• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: KAVRAMSAL ÇERÇEVEVE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.4. Eğitimde Program Geliştirme Süreci

2.4.1. Eğitim Programlarının Geliştirilmesinde Eğitim İhtiyaçlarının

2.4.1.4. İhtiyaç Analizinde Yaklaşımlar

İhtiyaçların analiz edilmesinde çeşitli yaklaşımlardan yararlanılmaktadır. Bunlar:

Farklar Yaklaşımı: Bu yaklaşım gözlenen başarı düzeyi ile beklenen başarı

düzeyi arasındaki farkı ortaya çıkarır. Bu yaklaşıma göre ihtiyaç, beklenilen davranış düzeyi ile var olan/gerçek davranışlar arasındaki farkın belirlenmesi ile ortaya çıkar. Bu farkın ne olduğunun belirlenmesi mevcut bir problemin varlığını, yokluğunu ve problemin boyutlarının da ortaya çıkmasına imkân verir (Doğan, 2009). Farkın boyutunun belirlenmesi, ihtiyacın ne olduğunun yanı sıra şiddeti ve miktarının da ne kadar olduğunun ve ne kadar tanımlanması gerektiğini gösterir. Yani, fark ne kadar çoksa, ihtiyaç o kadar fazla ve şiddetli demektir. Beklenen, yani olması istenen durum ideal normlar ve standartlardır. Bu yaklaşımla normlar ve standartlarla mevcut durum arasındaki farkın ortaya çıkarılması ile tanımlanan ihtiyaçtan doğan problemin ortadan kaldırılması yolları aranır. Okul ortamı ve eğitim birimleri genellikle bu yöntemle ihtiyaç değerlendirmesi yoluna gider. Bireyin sahip olduğu yeterlikler ile biyolojik, psikolojik, sosyolojik olarak ihtiyaç hissettiği yeterlikler arasındaki farkı bir başka deyişle olması gereken ile var olan arasındaki farkı belirlemeye yarar. Bu yaklaşımla problemler belirlenir ve uygun çözüm yolları aranır. Bu durum gözlenen ile beklenen durum arasındaki fark olarak ifade edilebilir (Demirel, 2008). Bir çalışma grubunda yapılan işin gerektirdiği ideal norm, standart veya bulunması istenen nitelikler belirlenerek o çalışma grubunun bu özelliklere sahip olup olmadığını gösterebilecek bir testten geçirilmesi sonucunda aradaki farkın ortaya konması amacıyla yapılacak bir uygulama bu yaklaşıma örnek olarak verilebilir.

Demokratik Yaklaşım: Toplumlarda zaman içinde çeşitli şartlara bağlı olarak

yaşanan değişim, sanayi toplumlarını yaratmış ve bu toplumlarda bireyin yalnız başına etkin olamaması nedeniyle ekonomik, siyasal, mesleksel ve dinsel ve eğitsel nitelikte birtakım güçlü grupların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Toplumsal güçler de denilen bu gruplar yoluyla üyelerin yararları savunulmakta, iktidarlar denetlenmekte, kamuoyu oluşturulmaktadır. Bu insan grupları işbirliği içinde hareket ettiğinde ya da görüş bildirdiğinde diğer halk gruplarının eylem ve düşüncelerini ya da hükümetin eylemlerini etkileyebilmektedir.

Toplumda birbirini etkileyen genellikle organize olmuş beşerî güçleri Ottavuay, “Bir toplumsal güç, bir toplumun birtakım üyelerince toplumsal eylemi ya da toplumsal değişmeyi gerçekleştirme çabasıdır” şeklinde tanımlamaktadır. Örneğin bir iş adamları birliği, sendika, siyasal parti, dinsel bir kuruluş, dernek, federasyon, vakıflar, odalar ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından oluşan bu gruplar eğitimi de etkileyebilmektedir. Bu gruplar baskı grupları olarak tanımlanabilirler. Baskı grupları Türkiye’de özellikle özel eğitime muhtaç çocukların eğitilmesi, kadın eğitimi, kimsesiz çocukların eğitimi, okul öncesi eğitimi düşüncesi ve uygulaması gibi alanlarda eğitime katkıda bulunmuşlardır. Son yıllarda işçilerden oluşan gruplar yurt dışındaki işçi çocuklarının eğitimi konusuna da yönelmişler ve bu konuya ilgiyi arttırmışlardır. Baskı grupları Türkiye’nin eğitim politikasına sınırlı da olsa katkıda bulunmuş, kamuoyu oluşturmuşlardır. İngiliz eğitim sosyologlarından Ottaıvay demokratik bir ortamda böyle kuruluşlardan eğitim alanında yararlanmanın mümkün olduğunu ifade ederken baskı gruplarının eğitimi etkileyerek toplumsal değişmedeki rollerine örnek olarak İngiltere'deki çok amaçlı okullar düşünce ve uygulamasını, her türlü teknik eğitimin gelişmesini ve okullarda dinsel eğitimin sağlanmasını göstermektedir (Tezcan,1985).

