• Sonuç bulunamadı

İlginç durum ve diyalog tasvirleri

AL-CAMMÂZ, THE SHARPED-TONGUE COURTIER OF THE ABBASID PALACE

1. Bir sosyal gözlemci ve eleştirmen olarak Cemmâz

1.3. İlginç durum ve diyalog tasvirleri

Bu kategori altına girebilecek mizahi malzeme, ilginç methiye ifadelerinden, ölçüsü kaçmış kimi aşağılama üsluplarına kadar değiş-kenlik arz eder. Aşağıda bunlara ilişkin örnekler konu belirtilmeden karışık olarak sıralanacaktır (Anekdot: 6-9):

Anekdot: 6

Abbasi sarayındaki bir bayramlaşma sırasında halife Mütevekkil, Cemmâz’a “Herkes bugün bana bayramlık olarak güzel şeyler hediye etti, bakalım sen bana ne takdim edeceksin merak ediyorum” deyince, Cemmâz elini boynuna götürdü ve “buradaki kölelik halkasını” diye-rek ona olan sonsuz teslimiyetini ifade etti.6

Anekdot: 7

Taş kalpli ve hissiz bir adam Cemmâz’a gelerek “Ey Ebû Abdul-lah, babamın ölüm haberini duyduğumda bile şu gözlerimden yaş gel-mezken, güzel yüzlü bir dilberin tatlı sesinden nağmeler işittiğimde göz pınarlarım derhal nemleniyor, hatta bayılana kadar ağlıyorum. Sence bu neyin işareti olabilir?” diye dert yandığında Cemmâz ona “Neyin işareti olacak” dedi, “tabi ki senin iflah olmaz bir öküz olduğunun işa-reti!”7

Anekdot: 8

Adamın biri “Karım altı aylık hamileyken sapasağlam bir bebek dünyaya getirdi!” diye hayret ve sevincini Cemmâz’la paylaşmak is-temişti. Cemmâz buna şöyle bir yorumda bulundu “Demek senin ha-nımın rahmi, av köpeğinin çenesi gibi ağzındaki canlıya zarar vermi-yor!”8

5 et-Temsîl ve’l-muhâdara, s. 330.

6 Nesru’d-durr, III, 173. İbn Hamdun’un rivayetinde ييسْأَر َةَقْلَحterkibindeki ilk sözcü-ğün son harfi olan “tâ” kapalı değil de açık yazılınca (يسْأر تقلح) biçimini almış, bu sefer de mana farklılaşarak “Bugün sizin için kafamı traş ettim!” biçimini almıştır et-Tezkiretü’l-Hamdûniyye, V, 27.

7 Cem’u’l-cevâhir, s. 114.

8 el-‘Ikdu’l-ferîd, VIII, 145.

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 Anekdot: 9

Bir defasında Cemmâz, ziyaretleri aksatan bir dostuna “Vefasız, uzun süredir kayıplara karıştın!” diyerek sitem etmek istemiş, dostu da, son zamanlarda ârız olan sık tuvalet ihtiyacı sebebiyle ziyaretleri kesmek zorunda kaldığını belirtmişti. Ne var ki Cemmâz bu mazereti yeterince gerçekçi bulmayarak “Keşke rahatsızlığının küçücük bir emaresini suratında da görebilseydik” sözüyle ona olan güvensizliğini ifade etti.9

Cemmâz zaman zaman da çevresinde tanık olduğu ilginç diya-logları ya da garip davranış biçimlerini herhangi bir yorumda bulun-maksızın aktarır. Bu tür anekdotlarda çoğu zaman ya dilsel bakımdan bir estetik ya da tebessüme vesile olacak mizahi bir nüve bulunur (Anekdot: 10-15 arası):

Anekdot: 10

Cemmâz anlatıyor: Bir kadın şarkıcının fasıl geçtiği bir içki mec-lisine varmıştım. Hava buz kesiyordu. Orada evinden tedbirsizce çık-mış üzerine kalınca bir kıyafet almadan bu mekâna gelmiş bir adam da vardı. Soğuktan tir tir titreyen bu acınası adam içinde bulunduğu zaval-lı durumu bu işveli hanıma yanaşmak için bir fırsata dönüştürmeyi umarak “Keşke size şöyle güzelce sarılabilseydim de beni sıcacık ısıtı-verseydiniz!” dedi. Şarkıcı kadınsa “Bence sizin, benim boynumdan ziyade bir cüppeye sarılmaya ihtiyacınız var!” şeklinde bir espri yaptı ve kıvrak zekâsı sayesinde kendisine atılan oltayı boşa çıkardı.10

Anekdot: 11

Cemmâz anlatıyor: İspiyonculuktan hazzeden bir adam ölmüş, komşularından biri de kendisini rüyada görmüştü. Adam rüyasında bu jurnalci dostuna “Rabbin sana nasıl muamele etti?” diye sorunca adam anlatmaya başlamış: “Valla burada benim keyfime diyecek yok. Bir meleğin yanında ayak işlerine bakıyor, ayrıca kâfirlere ait bilgileri kendisine iletiyorum”. Cemmâz bu anlatılanları dinledi ve “Demek O…

çocuğu orada da ispiyonculuk yapmaya devam ediyor!” şeklinde bir espri yaptı.11

Anekdot: 12

9 Nesru’d-durr, III, 173.

10 el-Basâir ve'z-zehâir, I, 230.

