• Sonuç bulunamadı

İçki meclislerine dair tespitleri

AL-CAMMÂZ, THE SHARPED-TONGUE COURTIER OF THE ABBASID PALACE

1. Bir sosyal gözlemci ve eleştirmen olarak Cemmâz

1.4. İçki meclislerine dair tespitleri

Bir saray nedimi olarak Cemmâz aynı zamanda geniş bir mey-hane kültürüne de sahiptir. Onunla ilgili hikâyelerin hatırı sayılır bir bölümünün mekânı sazlı sözlü içki âlemleri ya da sarayda icra edilen müzikli eğlence meclisleri olup bu durum birçok mizahi anlatıya yan-sımıştır. Aşağıda bir bölümü salt betimlemeden, bir bölümü ise bazı mizahi durumları hikâye eden anlatılardan oluşan birkaç örnek yer almaktadır (Anekdot: 17-21):

Anekdot: 17

Cemmâz bir içki meclisinde nebizin, sarhoşluğun vereceği olası menfi tesirleri sebebiyle 13 sınıf kimseye yasaklanmasını önermekte-dir. Bu kimseler şunlardır:

1. Güftede hata etmeye başlayan muğannî ve muğanniyeye.

2. Çakırkeyflik sebebiyle dengesini kaybederek sağa doğru yıkı-lan sarhoşa.

3. Meze tabağına çerez tabağı muamelesi yaparak, mezeyi hapur hupur tüketene.17

16 Nesru’d-durr, III, 174; et-Tezkiretü’l-Hamdûniyye, V, 444.

17 İçki âlemlerinin vazgeçilmez unsurlarından biri de لْقُن veya ت الَوُقُن kelimeleriyle ifade edilen mezedir. Mezenin azlığı ya da tüketiminde ölçüye dikkat edilmemesi kimi

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 4. Şarap kadehini elinde tutamayarak düşürüp kırana.

5. İşret meclislerinde çilingir sofralarının olmazsa olmazı sayılan mezelerden fesleğeni aşırıp evine götürmeye kalkana.

6. Elindeki kadehe sahip olamayarak üzerine dökene.

7. İşret meclisinde olduğu halde kendisini düğün ziyafetinde sa-narak yemek talebinde bulunana.

8. Ud enstrümanındaki en kalın tel olan bam telini koparacak kadar ölçüyü ve ritmi kaçırana.

9. Henüz birinci kadehte tıkanma emareleri gösterene.

10. Sarhoşluğun ileri evrelerinde çenesi düşerek gevezelik etme-ye başlayana.

11. İçki masasındaki düzenin önemli bir parçası olan peçeteye mendil muamelesi yaparak sümkürene.

12. Tuvalet gibi münasebetsiz mekânlarda sızıp kalana.18 Anekdot: 18 adama uzatıyordu. Bu hadise birkaç defa üst üste tekrar edince merak-lanıp bir miktar yaklaştım. Gördüğüm manzara şuydu: Meğer yaşlı adamın öbür tarafında bir şişe varmış ve ihtiyar, çocuktan ne zaman meclislerde işret müdâvimlerini birbirine düşüren bir faktör olabiliyor, bu konuda usule riayet etmeyenler nazik biçimde uyarılıyordu:

Bir ticâret erbâbı bir içki meclisine misafir olmuştu. Ancak bu zat bütün him-metini mezelere çevirip sadece onlardan hızlı hızlı yemeye başladı. Duruma tanık olan bir nükte erbâbı onun bu halini şöyle tasvir etti: “Bu zât-ı muhterem mezeyi içiyor, nebizi ise gıdım gıdım yudumluyor!” Nesru’d-durr, VI, 334.

18 Nesru’d-durr, III, 172. el-Âbî, 13 sınıf dediği halde 12 rakamına ulaşabilmiştir. Ebû Hayyân da 13 kişilik bir yasaklı listesinden söz eder, ancak orada da şu üç farklı grubu zikreder: Müzik icrasında bulunana istek parçası verip bunda ısrarcı olana;

şiir sözlerini terennüm ederken taktî‘ yapana (taktî‘: aruz ölçüsünde dizelerin durak yerlerini belirtecek biçimde kesik kesik okunması); parçaya eşlik edeyim derken icracının insicamını bozup hata yaptırana. Bkz. el-Basâir ve'z-zehâir, I, 227-28.

Kısmen farklı rivayetler için ayrıca bkz. et-Tezkiretü’l-Hamdûniyye, VIII, 399; en-Nuveyrî, Nihâyetu’l-erab fî funûni’l-edeb (I-XXXIII), thk. Mufîd Kumayha ve eki-bi, Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye, 1.Baskı, Beyrut, 2004, IV, 127; el-Vâfî bi’l-vefeyât, IV, 204-205.

