• Sonuç bulunamadı

A. İlim Tahsili, Hocaları, Okuduğu Eserler

1. İlim Tahsili

İlk tahsilini, müderris olan babasının yanında yapmış olan Hâdimî, Kur’an'ı ezberlemiş, Arapça sarf-nahiv Kütüb-i Site ile Beğâvî’nin el-Mesâbîh’ini, el-Münzirî’nin et-

Terğîb ve’t-terhîb’ini, Kâdî Îyâz’ın eş-Şifâ’sını ve Suyûtî’nin el-Câmiû’s-sağîr’ini

babasından okuyarak icâzet almıştır. Eklerde fotokopisini verdiğimiz, Abdullah b. Musa el- Eğirdirî’ye, kendi eli ile yazdığı İcazetnamede babasından gördüğü derslerden bahsetmektedir.1 Daha sonra Konya’nın Karatay medresesine gelen Hâdimî burada tahsiline devam etmiş, bir müddet sonra hocası İbrahim Efendi'nin tavsiyesi üzerine İstanbul’a giderek Kazovalı (Kâzâbâdî) Ahmet Efendinin medresesinde öğrenim görmüş ve icâzet almıştır.

Biyografik kaynaklarda Hâdimî’nin, Konya ve İstanbul’da hangi yıllar arasında tahsil gördüğüne dair çelişkili ifadeler bulunmaktadır. Göktaş, 1720 yılında Konya’ya geldiğini, 5 yıl burada tahsil gördüğünü ve 1725 yılında İstanbul’a gittiğini, 1728 yılında İstanbulda hocası Kâzâbâdî’den icâzet aldığını söylemektedir.2 Özönder ise, onsekiz yaşlarında Konya’ya geldiğini bir müddet burada tahsil gördüğünü ve İstanbul’a gittiğini sekiz yıl burada eğitim görerek icâzet aldığını beyan eder.3 Hadimlioğlu ise Hadîmi’nin ilk tahsilinden sonra Konya'ya geldiğini, buradaki eğitimini tamamladıktan sonra 1920 yılında İstanbula gittiğini ve sekiz yıl eğitim gördükten sonra 32 yaşında Hadime döndüğünü belirtmektedir.4 Sarıkaya ise Konya'daki tahsilinin 1712-1717 arasında olduğunu, İstanbul'daki tahsilinin ise 1717-1725 yılları arasında olduğunu belirtir. Bu görüş daha doğrudur çünkü Sarıkaya’nın bu iddiasını dayandırdığı, Hâdimî, ve babasının Hadim Medresesi'nde görevlendirildiklerine dair bir belge bu görüşün doğruluğunu ortaya koymaktadır Bu belge bir berattır. (Bolay, Emrud,

1 Hâdimî, İcâzetname; Konya Yazma Eserler Ktp. Nr. BY 5848/1 2 Göktaş, Salih, age., 16

3 Özönder, Hasan, Konya Velileri, s. 186 4 Hadimioğlu, Numan, age. s. 93

Alanyurt ve Karacahisar mezralarının âşârının Hadim'de bulunan Medresede görev yapan müderrislere tahsis edildiğine dair olan bu belgenin aslının Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunduğunu belirtir. Diğer bir belge ise Konya Şer'iyye Sicil defterlerinde bulunan, bir kayıttır. Yukarıda sayılan dört mezranın mutasarrıfı Mahmut adlı şahsın vefatıyla bundan sonra gelirlerin Hadim Medresesi müderrisleri olan Muhammed ve Mustafa isimli kimselere medresede ders vermek şartı ile verilmesinin karara bağlandığını bildirmektedir. Bu belge evasıt-ı c.âhir 1337/Şubat başı 1725 tarihlidir. Buradan Hadîmî’nin 1725'te tahsilini tamamlayıp müderris olarak medresenin başında olduğunu anlıyoruz.1

2. Hocaları

Kaynaklar Hâdimî'nin üç hocasından bahseder: 1. Babası Kara Hacı Mustafa Efendi

2. İbrahim Efendi.

