• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2 İlgili Araştırmalar

Abiye kumaş yapılarının model ve kalıp tasarımına etkilerini belirlemek amacıyla yapılan araştırma ile ilgili olarak: kurum, kuruluş, kütüphane, yerli ve yabancı makale, kitap, dergi, gazete, tez, seminer notları, konferanslar, sempozyum, kongre bildirileri, internet ortamı, süreli yayınlar vb. kaynaklar araştırılmıştır. Abiye kumaş yapılarının model ve kalıp tasarımına etkileri ile ilgili Türkiye’de yapılmış bir araştırmayaulaşılamamıştır. Yine yurt dışında bu nitelikte yapılmış bir araştırmaya rastlanamamıştır. Türkiye’de farklı ürün türlerine ilişkin kumaş yapılarının model ve kalıp tasarımına etkileri ile ilgili yapılan iki araştırmaya ulaşılabilmiştir. Bu araştırmalar; Gülşen Serdar tarafından hazırlanan “Bayan Ceketinde Kumaş Yapılarının Model ve Kalıp Tasarımına Etkileri” yükseklisans tezi ile; Zeynep Çakmak tarafından hazırlanan “Denim Yüzeylerden Üretilen Bayan Pantolonunda Yüzey Esneme Kabiliyeti Olan Kumaş Yapılarının Model ve Kalıp Tasarımına Etkileri” adlı yüksek lisans tezidir.

Türkiye’de ve yurt dışında abiye giysi üretimi, kalıp hazırlama ve model tasarımı, kumaş yapıları ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda konuyla ilgili bulunan ve araştırmada yararlanılan eserlerin bazılarına bu bölümde tarih sırasına göre yer verilmeye çalışılmıştır.

Tansoy, Vural, Ağaç (1994), “Özgün Giysi Tasarımında Temel İşlemler ve Örnek Bir Çalışma” adlı makalesinde giysi tasarımı tanımı ve kavramları, giysi tasarımında temel işlemler, giysi tasarımında örnek bir çalışma yapmışlardır. Amaç olarak, özgün bir giysi tasarımında izlenen temel işlemlere göre ortaya özgün bir giysi tasarımı hedeflemişlerdir. Bu amaçla yapılan araştırmada, öncelikle giysi tasarımı tanım ve kavramları ile giysi tasarımında izlenen temel işlemler ele alınmıştır. Giysi tasarımı temel işlemlerinden olan piyasa araştırmasında, mağazalar gezilerek günün moda

akımlarına uygun olarak üretilmiş giyim türleri incelenmiş ve belirgin özellikleri ön araştırma defterine çizilerek sunulmuştur. Piyasada bulunan kumaş, yardımcı malzeme ve aksesuarların nitelikleri ve maliyetleri araştırılmıştır. Tasarımın sunulması düşünülen hazır giyim işletmelerinin satış politikaları, üretim kapasiteleri, fiyat politikaları, teknolojileri, üretim metotları, gelecekle ilgili planları ve kalite kontrol ilkeleri; tüketici tipleri, tüketicilerin satın alabilme güçleri ve ürünün kullanışlılığı dikkate alınarak belirlenmiştir. Esin kaynağı belirlemek için 19. yy. Osmanlı giysilerinin uyandırdığı geçmişin etkileri günümüz çizgilerine taşıyarak yenilikler üretmek amacıyla, Ankara Etnografya Müzesi esin kaynağı olarak belirlenmiştir. Özgün model geliştirme aşamasında, hikâye panosu hazırlanarak, özgün modeller geliştirilmiş ve yapılan çalışma çizimlerinden birisi üretilebilirlik, pazara uygunluk ve maliyet açısından da dikkate alınarak seçilmiştir. Bundan sonraki aşamalarda ise, temel ve deneme kalıpları hazırlanmış, deneme kalıbı geçici bir kumaş üzerine uygulanarak dikilmiş ve giysinin kontrolü yapılmış, üretim kalıbı hazırlanarak serilenmiş, yerleşim ve dikim planları hazırlanmış ve prototip ürün dikilmiştir. Prototip ürün dikiminde kullanılan malzemelere uygun olarak bir maliyet tablosu hazırlanmıştır. Sonuç olarak, uluslararası ortaya çıkarılacak özgün tasarımlarla, üretilecek ekonomik değeri yüksek olan ürünlerde; kaliteli kumaşı kullanarak, aksesuarı ve yardımcı malzemeyi rakipleriyle maliyette elde ederek ve işçiliğin Türkiye’de Avrupa’ya oranla hala ucuz olması avantajını kullanarak rakiplerinden daha iyi duruma geçebileceği sonucuna ulaşmışlardır.

