• Sonuç bulunamadı

İkilemeler anlama güç katmak amacıyla eş anlamlı kelimeler, yakın anlamlı kelimelerin ya da zıt anlamlı kelimelerin yinelenmesi yoluyla oluşturulur. Lehçede buna ek olarak /me:/ ön ekiyle yapılan ikilemelerin de bulunduğu gözlemlenmekle özellikle Türkçeden geçmiş ikilemelerin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Mardin’de konuşulan Arapça lehçede aşağıdaki başlıklar altında gösterilen ikileme çeşitleri belirlenmiştir:

1 - Eş anlamlı kelimelerden oluşan ikilemeler (147) a. /ehl uw ḳarayıb/ ‘akraba’

/nēs əżżē‘a kəllətən ehl uw ḳarayıbné/ ‘bütün köy halkı akrabadır’

b. /ḥeyf uw ġebi:né/ ‘yazık’

/ye: ḥeyf uw ġebi:né ’ele kəẕé ərcēl/ ‘böyle adamlara yazıklar olsun’ c. /ḫayr uw beyr/ ‘nimet ve bereket’

/halḳad ḫayr uw beyr ke:n fiyu/ ‘o kadar nimet ve bereket vardı’

148 d. /ḥəss uw kərrēniyé/ ‘ses seda’

/şi: letall‘ı wəḳ‘ı ’el arż le: ḥəss uw le: kərēniyé/

‘bir de baktım ki yere düştü, adamdan ses seda çıkmıyor’ e. /weled uw teled/ ‘çoluk çocuk’

/me: lən le: weled uw le: teled/ ‘çoluğu çocuğu yok onların’ f. /ço:l uw ḫele/ ‘ıssız yer’

/wıṣılna: lə meḥel ço:l uw ḫele / ‘ıssız mı ıssız bir yere vardık’ g. /‘eci: leci:/ ‘çoluk çocuk’

/zelemé ‘eci: leci: iydawwır fə ləsḳa:ḳa:t/

‘çoluk çocuk (gibi) sokaklarda dolaşan bir adam’ h. /fıḳır uw nıḳır/ ‘yoksulluk’

/ḳeblé fıḳır uw nıḳır ke:t/

‘eskiden fakirlik ve yokluk vardı’ ı. /ṣala: w raḥmé/ ‘ehven-i şer’

/huwwé ‘ale ġayru ṣala: w raḥmé wé/ ‘o başkasına göre çok iyi kalır’

2 - Zıt anlamlı kelimelerin yinelenmesiyle oluşan ikilemeler ı. /ḥa:r bērəd/ ‘yok yere, olur olmaz işler için’ /‘ale ḥa:r ‘ale bērəd yərkeb iyro:ḥ ’esso:ḳ/ ‘olur olmaz işler için binip çarşıya gidiyor’ i. /fo: ḳ uw teḥt/ ‘alt üst, elde avuçta’

/me: fi: le: fo:ḳu w le: teḥtu/ ‘elinde avucunda bir şey yok’

/iykuwn iybē‘ fo:ḳu w teḥtu mo: ytēḳ yəştəri: beyt/ ‘elinde avucunda her ne varsa satsa bile bir ev alamaz’

149

/ḳe:m keser əcce:mé le: ēkəl uw le: şērıb/ ‘ortada bir şey yokken kalkıp camı kırdı’ l. /əzġayyır w əkbi:r/ ‘büyük küçük’ /ce: əzġayyırın w əkbi:rən/

‘büyük küçük tümü geldi’ m. /zēyəd na:ḳıṣ/ ‘şöyle böyle’

/zēyəd na:ḳıṣ əştəriylək beyt ənsətər fiyu/

‘şöyle ya da böyle başını sokacak bir ev satın al kendine’ n. /ra:yıḥ cēyé/ ‘gelen giden,

/ənro:ḥ uw nəci:/ ‘gidip geliyoruz’

/ənro:ḥ uw nəci: (məşşəġəl ənro:ḥ ləlbeyt) əssebt w əl eḥed waḫt liykuwlne: şəġəl uw fiyu fə lbeyt şi: na:ḳıṣ şi: ra:yıḥ cēyé ənsewiye:, əl ḥemdəlle baş wé/

