• Sonuç bulunamadı

İhracatta Kdv İade Sisteminin İşleyişi

57 2.3.7.6. İhracatın Belgede Öngörülen Süre ve Şartlara Uygun Olarak Yapılmaması

26/4/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan KDV Genel Uygulama Tebliğinde; Dahilde işleme izin belgesi olan sahibi mükelleflere yapılmış olan teslimlere dair tecili yapılan KDV’nin terkini adına malın ihracatçı tarafınca belgenin süresi içerisinde ihracının yapılmış olması gereklidir. Tecil ve terkin uygulaması kapsamında alınmış olan malzemelerden imal edile malların izin belgesine uygun şekilde ihraç edilememesi durumunda, alınmamış olan vergi, gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir.

Bu bağlamda; belgenin sahibi olan alıcının tecil ve terkin sisteminde KDV’siz temin etmiş olduğu malları yasal sürede ihracını yapamayacağını belirtip vergi dairesine başvurusu durumunda, tahsili yapılamayan tutar dikkate alınmak sureti ile vergi dairesi tarafınca alıcının adına gerekli olan tarhiyat yapılır. Bunun satıcı tarafınca öğrenilmesi durumundaysa satıcının yapmış olduğu teslime ve belge sahibi olan alıcının bilgilerini bağlı olduğu vergi dairesine vermesi, üzerine alıcının bağlı olduğu vergi dairesi tarafınca alıcının adına gerekli olan tarhiyat yapılır.

Dahilde işleme izin belgesi sahibi olan mükelleflerin ihraç koşullu aldıkları malın ihracını yapamamaları veya süresinden sonra ihraçları halinde, belgenin kapsamında ihraç koşullu yapılmış olan teslim, ihraç koşullu teslimden çıkar ve yurt içi mal teslimine dönüşür.

Bu vaziyette, daha evvel dahilde işleme izin belgesi sahibi olan mükellef tarafınca indirime konu yapılamayan KDV miktarı, ihraç koşullu teslimi yapılan malların ihracatı adına ön görülen müddetin dolmuş olduğu tarihi takip eden günü kapsayan vergilendirme döneminde indirim hesaplarına alınması sureti ile indirime konu yapılabilir. Malın ihracı halindeyse indirim hesaplarına alınmış olan bu tutar ihracattan kaynaklanmış olan KDV iadesi taleplerinde, iade hesabına dahil edileceği” belirtilmiştir. ( Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği, 2014, s. 203-214)

58 indirilemeyen KDV’nin, iadeye konu olacağı belirtilmiştir. İhracı yapılan mal veya hizmetin yapılan alımlardan dolayı yüklenilen KDV’nin ilgili kanunun 32. Maddesine göre, ihracatı gerçekleştiren şirkete iade edilecektir. İadenin nakden ve/veya mahsuben alınabilmesi için Vergi Dairesine başvurulması gerekmektedir.

Mükellefin KDV İadesinde Tercih Hakkı (Acar, 2015, s. 1,2)

KDV bilindiği gibi, her safhada yaratılmış olan katma değerin üstünden alınmakta olan bir vergi türüdür. Teslimin istisnası durumunda bu vergi hesaplanmaz. Bu durumdaysa mükellefin almış olduğu mal ve de hizmet sebebiyle yüklendiği verginin indirimle telafi edilmemesi hali meydana çıkar. İndirimle telafisi yapılamayan kısmı, belli hallerde iadesi için tercih hakkını meydana çıkarmıştır.

Mükelleflerin ihracat istisnası sebebiyle yüklenip indirim şeklinde dikkate almış olduğu KDV'yi, sonra düzeltme yolu ile iade şeklinde talep edip edemeyeceğinin değerlendirmesi yapılacaktır.

KDV İadelerinde Tercih Hakkının Değiştirilmesi olur mu sorusu gündeme yeni gelen bir konu olmayıp aşağıda, konunun gelişimi hakkında kısaca özetlendikten sonra görüş ve muktezalara yer verilmektedir.

KDV Kanunu'ndaki 29. maddeye göre, mükellefler, aksi bir hüküm olmadığı müddetçe, vergiye tâbi faaliyetlerinin üstünden hesapladıkları KDV'den, kendilerine yapılmış olan teslimle hizmetlere dair yüklenmiş olduğu KDV'yi indirmekte ve arada olan farkı da vergi dairelerine yatırmaktadır. Hesaplanmış olan verginin yüklenilenden az olması durumunda indirilemeyen bölüm, Kanun'un ilgili maddesine göre, bir sonraki dönemde indirime konu olmak üzere ilerideki döneme devredilir. Kanun'un KDV istisnaları ile ilgili 30. maddesiyle getirilmiş olan genel kural, vergiye tâbi olmayan ya da vergiden müstesna tutulan işlemler ile ilgili alınan mallarla hizmetlere ödenmiş olan KDV'nin mükellefçe indirime konu yapılamayacağı biçimindedir.