Bozkurt (1995): “Vücut Hareketlerinin Giysi Özellikleri Üzerindeki Etkileri” adlı araştırmasında giysi özellikleri ile vücut hareketleri arasındaki ilişkileri incelemeyi hedeflemektedir. Giysi kalıplarının hazırlanması sırasında kullanılan ölçülerin sabit vücut ölçüleri olması ve hareket halinde insan vücudundaki ölçü değişimlerinin kalıplarda uygulanmaması nedeniyle vücut hareketlerinin engellendiği öne sürülmüştür. Giysilerde meydana gelen hareket ile ilgili sorunlarının giderilmesi için kalıplara hareket paylarının verilmesi önerilmiştir.

Üstün ( 1995): “Dokuma Kumaşların Dökümlülüklerinin Tespitinde Yeni Bir Model Örneği” adlı yayınlanmamış doktora tezinde pamuklu, yünlü ve kimyasal kumaşların dökümlülük değişimlerini, eğilme dayanımlarını, atkı ve çözgü sıklıklarını, ipliklerinin bükümlülüklerini, atkı ve çözgü iplik numaralarını, kumaşların ağırlıklarını

incelemiştir. Kumaşların yumuşak ya da sertliklerinin kaynaklarına, kumaş yapılarına nelerin etki edeceğine değinmiştir. Kumaşların dökümlülüğünü değerlendirmek amacıyla o zamana kadar kullanılan standart dökümlülük yöntemlerinden farklı olarak, daha pratik ve daha kısa sürede sonuca ulaşabilen bir sistem geliştirmeyi amaçlamıştır. Kumaşların dokuma aşamasında, atkı çözgü sıklığı, m2 ağırlığı, büküm derecesi, iplik kalınlığı, hammadde yapısı gibi teknolojik özelliklerinin niteliğine göre elde edilebilecek kumaşın dökümlülük derecesi ve hangi gruplar içinde yer aldığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmanın materyalini günlük çok sık kullanılan kumaşlar oluşturmakta, bu kumaşlara uygulanabilecek yıkama, kurutma ve ütüleme yöntemlerininde dökümlülüğe etkileri incelenmiştir. Sonuç olarak kumaş dökümlülüklerinin belirlenmesinin daha kolay ve kısa sürede hesaplanmasının sağlamak amacıyla yeni bir hesap yöntemi geliştirilmiş, üzerinde durulan ve çözüme ulaştırılan dökümlülük değişimi problemi, üç farklı gruba ayrılan dökümlülük derecelerinin aynı biçimde koruyabilecekleri sonucuna ulaşmıştır.

Vural, Ağaç ve Altıntaş (1996) “Hazır Giyim Endüstrisinde Kumaş Boyutları Standardizasyonunun Önemi ve Örnek Bir Çalışma” adlı çalışmalarında erkek takım elbise üretiminde çeşitli kumaş enlerinde ortaya çıkan firelerin incelenmesiyle en uygun kumaş eninin belirlenmesine çalışılarak kumaş boyutlarının ürün tipine ve model özelliğine göre standart hale getirilmesinin önemi vurgulanmıştır. Araştırmada, genellikle standart model olarak nitelenebilecek erkek takım elbisesi seçilerek, bunların kalıpları, kalıpların çeşitli enlerde yerleştirilen pastal planları ve çeşitli enlerdeki kumaşlar araştırmanın materyalini oluşturmaktadır. Araştırma için hazır giyim sektöründe erkek takım elbise üretimi yapan büyük ölçekli bir firmadan alınan, en çok üretilen beden numarasına ait (48 beden) kalıplardan yararlanılmıştır. Giysi için gerekli kumaş giderine etken olan model değişikliği dikkate alınarak, mevcut modellerden mono ve kruvaze kapamalı iki model seçilmiştir. Araştırmanın materyalini oluşturan erkek takım elbisesi kalıpları hazır giyim sektöründe kullanılan CAD sisteminde bulunan kesim planı hazırlama bölümüne digitizer aracılığıyla girilmiş, bedenler serilenmiş ve asorti planına göre çalışmada kullanılan dört bedenden oluşan 198 parça, 142 cm- 146 cm – 148 cm – 152 cm net enlere mono ve kruvaze ceketli takım elbise olarak ayrı ayrı yerleştirilmiştir. Pastal yerleşiminde hassasiyet sağlamak amacıyla elle yerleştirme tercih edilmiştir. Yerleştirme sonucu ortaya çıkan verimlilik ve metraj değerleri hazırlanan forma işlenmiştir ve elde edilen veriler SPSS ile analiz edilmiştir.

