlere hurma ve zemzem ikram etmiştir. Zira biliyoruz ki Rasulullah, beraberinde birazcık zemzem suyunu Mekke’den alıp Medine’ye getirmiştir. Bununla ilgili olarak Hafız Ebû İsa et-Tirmizî, Ebû Kureyb kanalı ile Hâşim’in babası Urve’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Hz. Âişe beraberinde zemzem suyu getirir ve Allah

Rasulü’nün de böyle yaptığını söylerdi”184.

182 İbn Hacer, a.g.e., IV, s. 380; Rifat Oral, a.g.e., s. 291

183 Buhârî, a.g.e., Umre, 4, Cezâu’s Sayd, 26; Müslim, a.g.e., Hac 222 184 İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n Nihâye, V, s. 364

1.3.2. Sadif Heyetini Kabulü

Şurahbil b. Abdulaziz es-Sadifî, Sadif Heyeti’nin Rasulullah ile Mescid-i Nebevî’de yaptığı görüşmeyi şöyle anlatır. Heyetimiz genç develer üzerinde, aba ve peştamal içinde Allah Rasulü’nün yanına geldiler. Hz. Peygamber (s.a.v.)’e mescitte, evi ile minberi arasındaki bölümde rastladılar. Selam vermeden hemen oturdular. Bunu gören Hz. Muhammed (s.a.v.): ‘Siz Müslüman mısınız?’ diye sorunca heyettekiler: ‘Evet! Müslümanız’ dediler. Bu kez Rasulullah: ‘Müslümansınız da o

halde neden selam vermediniz?’ deyince hatalarını anlayıp ayağa kalktılar ve: ‘Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun ey Peygamber!’ diyerek

selam verdiler. Allah Rasulü de: ‘Sizin üzerinize de selam olsun!’ şeklinde selamlarına karşılık verdi ve eliyle işaret ederek: ‘Oturun bakalım!’ buyurdu. Heyette bulunanlar oturdular ve Peygamber Efendimizle sohbete başladılar. Rasulullah’a özellikle namaz vakitlerini sordular ve Rasulullah’ta onlara anlattı185.

İbn Sa‘d’ın: “Heyettekiler, Rasulullah ile mescitte, evi ile minberi arasında

karşılaştılar” cümlesi, Kahtânî Sadif heyetinin Hz. Peygamber (s.a.v.) ile Medine’de

görüştüğünü; Taberî’nin: “Sadif Heyeti, Hz. Peygamber (s.a.v.) ile hicretin 10.

yılında Veda Haccı’nda görüştü” ifadesi ise bu görüşmenin Mekke’de olduğunu

işaret etmektedir186.

Kaynaklarda Allah Rasulü’nün, Veda Haccı’nda ve hem de bir mescitte heyetlerle özel görüşmeler yaptığı ile ilgili bilgilere rastlanmamaktadır. Kanaatimizce, bu heyetle yapılan görüşmenin İbn Sa‘d’a göre mescitte, evi ile minberi arasında olması; Taberî’ye göre ise hicretin 10. yılında ve Veda Haccı’nda görüşülmesi ifadeleri birleştirildiğinde, bu görüşmenin hac dönüşü Medine’de gerçekleştiği söylenebilir.

Bu görüşme, Allah Rasulü’nün günlük hayatında selama ne kadar önem verdiğini de göstermektedir. Buna göre bir müslümanın diğer bir müslümanla karşılaştığında veya konuşmaya başladığında, ağzına yakışan ilk sözcükler, selam sözcükleridir. Zira Rasulullah’a göre selam, Müslümanlar arasında yayıldığında, Müslümanların birbirlerini sevme vesilesidir.

185 İbn Sa‘d, a.g.e., I, s. 315; İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n Nihâye, V, s. 213 186 Kasım Şulul, Son Peygamber Hz. Muhammed’in Hayatı, s. 669

Belgede Hz. Peygamber'in son üç ayı (sayfa 65-68)

Benzer Belgeler