• Sonuç bulunamadı

2.5. Ülkemiz Açısından AB İlerleme Raporlarında Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılan

2.5.2. İlerleme Raporlarının Değerlendirilmesi

Bu raporlar bir bütün olarak ele alıp değerlendirildiğinde; AB’nin farklı dil ve lehçelerde yapılan bu tür yayınları çok farklı bir açıdan ele aldığını söylemek mümkündür. AB, en azından ülkemizde farklı dil ve lehçelerde yapılacak yayınları azınlık hakları bağlamında ele almaktadır denilebilir. Yalnız AB’nin izlediği bu tutum, üye ülkelerdeki uygulamalara baktığımızda kendi içinde çeşitli çelişkiler barındırmaktadır. Bu duruma, AB’nin iki kurucu ülkesi olan Almanya ve Fransa örnek gösterilebilir.

Almanya’da, Almanya Federal İstatistik Dairesi’nin açıkladığı son verilere göre, 2010 yılı sonu itibariyle yaklaşık 6,75 milyon yabancı ülkenin vatandaşı yaşamaktadır. Yabancıların kayıtlarının tutulduğu Yabancılar Kütüğü Merkezi bilgilerine dayanarak açıklanan verilerde, Birleşmiş Milletler’e üye olan 192 ülkenin 188’inin vatandaşları bu ülkede bulunmaktadır. Bu kayıtlara göre, Türkiye vatandaşları ülkenin en büyük yabancı grubunu oluşturmaktadır42

. 40 http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/IlerlemeRaporlari/2011_ilerleme_raporu_tr.pd f (12.12.2011) 41 http://www.abgs.gov.tr/files/Duyurular/sayin_bagis_in_2011_yili_ilerleme_raporu_degerlendirmesi.pdf (12.01.2012) 42 http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=55679 (29.03.2011)

Bugün Almanya’da konuşulan bölgesel ve yerel farklı dil ve lehçeler şunlardır: Türkçe, İtalyanca, İspanyolca, Hırvatça, Yunanca, Portekizce, Arapça, Sırpça ve Boşnakça. Tüm bu verilere rağmen Almanya, Bölgesel ve Azınlık Dillerinin Korunmasına İlişkin Avrupa Şartını, hangi maddelerinin hangi bölgesel ve azınlık dillerine uygulanacağını içeren açıklamalar çerçevesinde, çekince (ihtirazı kayıt) koyarak imzalamıştır (Çiftçi, 2005: 51).

Yine Fransa, Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen yerel-bölgesel dillerde veya azınlık dillerinde yapılacak yayınlar konusunda çekimser bir politika izlemiştir. Fransa anayasasının 2. maddesinde 1992’de yapılan değişiklikle “Cumhuriyetin dili Fransızcadır” ibaresi eklenmiştir. Ancak Metropol Fransa’da Bölgesel Diller ve Teritoryal Olmayan Diller diye ayrılan bölge ve azınlık dillerinin sayısı 16 tanedir. Bölgesel Fransa Dilleri on tanedir: Alsas dili, Bask dili, Breton dili, Katalan dili, Korsika dili, Batı Flamanca, MozelFransik dili, Frankoprovansal dili, Oy dilleri, Ok dilleri (Oksitan). Teritoryal Olmayan Fransa Dilleri ise altı tanedir: Diyalektal Arapça, Batı Ermenicesi, Berberce, Jüdeo-İspanyol dili, Romani (Çingene) dili, Yidiş (Yahudi) dili43.