Araştırma sonucunda, mono ceketli erkek takım elbisesi üretiminde optimal kumaş eni 148 cm olarak belirlenirken; kruvaze ceketli erkek takım elbisesi üretiminde optimal kumaş eni 142 cm olarak belirlenmiştir. Mono ve kruvaze ceketli erkek takım elbiselerinde en düşük metraj 152 cm kumaş eninde elde edilmiştir. Verimlilik ve kumaş enleri arasında pozitif bir ilişki olmadığı belirlenmiştir.

Serdar (1998), “Bayan Ceketinde Farklı Kumaş Yapılarının Model ve Kalıp Tasarımına Etkileri” isimli yapmış olduğu yüksek lisans tez çalışmasında, hazır giyim tasarımcılarının tecrübelerine deneyerek katkıda bulunmak amacıyla bir giysi türü ve modeli belirlemiş ve bu giysiye uygun 10 ayrı yapıda kumaş, üreten ve tedarik eden firmaların 97–98 kıs sezonu koleksiyonlarından bayan ceketi üretilmek üzere seçilmiştir. Farklı yapı, ağırlık, yumuşaklık ve dökümlülükleri bulunan bu kumaşlar aynı kalıp ile aynı üretim ortamında giysiye dönüştürülmüştür. Üretilen bu giysiler aynı beden ölçüsüne sahip farklı bireylere giydirilerek, kumaşlar ve kalıplar test edilmiştir. Farklı kumaş kompozisyonlarından oluşan kumaşlarının aynı kalıp üzerindeki model ve kalıp tasarımındaki etkileri incelenmiş, tasarımın, özellikle kumaşa göre yapılması gereği vurgulanmıştır. Üretim sonucunda kumaşlarda yapılan değerlendirmeler sonucu değiştirilen ceket kalıpları birbiriyle karşılaştırılmıştır. Hazır giyim üretimi içinde farklı kumaş özelliklerinin kalıp işlemleri üzerinde, farklı etkiler gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Farklı yapı, ağırlık, yumuşaklık ve dökümlülükleri bulunan kumaşlar aynı kalıp ve aynı üretim ortamında giysiye dönüştürülmüş, üretilen giysiler aynı beden ölçüsüne sahip farklı bireylere giydirilerek, kumaşların ve kalıpların uyumu test edilerek incelenmiştir.

Mete (2001): “Doğrudan Vücut Ölçülerine Dayalı, Vücuda Tam Oturan Yeni Bir Bayan Üst Beden Temel Kalıp Hazırlama Tekniğinin Geliştirilmesi” adlı araştırmasında giysilerin vücuda uyum ve kalıp problemlerinin giysinin estetik ve fonksiyonel özelliklerini doğrudan etkilediği öne sürülmüştür. İnsan vücudu çok çeşitli boyut ve şekillerde olduğundan, kullanılmakta olduğumuz kalıp çizim sistemlerinin biraz daha geliştirilmesi ve vücuda çok daha iyi uyum gösteren, vücudu saran yeni bir kalıp hazırlama sisteminin geliştirilmesi gerektiği savunulmuştur. Çalışmada, vücuda iyi uyum sağlayan giysilerin yapılabilmesinde iki boyutlu kalıpların hazırlanmasına yönelik yeni bir kalıp çizim tekniği önerilmektedir. Farklı üst beden formları sergileyen 12 yetişkin bayan model üzerinde çalışılmış ve her bir modelden toplam 16 vücut ölçüsü

