• Sonuç bulunamadı

İDARİ-ADLİ YAPTIRIM AYRIMI VE KARŞILAŞTIRMASI

Yaptırımlar yaptırım kararını veren makama göre, idari yaptırım ve adli yaptırım olarak ikiye ayrılabilir. İdari yaptırımlar çoğunlukla para cezası uygulaması şeklinde görülmektedir. İdari para cezaları, idari mercilerin düzeni bozucu davranışları önlemek, idari faaliyetlerin yerine getirilmesini sağlamak, belirli nizamlara aykırılığı önlemek amacıyla, yargı organına başvurmadan uyguladıkları para cezalarıdır.81

Yaptırımların ikinci grubunu oluşturan adli yaptırımlar, yargı organları tarafından bir suç sebebiyle verilen ağır para cezası, hafif para cezası veya hürriyeti bağlayıcı cezalardır. İdari yaptırımlarla adli yaptırımlar arasındaki farklar sadece yaptırım kararını veren makamların farklı olmasıyla sınırlı değildir. İdari yaptırımlarla adli yaptırımlar arasından pek çok farklılıklar bulunmaktadır. İdari yaptırımlarla adli yaptırımlar arasındaki farklar şunlardır;

a- İdari yaptırım kararları yasalarla yetkili kılınan idari makam veya kurullarca verilirken, adli yaptırım kararları yasalarla yetkili kılınan yargı organları tarafından verilmektedir. İdari yaptırım kararını alma yetkisi yürütme erki içerisinde bulunan idari makamlara aittir. Buna karşılık adli yaptırımlarda karar verme yetkisi yargı organlarına tanınmıştır. Yargı yerleri, uygulanacak yaptırımı tespit etmenin yanında, yaptırım uygulanacak kişilerin isnat edilen suçları işleyip işlemedikleri konusunu da tespit ettikten sonra, yaptırım kararı vereceklerdir.

b- İdari yaptırımlara idare tek taraflı idari ve icrai işlem tesis etmek suretiyle karar verirken, adli yaptırımlar belli yargılama usulleri takip edilmek suretiyle verilebilmektedir. İdarenin idari nitelikte yaptırım uygulaması sürecinde ilgililerin yaptırım nedeni sayılan davranışlarda bulunduğu konusunda idarenin yapacağı değerlendirmede geniş sayılabilecek bir takdir yetkisi vardır. buna karşılık adli yaptırım kararların alınması sürecinde yargı yerleri hem yaptırımın nedeni olan

81

Yener Orhan, Açıklamalı-Emsal Kararlı Hususi Ceza Kanunlarındaki İdari Para cezaları ve

fiil ve durumların tespitinin yapılarak uygulanacak yaptırım türünün ve derecesinin belirlenmesinde, hem de bu süreçte takip edeceği usul ve şekil kurallarında kanun düzenlemelerine daha sıkı bir şekilde bağlı hareket etmek yükümlülüğü altındadır. c- Ceza yaptırımları kefaret, çektirme ve caydırma amaçları ile ihdas edilirken, idari yaptırımlar kişiye görev ve yükümlülüklerini hatırlatmayı amaçlarlar.82 Bu sebeple idari yaptırımlar düzeni bozmama yükümlülüğü olan bireye bahsedilen hatırlatmayı sağlayan bir ihtar ve ikaz olarak nitelendirilmektedirler. Adli yaptırımlar kamu düzenini korumaya yönelmiş bulunan yaptırımlardır. Buna karşılık idari yaptırımlarda ise amaç, idarenin yönetme işlevini yerine getirmesi sırasında varlığı zorunlu olan idari kamu düzenini sağlamak ve korumaktır.