11 el-Basâir ve'z-zehâir, IV, 44.

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 Cemmâz anlatıyor: Bir defasında bir çöpçünün diğer bir çöpçüy-le muhabbetine tanık olmuştum. Onlardan biri şu sözçöpçüy-leri söyçöpçüy-leyerek arkadaşıyla matrak geçiyordu: “Ancak yedi göbek sülaleden çöpçü olan birinin bilebileceği bir soru sana: hamamböceğinin kaç ayağı vardır?!”12

Anekdot: 13

Cemmâz anlatıyor: Kûfe’de bir adam görmüştüm. Bu adam elinde bir bütün ekmekle bakkala geldi. Sonra onu bakkal sahibine uzatıp, “Bana çeyrek ekmek, kalan kısmına da bir miktar havuç ver”

dedi. Böylece ekmeğin, tıpkı para bozdurulur gibi bozdurulduğu ilginç bir alışveriş gerçekleştirdi.13

Anekdot: 14

Cemmâz anlatıyor: Bir defasında bir dilenciye tesadüf etmiştim.

“Kim iki Emîn zatın aşkı için, Cebrail ve Muâviye hatırına bu fakire ihsanda bulunur?” diye dileniyor, erzak toplamaya çalışıyordu.14

Anekdot: 15

Cemmâz anlatıyor: Dilencilik yapan ihtiyar bir kadın görmüş-tüm. Bu kadıncağız bir taraftan dileniyor bir taraftan da “Kim bir ek-mek parçası verirse, Allah da onu sultan sofralarında ağırlasın” biçi-minde dua ediyordu.15

Son olarak kimi Cemmâz anekdotlarında ise pedantik sayılabile-cek bir bilgilendirme boyutu dikkati çeker. Bu edebi ürünlerde onun mizahçılığının değil iyi bir gözlemci ve ahbar râvisi oluşu önem kaza-nır (Anekdot: 16):

Anekdot: 16

Bir bedevi çölde, gökyüzündeki mehtabı görüp “Ne ala, ne ala”

diye coşkuyla sevinmeye başlamıştı. Onun bu ölçüsüz hissiyatına an-lam veremeyen Cemmâz “Nesine bayıldın onun bu kadar?!” diye hay-retini ifade edince bedevi “Vallahi onda öyle hasletler var ki, bunlar-dan bir tanesi bile eşekte olsaydı insanlar kendisiyle selam sabah

12 el-Basâir ve'z-zehâir, IV, 44.

13 Nesru’d-durr, III, 172; el-Basâir ve’z-zehâir, VII, 41; et-Tezkiretü’l-Hamdûniyye, II, 373.

14 Nesru’d-durr, V, 217; el-Basâir ve'z-zehâir, IV, 33; Rabî‘u’l-ebrâr, I, 243.

15 Nesru’d-durr, III, 172; el-Basâir ve'z-zehâir, IX, 100. Hikâyenin aslında “sultan sofrası” yerine “Bâbu’t-tâk” sözcüğü geçmektedir. İlgili sözcük esasen Bağdat’ta, sosyo-ekonomik açıdan varlıklı sayılan eşraf ve tüccar gibi kalburüstü tabakanın mesken tuttuğu bölgeleri temsil etmektedir.

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 meye başlarlardı” dedi. Cemmâz merak içerisinde bunla-rın neler ol-duğunu sordu. Bedevi sıralamaya başladı:

1. Mehtabın ışığı evlerin damlarındaki yarıklardan içeri girerek bir nevi gece lambası işlevi görür. 2. Karanlıkta hareket eden akrep, gece yılanı gibi haşeratı meskun mahallerden uzak tutar.

3. Muhtemel hırsızları derhal deşifre eder.

4. Geceleyin çöle hâkim olan soğuk iklime mani olarak, normal-de keskin bir soğukluğu olan içme suyunu ılık tutar.

5. Keten kumaştan imal edilmiş çadır ve kıyafetlerin lifleri ara-sından nüfuz ederek, çölün gece soğuğunda belirli oranda hararet sağ-lar.

6. Hapşırmaya vesile olur (ki bu da bir nevi enfiye etkisi yarata-rak onun sağladığı avantajları sağlar)

7. Gece ılık bir ortam hâsıl olduğundan, kişinin gece ibadetleri-ne dolayısıyla dindarlığına faydası olur.

8. Çölde geceleyin otlamakta olan sürünün daha iyi yağ tutma-sını sağlar.16