• Sonuç bulunamadı

İLKÖĞRETİM I ve II KADEMEDE BEDEN EĞİTİMİ DERSİNİN YERİ ve

Çağdaş eğitimin temel ilkelerinden biri; bireyleri fiziksel, duygusal, zihinsel ve toplumsal yönleriyle bir bütün olarak yetiştirmektir. Eğitim, bireylerin gizil güçlerini ve kabiliyetlerini ortaya çıkarak, bunları en üst düzeyde geliştirmesine katkıda bulunur. Günümüz modern anlayışa uygun olarak eğitimdeki amacın gerçekleşmesi, bireyin zihinsel eğitimi yanında fiziksel eğitimi ile mümkündür (Gökmen, 1988).

İnsan organizması hareket için yaratılmıştır. Hareket, organizmanın normal fonksiyonlarının devam ettirilmesinde ve sağlıklı olmasında gereklidir. Hareket etmeyi öğrenme ve hareketler yoluyla öğrenmeyi amaçlayan beden eğitimi, genel eğitimin amaçlarına hareketler aracılığı ile katkıda bulunur (Erkal vd., 1998). Beden eğitimi, öğrencilerin fizik hareketlerini elverişli olarak yapmalarını ve öğrenmelerini sağlayan okul müfredatındaki tek programdır. Fiziksel hareketleri öğrenmek bireyin aktif yaşantısını kolaylaştıran en önemli etkendir (Coleman, 1999). İlköğretime başlamasıyla birlikte doğal hareket ortamı kısıtlanan çocuğun okuldaki sistematik hareket eğitimi ön plana çıkar. Birey, hayatını daha verimli, sağlıklı ve nitelikli bir şekilde sürdürebilmesi, hayatının her döneminde değişik hedeflere ulaşabilmesi için beden eğitimi dersi kapsamındaki hareket eğitimine ihtiyaç duyar. Hareket eğitimi,

37

ilköğretim dönemi göz önüne alındığında 7-9 yaş arasındaki öğrencilere temel hareket becerileri, 10-11 yaşındaki öğrencilere özelleşmiş hareket becerileri, 12-14 yaşındaki öğrencilere ise sportif hareket becerileri yoluyla verilir (MEB, 2006). Bir başka ifade ile her insan yaşadığı süre içerisinde hareket etmek mecburiyetindedir ve unutulmamalıdır ki; beden eğitimi, spor ve oyunun yapısı hareketten oluşmuştur (Kale, 2003). Genel bedensel hareket yeteneği, bireylerin her alandaki yetenek seviyeleri olarak; yani bireyin güç, denge, kuvvet, hız, dayanıklılık, çabukluk, reaksiyon süresi ve düzeni ile değişik bedensel hareketlerinin temelini meydana getiren birleşik bir sistemin tümü olarak kabul edilir. Beden eğitimi yeteneği çok yönlüdür. Fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal etkenler yeterli bedensel performansa sahip kişilerde hemen açıkça kendini gösterir (Kamar, 2003).

Çocukta zihin, beden ve duygu gelişimi bir bütün olarak, birbirine bağlı ve birbirini etkileyerek gelişir. Çocuğun düşünsel gelişimi bilgi, beceri, olumlu davranış ve iyi alışkanlıklar kazanması yanında, fiziksel gelişimine de önem verilerek beden, fikir ve duygu eğitiminde bütünlük sağlanmalıdır (MEB, 1995). Diğer taraftan çocuğun sosyalleşmesi ve toplumla bütünleşmesinde en etkili vasıta beden eğitimi ve spordur. Sağlığın korunmasını, boş zamanların iyi bir şekilde değerlendirilmesini, modern hayatın güçlüklerine karşı daha etkili bir mücadeleyi sağlayan, toplum nazarında ise sosyal ilişkileri kuvvetlendiren, bunun yanında kültürü kuşaktan kuşağa zenginleştirerek aktaran bir faaliyettir. Bir eğitim unsuru olan beden eğitimi ve spor çağdaş eğitimin gereği ve ayrılmaz bir parçasıdır.

Beden Eğitimi, eğitim-öğretim amaçlarının tümüyle gerçekleşebildiği hemen hemen tek alan niteliğindedir. Beden eğitimi ve spor, bireyin okul öncesi eğitiminden başlayarak yaşam boyu sürecek spor yapma alışkanlığının kazandırılmasını, sağlık için sporun önemini kavramasını, hareket becerilerini öğrenmesini, fiziksel uygunluğun geliştirilmesini, sporun ve toplum ahlakının özüne bağlı kalan ve sahip çıkan bireylerin topluma kazandırılmasını amaçlamaktadır. Bugün beden eğitimi ve spor; yetişmekte olan nesillerin temel kaynağı olan insanın fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini ve bunun yanında kişilik özelliklerini de geliştirmeyi amaç edinen ve genel eğitimin tamamlayıcısı ve ayrılmaz bir parçası olarak görülen bilinçli

38

ve planlı faaliyetlerdir (Yıldıran ve Yetim, 1996; Sunay ve Sunay, 1996; Yenal vd., 1999).

İlköğretim okullarında beden eğitimi ve spor etkinlikleri sekiz yıllık bir süreyi kapsamaktadır. Beden eğitimi dersinin öğretimine ilköğretim birinci kademede başlanmakta ve gelişim periyodu eğitim süresince devam etmektedir. Ülkemizde beden eğitimi, ilköğretim birinci kademe 1. devrede ikişer saat zorunlu, bir saat seçmeli spor etkinlikleri ve 2. devrede iki saat zorunlu, ikişer saat seçmeli spor etkinlikleri dersleri olarak müfredatta yer almaktayken, ikinci kademede birer saat zorunlu ve ikişer saat seçmeli spor etkinlikleri dersleri olarak programda yer almıştır (TTKB, 2007).