e- Adli yaptırımların uygulanması başka bir ifadeyle cezaların infazı Cumhuriyet Savcısı başta olmak üzere mahkemeler dışında kalan makamlar tarafından yapılırken, idari yaptırımlar genellikle idari yaptırım kararını veren idare tarafından yerine getirilirler. Adli yaptırımların uygulanması kararı veren makamların dışında farklı bir infaz kurumlaşmasını gerektirmiştir. idari yaptırımlarda ise, yaptırım kararını alan makam, kararını doğrudan yerine getirmek yetkisine sahiptir.

f- Adli yaptırımların çoğu Adalet Bakanlığı bünyesinde tutulan adli sicile kaydedilirken, idari yaptırımların çoğunun tutulduğu herhangi bir sicil kaydı bulunmamaktadır. Sadece bazı cezalarda mükerrerlik halinde ceza artırıldığından veya bir üst ceza verildiğinden bunların mükerrerliğinin takibi açısından kayıt tutulmaktadır. Mesela 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesi uyarınca belli oranın üzerinde alkollü araç kullanımı halinde ilk seferinde ilgilinin ehliyeti altı ay süreyle geri alınırken ikincisinde iki yıl ve üçüncüsünde beş yıl süreyle geri alınmaktadır. Bunların takibi açısından Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde kayıt tutulmaktadır. Kamu görevlilerine yönelik olarak uygulanan idari yaptırımlarda, alınan disiplin cezaları ilgililerin sicillerine işlenmekte ve takip edilmektedir.

g- Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca idarenin her türlü işlem ve eylemlerine karşı yargı yolu açık olup idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Hukuka aykırı olarak alınan ve uygulanan idari

82

yaptırım kararlarından dolayı muhatapların zarar görmesi durumunda idare haksız eylem veya işleminden kaynaklanan zararı ödemekle yükümlüdür; başka bir ifadeyle idarenin haksız idari yaptırımlardan doğan zararları tazmin yükümlülüğü vardır. Adli yaptırımlarda ise kararı veren yargı mercilerinin verdikleri yaptırım kararlarından dolayı (466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan ve Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun hariç ) tazmin sorumluluğu yoktur.

h- İdari yaptırımlarda idari yaptırım kararını veren merciin idari yaptırımı geri alma, değiştirme, düzeltme veya tamamen kaldırma yetkisi vardır. Adli yaptırımlarda ise kararı veren yargı organının belirli maddi hatalar dışında kararı değiştirme, düzeltme veya ortadan kaldırma yetkisi yoktur. Adli yaptırımlara karşı sadece itiraz veya temyiz yolu vardır. Hatta bazı adli yaptırımlar konusunda yargı merciinin verdiği kararlar kesin olup temyizi de mümkün değildir.

i- “Kanunsuz suç olmaz” kuralı gereğince kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı kimse cezalandırılamayacağı gibi, kanunun açıkça cezayı artırıcı saymadığı bir nedenden dolayı da kimsenin cezası artırılamaz. “Kanunsuz ceza olmaz” kuralı gereğince, hiç kimse o suç için kanunun koymadığı bir ceza ile cezalandırılamaz.83 Adli yaptırımlarda suç ve cezada yasallık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalınırken, idari yaptırımlarda aynı sıkılıkta bir kanuna bağlılık söz konusu değildir. İdari yaptırımlarda, adli yaptırımlara oranla geniş bir takdir yetkisi vardır. Adli yaptırımlar da ise yargı merciinin takdir yetkisi kanunun belirlediği sınırlar içersindedir. Hatta bazı disiplin yaptırımlarının yönetmeliklerde düzenlendiği ve bu yönetmeliklere dayanılarak ceza verildiği görülmektedir.

j- İdari yaptırımlar hukuka uygunluk karinesinden yaralanırlar. Başka bir anlatımla, İdari karalar, hukuka uygun kabul edilirler.84 Aksine bir yargı kararı oluncaya kadar idari yaptırımlar uygulanma kabiliyetine haizdir; yani icraidir. Hatta idari yaptırıma karşı dava açılması dahi idari yaptırımın icrasına engel teşkil etmemektedir. Nitekim 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesine göre dava açılması kural olarak idari işlemin yürütülmesini durdurmaz. İdari işlemin yürütülmesinin durması için ya idarenin işlemini geri alması veya idari yaptırıma karşı açılan davada idari yargı mercii tarafından idari yaptırımın yürütülmesinin