Demokrasinin gelişmesi, yayılması da eğitim sürecini etkilemektedir. Demokratik yaklaşım bu baskı gruplarının istek ve ihtiyaçlarını baz almaktadır (Demirel,2008). Bu yaklaşımda sonuçlardan etkilenecek olan öğretmen, öğrenci, okul müdürü, veli, müfettiş gibi çok sayıda insan grubu ihtiyaç belirleme sürecinin içinde yer almaktadır. Başta öğretmenler olmak üzere, ilgili olan herkes ihtiyaç belirleme çalışmasına planlamadan başlayarak, çalışmanın sonuçlarının alınmasına kadar bütün aşamalarına katılabilmektedirler (Erişen, 1997).

Analitik Yaklaşım: Zaman, teknoloji, küreselleşme, ülkelerin birleşme

çalışmaları gibi pek çok etken ulusal ve uluslararası koşulları değiştirmektedir. Bu değişim toplumun her kesimini her alanda etkilemekte hem bireylerin hem de toplumların eğilimlerini yönlendirmektedir. Geçmişte hiç bilinmeyen bir alan hızla önem kazanabilmekte ve gündemde yer alabilmektedir.

Analitik yaklaşım bu değişikliklerin ön görülmesi ve dikkate alınarak ihtiyaç belirlemeyi esas alır. Bu yaklaşım ulusal ve uluslararası şartlara bağlı değişmelerle

ilgili yönelimlerin incelenmesini ve gelecekte karşılaşılacak olası durumlardan yola çıkarak ihtiyacın belirlenmesine dayanmaktadır (Erişen, 1997). Bir durumla ilgili mevcut duruma ait bilgilerden yararlanılarak geleceğe yönelik varsayımlar/ durumlar ortaya çıkarılmaya çalışılır. Gelecekte ders işleme yöntemlerinin değişebileceği ve sanal okullar kanalıyla eğitim verileceği öngörüsünden veya varsayımından yola çıkılarak internet kullanımına yönelik davranışların tespit edilmesi ve bu niteliklerin kazandırılmaya çalışılması analitik yaklaşıma örnek verilebilir.

Betimsel Yaklaşım: Belirli olgu ya da eğitim yaşantılarından ortaya çıkan

durumla ilgilenen ihtiyaç analizi yaklaşımı olarak tanımlanabilir. İhtiyaçları karşılayan imkân ve şartlar veya eğitim yaşantılarından yoksunluk yaşandığında ortaya çıkan durum incelenerek ihtiyaçlar belirlenmeye çalışılır (Gözütok, 1994). Bu yaklaşım bir nesnenin yokluğu, eksikliği ile ortaya çıkan zararla o nesnenin varlığının ortaya koyacağı, sağlayacağı yarardan hareketle ihtiyaç belirlenmesi sürecidir.

Bir okulda bilgisayar laboratuvarının kurulması planlanmaktadır. Bu laboratuvarın kurulmasının öğrencilerin gelişimine katkısının sağlayacağı yarar ile laboratuvarın maliyetinin hesaplanarak yapılacak durum değerlendirilmesi bir başka deyişle kurulmaması durumunda ortaya çıkacak eksikliğin belirlenmesi bu yaklaşıma örnek olarak verilebilir.

Eğitim ihtiyaçlarını belirlemek için hangi yaklaşım, yöntem ya da tekniklerin kullanılarak bilginin toplanacağına karar vermek için; ihtiyaç belirlemenin amacı, İhtiyaç duyulan bilginin miktarı, türü, aciliyeti, bu bilgilerin kim ya da kimlerden sağlanacağı gibi sorular cevaplanmalıdır.