• Sonuç bulunamadı

2. LİTERATÜR ARAŞTIRMASI

2.7. İlgili Araştırmalar

Geri dönüştürülmüş kaynaklardan üretilen giysilere yönelik tüketici tutumlarını konu edinen araştırmalara ulaşmak üzere literatür taranmıştır. Araştırma kapsamında geri dönüştürülmüş giysiler, tüketici tutumları, algılanan müşteri değerleri ve çevresel kaygı konularına yer verilmiştir. Bu bağlamda ulaşılabilen araştırmalar aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır.

Şener ve diğerleri (2019), Türkiye ve Kazakistan’da tüketicilerin yavaş moda ürünlerine yönelik değer algılarını etkileyen yavaş moda boyutlarını belirleyerek algılanan değerin tüketicilerin satın alma niyetine ve daha yüksek fiyat ödemeye razı olmalarına etkisini ortaya koymayı amaçlamışlardır. Araştırma sonuçları, Türkiye’de yavaş modanın özgünlük, yerellik ve ayrıcalık, Kazakistan’da ise, eşitlik, işlevsellik, yerellik ve ayrıcalık boyutlarının algılanan müşteri değerine katkıda bulunduğunu göstermiştir. Her iki grupta da algılanan müşteri değerinin, satın alma niyetini ve daha yüksek fiyat ödemeye razı olma durumunu olumlu yönde etkilediği görülmüştür.

Azizağaoğlu ve Aksu (2018), organik tekstil ürünlerine dair tüketici tutumlarının incelenmesini amaçlamışlardır. Tüketicilerin organik tekstil ürünlerine yönelik tutumlarının öncelikle bu ürünlerin sağlığa zararsız oldukları, sosyal sorumluluk bilinciyle yapıldıkları ve çevreye zararsız oldukları şeklinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Ayanoğlu ve Ağaç (2017), sürdürülebilir tasarım çalışmaları kapsamında, tüketicinin gereksinimlerini, satın alma tutumlarını ve estetik endişelerini arka plana atarak, tüketicinin kişiliğine, kimliğine ve hayat tarzına yakışmayan, tüketiciyi tasarım sürecine dahil etmeyen tasarımların, sürdürülebilir tasarım anlayışını olumsuz yönde etkilediğini tespit etmişlerdir.

Can ve Ayvaz (2017), tekstil ve moda sektöründe sürdürülebilirliği; ekolojik yönden incelemişlerdir. Araştırmada; üretici, tüketici ve araştırmacılarda farkındalık oluşturmak, sürdürülebilir tasarımlara dikkat çekmek ve sürdürülebilir kalkınmaya fayda sağlamak hedeflenmiştir. Doğaya yardımcı olmak için üretim ve tüketim sonrasında oluşan tekstil atıklarının da geri kazanımlarının yapılmasının,

tüketicilerde gerekli farkındalıklar oluşturularak satın alma tutumlarındaki değişikliklerle ekolojik ürünleri tercih etmelerinin sağlanması gerekliliğinin önemini vurgulamışlardır. Takas usulü, tekstil atık kutuları, ikinci el giysi merkezleri, tamirat metotları gibi basit çözümlerle, çevreyi tekstil atıklarından temizleme önerisi getirilmiş ve tasarımcıların tasarımlarını ekolojik ve etik kurallar dahilinde yaparak, ürünlerin daha uzun ömürlü olmasına katkı sağlayabileceği belirtilmiştir.

Gürcüm ve Yüksel (2012), sürdürülebilirliğin üç boyutunu incelemişlerdir. Ekoloji boyutunda; toksik olmayan, dönüştürülebilir kavramlarla üretilen moda ürünleri, ekonomi boyutunda; tüketiciler ve üreticiler için değer kazandıran ürünler ve sosyal/ etik unsurlar boyutunda ise insan sağlığını bozmayan giysiler, dengeli üretim gibi modanın üretim ve tüketim alanlarındaki tüm faktörlere yaşam kalitesi kazandıran ürünler ele alınmıştır. Araştırma sonucunda sürdürülebilir moda, ekolojik moda, yavaş moda kavramlarının önemine dikkat çekerek sürdürülebilir moda tasarımcısına önemli ve bilinçli görevler yüklenmelidir kanısına varmışlardır.

İşmal ve Yıldırım (2012), teknolojik gelişmeler ve kavramlar doğrultusundaki ekolojik tekstil ve tasarım boyutuna, bir tasarımcının tasarım basamaklarında hangi kriterleri göz önünde bulundurması gerektiğini ve sorumluluklarını araştırmışlardır. Tüketicilerin ön yargılarında ve tutumlarındaki değişikliklere ve isteklerine bağlı olarak tasarımların, estetik ve ekolojik anlayışın, malzeme tercihleri ve bakım alışkanlıklarının değişmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir. Dünyadaki güncel eğilimlere bakıldığında, geleneksel olarak sadece “çizim yapan, desen ve model üreten kişi olarak” ele alınan tasarımcı algısının değişmekte olduğu, tasarımcıların, bilinçli tüketicinin isteği doğrultusunda, çevre dostu ürünleri tasarlarken yeni estetik kavrayışların gelişimine de fayda sağlayacakları sonucuna varmışlardır. Bu bağlamda, tasarımcıların bu doğrultudaki tasarımları ile tüketicilerin bilinç ve beğenilerini değiştirebileceklerine dair göstergeler olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Koca ve diğerleri (2016), tekstil sektöründe sürdürülebilirlik alanında yöneticilerin bakış açılarını tespit etmeyi amaçladıkları bu çalışmada; Ankara ve İstanbul’da hazır giyim firmalarının yöneticilerine anket yapılmıştır. Araştırmaya göre, işletme yöneticilerinin önemli bir kısmının sürdürebilirlik kapsamında olumlu düşünceleri olması ve görüşleri ile uygulamalarının beraberlik göstermesi sektör

açısından olumlu bir gelişme olarak nitelendirilmiştir. Ancak çevresel endişelerin hızla arttığı günümüzde ülkemizdeki girişimlerin yeterince hızlı gelişmediğini sonucuna varılmıştır.