3. Ebü’n-Nâfî’Ahmed b. Muhammed b. İshak Kâzâbâdî Hâdimî'nin ilk hocası, babası Kara Hacı Mustafa Efendidir.

Biyografik kaynaklarda Hâdimî'nin ilk eğitiminden sonra Konya'da Karatay Medresesi'ne gönderilmiş olduğunu, burada hocası İbrahim Efendi'den belağat, akaid, fıkıh ve kelam ile ilgili temel kitapları okuduğu belirtilmektedir. Ancak İbrahim Efendi hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi mevcut değildir. İlginç olan bir durum daha vardır ki elde mevcut icâzetnamelerde de bu kimsenin ismi geçmemektedir.2

İstanbulda ise Ahmed b. Muhammed b. İshak Kâzâbâdî'nin rahle-i tedrisinde bulunmuştur.

Kâzâbâdî, Tokat’a bağlı Kâzâbâd’da (bugünkü Kazova) doğdu. Tam künyesi Ebü’n- Nâfı’ Ahmed b. Muhammed b. İshak’tır. İlk öğrenimini memleketinde yaptıktan sonra Tokat’ta bulunan Yusuf b. Ahmed. b. Muhammed el-Âmidî başta olmak üzere Turhallı Osman ve Zorluzade Hasan Efendi'lerden ders almış, akabinde Sivas’a giderek burada Muhammed Tefsirî’den (1111/1699) ilim, tahsil etmiştir. Daha sonra İstanbul'a gitmiş Süleymaniye, Kemahcızade Mustafa Efendi, Ahi Çelebi ve Sahn-ı Seman medreselerinde müderrislik yapmış Dîvân-ı Hümâyûn Kütüphanesi hocalığı yapmış, 1146/1733 yılından sonra Selanik Mısır, Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevvere kadılıklarında bulunmuştur. Başta oğlu Mehmed Nâfi Efendi, Hâdimî nisbesiyle tanınan Muhammed b.

1 Sarıkaya, Yaşar age. s. 78 2

Mustafa olmak üzere çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir ve bir çok eser bırakmıştır. Döneminde görev yaptığı medreseler en üst düzeyde eğitim veren kurumlardır. 1163/1750 yılında 90 yaşını geçmiş bir halde vefat etmiştir.1

Hâdimî hocasına büyük hürmet göstermiştir. Padişahın daveti üzerine İstanbul'a gittiği sırada yine Padişahın isteği doğrultusunda Ayasofya Camiinde ders vermek durumunda kalınca Şeyhü'l-İslam’dan, hocasının yanında vaaz etmekten teedüp ettiğini, hocasından katılmamasını istemesini rica etmiştir.

Hâdimî, vermiş olduğu icâzetnâmede ilim silsilesini beyan etmektedir. Yusuf Ağa Kütüphanesi'nde bulunan iki icâzetnamede de bu silsile görülmektedir. Hâdimî’nin öğrencilerinden Abdullah b. Musâ el-Eğirdirî için, kendi eliyle yazmış olduğu icâzetnamede, Hâdimî, "Fahru’r-Rûm, el-Validü’l-Merhûm" sözleri ile bahsettiği babasından kendisine icâzet verdiği kitaplar olan "Kütüb-i sitte, İmam Beğavî’nin el-Mesâbîh’i, Münzirî’nin et-

Terğîb ve’t-terhîb’i, Kâdî Îyâz’ın eş-Şifa’sı ve Suyûtî’nin el-Câmiû’s-sağîr’i, ve zikri uzun

olan eserlerin okutulması, içindeki hadislerin rivayet edilmesi, amelî ve nazarî tefsiri ve şerhi hususunda icâzet verdiğini" beyan eder ve ayrı ayrı üç tane ilim silsilesi ortaya koyar. Bu ilim silsilelerinden bir tanesi, babasının Ali el-Ereğlî yoluyla sahip olduğu silsiledir. İcazetnamede zikredilen diğer silsilede, babası, Muhammed et-Tarsûsî’den, o Muhammed b. Ali el-Kâmilî’den, o Hayreddin ed-Deylemî’den, o Mecdüddin Ahmed b. Abdülveli’den, o babasından, o Zekeriya el-Ensârî’den, o İbn Hacer el-Askalânî’den, o Burhâneddin’den, o allâme İbnü’ş-Şıhne’den, o Siraceddin ez-Zebîdî’den, o Ebû’l-vakt Abdülevvel’den, o Ebû’l- Hasen Abdurrahman ed-Dâvûdî’den, o Abdullah es-Serahsî’den, o Muhammed b. Yusuf el- Firebrî’den, o da Muhammed b. İsmâîl el-Buhârî’den hadis rivayet etmiştir.