‘gidip geliyoruz (işten eve gidiyoruz) cumartesi pazar işimiz olduğunda, evde eksik bir şey olduğunda, giden gelen olduğunda (işimizi) yapıyoruz, Allah’a hamdolsun iyidir’

o. /ḫara:b melēḥ/ ‘iyi kötü,

/ḫara:b melēḥ ḫelli: yḳeffi:lu şəġəl/ ‘iyi kötü bir iş bulsun kendine’ ö. /ḳawm əḳ‘u:d/ ‘otorup kalkma’ /ḳawme: əḳ‘u:de: eşwen wé/ ‘oturması kalkması nasıldır’ p. /mewt uw ḥiyé/ ‘ölüm kalım’ /əddənyé fiye: mewt uw ḥiyé/ ‘dünyada ölüm var kalım var’

Yine /yərfa‘a iyḥıṭṭa/ ve /iyṭawwıla iyḳaṣṣıra/ ‘tehdit anlamında şöyle böyle bir şey yapar işi uzatırsa’ gibi zıt anlamlı kelimelerden oluşan ikilemeler bulunduğu gözlemlenebilmektedir. Aynı şekilde Türkçeden geçtiği anlaşılan /sa:ġ so:l/ ‘sağ sol’ ve /ala:n sata:n/ ‘alan satan’ gibi ikilemelerin kullanıldığı da görülmektedir.

150 3 - Aynı kelimenin yinelenmesiyle oluşan ikilemeler

Aşağıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere aynı kelimenin, vurgu-uyarı, vurguyla seslenme ve kabullenme anlamında yinelenmesi yoluyla oluşan ikilemelerin lehçede sık kullanılan ikilemeler olduğu anlaşılmaktadır.

A. Vurgu ve uyarı anlamında

a. /ənnar ənnar/ ‘ateşe dikkat!’ b. /iydək iydək/ ‘eline dikkat et!’ c. /be:lək be:lək/ ‘aman ha!’ d. /əl kelb əl kelb/ ‘köpeğe dikkat!’ B. Seslenme anlamında

e. /‘emmo ‘emmo/ ‘amca’ (seslenme) f. /ḫeli:l ḫeli:l/ ‘Halil’ (seslenme) g. /‘emmé ‘emmé/ ‘hala’ (seslenme) h. /Emi:ne Emi:ne/ ‘Emine’ (seslenme) C. Kabullenme anlamında

i. /ra:ḥ ra:ḥ eş ənsey/ ‘giderse gitsin ne yapalım’ j. /me: fi: me: fi: eş ənsey/ ‘yoksa yok ne yapalım’

k. /me:t me:t Alla yərḥemu/ ‘ölmüşse ölmüş, Allah rahmet eylesin’

l. /ḳe:l ḳe:l eş kəṣṣa:r ḫərbət əddənyé/ ‘dediyse dedi ne olmuş (yani) dünya mı yıkıldı’

Bu bağlamda /ra:sık mo: lək mo: lək/ ‘ne yapalım, yapacak bir şey yok’ anlamındaki deyim de bir ibarenin kabullenme anlamında yinelenerek oluşturulan ikilemelere örnek verilebilir. D. Emir isteklendirme ve teşvik anlamında

m. /kəl kəl le: təstəḥi/ ‘ye ye utanma’

n. /ḥıṭ ḥıṭ ḥıṭla əşweyyət lıḫ/ ‘koy koy, biraz daha koy şuna’ o. /ḳuwm ḳuwm yəkfe tətweşşed/ ‘kalk kalk, yeter çene çaldığın’ p. /ġenni ġenni eş fiye: me: fiye: şi:/

151

SONUÇ

Mardin’de konuşulan Arapça lehçenin hem sesbilgisi, hem biçimbilgisi, hem de sözdizimi bağlamında Arapçanın belirgin özelliklerini taşıdığı, dolayısıyla Arapçanın bir lehçesi olduğu, tarihte olduğu gibi günümüzde de el-Cezire bölgesi denilen bölgede, özellikle de Irak’ın Musul şehrinde konuşularak Irak ve Suriye’nin yanı sıra Türkiye’de de konuşulan “el-Lehce el-Cezraviye” olarak bilinen Arapça lehçenin Mardin versiyonu olduğu değerlendirilmektedir.