Vergiden müstesna tutulan işlemler sebebiyle yüklenilmiş olan KDV, mükellefçe indirime konu yapılamamaktadır. Bu Kanunun 30. maddesinde düzenlenmiş olan genel kuralın 32. maddedeki istisnaları da bulunmaktadır. Bu Kanun'un 11-13-14 ve 15. maddelerindeki istisnaların kapsamında mal teslimi yapan ya da hizmet verenlerin, bu işlemler adına yüklenmiş

59 oldukları KDV'yi, vergiye tâbi olan öteki işlemleri üzerinden tahsilini yapacakları KDV'den indirecekleri, indirim olanaklı bulunmaması durumundaysa nakdi iade alacakları belirtilmiştir.

Bu madde, 30/a’nın aksine vergiden müstesna olan kimi işlemler adına vergi indirimini kabul etmekte, tahsil edilmiş olan verginin indirilecekten azlığı ya da vergiye tâbi başka bir işlemin olmaması sebebiyle vergi tahsil yapılamaması durumlarında yüklenilen ve de indirime konu yapılamayan verginin de iadesini ön görmektedir.

39 Sayılı KDV Genel Tebliği ve onunla beraber getirilmiş olan KDV Beyannâmesinin öncesinde, iade hakkının sonraki dönemlere devredilerek kullanılması olanaklı değildi.

Fakat, yeni beyannâmeyle iade hakkı doğurmakta olan işlemleri yapan ve de KDV iadesi çıkmış olan mükelleflere, bu tutarı devir şeklinde kullanmaları hususunda hak verilmiştir.

Bu hak, kimi sıkıntıları da birlikte getirmektedir. Öyle ki, mükellefler ihracat istisnası sebebiyle yüklenmiş oldukları ve de iade alabilecekleri KDV'yi beyannâmede iadesi gerekli olan KDV şeklinde göstermemektedir. Sonrasındaysa bu tercihlerini değiştirmeyi istemekte ve de KDV için düzeltme beyannâmesi verip bu beyannâmede iadesi gerekli olan KDV gösterilip iade talep edilmektedir. Konuyla alakalı İstanbul Defterdarlığı’nca verilmiş olan bir muktezada, tercihteki değişik aşağıdaki biçimde ifade edilmiştir; Buna göre, iade hakkı doğurmakta olan işlemler sebebiyle yüklenilmiş olan ve indirim yolu ile izale edilemeyen verginin iadesini ya da indirimini isteme yolunda seçim hakkı olan dairenizin mükellefi hakkını indirim yolu ile seçmişse bilahare tarh zaman aşımı süresi içerisinde düzeltme beyannâmesi verip, tercih değişikliği yaparak iade mahsup talebi yapması mümkündür.

Son olarak ise, aynı konuyla alakalı olarak, Bakanlığın görüşü şu şekildedir:

39 Sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde "İade hakkını doğurmakta olan işlemleri olmayan ya da bu türden işlemleri olmakla beraber bu işlemler adına yüklenmiş oldukları vergiyi, iadenin yerine indirimle gidermeyi isteyen mükelleflerin bildirim doldurmalarına gerek yoktur." denmektedir. Bu bağlamda ilgili Kanun'a göre, iade hakkı olan mükellefin bu işlemlere dair yüklendikleri vergilerin iadesini almayarak, indirim çerçevesinde telafileri mümkündür.

60 2.4.2.Sonraki Dönemlere Devir Yoluyla İade Talepleri

39 sayılı Katma Değer Vergisi genel tebliği ve yeniden düzenlenen KDV Kanunu 29.

Maddenin dayanak olduğu KDV beyannamesi 1992’den itibaren, iade hakkını doğurmakta olan işlemleri yapan ve de KDV iadesi çıkmış olan mükelleflere iade tutarı, devredilen KDV şeklinde kullanma hususunda tercih imkanı vermiştir. Bu durum kullanılmakta olan yeni beyannamede de sürmektedir. (Tüm Vergi Kanunları, 2018, s. 246,247)

2.4.3.Nakden ve/veya Başka Vergi Borçlarına Mahsup Suretiyle İade Talepleri

26/4/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan KDV Genel Uygulama Tebliğinde; İhracatın yapılmış olduğu aya ait olan KDV beyannâmesinde indirim ile izale edilemeyen KDV mevcut ise, ihraca konu olan malla ilgili yüklenilmiş KDV kısmi ya da tamamen, indirim yolu ile giderilememiş demektir. Bu vaziyette mükellef, KDV 8 No’lu tablodaki Yüklenilen KDV bölümünü boş bırakarak, iadesini devrolan KDV şeklinde kullanacak veya bu kısmı doldurmak sureti ile bu iadeyi nakdi ya da mahsup şeklinde talep edecektir. İadenin, kısmi nakit, kısmi de mahsup sureti ile kullanımı da imkan dahilindedir.

İhracat istisnası ve de ihraç koşullu teslimlerden kaynaklanan iadeler “Genel Esaslar”, sahte ya da muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma fiiliyle direkt ya da dolaylı şekilde ilgisi olan mükelleflerin iade talepleriyse “Özel Esaslar” bölümünde olan açıklamalara göre ifa edileceği” belirtilmiştir. ( Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği, 2014, s. 203-214)