Muhammed b. Ahmed et-Tarsûsî'nin bir başka silsilesini burada zikreder. Buna göre: Muhammed et-Tarsûsî, babası Ahmed et-Tarsûsî’den, o Ahmed b. Haydar el-Kürdî’den, o Muhammed Şirvân’dan o Ahmed b. el-Müncel’den, o Mirzâ Mahzûm’dan, o Mahmud eş- Şîrâzî’den, o ed-Devvâni’den, o Mahmud el-Kûşekenânî’den, o muhakkık eş-Şer'îf el- Cürcânî’den ilim almıştır.

Hâdimî daha sonra: "Ben ilmin madeninden, zamanının yegane büyük alimi Ahmed el-Kazâbâdî’den ilim aldım." diyerek hocası Kâzâbâdî yoluyla sahib olduğu ilim silsilesini ortaya koyar Buna göre; Kâzâbâdî Muhammed et-Tefsîrî'den, o Ali el-Gûrkânî’den, o Ahmed b. el-Müncel’den o allâme eş-Şîrâzî’den, o el-Kâtib el-Kazvînî’den, o Fahreddîn er-Râzî’den,

o Gazzâlî’den, o İmamü'l-harameyn’den o Ebû’t-Tayyib’den o İbrâhîm el-Mervezî’den, o Ebû’l-Abbâs Ahmed’den, o Ebû’l-Kâsım Osman’dan, o Ebû İbrâhîm İsmâîl’den, o Muhammed b. İdrîs eş-Şâfiî’den, o Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’den, o İmamların imamı, ümmetin kandili Ebû Hanîfe’den, o İbrâhîm en-Nehâî’den, o Alkame’den, o Abdullah b. Mesud’dan (r.a), o da Rasûlullah’dan (s.a) ilim almıştır.

3. Tedris faaliyeti

Hâdimî tahsilini tamamladıktan sonra Hadim’e dönmüş, babasıyla birlikte medresede ders vermeye başlamıştır. Bu arada Hâdimî için babasının medresesinin yanında yeni bir medrese inşa edilmiştir.

Memleketine döndükten kısa bir süre sonra evlenmiş, ve bir oğlu olmuştur. Oğluna Saîd ismini vermiş ve Ebû Saîd künyesi ile anılmıştır.

Fahrü’r-Rum Kara Mustafa Efendi ile şöhreti artan Hadim, Ebû Saîd ile Osmanlı memleketinin her tarafında duyulmuştur. Her yöreden ilim talebeleri gelmeye başlar. Bir müddet sonra medrese dar gelmiştir. Hadîmî'nin kurmuş olduğu medrese, caminin yanında dikdötgen bir plan ile geniş bir alana kurulmuş olup iki katlı 400 odalı, geniş odaları olan yığma taş duvarlı bir binadır.

Vefatından 74 yıl sonra 1832 yılına kadar bu medrese eğitim-öğretime devam etmiştir. Daha sonra lise ve bir müddet sonra orta okul düzeyinde eğitim vermiş ve Tevhid-i Tedrisat kanunu ile kapatılmıştır. Bu gün bu medresenin alanı, hazindir ki parça parça satılmış yerlerine derme çatma evler inşa edilmiştir.1

Yaz dönemlerinde 12 km uzaklıkta bulunan Kervanpınar mevkiinde açık havada ders gösterdiği bilinmektedir.

Daha sonra Sultan I. Mahmud’un saltanatı döneminde Hâdimî’nin ünü sultanın kulağına gitmiş, Darü's-saâde ağası Beşir Ağa vasıtası ile İstanbul’a davet edilmiştir. Sultanın da hazır bulunduğu ulema meclisinde ders takrir etmiş ve neticede Padişahın takdirini kazanmıştır. Huzurda yaptığı bu dersten sonra kendisinden Ayasofya’da vaaz etmesi istenmiştir. Hâdimî vaazında Fatiha tefsiri ile İstanbul alimlerinin takdirini kazanmış, daha

sonra bu vaazını bir risale haline getirmiştir. Padişah onun İstanbul’da kalmasını teklif etmiş ise de Hâdimî affını isteyerek Hadim’e dönmeyi tercih etmiştir. 1