Yörenin coğrafi yapısı ve toplumsal özellikleri nedeniyle yörede konuşulan Arapça lehçenin bir tür dil adacığı oluşturduğu; özellikle de bedevilerin göç güzergâhlarından uzak kaldığı, dolayısıyla Mardin’de konuşulan Arapçanın Türkçe ve Kürtçeden etkilenmiş olmasına rağmen özellikle ses yapısını koruduğu anlaşılmaktadır.

Sesbilgisi bağlamında, Mardin’de konuşulmakta olan lehçede bir ses zenginliğinden söz edilebileceği, diğer bir çok Arapça lehçenin aksine bu lehçede /s̱/, /c/, /ẕ/, /ẓ/, /ḳ/ seslerinin varlığını sürdürdüğü, imâlenin yoğun bir şekilde kullanıldığı, imâlenin hem kelime sonunda, hem de kelime içinde gelebildiği, kelime sonunda gelmesi durumunda daha çok dişilik /t/’sinin yerini aldığı, bunun yanı sıra /ə/ sesinin de yoğun bir şekilde kullanıldığı gözlemlenmiştir.

Öte yandan ünlü seslerden, komşu dillerden geçtiği düşünülen /o/ ve /ı/ ünlülerine ek olarak yer yer son dönemde okullaşma ve Türkçenin etkisiyle /ü/ gibi ünlülerin de kullanılmakta olduğu, bunun yanında ünsüzlerden de /p/, /g/ ve /ç/ ünsüzlerinin yoğun bir şekilde kullanıldığı, bu ünsüzlere ek olarak /v/ ve /j/ ünsüzleri de kullanılmakla birlikte /j/ ünsüzünün /cəlēdé/ ‘jilet’ örneğinde görüldüğü gibi genellikle Batı dillerinden geçen kelimelerde /c/’ye dönüşme eğilimi gösterdiği, Kürtçeden geçtiği düşünülen kelimelerde ise genel olarak /məjj/ ‘sis’ örneğinde olduğu gibi /j/ şeklinde kaldığı, lehçede /əççəġa:ra/ ‘sigara’ örneğinde görüldüğü üzere /c/ ünsüzü gibi /ç/ ünsüzünün de belirlilik eki /əl/’den sonra geldiğinde ikizleştiği sonucuna varılmıştır.

152

Yine sesbilgisi bağlamında /ż/ ünlüsünün /ẓ/’ya yakın bir sesletimi bulunduğu, lehçeye başka dillerden geçtiği değerlendirilen ünlülerin de /ço:l/ ‘çöl’ örneğinde görülen /o:/ ünlüsünde olduğu gibi uzun ünlüye dönüştürülerek seslendirilebildiği, yine /‘Ankara/ ‘Ankara’ örneğinde olduğu gibi çeşitli kelimelerde /’/ sesinin /‘/ sesine dönüşebildiği, burada yine aynı yörede konuşulmakta olan Kürtçeye Arapçadan geçmiş olan /arż/ ‘toprak’ ve /ewwel/ ‘ilk, evvel’ kelimelerinin de Kürtçede aynı dönüşüme uğrayarak /‘erd/ ‘toprak’ ve /‘ewwəl/ ‘ilk’ şeklinde telaffuz edildiği, dolayısıyla bu durumun yörede bir etkileşime işaret edebileceği anlaşılmaktadır.

Lehçedeki belirgin ses yapılarından birisi de /ey/ ve /ew/ diftonglarının Şam, Kahire ve Bağdat lehçelerinin tersine /o:/ ve /ē/ diftonglarına dönüşmemesi şeklinde değerlendirilmiştir.