Oral ve diğerleri (2012), tekstil ve hazır giyim ürünlerinde ekolojinin önemi kapsamında yaptıkları çalışmada, tüketicilerin satın aldıkları ürünlere ekolojik olduğu zaman daha fazla ücret ödeyebildikleri ve bu fazla ücretin sağlığa ve çevreye kazandırdığı artı değerlerle geri kazanıldığını tespit etmişlerdir.

Şahin ve diğerleri (2016), yeşil pazarlama ile piyasaya sunulan ürünlere dair tüketici taleplerinde etkin olan faktörleri belirlemeyi amaçlamışlardır. Araştırma sonuçlarına göre tüketicilerin %76.38’inin yeşil ürün hakkında fikir sahibi olmadıkları, ama bilgilendirmeden sonra %39.85’inin yeşil ürün satın aldığı görülmüştür. Tüketicilerin %62.4’ ü çevre dostu işlenen ve paketlenen ürünlere daha fazla ücret ödemeyi kabul etmekte ve bu ürünlere %9.61 daha fazla ödemek istedikleri görülmüştür. Bu çalışmaya göre, tüketici tutumlarını belirlemenin firmaların çalışmalarına yön verebilmelerinde yardımcı olacağı sonucuna ulaşmışlardır.

Tiber ve Yücel (2018), hazır giyim firmalarında çalışan tasarımcıların; hızlı moda, sürdürülebilir moda, yavaş moda, ekolojik moda, eko-etiket ve geri dönüşüm kavramlarına karşı bilgilerini, bakış açılarını ve farkındalık düzeylerini belirlemek istemişlerdir. Tüketici tercihlerinin moda tasarımcılarını etkilediği, aynı zamanda tüketicilerin de sürdürülebilirlik konularında bilinç ve farkındalıkları ile mevcut hızlı moda sisteminin dışına çıkılabilecekleri görülmüştür.

Eser ve diğerleri (2016), tekstil ve hazır giyim sektöründeki sürdürülebilirliğine ilişkin incelemelerinin yanı sıra, sıkça kullanılan liflerin çevresel yönlerinin incelendiği araştırmalara değinmişlerdir. Araştırma kapsamında dünya moda liderlerinin geri dönüşüm kaynaklı giysi koleksiyonlarından örnekler verilmiştir. Geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı, üretim proseslerinin daha az enerji tükettiği, işlenmemiş malzeme tüketimini, kirliliği ve sera gazı emisyonunu azalttığı ve üretim maliyetini düşürdüğü gerekçeleriyle daha da artırılması gerektiği sonuçlarına varılmıştır.

Telli ve diğerleri (2012), Pet talaşlarının tekstil sektöründeki kullanımı açıklayarak, Türkiye'deki Pet talaşlarından lif üreten işletmelerin durumlarını araştırmışlardır. Ayrıca Türkiye'de pet şişe atıklarının kazanılmasında kayda değer yatırımların olduğu, bu atıklardan elde edilen pet talaşlarının lif sektöründe kullanıldığı belirlenmiştir. Ancak düşük kaliteli ürünler için üretim yapılmaktadır. Bu durumun sebeplerinin, teknolojik yapı eksikliği ve bu liflerin hazır giyimde kullanılamayacağı şeklindeki önyargı olduğu, ancak bu liflerin hazır giyim sektörde rahatlıkla kullanılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Alkaya ve diğerleri (2016), çevresel farkındalıkları ve bu farkındalıkların çevre dostu ürün kullanımına etkisini incelemişlerdir. Araştırma; çevresel duyarlılık değerlerinden kişisel ve ekolojik değerlerin çevre dostu ürün satın alma eğilimi üzerinde etken olduğunu ortaya koymuştur.

Karaca (2018), bireylerin duygusal ve bilişsel güdülerinin sürdürülebilir giysilere yönelik tutumları ve satın alma davranışları üzerindeki etkisini incelemiştir. Giysi tüketim davranışı; giysi atma, giysi bağışlama, yeniden kullanma ve sorumlu giysi satın alma olarak dört grupta tespit edilmiştir. Giysi atma, giysi bağışlama, yeniden kullanma ve sorumlu giysi satın alma davranışı üzerinde duygusal etkenlerin, giysi bağışlama ve sorumlu giysi satın alma davranışı üzerinde ise bilişsel etkenlerin etkisi görülmüştür.

Tanrıkulu (2014), çevresel endişenin ve algılanan tüketici davranışının, çevreci ürün satın alma tutumları üzerindeki rolünü incelemiştir. Yapılan anketler sonunda; çevreci ürün tüketiminin; çevresel endişe, algılanan tüketici davranışı ve ortaklaşmanın ( toplu hareket etmenin) pozitif olarak etkilendiğini görülmüştür.

Benzer Belgeler