Hâdimî’yi İstanbul’a davet eden Padişâh’ın hangi padişah olduğu hususunda kaynaklarda çelişik ifadeler yer almaktadır. Padişah III. Ahmed, I. Mahmud ve III. Mustafa’nın isimleri geçmektedir. III. Ahmed (1703/1730) döneminde Hâdimî henüz talebeliği devam etmektedir veya yeni bitirmiştir. Sultan I. Mahmud’un (1730/1754) olması ihtimali daha kuvvetlidir. Çünkü Darü's-saâde ağası Beşir Ağa’nın Sultan’a Hâdimî'den bahsettiği vakidir. Hâdimî’nin Beşir Ağa ile 1156/1743 senesinde yapmış olduğu Hac seferinde tanışmış olmaları muhtemeldir.

Ebû’l-Ûlâ el-Mardînî Huzur Dersleri ile ilgili yazmış olduğu kitabında Huzur Derslerinin Sultan III. Mustafa (1757/1774) döneminde başladığını belirtir. Bununla ilgili Hâdimî’nin torunlarından eski Hadim Müftüsü Ahmed Saîd Hâdimî’nin kendisine yazdığı bir mektuptan da bahseder. Bu mektuba göre Padişah huzurunda ulemaya ders takrir etme şerefine ilk defa eren kimsenin Hâdimî olduğunu, huzur deslerinin bundan sonra sistemleştiğini söylemektedir.2 Bu duruma göre İstanbul seyahatinin Sultan III. Mustafa'nın saltanatı döneminde olması da ihtimal dahilindedir. Ancak bu zayıf bir ihtimaldir. Çünkü III. Mustafa 1757 yılında tahta geçmiştir. Bu Hâdimî’nin ömrünün son dönemlerine rastlamaktadır ki Hâdimî’nin bu dönemde bir seyahat yaptığına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Sistemli olmasa da IV. Mehmet ve III. Ahmed dönemlerinde Sultan huzurunda dersler yapılmaktaydı.3

4. Hadim kütüphanesi

Sultan III. Ahmet devrinde Hâdimî külliyesi bünyesinde bir kütüphane kurulmuş4ve

medresede eğitim gören öğrencilerin istifadesine sunulmuştur. Hadimlioğlu, bu kütüphanenin Hacı Beşir Ağa’nın yardımıyla kurulduğunu ve yine onun delaleti ile Dîvân-ı Hümâyun Hâcegânından Osman Şuhûdî Efendi'nin kitaplarının vakfedilmesi ile zenginleştiğini söylemektedir. Hâdimî ise el-Berîka'da hadislerin değeri konusunda yaptığı bir izahta kitapların kendisine sultan tarafından hediye edildiğini belirtmektedir.5 Sarıkaya Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki bir belgeye dayanarak, 1199/1785 yılında yıldırım düşmesi sonucu

1 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri Tarihi; I, 294-296; Matbaa-i Amire, 1333 İst.; Mustafa Yayla

“Hâdimî”; DİA; XV, 24

2 Özönder, Hasan, age., 190 3 DİA, XVIII,

4 Erünsal, İsmail, Osmanlı Vakıf Kütüphaneleri, s. 69-70 5 Hâdimî, el-Berîka, I, 74

hasar gören kütüphanenin Hadim müftüsünün müracaatıyla İstanbul Mimar Ağası'nın görevlendirdiği Mimar Süleyman Ağa tarafından onarıldığını, bunun Hadim Medreselerinin İstanbul nezdindeki değerini gösterdiğini belirtmektedir. Ayrıca 1290/1873 yılına ait Konya Salnamesi'nin verilerine göre Hadim Kütüphanesi'nde klasik İslam bilimlerinin bütün eserlerinin içinde bulunduğu 544 cilt kitabın olduğunu söyler.1

1924 senesinde çıkan Tevhîd-i Tedrîsat kanunu ile medreselerin lağv edilmesi sonrasında buradaki birçok kitabın zayi olduğu o günleri yaşayanlar tarafından dile getirilmektedir. Kitapların tamamının zıyâı korkusundan 23 Şubat 1935 de Konya Valisi Cemal Bardakcı’nın görevde olduğu bir dönemde Vali’nin isteği ile, kitapların tamamı Konya Yusuf Ağa Kitaplığı'na nakledilmiştir.2 6881-7560 kayıt numaraları arasında 757 adet kitap, Ebû Saîd Muhammed Hâdimî Kütüphanesi'nden nakledilen kitaplar olarak kayıtlarda bulunmaktadır.