Aynı bağlamda Mardin şehir merkezi ile Rəşməl (Yeşilli) ve Midyat (Mhallemiler) arasında çeşitli ses farklılıkları bulunduğu, örnek olarak Mardin şehir merkezinde /ṣa:r/ ‘oldu’ fiili /ṣa:r/ şeklinde kalın telaffuz edilirken Rəşməl’de /se:r/ şeklinde inceltilerek telaffuz edildiği, yine Mardin şehir merkezi ile Midyat (Mhallemiler) arasında bazı ünlülerin /ə/ ve /é/ ünlülerine dönüşmesi noktasında çeşitli farklılıklar olduğu, Mardin şehir merkezinde /zeme:n/ ‘zaman’ kelimesinin ilk ünlüsü /e/ şeklinde telaffuz edilirken aynı kelimenin Midyat’ta (Mhallemiler) /ə/ (zəme:n) şeklinde telaffuz edildiği gözlemlenmiştir.

Biçimbilgisi bağlamında lehçenin Türkçe ve komşu dillerden etkilendiği, okullaşma ve medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte Türkçenin yoğun etkisi altına girmeye başladığı, bu etkinin, karşılaştırma ve üstünlük sıfatları gibi alanlarda da görülmeye başladığı belirlenmiştir.

Öte yandan yörede araştırma konusu merkezlerde kullanılan çeşitli kelimelerde farklılıklar olduğu, örnek olarak Mardin şehir merkezinde kullanılan /maḫḫar/ ‘küfretti, sövdü’ ve /əsṭandar/ ‘bekledi’ fiillerinin Rəşməl’de kullanılmadığı, bunun yerine /ḫēleḳ/ ‘küfretti, sövdü’ ve /naṭar/ ‘bekledi’ fiillerinin kullanıldığı sonucuna varılmıştır.

Yine lehçede /ta‘mi:rci/ ‘tamirci’, /wəcde:nsəz/ ‘vicdansız’ ve /bēba:v/ ‘acımasız, merhametsiz’ örneklerinden de anlaşılabileceği gibi Türkçeden geçtiği değerlendirilen /ci/ ve /səz/ son ekleri ile Kürtçeden geçtiği değerlendirilen /bē/ ön ekinin kullanılmakta olduğu anlaşılmaktadır.

153

Özellikle Kahire lehçesinde yoğun bir şekilde kullanılan /şi:/ ‘şey’ morfeminin Mardin’de konuşulan Arapça lehçede de çeşitli anlam ve işlevlerde yoğun bir şekilde kullanıldığı sonucuna varılmıştır.

Biçimbilgisi bağlamında ayrıca, isim tamlamasının belirtili ve belirtisiz olarak geldiği, sıfat tamlaması söz konusu olduğundaysa belirtisiz sıfat tamlamasının /bənt əkweysé/ ‘güzel bir kız’ örneğinde olduğu gibi yapıldığı, ancak belirtili olması durumunda, /bənt ləkweysé/ ‘güzel kız’ örneğinde de görüldüğü gibi nitelenenin belirtililik eki düşerken, niteleyenin belirtililik ekinin olduğu gibi kaldığı, buna karşılık /ḫo:ş rəcce:l/ ‘müthiş adam’ örneğinde olduğu gibi istisna da olsa yer yer niteleyenin nitelenenden önce geldiği, yine tamlama durumunda hem ikil hem de çoğulda /n/’nin düşmediği gözlemlenmiştir.

Yine lehçede hem ikil hem çoğul için sadece çoğul zamirlerin kullanıldığı, çoğul zamirlerde eril-dişil ayırımının söz konusu olmadığı, yine dişil ikinci tekil kişi olan /ənti:/ ‘sen (d)’ için /beytki/ ‘evin (d)’ örneğinde olduğu gibi bitişik zamir /ki/’nin telaffuz edildiği, aynı şekilde şimdiki/ geniş zaman birinci tekil kişide fiil sonunun /tu/ son ekiyle bittiği ve /ekeltu/ ‘yedim’ örneğinde görüldüğü gibi fiilin sonundaki /u/ sesinin de telaffuz edildiği, buna ek olarak /te:kliyn/ ‘yersin (d)’ ve /te:kluwn/ ‘yersiniz’ örneklerinden de anlaşılabileceği üzere dişil ikinci tekil kişi ile çoğul üçüncü kişi söz konusu olduğunda da geniş / şimdiki zaman fiilinin sonundaki dişil /n/’si ile çoğul /n/’sinin düşmediği, bu /n/’nin olumsuz emir durumunda da düşmediği, Mardin’de konuşulan Arapça lehçede geniş / şimdiki zaman fiilinin önüne Şam ve Kahire lehçelerinde olduğu gibi /‘em/ ya da /be/ gibi ön eklerin gelmediği değerlendirilmiştir.

