• Sonuç bulunamadı

İki Ve Daha Fazla Teşebbüsler Arası İlişki

II. BÖLÜM

1. UYUMLU EYLEM KAVRAMI, 4054 SAYILI KANUN

1.5 UYUMLU EYLEMİN UNSURLARI VE UNSURLARIN

1.5.1 İki Ve Daha Fazla Teşebbüsler Arası İlişki

Öncelikle uyumlu eylemlerin değerlendirilmesinde birden fazla teşebbüsün varlığının ortaya konulması gerekmektedir. Çünkü uyumlu eylemler ancak teşebbüsler arasında gerçekleşebilmektedir. Teşebbüs kavramının ekonomi ve hukuk biliminde farklı olabilir. RKHK m.3'e göre teşebbüs; “piyasada mal ve hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimleri” ifade eder. Kanunumuzun bu tanımından yola çıkarak; piyasada mal veya hizmetleri üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımından bir bütün teşkil eden işletmeleri

62 teşebbüs olarak nitelendirilebilmektedir.163

Bir başka açıdan teşebbüsler; işletme, üretim, dağıtım veya hizmet verme gibi ekonomik faaliyetlerde bulunan ve bağımsız karar verme özgürlüğüne sahip ekonomik varlıklar olarak tanımlamıştır.164 Teşebbüsün temel unsurlarının iki başlık altında toplanabilir; ilkinin ekonomik faaliyette bulunmak, ikincisinin ise bu faaliyeti bağımsız olarak gerçekleştirmek olduğudur.165 Teşebbüs kavramını, “ekonomik anlamda

bağımsız olarak karar verebilen tüm mal ve hizmet üreten birimler” olarak tanımlayabiliriz.166 Teşebbüs birlikleri tanımı ise, dernekleri, sendikaları ve benzeri

dayanışma örgütlerini kapsamaktadır. Rekabet Kanunu ile bu teşebbüs birliklerinin de rekabeti sınırlayıcı etkiler taşıyan faaliyetleri ve kararları yasaklanmaktadır.167

Uyumlu eylemlerde, anlaşmalarda olduğu gibi taraflar arasında bir irade açıklaması yoktur. 168 İrade açıklaması olmamakla birlikte aynen anlaşma gibi uyumlu

eylemlerde de irade uyuşması veya en azından uyuma esas olacak şekilde ortak iradelerin varlığını kabul etmek gerekir. 169 Yani Uyumlu Eylemlerde teşebbüsler arası

gizli bir bağlantı vardır ve bunun bir takım özel incelemeler ve veriler ortaya konarak ortaya çıkarılması gerekmektedir.

Teşebbüsün varlığından söz edilebilmesi ekonomi hayatı içinde faaliyet gösteren birimin, bu faaliyetlerine ilişkin kararlarını özgür iradesiyle alıyor olması gerekir ki kendi başına karar veremeyen ve iktisadi politikalarını kendi tercihlerine göre oluşturamayan bir birimin, ekonomik bağımsızlığa sahip olduğunun ileri sürülemeyecektir.170

Komisyon’un LdPE k. davasında (LdPE Komisyon Kararı, ATRG, L 74, 1989,

s: 26), üreticileri iki kategoriye ayırmıştır:

a-) kartelin kurulmasında ve gelişmesinde rol alan üreticiler b-) kartelin çevresinde rol alan üreticiler

163 Arı, s.147

164 İ. Yılmaz ASLAN, Rekabet Hukuku Dersleri, Ekin Kitabevi Bursa 2006, s.20 165 Canbolat, s.49

166 Esin, Rekabet Hukukunda Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar, s.33

167 Esin, “4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun Uygulama Esasları”, s.18 168 Aslan, Rekabet Hukuku Dersleri s.157

169 Sanlı, s.79 170 Sanlı, s.30

63

Komisyon'a göre, “herhangi bir teşebbüsün kartelle doğrudan veya dolaylı olarak ilişki kurması ve kendini gayrinizami bir şekilde kartel ile ilintilendirmesi durumunda kartelin içinde asli rolü olmamasına rağmen, bu teşebbüs uyumlu eylem için bir taraf olabilir. Örneğin; kartelin bir üyesiyle muhtemel fiyat artışları üzerine arada bir yapılan telefon konuşmaları ve yerel toplantılar gayrinizami bir ilişkinin kurulduğuna ve uyumlu eyleme yeterli delil teşkil eder” denilmiştir. 171

Rekabet hukuku açısından teşebbüsün hukuki özgürlüğü değil, ekonomik özgürlüğü daha önemlidir172. Teşebbüsün ekonomik olarak özgürlüğü ve bu özgürlüğü

kullanarak yapmış olduğu faaliyetler rekabet ortamı için oldukça önem taşımaktadır. Çünkü özgür olarak ekonomik faaliyetlerde bulunan teşebbüsler ancak özgür ve rekabetçi piyasalar oluşturabilirler.