83

Ahmet Danışman, M.Emin Artuk, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 14. Baskı, Ankara, Seçkin Yayınevi, 1997,s.120

84

durdurulmasına veya iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Buna karşın adli yaptırımlarda masumiyet karinesi esastır. Kişi yargı organı tarafından hakkında mahkumiyet kararı verilen kadar masum kabul edilmekte hatta yargı mercii tarafından verilen adli yaptırım kararları temyiz edilerek veya temyiz edilmeksizin kesinleşmediği sürece uygulanma kabiliyetine sahip olamamaktadır.

k- Suçla verilen cezanın orantılı olması yani ölçülülük ilkesi her iki yaptırımda da uygulanmakla birlikte adli yaptırımlarda suç ve cezanın orantılı olup olmadığı yani ceza verilirken uygulanması gereken indirim sebeplerinin uygulanıp uygulanmadığını temyiz mercii denetlerken, idari yaptırımlarda suç ve yaptırım arasındaki oranı idari makamlar belirlemekte ve idari işlemin dava konusu edilmesi halinde yargı mercileri tarafından suç ve cezanın orantılı olup olmadığı denetlenmektedir.

l- Adli yaptırımlara çoğunlukla gerçek kişiler maruz kalırken, idari yaptırımlara hem gerçek hem de tüzel kişiler maruz kalabilmektedir.

m- 2709 sayılı 1982 Anayasası’nın 38. maddesinde 07.05.2004 tarih ve 5170sayılı kanunun 5. maddesiyle yapılan değişiklikte “İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Madde metninden de anlaşıldığı gibi idari yaptırımlarla hürriyeti bağlayıcı bir ceza verilmesi mümkün değildir. Buna karşın, adli yaptırımlar kapsamında para cezası verilebileceği gibi hürriyeti bağlayıcı cezalarda verilebilir. Hatta hürriyeti bağlayıcı cezalar sadece ve sadece yargı mercileri tarafından verilebilecek yaptırımlardandır. Bunun tek istisnası ise Silahlı Kuvvetlerin iç düzenine ilişkin yaptırımlardır.

n-İdari yaptırımlara karşı, gidilebilecek idari ve yargısal hukuki yollar bulunmaktayken, adli yaptırımlara karşı kararın temyizi dışında farklı bir makam önünde itiraz imkanı bulunmamaktadır. İdari yaptırımlara karşı yaptırım kararı veren makamın hiyerarşik üstünün bulunması durumunda bu makama ya da kanunlarda öngörülmüş makamlara idari başvuruda bulunarak itiraz etme olanağı bulunmasının yanında, yaptırım kararlarına karşı, kanun koyucunun iradesi doğrultusunda adli ya da idari yargıda dava açabilme olanağı bulunmaktadır. İdari yaptırımlara karşı getirilmiş bulunan idari ve yargısal denetim yollarının öngörülmüş olması, idari

makamların idari yaptırım uygulama konusunda sahip olduğu yetkilerin dengelenmesine yönelik olarak getirilmiş bulunan korunma yollarıdır.

İKİNCİ BÖLÜM

SOSYAL DEVLET İLKESİ VE SOSYAL GÜVENLİK

Sosyal devlet ilkesi, devletin ve devletin idare edilmesinden sorumlu olan yürütmenin, temel hak ve özgürlükler konusunda sorumluluk alarak, hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önünde bulunan ve bu hak ve özgürlükleri anlamsız hale getiren kısıtlamaları ortadan kaldırmaya yönelik tedbirlerin alınmasın zorunlu kılmaktadır.