B. Eserleri ve Öğrencileri

1. Eserleri

Hâdimî’nin aşağıda listesini verdiğimiz, tefsir, hadis fıkıh, kelam gibi temel İslami bilimlerin her dalında seksen beş risalesi ve kitabı mevcuttur. Eser ortaya koymanın önemini ifade eden şu beyti, Hâdimî’nin bu konudaki hassasiyetini göstermektedir:

"İnsan oldur ki vere bir eser,

Eseri olmayanın yerinde yeller eser."

Eserleri içerisinde en hacimlisi üzerinde çalıştığımız el-Berîka isimli eseridir. Fıkıh usûlüne dair olan Mecâmiu’l-hakâyık diğer eserleri yanında hacimli sayılabilecek eseridir.

Ülkemizin çeşitli kütüphanelerinde Hâdimî’ye ait bir çok yazma eser bulunmaktadır. Konya Yazma Eserler Kütüphanesinde dört yüze yakın yazma eseri mevcuttur. Bu eserler aşağıda saydığımız eserlerin değişik nüshalarıdır. Ders takriri esnasında, öğrenciler tarafından yazılan kitaplar3 Hadim Kütüphanesi'nden Yusuf Ağa Kitaplığı’na nakledilen kitaplar arasında bulunmaktadır. Hâdimî’nin kendi kütüphanesinde aynı eserin birden çok nüshasının bulunması, ilk olarak, bu eserlerin talebeleri tarafından istinsah edildiği ihtimalini akla getirmektedir.

1 Sarıkaya, Yaşar, age., s. 249

2 Hadimioğlu, Numan, Hadim ve Hadimliler, s. 111 3

Risalelerinde onaltı tanesini ihtiva eden bir mecmua Konyalı Müderris Abdülbasîr Efendi tarafından Mecmûatü’r-rasâil ismi ile Dârü’t-Tıbâati’l-Âmire’de h. 1256/1841 yılında bastırılmıştır.

Hâdimî yaşadığı asrın ilmi geleneğine uygun olarak eserlerini Arapça yazmıştır. el- Berîka da Arapça olarak yazılmıştır. Bilinen Farsça eseri Hidâyetü’t-tâlibîn sonradan Arapça’ya daha sonra da Muhammed b. Veliyyüddîn el-Hıfzî el-Karamânî tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir.

Ebû Saîd Muhammed Hâdimî’nin eserlerini ilim dallarına göre şöylece sıralamak mümkündür.

a) Hadisle İlgili Oanlar:

1. el-Berîkat’l-Mahmûdiyye fî şerhi’t-Tarikati’l-Muhammediyye ve’ş-şer'îâti’n nebeviye fî beyâni’s-sîrati’l-Ahmediyye: Eser İmam Mehmet b. Pir Ali Birgivî’nin et Tarîkatü’l-Muhammediyye fî beyâni sîretî’l- Ahmediyye isimli eserin şerhidir. Hâdimî’nin en

hacimli eseri olan bu kitap, ahlâki öğüt ve tavsiyeleri ihtiva etmektedir. İleride üzerinde genişçe duracağımız bu eser 1168/1755 yılında tamamlanmış, İstanbul, Kahire ve Bulak’ta defaatle basılmıştır.

2. Risaletün fi’l-hadisi’d-daîf la yesbütü bihi’l-ahkâmü’ş-şer'îyye.

3. Risâletün fî hakkı’l-hadîs "Mâ şâallâhu kâne ve mâ lem yeşe’ lem yekün.”

4. Risâletün fî hadîsi "La yüraddü’l-kazâ illâ bi’d duâ’i ve’s-sadaka.”

5. Risâletün fî hadîsi "Lâ yezîdü’l-umru illâ bi’l-birri.”1

6. Hadis şerhleri (Yusuf Ağa Ktp., nr. 1027/5)

7. Risâletü’l-erbeîniyye (Süleymâniye Ktp. Yazma Bağışlar nr. 2689)

8. Risâletü lübsi’l-ahmer (Süleymaniye Ktp. Denizli nr. 389).

b) Tefsirle ilgili olanlar:

9. Risâletün fi kavlihî Teâlâ "İnne ba’da’z-zanni ismün.”

10. Tefsîr-u surati’l-Fatiha (Muhtemelen Ayasofya'da yapmış olduğu vaazın

risalesidir.)2

11. Risâletün fî hakkı kavlihî teâlâ "Allâhümme ya mâlike’l-mülki."

12. Risâletün fî şerhi’l-Besmele. (Bu risalesinde Besmele-i Şer'îf’i onsekize ulaşan

fen açısından şerih ettiğini belirtmektedir.)1

1 Hâdimî, Berîka, II, 595

13. Haşiyetün ala tefsîri sureti’n-Nebe li’l-Kâdî Beydâvî.

14. Tefsiru sûreti’l-İhlas.2

15. Def’û işkâli’l-vâkî’ fi kavlihî Teâlâ "Velev alimellah.” (Süleymaniye Ktp.

Reşid Efendi 1017).

16. Keşfü’l-hıdr an ahvali’l-hıdr.

17. Risâletün fî hakkı ıbâra "Hüve hasbî ve nî’me’l-vekîl” (Yusuf Ağa Ktp., nr.

5689).

18. Risâletün fî tefsîri sureti’l-Enfâl (Yusuf Ağa Ktp., nr. 181/5).

19. Risâletün fî hakkı kavlihi Teâlâ "Kad eflaha” (Yusuf Ağa Ktp., nr. 7223/8).

20. Risâletü’n nâsihiyye ve’l-mensûhiyye (Süleymaniye Ktp Denizli nr. 389).

21. Risâletün fî tefsîri sûreti’n-Nâziât (Süleymaniye Ktp. Reşid Efendi 1017).

22. Risâle fî hakkı kavlihî Teâlâ "Ve hüve’l-ğafûrü’l-vedûd” (Süleymaniye Ktp.

Reşid Efendi Nr. 1017).

23. Def’u işğâli’l-istisnâ fî kavlihî te’âlâ "ve emmellezîne" Süleymaniye Ktp

Reşid Efendi . nr. 998).

24. Risâletün fi "Şehidallah” (Beyazıt Devlet Ktp, Bayezit nr. 3824).

c) Fıkıh ile ilgili olanlar:

25. Mecâmiu’l-hakâyık: Fıkıh usulüne dair olan bu eseri Hâdimî’nin en çok şöhret

bulan eserlerindendir. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’ye kaynaklık etmiş metinlerdendir. Mecelle’nin küllî kaidelerinin önemli bir bölümü buradan alınmıştır.3 Sâva Paşa’nın şu sözleri eserin önemini anlatması bakımından ilginçtir. "İslam hukukunun bu sahasını ben de uzun müddet anlamış olduğumu zannediyordum. Usulü fevkalade esaslı bir surette bilen hocam Nuri Efendi ile karşı karşıya gelince bu husustaki malumatımın bir hiç olduğunu anladım. Molla Hüsrev’i ders edinerek her dersi hocanın nezareti altında, istenografi ile Türkçe olarak yazmaya başladım. Bu mesaî üç seneden fazla devam etti böylece sarih bir surette anladığım bir metin elde ettikten sonra bunu ikmal için yukarıda da söylediğim gibi, klasik bir eser olan Hâdimî’ye müracaata başladım. Bunu da ikmal ettikten sonra ikisini birden kül halinde mütaâlaya mübâşeret ettim. Ancak bundan sonradır ki hukukun bir

1 Hâdimî, age. I, 5

2 Mehmet Tahir; age. c.1 s. 294 3

kısmında Âri ve Tûrâni ilim adamları tarafından takib olunan Sâmî alimlerin usûlü hakkında bir fikr-i sarih elde edinebilmiş oldum."1 (İstanbul, 1273, 1303, 1318).

Eseri Mustafa Hulûsî Güzelhisârî Menâfiu’d-dekâik fî şerhi mecâmiî’l-hakâyık adıyla şerhetmiştir. (İstanbul, 1273, 1308; Kahire, 1288) Şirvanlı Ahmet Hamdî Efendi de

Levâmiu’d-dekâik fî tercemeti Mecâmiî’l-hakâyık adıyla Türkçe'ye çevirmiştir. (İstanbul,

1923)

26. Risâletü’l-huşû’ fi’s-salat (Namazın zahirî ve batinî adabına dair yazdığı bir

makaledir).