Radyo ve televizyon yayıncılığı konusunda Fransa’da kısa adı CSA olan, Görsel-İşitsel Yüksek Konsey tarafından, farklı dil ve lehçede yayın yapacak kuruluşlara Fransız dilinin gelişmesini sağlamaları kaydıyla izin verilmektedir. 1 Eylül 2000’de Fransa’da yayına başlayan Bröton Yerel TV Kanalı (TV Breizh) Avrupa’da iki dilde yayın yapan ilk bölgesel televizyon kanalı olmasına rağmen yayınlarını Fransızca yapmaktadır. Bu kanalın bazı programlarına (%17 oranında) Bröton dilinde alt yazı ya da nümerik sistemle dublaj eşlik etmektedir (Aydınlı, 2007: 35). Bunun yanında ülkemizle karşılaştırılabilir bir örnek olarak Fransa’da 17 etnik grubun olduğunu düşünürsek, bunların üçünün nüfusu 1 milyonun, dördünün nüfusu 500 binin, dokuzunun nüfusu 100 binin üzerindedir. Toplam nüfusları Fransa’nın genel nüfusunun % 19,25’idir. Ülkemizde ise bugünkü toplam etnik nüfus, yaklaşık olarak toplam nüfusun %10’una karşılık gelmektedir. Buna rağmen Fransa, kendini etnik bir mozaik olarak tanımlamamakta ve devlet olarak resmen, azınlık statüsünde tanınan herhangi bir etnik grubu bulunmamaktadır (Önder, 2011: 370). Ayrıca Fransa, AB’nin kurucu ülkelerinden birisi olmasına rağmen, AB’nin farklı dil ve lehçeler konusunda önemli

belgeleri olan Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşme’yi ve Bölgesel veya Azınlık Dilleri Avrupa Şartı’nı imzalamamıştır (Çiftçi, 2005: 49).

Yapılan araştırmalar, AB vatandaşlarının en az yarısının sözlü iletişimlerinde ana dillerinden farklı ikinci bir dili kullandıklarını göstermektedir. Bu noktadan hareketle, AB’nin çok dillilikte varmak istediği noktalardan biri, “ana dili artı-iki dil” sloganında ifade edildiği üzere, vatandaşlarının en az üç dilli hâle getirilmesidir (Eker, 2009: 38). Hal böyle iken ve 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması’nın ve 1982 anayasasının ilgili hükümleri açıkça ortada dururken, AB sanki ısrarla ülkemizde yaşayan Kürt vatandaşları azınlık olarak görme eğilimindedir. Bilindiği gibi, Lozan Antlaşması’nda Türkiye’deki azınlıklar; Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler (Gayrimüslim Topluluklar) olarak ve sayıca belirtilmiş olduğundan, bunların dışında bir azınlık grubu yoktur. O halde bu 3 cemaatin günlük hayatlarında kullandıkları dillere yönelik radyo ve televizyon yayınları, azınlık dillerinde yayın olarak nitelendirilebilecekken, diğer farklı dil ve lehçelerde yayınlar bakımından böyle bir niteleme yapılamaz (Çiftçi, 2005: 65-80). Dolayısıyla AB’nin 2005 yılı ilerleme raporunda “Seçilmiş anadiller” tabirini kullanması, 2004 ve 2005 yılı ilerleme raporlarında Kürtçe yasağın kaldırılması konusunu azınlık hakları başlığı altında ele alması, bu yayınlarda çocuklara yönelik program yayınlarına izin verilmemiş olmasını eleştirmesi ve de 2010 yılı ilerleme raporlarına kadar bu yayınların öğretilmesinin yasaklanmış olmasını her zaman eleştirmesi oldukça manidardır.

3.HAKKÂRİLİ İZLEYİCİLERİN TELEVİZYON İZLEME TERCİHLERİNİ VE DOYUMLARINI BELİRLEMEYE YÖNELİK ALAN ARAŞTIRMASI

Bu çalışmanın birinci bölümünde, kullanımlar ve doyumlar yaklaşımı konusunda teorik bilgilere yer verilmiştir. Bu yaklaşımda izleyiciler merkezi bir konumda ele alınarak, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını ve gereksinimlerini doyuma ulaştırmayı hedef edinen ve bu anlamda medyayı etkin bir şekilde kullananlar olarak değerlendirilmiştir. Bu bölümün sonlarında, yaklaşımın somut uygulamalarını teşkil eden alan araştırması örneklerine de yer verilmiştir. Bu bölüm başlığında ise, Hakkarili izleyicilerin, kullanımlar ve doyumlar perspektifinden, televizyon izleme tercihlerini ve doyumlarını ölçmeye ve değerlendirmeye yönelik yapılmış olan alan araştırmasının sonuçlarına ayrılmıştır.