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 kürkünü istese, çocuk bu şişeden doldurduğu bir kadehi adama uzatı-yormuş. Meseleyi bu şekilde anlayınca hatırıma şairin şu beyti geldi:

ًةَسَْخَ ًةَسَْخَ اَنْ بيرَش اَذيإ ْلا اَنْسيبَل ْدَقَ ف

يليخاَد ْنيم َوْرَف

Diktik mi tepemize beşer kadeh şarabı Giymiş gibi oluruz palto ile çorabı.19 Anekdot: 19

Cemmâz bir keresinde arkadaşlarıyla bir içki ortamında eğleni-yor, şarkıcı bir câriye de nağmeleriyle meclise renk katıyordu. Câriye fasıl icrâ ettiği sırada, sadece sahneye yakın bir konumda oturan Cemmâz’ın işiteceği şekilde yelleniverdi. Şarkıcı ne yakın plandaki Cemmâz’ın ne de diğerlerinin işitmediğini sanıyordu. Kadeh sırası Cemmâz’a gelip de parça seçimi için kendisine yönelerek “Senin için hangi parçayı çalmamı istersin, ey Ebû Abdullah?” dediğinde, Cemmâz durumun farkında olduğunu ima et-mek amacıyla okumasını istediği parçanın giriş sözlerini kendisine hatırlattı:

َي ينَمِّدلايب َينيعَنْصَت اَم ،ُحيير ا ينَسَح ٍرَظْنَم يوَْمَ ْنيم يكَل ْمَك

Ey rüzgâr, gübrelikte ne aranıp duruyorsun?

Ki nice güzel manzara seninle berbâd oldu!20

Meseleyi anlayan cariye gülmeye başladı ve kulağına eğilerek

“N’olur bunu kimseye anlatma!” diye Cemmâz’a ricada bulundu.21 Anekdot: 20

Bir defasında Cemmâz bir şantöre “Haydi şakı bakalım!” deyin-ce şantör “Bu bir emir, emirle şarkı söylenmez!” diyerek şarkısını

19 el-Basâir ve'z-zehâir, IX, 102. Rabî‘u’l-ebrâr, II, 295.

20 Bu beyit, Arap şiirinin atlâl temasını işleyen seçkin parçalarından birine ait olup, halife Hârûn Reşîd’in büyük beğenisini kazanması dolayısıyla ölümsüzleş-miştir.

Esasen ilk şatırdaki ‘dimen’ sözcüğü ‘kabilesi göçebe bir yaşam süren sevgilinin arkasında bıraktığı kalıntılar, harabelikler’ anlamına gelmekte ise de, nükteyi ya-pan kişi burada kelimenin ikinci manası olan ‘gübrelik’e tel-mihte bulunmuştur. Bu beytin altında yer alan beyitler de kızın aleyhine yorum-lanabilecek şekilde devam etmektedir:

21 Tabakâtu’ş-şu‘arâ, s. 374; el-Eğânî, XXVII, 9289; et-Tezkiretü’l-Hamdûniyye, VII, 249; Kayravânî, Muhtârât min kutbi’s-surûr fî vasfi’l-enbize ve’l-humûr, el-İntişâru’l-Arabî, 1. Baskı, Beyrut, 2008, s. 226; Nesru’d-durr, VI, 359.

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010/2, c. 12, sayı: 2 okumadı. Cemmâz üslubunu biraz yumuşatarak “Öyleyse şarkı söyle-meni istirham ediyorum” deyince şantör bu sefer “Bu da senin açından bir zül, müzik böyle bir saikle de dinlenmez!” karşılığını verdi. Sinirleri iyice gerilen Cemmâz “Eeee yeter be, öyleyse okuma!” deyince şantör

“Böyle bir engelleme ise resmen kavga sebebi!” diyerek her defasında Cemmâz’ı kudurtmayı başardı.22

Anekdot: 21

İbn ‘Ammâr anlatıyor: Dostlarla birlikte evlerin mekânsal açıdan darlığı üzerine sohbet ediyorduk. Cemmâz söz alıp dedi ki: “Bir kere-sinde bizim fakirhanede işret yapıyorduk. Evimiz öylesine dardı ki, tuvalete giren bir şahıs tuvaletini yaptığı aynı anda elini uzatmak sure-tiyle kendisine gelen kadeh sırasını boş çevirmeyerek sâkînin uzattığı kadehi elinden alabiliyordu”23

2. Polemikleri

Hiçbir şairin kaçıp kurtulmayı başaramadığı hiciv, sivri dilli ve aşağılayıcı üsluplarla hasımlarını yaralamaktan büyük haz duyan bir söz cambazının, Cemmâz’ın kişiliğine son derece uygun bir enstrü-mandır. Klasik kaynaklar onun, başta Ebû Nüvâs olmak üzere birkaç önemli şahsiyetle olan atışmalarına yer verir. Burada anekdotlar çerçe-vesinde bu isimler ve ilgili polemikler tanıtılacaktır.