27. Haşiye ale’d-dürer.

28. Risaletün fi hakkı’l-istihlâf: (Namazda İmamın abdesti bozulunca yerine

birinin geçmesi hususunda İbnü’l-Kemal’in ed Dürer’deki ibareye itirazının reddine dair bir makale).

29. Risâletü şübühat-i muârada ale’ş-şeyh Muhammed Halâtî es-Sindî: (Hac

yolunda arız olan ve Muhammed Halâtî es-Sindî ye arz olunan meseleler ile ilgili makale). 30. Risâletün fî’l-kahve.

31. Risâletün fi hukmi’d-duhân.

32. Risâletün fi mesnuniyyeti’l-misvâk.

33. Risâletün fî vezâifi’t-tilaveti ve âdâbihâ2 (Kur’an okumanın önemi ve adabının

anlatıldığı bir risaledir).

34. Zehrü’l-müteehhilîn3 (Kadınların adet ve temizlik hallerini anlatan bir risale).

35. Risâletü vezaifü’l-mevtâ (Süleymaniye Ktp., Denizli nr. 389).

36. Akabü’s-sala (Yusuf Ağa Ktp., nr. 4782/8).

37. Risâletün fî tertîli’l-Kur’an. (Yusuf Ağa Ktp., nr. 4783/9).

38. Reddü risâleti’l-istihlâf. (Yusuf Ağa Ktp., nr. 1076/36).

39. İlmihâl (Yusuf Ağa Ktp., nr.1076/54).

40. et-Telhîs ve’t-tenkîh (Usûlü Fıkha dair. (yazma, ta’lik, 1 cilt. 1176 Hattat

Hammâmizâde Mustafa b. Hasan b. Mustafa tarafından yazılmıştır). 41. Risâletü’l-istisnâ’. (Yusuf Ağa Ktp., nr. 6171/5).

42. Risâletü’ş-şübühât (Yusuf Ağa Ktp., nr. 7224/17). 43. Raks hakkında bir risale.4

1 Sâva Paşa, İslam Hukuku Nazariyatı Hakkında Bir Etüd, s.20 2 Hâdimî, Berîka, II, 448

3 Hâdimî, Berîka, II, 546 4 Hâdimî, age. II, 577

d) Kelam ile ilgili olanlar:

44. Risaletü’l-mebarik ala risaleti’n-nukur: (İmam-ı Azam Ebû Hanife’nin İslam

inanç esaslarını anlattığı eserinin şerhidir).

45. Risaletün fî hakkı ef’âli’l-îbâd: Kelam ilminin konularından olan "ef’âli’l-

îbâd" hakkında bir makaledir.

46. Risâletün fi’l-kaza ve’l-kader (Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi nr. 1017).

e) Tasavvuf ve Ahlak ile ilgili olanlar:

47. Risâle fî hakkı’l-vücûdiyye (Süleymaniye Ktp., Denizli 389).

48. Risaletü’l-vesâyâ ve’n-nasîha: Oğlu Muhammed Said’e ve onun şahsında

bütün öğrencilerine ve din kardaşlerine tavsiyelerini ihtiva etmektedir.

49. Risale fi hakkı’t-tesbîh ve’t-tahmîd ve’t-tekbir ale’s-selâs ve’s-selâsîn:

(Namazdan sonra yapılan tesbihler hakkında bir incelemedir). 50. Risale fî sülüki’n-nakşıbendiyye.

51. Şerhu evrâdi’l-bahâiyye (İstanbul, 1298).

52. Hazâinü’l-cevâhir ve mehâzinü’z-zevahir (İstanbul, 1296).

53. Hidâyetü’t-tâlibîn. (Hâdimî’nin, müridlerinin isteği üzerine Nakşibendiyye

tarîkatının esasları ile ilgili olarak derlediği bu Farsça eser, önce Arapça’ya ardından Muhammed b. Veliyyüddin Hıfzî tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir.) (İstanbul, 1298).