alınmıştır. Her bir model için elde edilen bu fiziksel veriler, bir bilgisayar destekli kalıp hazırlama sistemi kullanılarak ön ve arka temel beden kalıpları elde edilmiştir. Bu şekilde hazırlanan her bir kalıba gerekli dikiş payları da verildikten sonra plotterdan birer çıktıları alınmış, mermerşahi kumaşa kesilmiş, dikilmiş ve ardından her bir model üzerinde test edilmiştir. Ayrıca detaylı kalıp çizim aşamaları açıklanmıştır. Yapılan araştırmalar ve deneme çalışmaları sonunda varılan sonuçta yeni geliştirilen EFES sisteminin vücuda her bölgede tam uyum gösterdiği ve vücut tipi, ölçüler ne olursa olsun her vücuda uygulanabileceği bu sisteme göre elde edilen kalıplardaki temel yaklaşımın Amerikan Blok Sistemi’ndeki sistematik yaklaşıma benzediği ancak bazı temel eksenlerin kullanımı, arka bedenin göğüs eksenine göre üste ve alta dağılımı, tecrübe değerleri yerine vücut üzerinden alınan ölçülerin kullanılması gibi yönlerden bu sistemden farklılıklar gösterdiği sonucuna ulaşmıştır.

Vural, Çivitçi, Ağaç (2001): “Giysi Tasarımına Ergonomik Yaklaşım” adlı çalışmalarında ergonominin ve antropometrinin giysi tasarımındaki yeri ve önemi açıklanmıştır. Bu araştırmada hazır giyim sektöründe üretilen ürünlerin tasarımlarında, ergonomik unsurların ne derece etkili olduğunu belirlemek ve konuya bakış açılarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmanın materyalini; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne kayıtlı Ankara’da faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli 179 hazır giyim işletmesinden rastlantı yoluyla seçilen 29 işletmede çalışan 48 modelist ve stiliste uygulanan anket yardımıyla elde edilen veriler ve ilgili kaynaklar oluşturmaktadır. Yapılan araştırmada, işletmelerde modelist ve stilistlerin birlikte çalıştıkları, bazı işletmelerde ise her iki iş için bir kişinin çalıştırıldığı gözlenmiştir. İşletmelerin çoğunun teknolojik gelişmeleri takip etmediği; giysi tasarımı yaparken en çok modayı, vücuda uygunluğu ve kaliteyi dikkate aldıkları; genellikle dış ülkelerden alınan standartları veya mamul ölçüleri kullandıkları; ara beden kullanmadıkları; giysi tasarımında kullanılan hammadde ve yardımcı malzemelerin kullanılabilirlik özelliklerine dikkat etmedikleri; müşterilerin giysilerde en çok uzunluk ölçüleri ve oyuntularda sorun yaşadıkları; giysi tasarımında ergonomik açıdan en önemli sorunun ise moda ve işlevselliğin bir arada kullanılmasının gerekliliğinden kaynaklandığı belirlenmiştir. Erdoğan, İlleez (2004): “Giysilerde Esneme Konforu” adlı çalışmalarında insan vücudunda hareket halinde meydana gelen boyut değişimleri üzerinde durmuş, giysilerde konforun sağlanabilmesi için hareket rahatlığı sağlayan ve vücutta meydana

gelen boyut değişimlerine uyum sağlayan kumaşlar kullanılması gerektiğine değinmiştir. Çalışmanın devamında ise tekstil yüzeylerin elastikiyet, esneme ve geri toplama gibi özellikleri üzerinde durulmuştur.

Gürarda (2005), “Konfeksiyon Sanayinde Lcyra’lı (Likra) Kumaşların Dikiş Problemlerinin İncelenmesi” adlı doktora tezinde günümüzde elastan içeren dokuma kumaşlardan yapılan giysilere talep oldukça fazla olması nedeni ile elastanlı kumasın rahatlığı, vücuda uyumu, esnekliğinin sağlanması gerekliliğine değinmiştir. Araştırmada; tekstil endüstrisinin son yıllarda en önemli konularından biri olan, hazır giyim sanayisinde elastan içeren dokuma kumaşların dikiş problemleri incelenmiş ve elastan içeren dokuma kumaşın, dikiş problemlerini inceleyebilmek için elastanlı kumasın oluşum aşamalarını çok iyi takip etmek ve kumasın özelliklerini ortaya çıkarmak için araştırmada, elastan oranları % 3-4 arasında değişen, farklı özelliklerde elastanlı dokuma kumaş numuneleri dokutulmuştur. Bu kumaş numunelerinde; elastan çekim oranının, ön fikse sıcaklığının, silikonlu aprenin, kumaş sıklığının, örgü tipinin, elastanlı iplik tipinin ve elastanlı iplik üzerindeki punto sayısının dikiş performansı ve dikiş problemleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Dikiş performansının belirlenmesinde etkili olan değerler, kopma mukavemeti ve uzaması, kalıcı uzama ve kumaş elastikliği, yırtılma mukavemeti, dikiş mukavemeti, dikiş yeterliliği ve iğne dalış kuvvetidir. Dikiş problemleri olarak, dikiş kayması, dikiş sırıtması ve dikiş hasarları incelenmiştir. Elastanlı dokuma kumaşlarda en fazla dikiş probleminin dikiş hasarlarından ortaya çıktığı görülmüştür. Elastanlı kumaşların kopma dayanımları düşük hasara karsı eğilimleri yüksektir. Elastan içeren dokuma kumaşların dikiş problemleri ve dikilebilirlik değerleri objektif olarak ortaya çıkarılmış, kumaş özellikleri ile dikilebilirlik göstergeleri arasında ilişkiler elde edilmiştir.