kâr elde etmek dışındaki bir amaç için kurulmuş olan dernek, vakıf gibi özel hukuk tüzel kisileri de, ticari nitelikte olmayan faaliyetleri ile ticari hayatı etkilemekte iseler, teşebbüs olarak kabul edilmesi söz konusu olabilmektedir.173 Teşebbüsün

ekonomik faaliyet yürütmesi ve sadece ekonomik bir bağımsızlık değil, hukuken de hak ehliyetinin, yani haklara ve borçlara sahip olabilme kabiliyetinin olması gerekir, ayrıca devamlılık unsurunun olması faaliyetin sürekli ve bağımsız bir şekilde devam etmesi gerekmektedir.174

Bunların yanında ATAD ise, çeşitli kararlarında, varlığın yasal statüsüne veya nasıl finanse edildiğine bakılmaksızın ekonomik faaliyetle uğraşan her varlığı teşebbüs olarak nitelemiştir (Aeroport de Paris v. Commission ECR (2000), II-3929, p.109; Commission v. Italian Republic Case 35/96, ECR (1998) I-).175 Gelir temin etmek amacıyla yapılan her türlü iş ekonomik faaliyetin kapsamına girmektedir.176

Rekabet Hukuku içerisinde teşebbüs kavramını; mal ve hizmet piyasasında ekonomik olarak etkinlik yapabilen ve bu etkinliği yerine getirirken özgür olarak, iradeleri ile karar alıp uygulayabilen unsuru teşebbüs olarak değerlendirebiliriz. Rekabet hukuku uygulaması açısından, teşebbüslerin özel ya da kamu kesimine ait olması bir

171 Esin, Rekabet Hukukunda Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar, s.31 172 Canbolat, s.51

173 Akıncı, s.263 174 Topçuoğlu, s.111-112 175 Kahraman, s.80

64

fark yaratmaz.177 RKHK. m. 2'nin gerekçesinde bu durum açıkça ; “Rekabetin sağladığı yararların bir bütün olarak ekonominin tüm alanlarında istenmesi normaldir. Bu nedenle rekabet kuralları ekonomik faaliyette bulunan her teşebbüse uygulanmalıdır. Teşebbüslerin kamu kurumlarına veya özel kişilere ait olmasının önemi yoktur” 178 şeklinde yer alan ifadeler, konuya açıklık getirmiştir.

Uyumlu eylemlerde ortaya konulmak istenilen, teşebbüslerin arasında bir dayanışma ya da işbirliğinin olmasıdır. Bunun ise, doğrudan ya da dolaylı bir bağlantı yada irtibat olarak kendini gösterdiği genel kabul görmektedir. Uyumlu eylemlerin temelinde var olduğu kabul edilen uyuşmanın geleceğe yönelik istek ve arzuların olması ve bu istek ve arzuları içeren düşüncelerin karşı tarafa iletilmesi yani başka bir deyişle bağlantı kurulması gereklidir. Arzu ve tasavvurlar iç alemden dış aleme açıklama yoluyla akseder. Açıklama ile birlikte tarafların arzu ve istekleri nitelik kazanır. Ortak menfaatlerin belirlenmesi uyum için gereklidir.179

Uyumlu eylem için gerekli firmalar arası bağlantıya AB uygulamalarından bir örnek ise ICI/Solvay (ICI/Solvay, (1991) OJ L152/1)davasıdır. ICI’nın satışlarını sadece İngiltere’ye Solvay’in ise Avrupa’nın geri kalan bölümlerine yapması üzerine araştırma başlatan Komisyon, bu iki firma arasında 1972 yılında sona erdirilmiş, pazar paylaşımına yönelik bir anlaşma bulmuştur. Tarafların sık sık birbirleriyle iletişim kurduklarını da ortaya çıkaran Komisyon, daha önce bu firmalar arasında bir anlaşma olmasını ve anlaşmanın sona erdirilmiş olmasına karşın fiilen pazar paylaşımının devam etmesini özellikle dikkate alarak, uyumlu eylem sonucuna ulaşmıştır.180

Teşebbüsler arası ilişki, rekabeti sınırlayıcı paralel pazar politikaları uygulanmasına zemin hazırlayan teşebbüsler arası yakınlaşmayı ifade eder. Önemli olan ilişki sonucu ulaşılan bilgi, fikir ve kanaatlerin gelecek pazar politikalarının belirlenmesinde oynadığı roldür. Eğer bunlar, rekabeti sınırlayıcı paralel davranışlara neden oluyorlarsa uyumlu eylem gerçekleşmiş olur.181

177 Oğuzkan GÜZEL, Rekabet Hukukunda Teşebbüs Ve Teşebbüs Birlikleri, Uzmanlık Tezleri Serisi No: 30, Ankara, Rekabet Kurumu Yayını, Temmuz 2003, s.55

178 www.rekabet.gov.tr Erişim tarihi: 20/10/2012 179 Akıncı, s.147

180 Yüksel, s.53 181 İkizler, s.104

65