Halil İbrahim Şimşek bu eserin Hâdimî’ye değil de Abdullah ed-Dihlevî’nin

(1240/1824) müridi Ebû Saîd-i Farûkî’ye (1250/1834) ait olduğunu söylemektedir.1

54. Fedâilü’l-ezkar (Süleymaniye ktp., Lâleli nr. 1367/1).

55. Risâletü’l-ûbûdiyye (Süleymâniye Ktp., Hacı İbrâhîm Efendi nr. 862).

56. Şerhu kelimeti’t-tevhîd (Süleymaniye Ktp. Reşid Efendi. Nr. 1017).

57. Risâletün fî ba’dı evsâfi’l-hâmide (Yusuf Ağa Ktp., nr. 4671).

58. Mektubun mine’l-Hâdimî ilâ tilmîzih (Yusuf Ağa Ktp., nr. 4671/6).

59. Mektubun mine’l-Hâdimî ile’l-umerâ (Yusuf Ağa Ktp., nr. 4671/7).

60. Mektubun mine’l-Hâdimî ila veledi (Yusuf Ağa Ktp., nr. 4671/9).

61. Sirâcü’z-zulme fî şerhi eyyühe’l-veled. (Yusuf Ağa Ktp., nr. 2438/1).

62. Risâletü münâzara maa’n-nefs (Yusuf Ağa Ktp., nr. 4782/9).

63. Risâletün fî aksini’l-mutasavvife (Yusuf Ağa Ktp., nr. 5633/8).

64. Mev’ize (Yusuf Ağa Ktp., nr. 54/30).

65. Fedâilü’z-zikr ve âdâbih. (Yusuf Ağa Ktp., nr. 1256/10).

66. Fedâilü’l-Kur’an. (Yusuf Ağa Ktp., nr. 1256/11).

67. Hutbe mecmuası (Arif Efendi Mtb. 1314, 90 sayfa).

68. Vezâif-i bedîa ve vesâyi-i garîbe (Çeşitli hadis rivayetleri ve nasihatları

muhtevi bir risale).

69. Risâletün fî hakkı’l-cehri fî’z-zikri1 Cehri zikrin ve sema’nın hükmünün

anlatıldığı bir risaledir. f) Mantık ile ilgili olanlar:

70. Arâyisü’n-nefais fî ilmi’l-mantık.

71. Arâyisü’l-enzar ve nefâisü’l-ebkar.

72. Risâle fi’l-kAdîye ve eczâihâ (Süleymâniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Efendi, nr.

2046).

73. Risâletün fî’l-kadıyye ve’l-îdâh (Yusuf Ağa Ktp., nr. 2391/5)

g) Dil ve edebiyat ile ilgili olanlar:

74. Risaletün fî mâhiyeti’l-ulûm.

75. Şerhu kasideti’l-mudariyye (İmam Bûsîrî’nin el-Kasîdetü’r-râiyyetü’l- mudariyye isimli eserinin şerhidir).

76. Risaletün fi’l-izafeti’l-lafzıyye (Süleymaniye Ktp. Reşid Efendi nr. 1026).

77. Beyanü’t-ta’rîfât (Yusuf Ağa Ktp., nr. 1074/03).

78. Risâletün fî-ilmi’l-beyân (Yusuf Ağa Ktp., nr. 4984/1).

79. Risâletü’z-zarf (Yusuf Ağa Ktp., nr. 1626/7).

80. Şerhu kasîdeti’l-edvâi’l-behce fî ebrâzi dekâiki’l-münferice (Matbaa-i Âmire

1302, kitap nr. 22266/5).

81. Şerhu dîbâceti’n-netâyic (Yusuf Ağa Ktp., nr. 7223/1).

82. Risâle-i-inşâîyye (Yusuf Ağa Ktp., nr. 1054/29).

83. Risaletün fî şehâdeteyn2 (Kelime-i şehadetin önemi, lafzi olarak irabını anlatan bir risaledir)

h) İcazetnâmeler

84. İcazetnâme (Adanalı Mustafa Efendiye verilmiş. Konya müftüsü Hacı

Mehmed Emin onaylamıştır). (Yusuf Ağa Ktp., nr. 6868/9).

85. İcazetnâme (Ebû Sa’îd Hâdimî tarafından Abdullah b. Mustafa’ya verilmiştir) İcazetnâme, Hâdimî’nin kendi el yazısı ile yazılmıştır. (Yusuf Ağa Ktp., nr. 5848/29)

1 Hâdimî, Berîka, II, 472 2 Hâdimî, Berîka, I, 60

Benzer Belgeler