Aynı şekilde biçimbilgisi bağlamında ilgeçler lehçede gerçek anlam ve işlevlerine ek olarak /dawwar ‘ale/ ‘aradı’ örneğinde olduğu gibi fiillerle birlikte kullanılıp bu şekilde yeni anlamlar elde edilmektedir. Bağıl zamirin iyice kısaldığı ve /le - lə/ halini aldığı lehçede, mastar olarak K1eK2K3a:n formunun yoğun bir şekilde kullanıldığı ve bu formun Midyat’ta (Mhallemiler) K1əK2K3ēn formuna dönüştüğü sonucuna varılmıştır.

Yabancı fiil köklerinin Arapçaya uyarlanarak benzeri anlamlarda fiillerin türetildiği Mardin’de konuşulan Arapça lehçede yine yabancı kelimelerin eril ve dişil olarak algılanmakta olduğu anlaşılmaktadır.

Teklik ismi bağlamında /ḫawḫa:yé/ ‘şeftali’ ve /ḥəkko:yé/ ‘hikaye’ örneklerinde görülebileceği üzere /a:yé/ son ekiyle türetilen isimlerin yanı sıra /o:yé/ son ekiyle türetilen

154

isimler bağlamında lehçeye özgü özgün kullanımların söz konusu olduğu değerlendirilmektedir.

Sözdizimi bağlamında ise cümlenin şimdiki zamanda zamirlerle bittiği, dolayısıyla cümlenin /ene: à ene:/, /ənte: à ənte:/ /ənti: à ənti:/, /huwwé à wé/, /hiyyé à yé/, /nəḥné à nəḥné/, /əntən à əntən/, /hənné à né - ənné/ şeklinde bitebildiği, geçmiş zamanda ise cümlenin sonuna /ke:n/ ‘idi’ fiilinin çekimlenerek getirildiği gözlemlenmiştir.

Şart cümlesinin /iẕe/, /iykuwn/, /le/ ve /eger/ öğeleri ile yapıldığı lehçede, dua cümlesi genel olarak fiille başlamayıp, çoğunlukla /Alla/ ‘Allah’ lafzıyla başlamakta, fiilinin de geniş zaman fiili olduğu anlaşılmaktadır. Ünlem için genel olarak /ye:/ seslenme edatının kullanılmayıp, bunun yerine /ho:/ edatının kullanılmakta olduğu görülmüştür.

/ke:n/ ‘idi’ fiilinin lehçede farklı anlamlar kazanarak çeşitli şekil ve anlamlarda kullanıldığı, yeterlilik fiili olarak /ṭa:ḳ/ ‘güç yetirdi’ fiilinin kullanılmakta olduğu, aynı şekilde /beḳa/ ‘kaldı’ fiilinin de hem asıl anlamında hem de Türkçedeki ‘artık’ anlamında kullanıldığı değerlendirilmiştir.

Lehçede çeşitli soru edatları kullanılmakla birlikte vurgulama yoluyla da soru yapıldığı görülmektedir. Yine lehçede pekiştirme edatı olarak /kəl/ edatının kullanılmakta olduğu, /kəl/ edatının Midyat’ta (Mhallemiler) /kut/ halini aldığı sonucuna varılmıştır.

Olumsuzlama için geçmiş zamanda /me:/ edatı kullanılırken geniş / şimdiki zamanda /mo:/ kullanıldığı görülmektedir.