Kaynak (2005):“Büyük Beden Tüketicisi Kadınların Kalıp ve Model Sorunları” adlı yüksek lisans tezinde toplumda büyük beden giysi kalıbının normal ölçülerde hazırlanmış beden kalıplarının genişletilmiş hali olduğu düşüncesinin yaygın olduğundan yola çıkarak, bu düşünceyi ortadan kaldırmak ve büyük bedenli tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek için, büyük bedendeki fiziksel farklılıkların ve farklı vücut tiplerinin bilinmesi gerekliliği ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Büyük beden giysi tüketicisi bayanların büyük beden cekette ve pantolonda karşılaştıkları model ve kalıp kaynaklı sorunları belirlemek amacı ile hazırlanan anket, Ankara ilinde

yaşamakta olan 45-59 yaş arası orta yaş grubuna giren bayanlara uygulamıştır. Anketten elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılarak SPSS paket programında verilerin yüzde değerleri, standart sapmaları ve aritmetik ortalamaları alınmıştır. Araştırma verilerine göre büyük beden giysilerden, ceket ve pantolonda model ve kalıp kaynaklı pek çok sorunun yaşandığı belirlemiştir. Bu sorunların yaşanmaması ve sorunların asgariye indirilebilmesi için öneriler arasında, büyük bedene yönelik üretim yapan firmaların piyasa araştırmasına daha çok önem vermeleri ve piyasa araştırması sonuçlarına göre müşteri istek ve beklentilerinin belirlemeleri gerekliliği önerilmektedir. Büyük beden giysilerinden ceket ve pantolonda karşılaşılan kalıp kaynaklı sorunların giderilebilmesi için, büyük beden kullanıcısı bayanların vücut tipleri ve özelliklerinin antropometrik açıdan incelenmesi ve büyük beden kullanıcısı bayanların standart ölçü tablosunun oluşturulmasına ihtiyaç olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Ak (2006),“Belirli Doku Konstrüksiyonlarının Kumaş Performans Özelliklerine Etkisi” adlı yüksek lisans tezinde karmaşık bir yapıya sahip dokuma kumaşların performans özellikleri üzerinde örgünün etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla, bir ana örgü belirlenmiştir. Daha sonra, ana örgü ve bu ana örgüden elde edilen doku türleri ile beş adet kumaş dokunmuştur. Kumaşlar aynı iplik ve dokuma parametrelerine sahip olup aynı şartlarda terbiye edilmiştir. Bu kumaşlara sıklık, gramaj, en, yıkama sonrası boyut değişimi, kopma dayanımı, yırtılma dayanımı, kalınlık, boncuklanma, buruşmazlık derecesi, eğilme dayanımı, dikiş açılması testleri yapılmıştır. Elde edilen değerler üzerinde istatistiksel analizler yapılmış ve sonuçlar yorumlanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde sonuçların üretim açısından çok büyük farklılıklara sahip olmadığı görülmüştür. Ancak, tespit edilen farklılıkların atlama ve bağlantı sayılarında meydana gelebileceği belirlenmiştir.