İlköğretim birinci kademede beden eğitimi programı başarılı olduğu takdirde, çocuklar ilköğretim ikinci kademede geleceğe dönük planlanan hareket aktivitelerinde yer alan becerileri kazanabilirler. Beden eğitimi derslerinde belirlenen amaçların en önemli hedefi, öğrencilerde ortaöğretim sonrası hayatlarında düzenli olarak spor yapma alışkanlığını ve anlayışını geliştirebilmektir (Yıldıran vd., 1996). Bu dönemde çocuklar; çeşitli dans, spor aktiviteleri ve becerilerde önemli gelişmelere ihtiyaç duymaktadırlar.

Beden eğitiminin ne denli önemli olduğunun farkında olan pek çok ülke söz konusu derse gereken önemi fazlasıyla göstermektedir (Açıkada ve Ergen, 1990). Örneğin Berlin’de günlük beden eğitimi dersi veren ve içinde kırk ayrı spor merkezli sınıf bulunan otuz bir okul bulunmaktadır. Spor merkezli sınıflar birinci ve altıncı sınıflar arasındaki öğrencilere haftada üç saat spor yapmayı garanti eden programın yanında birinci ve ikinci sınıflara da fazladan bir saat daha spor zamanı vermektedir. Üçüncü sınıftan sonra iki saat daha fazla zaman eklenmektedir. Böylece spor merkezli bir sınıfta bulunan öğrenci haftada altı saat egzersiz yapmış olmaktadır. Spor merkezli sınıflarda bulunmayan öğrenciler ise yine haftada üç saat egzersiz imkânı bulmaktadırlar. Bu uygulamanın amacı öğrencilerin kilo kontrollerinin artan egzersiz saatleri sayesinde sağlanmasıdır (Ziroli ve Döring, 2004).

39

İlköğretimin ilk beş yılında çocuklar vücutlarının parçalarını kullanmayı, önemli hareket örneklerini ayırt etmeyi, mekanik prensipleri öğrenmeyi, kurallara göre davranmayı, denge, zaman ve alanı kullanma gibi tecrübeleri kazanabilirler. Yapılan bir çalışmaya göre kaliteli bir beden eğitimi programının içerdiği orta şiddetten şiddetliye kadar olan tüm fiziksel aktivitelerin çocukların öğrenme becerisine olumlu etkisi olduğu belirtilmektedir. Kaliteli bir programın uygulandığı günlük beden eğitimi derslerine katılan çocukların katılmayanlara oranla daha fazla motor becerisi ve akademik performans gösterdiği ve okula olan tutumlarının da geliştiği ifade edilmektedir (Jacobsen, 2001).

Çocuğun kalıtım yoluyla getirdiği özelliklerinin keşfedilip azami ölçüde geliştirilmesi; yeni yetişmekte olan nesile toplumsal ve kültürel değerlerin öğretilmesi; ferdin toplumun değişim şartlarına ayak uydurabilmesi için gerekli bilgi, görgü, beceri ve alışkanlıklarla donatıldığı yer şüphesiz okuldur (Celkan, 1993). Eğitim sistemi içerisinde beden eğitiminin çocuklara “yaşam boyu spor” felsefesini aşılaması açısından önemi büyüktür (Malina, 1996; Yenal vd., 1999). Okullarımızda, hareket etme ve oyun oynamanın en doğal olduğu dönem ilköğretim kademesidir. Bu dönem, kişinin yaşamın değerini anlamaya başladığı, kendini gerçekleştirme ile kişilik gelişiminin çok yoğun olduğu bir dönemdir. Çocuk kendisini ve çevresini tanımaya her şeyden önce hareketle başlar. Öyleyse, beden eğitimine çocuğun hareket ve oyuna en çok ihtiyaç duyduğu bir zamanda, özellikle ilköğretim döneminde başlanmalıdır. Çocuklar çevrelerindeki şeyleri keşfederken hareket onlar için bir araçtır. İnsan davranışlarında, zihinsel ve duygusal alanlar birbirinden sanıldığı kadar bağımsız değildir. Tam tersine, çocuğun psikomotor gelişimi ve davranışları ile bu alanlar arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu durumda, beden eğitimi derslerinde koşmak ya da oyun oynamanın yanında tüm etkinlikler bir plan ve program çerçevesinde uygulanmalıdır (Tamer, 1987). Bunların yanı sıra çocuk oyun içinde gelişir ve oyunla büyür. Oyun, çocuk için bir süreç değil gelişimin kendisidir. Dolayısıyla toplumun temel değerlerini yansıtır ve bunlar çocuğa aktarılır. İlköğretimde yapılan beden eğitimi ve spor etkinliklerinin çoğu, oyun ağırlıklıdır. Çünkü bu çağın en önemli eğitim aracı oyundur. Özellikle ilköğretimin birinci ve ikinci kademesinde, beden eğitimi çalışmalarının çocuklar için eğlenceli geçmesi

40

sağlanmalıdır. Beden eğitimi derslerinde eğitsel oyunlar organize edilirken çocuğun bütün niteliklerinin dengeli bir şekilde gelişmesi sağlanmalıdır (Hazar, 1996).