Dilek-istek için daha çok /ḫelle/ ‘bıraktı’ fiilinin /ḫelli:/ ‘bırak’ formunda cümlenin başına getirildiği, aynı şekilde lehçede /ḥeyf uw ġebi:né/ ‘yazık’ ve /weled uw teled/ ‘çoluk çocuk’ örneklerinde görüldüğü gibi çeşitli formlarda ikilemeler kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Bu sonuç ve değerlendirmelere ek olarak Mardin Eşiği’nde konuşulan Arapça lehçede, Mardin-Midyat (Mhallemi)-Savur üçgeninde dikkate değer bir farklılık bulunmadığı ve mevcut farklılıkların çok az olduğu değerlendirilmektedir. Midyat bölgesinde /kēf/ ‘nasıl’ anlamında kullanılırken Mardin şehir merkezine yaklaştıkça anlam daralmasına uğrayarak /kēf/ ‘keyif’ anlamında kullanıldığı, aynı şekilde Midyat ve çevresinde /ḳey/ ‘neden’ ibaresinin yoğun bir şekilde kullanıldığı ve yine Mardin şehir merkezine yaklaştıkça kullanımının seyrekleştiği anlaşılmaktadır. Bu noktada sesler ve vurgu bağlamındaki farklılıklar da dikkat çekmektedir. Mardin şehir merkezi ve çevresinde /bene:t/ ‘kızlar’ ve /zeme:n/ ‘zaman’ gibi kelimelerde ilk sesli /e/ olarak telaffuz edilirken Midyat ve çevresinde

155

/bəne:t/ ‘kızlar’ ve /zəme:n/ ‘zaman’, /ġəde:/ ‘kahvaltı’ şeklinde seslendirildiği ve bu kelimelerdeki ilk seslinin /e/ yerine /ə/ olarak telaffuz edildiği görülebilmektedir.

Mardin şehir merkezinde bağıl fiil anlamındaki /lə/ ile /li/ anlamındaki /lə/ ilgecinin /ə/ şeklinde telaffuz edilmeyip daha çok /le/ şeklinde tellaffuz edildiği anlaşılmaktadır. Yine Mardin şehir merkezinde gelecek zaman eki olan ve yer yer /ti/’ye dönüşebilen /te/ ön ekinin daha çok /te/ şeklinde telaffuz edildiği değerlendirilmektedir. Örnek olarak /ti-y-ro:ḥ/ ‘gidecek’ fiilinin Mardin şehir merkezinde ‘te-y-ro:ḥ’ ve arkasından gele /y/ sesinden etkilenip /ti/ halini almadığı görülmektedir.

Yine Mardin şehir merkezinde /a/ ve /e/ ünlülerinin /ı/ ünlüsüne dönüşmek yerine, /şi: leṭall‘ə wəḳ‘ə ‘el arż le: ḥəss uw le: kərēniyé/ ‘bir de baktım ki yere düştü, (adamdan ses seda çıkmıyor) ses seda yok’ örneğinde görülebildiği gibi daha çok /ə/ kısa ünlüsüne dönüşme eğilimi gösterdiği değerlendirilmektedir:

Aynı şekilde /verr/ ‘attı, fırlattı’, /arva:né/ ‘un ve buğday cinsinden kışlık erzak’, /bēba:v/ ‘acımasız, merhametsiz’ örneklerinden de anlaşılabileceği üzere Kürtçede yoğun olarak kullanılan /v/ sesinin de yörede konuşulan Arapça lehçede kullanıldığı gözlemlenebilmektedir.

Yine /sewelu: beyt əkbi:r/ ‘büyük bir ev yaptı kendine’ örneğinde görüldüğü gibi /sewe/ ‘yaptı, etti’ fiili tıpkı lehçenin etkileşim içinde olduğu Türkçe ve Kürtçe dillerinde olduğu gibi isimden sonra gelerek isimden fiil yapılmaktadır.

Buna karşılık ‘olmak’ anlamı verilmek istendiğinde bu kez /kəṣṣa:r zelemé/ ‘adam olmuş’ örneğinde olduğu gibi /ṣa:r - se:r/ ‘oldu’ fiilinin kullanıldığı görülmektedir.