Çakmak (2008), “Denim Yüzeylerden Üretilen Bayan Pantolonunda Yüzey Esneme Kabiliyeti Olan Kumaş Yapılarının Model ve Kalıp Tasarımına Etkileri” adlı yüksek lisans tezinde hazır giyim sektöründe denim yüzeylerden üretilen bayan pantolonunda, yüzey esneme kabiliyeti olan kumaş yapılarının, model ve kalıp tasarımına olan etkilerini incelemiştir. Araştırmanın evrenini denim, pamuklu, yıkamalı ve elastikiyet kabiliyeti olan kumaşlar oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise evreni sağlıklı olarak temsil etmesi açısından elastikiyet kabiliyeti olan denim yüzeyler arasından günün eğilimlerine uygun olarak seçilen 6 farklı elastikiyet kabiliyetine sahip

kumaş oluşturmaktadır. Araştırmada, deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırma kapsamında, baz alınan pantolon kalıbı, belirlenen kumaşlardan üretilmiş ve yıkama işlemine tabii tutularak değerlendirme ölçeği ile değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda, kalıp üzerinde gerekli düzeltmeler yapılarak 6 farklı kumaş içerisinden en çok değişim gösteren denim yüzey seçilmiştir. Düzeltilen pantolon kalıbı tekrar seçilen denim yüzeyden dikilerek, yıkama işlemine tabii tutulmuş ve değerlendirilmiştir.

Araştırma sonucunda, farklı elastikiyet oranlarına sahip denim yüzeylerin üretim ve yıkama sonrası farklıklar gösterdiği, yıkama sonrası vücudun belli bölümlerinde, uygulanan kalıbın, kumasın elastikiyet oranına göre form aldığı, belli bölümlerinin ise formu koruyamadığı, pamuk yüzdesi en fazla olan denim yüzeylerin yıkama sonrası boyda çok çektiği, kompozisyonları aynı, yapıları farklı olan denim yüzeylerin yıkama sonrası farklı özellikler kazandığı tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, düzeltilen kalıp ile yapılan üretim ve yıkama sonrası istenilen sonuçlara ulaşılmıştır. Bu doğrultuda, elastikiyet kabiliyeti olan denim yüzey pantolon kalıp tasarımı için öneriler getirilmiştir.

Vural, Ağaç ve Şahinoğlu (2008)“Metrik ve Müller Sistemleriyle Hazırlanan Etek Kalıpların Türk Kadın Vücuduna Uyumunun İncelenmesi” konulu çalışmalarında Türk Hazır Giyim Sanayisinde farklı biçki sistemleri kullanılmakla birlikte yaygın olarak Alman Müller Kalıp Elde Etme Sistemi ve İngiliz Metrik Kalıp Elde Etme Sistemi kullanılmakta olduğunu ve bu kalıp sistemleri ile hazırlanan giysiler, Alman ve İngiliz kadın vücut ölçü oranlarına göre hazırlanan formüllerle çalışıldığı için giysilerin Türk kadın vücut yapısına uyumu konusunda sorunlar yaşandığına değinmişlerdir. Bu sorundan yola çıkılarak planlanan ve yürütülen araştırmanın materyalini, Ankara ilinde yaşayan 18-25 yaş arası kadınlardan rastlantısal seçilen 162 kişiden gözlem formu yardımıyla elde edilen veriler ve ilgili kaynaklar oluşturmaktadır. Araştırmada, Metrik ve Müller Kalıp Elde Etme Sistemleri ile hazırlanan 36, 38 ve 40 beden temel etek kalıpları hazırlanmıştır. Belirtilen bedenlerde dikilerek hazırlanan temel etekler 18-25 yaş arası kadınlara giydirilerek Metrik ve Müller Kalıp Sistemleri ile hazırlanan temel eteklerin Türk kadın vücuduna uyumu belirlenmeye çalışılmıştır. Uygulanan gözlem formu sonucunda elde edilen bulgular SPSS paket programına aktarılmış ve kalıp sistemleri, örneklemin beden dağılımına göre elde edilen veriler çapraz tablolarda

frekans ve % değerleri verilerek sunulmuştur. Araştırma sonucunda, daha çok uzunluk ölçülerinde olmak üzere genişlik ölçülerinde de vücuda uyumsuzluk yaşandığı ve ön pens yerlerinin, her iki sisteme göre hazırlanmış etekte yan dikişe yakın olduğu, yine her iki sistemde kalça düşüklüğünün aşağıda olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Gürcüm (2010) “Dokuma Kumaşların Öznel Algısı İle Bazı Fiziksel Özellikleri Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi” konulu çalışmasında dokuma kumaşların öznel algısı ile bazı fiziksel özellikleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla; 20 denekten yüzey yapıları dimi ve bezayağı olan ve çeşitli oranlarda pamuk, polyester ve elastan lifini

Benzer Belgeler