Arapçanın Kahire ve Şam lehçeleri gibi birçok lehçesinden farklı olarak yörede konuşulan Arapça lehçede /şe:f/ ‘gördü’ fiilinin kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık /ra:ḥ ce:blu: çe:y uw ce:/ ‘ona çay getirip geldi’ örneğinde görüldüğü üzere /ra:ḥ/ ‘gitti’ ve /ce:b/ ‘getirdi’ fiillerinin kullanılmakta olduğu görülmektedir. /Şe:f/ ‘gördü’ fiili yerine ise /ara/ ‘gördü’, /ṭalla‘/ ‘baktı’ fiillerinin kullanıldığı değerlendirilmektedir.

“Beş isim”den /ebuw/ ‘baba’, /eḫuw/ ‘erkek kardeş’, /ḥemuw/ ‘kayın baba’ kullanılmakta, ancak iraba tabi tutulmamaktadır. Öte yandan /əntən/əntənn te:kluwn/ ‘siz yiyorsunuz’, /hənné yəbkewn/ ‘onlar ağlıyorlar’, /ənti: te:kliyn/ ‘sen yiyorsun (d)’, /ənti: təbkeyn/ ‘sen

156

ağlıyorsun (d)’ örneklerinde olduğu gibi, “beş fiil”den çoğul /waw/’ı ile dişil ikinci tekil kişi /y/’si kullanılmakta olduğu anlaşılmaktadır.

Okullaşma oranı arttıkça kitle iletişim araçlarının da etkisiyle Türkçe kelime ve ibarelerin Arapça kelime ve ibarelerin yerini aldığı gözlemlenebilmektedir. Bu bağlamda en çok dikkat çeken durum, Arapça sayıların terk edilerek yerine Türkçe sayıların kullanılmasıdır. Tarih, fiyat ve sayıların söylenişinde gözlemlenebilen bu durum ilk başlarda daha çok erkekler arasında tarihin söylenişiyle başlarken zamanla sayıların çoğunluğunun söylenişinde kendini gösterdiği anlaşılmaktadır. Aynı şekilde sıra sayılarının da Türkçe sıra sayılarıyla ifade edildiği gözlemlenmiştir.

Yapılan değerlendirmelerde, araştırma konusu merkezlerde lehçeyi konuşanların Türkçe üstünlük sıfatlarının yanı sıra /farḳli-yé/ ‘farklıdır’, /geçi:m-i:/ ‘geçimim’ ve /saġlıḳli:/ ‘sağlıklı’ gibi büyük ölçüde Türkçe kelime kullandığı, aynı şekilde Türkçeye Arapçadan geçmiş olduğu değerlendirilen /ama/ ‘ama’ ve /tabi/ ‘tabii’ ibarelerinin de Türkçede söylendiği şekliyle seslendirildiği, dolayısıyla bu noktada lehçenin yabancı kelimeleri işleyip şekillendirme ve kendi yapısına uyarlama işlevselliğini giderek yitirme eğilimi gösterdiği anlaşılmaktadır.

Bununla birlikte işlevsellik bağlamında Tablo 8’de gösterilen Türkçeden geçip Arapçaya uyarlanan fiillerden de anlaşılacağı üzere, lehçenin yabancı ögeleri kendi yapısına uyarlayıp şekillendirme noktasında işlevsel olduğu da görülmektedir. Ancak söz konusu fiillerin okullaşma ve medyanın yaygınlaşmaya başladığı dönemden önceki dönemlerde lehçeye girip Arapçaya uyarlandığı değerlendirilmektedir.

Bu çalışmada, Mardin’de konuşulan Arapça lehçe, sesbilgisi, biçimbilgisi ve sözdizimi açısından incelenmiş olup, lehçenin bölgeden derlenen örnekler yoluyla betimlenmesi yoluna gidilmiştir. Bu lehçenin, Arapçanın diğer lehçelerine oranla daha zengin bir ses yapısına sahip olduğu, yine Arapçanın diğer lehçelerinden farklı fiil çekimleri ve cümle yapısının yanı sıra bölgede konuşulan diğer diller olan Türkçe ve Kürtçeden lehçeye geçen kelimeleri kendi yapısına uyarlamakla gösterdiği işlevselliğiyle dikkat çektiği gözlemlenmiştir.

Bu özellikleriyle bu çalışmada ayrıntılı örneklerle incelenen Mardin’de konuşulan Arapça lehçe, öteden beri araştırmacıların ilgisini çekerken, bundan sonra gerçekleştirilecek

157

çalışmalarda başta sözdizimi olmak üzere özellikle son dönemlerde Türkçenin lehçe üzerindeki etkileri, lehçenin bu etkiler sonucunda yaşadığı değişim süreci ve Türkçe kelimelerin lehçede aldığı hal ile kendine özgü yerel özellikler taşıdığı anlaşılan lehçedeki deyimlerin araştırılmasında yarar olduğu değerlendirilmektedir.

159

KAYNAKLAR

Acat, Y. (2016). Dirasatun Muqarana Fi’l-A’nasiri’l-Muşterakati Fi’l-Leheceti’l- Arabiyyeti’l-Anadoliyyeti’l-Muasira, Bükreş, Editura Universitatidin Bucureşti, 13-19 Acat, Y. & el-Zyadat, T.M. (2014). el-Qiyemu’l-Axla:qiyyetu fi’l-Ems̱e:li’l-Muḥellemiyye,

Romano – Arabic XIV, Bükreş: Bükreş Üniversitesi, 7-18.

Ağbaht, M. & Arnold, W. (2014). Antakya'nın Dursunlu Köyünde Konuşulan Arap Diyalekti [The Arabic Dialect Spoken in the Village of Dursunlu in Antioch], Nüsha, Sayı: 39, 7-26.

Ağbaht, M. (2014). Hatay Yerleşik Arap Diyalektleri: Wals'e Göre Dil Özellikleri [The Sedentary Arabic Dialects of Hatay: with Respect to the Database Features of WALS], Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Akmajian A., Demers R., Farmer A. & Harnish R. (1997). Linguistics, An Introduction to Language and Communication, (2. Baskı) Londra, The MIT Press.

Al Khuli, M.A. (1982). A Dictionary Theoretical Linguistics (1. Baskı), Beyrut, Librairie du Liban,

Arnold, W. (2004). Homonymenfurcht in den arabischen Dialekten Antiochiens, Jerusalem Studies in Arabic and Islam, 135-144.

Arnold, W. (2000). The Arabic dialects in the Turkish province of Hatay and the Aramaic dialects in the Syrian mountains of Qalamûn: two minority languages compared, Berlin: Mouton-De Gruyter. 348-370.

Arnold, W. (2007). The Arabic dialect of the Jews of Iskenderun, Nadia A. ve George G. Romano-Arabica VI-VII. Proceedings of the International Colloquium Peripheral Arabic Dialects Bucharest, Bükreş: Center for Arab Studies, 7-12.

Arnold, W. (2010). Der Lulav - Ein Text im arabischen Dialekt der Juden von Iskenderun (Südosttürkei), İstanbul: Matthias Kappler et al. (Ed.). Trans-Turkic-Studies, 430-434.

160 el-Belâzurî, (1992). Futûhu’l-Buldân, Beyrut

Biţună, G. (2012). Auxiliary Verbs in Dialects Spoken in Midyat Area, Ibrahim Özcoşar (ed.). Mardin: Mardin Sesi Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd., 357-366.

Biţună, G. (2014). On Loaned Consonants in the Spoken Arabic of Siirt, Nadia A. ve George G. (Yay.), Romano – Arabica, Bükreş: Bükreş Üniversitesi, 77-87.

Biţună, G. (2015). The Conditional Clause in the Spoken Arabic of Siirt, Folia Orientalia VOL. LII, Polonya: Polska Akademia Nauk, 63-74.

Bulduk, A. (2004). el-Cezire’nin Muhtasar Tarihi, Elazığ, Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Yayınları.

el-Cevherî, (1990). Araştıran: Ahmed Abdulğafur Attar, es-Sihah Tacu’l-Luğa ve Sihahu’l- Arabiyye, (4. Baskı), Beyrut, Daru’l-İlm li’l-Melayin.

Benzer Belgeler