• Sonuç bulunamadı

İbn Ebî Leylâ’nın Ebû Hanîfe İle Münasebetleri ve Ebû Hanîfe’nin Fetva

III. İHTİLAF KAVRAMI VE İHTİLAFLA İLGİLİ KİTAPLAR

3. İbn Ebî Leylâ’nın Ebû Hanîfe İle Münasebetleri ve Ebû Hanîfe’nin Fetva

Tarihte ilmiye sınıfının kamu otoritesi karşısında çeşitli tavırlar sergiledikleri görülmektedir.

Kimi âlimler kamuda görev almışlar ve bunların bir kısmı kamu otoritesinin bir parçası olmuşlardır. Bu sebeple gördükleri yanlışlıklar karşısında tavır ortaya koyamamışlardır.

97 Maide,5/95.

98

Bazı âlimler de kamuda görev almışlar, gördükleri yanlışlıkları yeri geldiğinde ortaya koyabilmişlerdir. Bu tavırları onların zarar görmelerine, makam ve mevkilerinin ellerinden gitmesine sebep olmuştur. Bu tavırları kendilerinden sonra gelen nesillere örnek teşkil etmiştir.

Diğer bir grup âlim de siyasi otoritede görev almamıştır. Siyasi otoritenin verdiği görevi kabul etmeyen âlimlerden bir kısmı kendi ilmî, fikrî ya da sosyal çevreleriyle ilgilenmişlerdir. Belki de bu âlimler yöneticilik ve sorumluluk almanın kendi fıtrî yapılarına ters düştüğünü düşündükleri için böyle hareket etmişlerdir.

Siyasi otoritenin verdiği görevleri almayan ancak devlet imkânlarından yeri geldiğinde yararlanmasını bilen, menfaatleri olduğu sürece siyasi iktidara şirin görünmekten geri durmayan, siyasi otorite yüz vermeyince uzaklaşan âlimlere, tarihte rastlamak da mümkündür.

Devlette görev almayan âlimler bu tavırlarında bilinçli olarak hareket etmişlerdir. Kendilerinin ister istemez birtakım yanlış kararların altına imza atmak, hukuksuz uygulamalara rıza göstermek zorunda kalabilecekleri endişesiyle hareket etmişlerdir. Ebû Hanîfe’nin kendisine baskı yapılmasına rağmen görev almaması bu tavra en güzel örnektir.99

İbn Ebî Leylâ’nın babasının Emeviler ve Abbasiler Döneminde otuz üç yıl kadılık yapması onun devletle içli dışlı olmasına sebep olmuş olabilir. Ayrıca babasını Emeviler Döneminde kadılık yaparken, Haccac tarafından Hz. Ali ve taraftarlarına kötü sözler söylemesi için baskı ve işkence görmüştür. İşkencelere rağmen istenileni yapmamıştır. Babasının Emeviler Döneminde öldürülmesi100

gibi travmatik olayları yaşaması belki de yaşamında derin izler bırakmış, babası gibi yanlış uygulamalar karşısında tavır almasına engel olmuştur.

Bizi bu kanaate götüren kaynaklarda İbn Ebî Leylâ hakkında anlatılan birçok olay vardır. Onlardan bir tanesi de şu olaydır:

99 Ebû Zehre, age., 46-47. 100

Hz. Ali taraftarı olan Hamedan halkı 148 tarihinde, huruç hareketine kalkışmışlardı. Halife Mansur, Musul tarafına ordu gönderip onları öldürmeye karar vermişti. Halife Mansur; Ebû Hanîfe, İbn Ebî Leylâ, İbn Şübrüme’yi huzuruna çağırdı. Onlara:

—Musul halkı bana karşı gelmemeye ve isyan etmemeye, eğer isyan ederlerse malları ve canları helal olacağına dair benimle anlaşma yapmışlardı. Şimdi isyan ettiler, ne dersiniz?

Ebû Hanîfe sustu. Diğer ikisi konuştular:

—Onlar senin halkındır. Onları affedersen buna hakkın vardır. Eğer onları cezalandırırsan onlar bunu hak etmişlerdir.

Halife Mansur Ebû Hanîfe’ye dönerek: —Üstad bakıyorum da sükût ediyorsun, dedi.

—Ey Emîrül-Mü'minîn, onlar mâlik olmadıkları bir şeyi sana helâl etmişlerdir. Sen şu konuda ne dersin? Meselâ bir kadın nikâh kıyılmaksızın kendini bir erkeğe teslim etse onunla cinsî münasebette bulunması helâl olur mu?

—Hayır.

—Tıpkı böyle, canı helâl etmek de onların elinde değil.

Bunun üzerine Mansur, Musul halkı üzerine yürümekten vazgeçti. Ebû Hanîfe'ye ve iki arkadaşına Kûfe'ye dönmelerini emretti.101

Bu olayın meydana geldiği tarih 148 yerine 144 olmalıdır. Çünkü İbn Şübrüme’nin ölüm tarihi 144’tür.102

Ebû Hanîfe devlette resmî görev almamış, daha önce de ifade edildiği üzere bunda fıtri yapısı ya da Emevilerin yanlış uygulamalarını onaylama endişesi etkili olmuştur. Bir bakıma bu tavrıyla pasif direniş, güncel ifadeyle sivil insiyatif göstermiştir. En ufak bir resmî devlet görevini bile kabul etmemiştir. Özellikle kendisi gibi re’y ekolünün önde gelen temsilcilerinden birisi olan İbn Ebî Leylâ’nın kadılık görevi gereği verdiği hükümleri kendi ders halkasında ve zaman zaman da

101 İzzu’d-Dîn ibni’l-Esîr(630/1233),el-Kâmil fi’t-Târîh, I-X, thk. Ömer Abdu’s-Selâm Tedmîrî ,Dâru’l-Kütübi’l-Arabî, Beyrut 1997, V, 155-156.

102

bizzat İbn Ebî Leylâ ile tartışmıştır. Kendisini ilim öğrenmeye ve öğretmeye adamıştır. İbn Ebî Leylâ salt teorik bazda kalan bu fıkhî muhalefetten memnun kalacağı yerde Kûfe Kadısı İbn Hubeyre’ye Ebû Hanîfe’yi şikâyet etmiştir. Bir müddet fetva vermesi yasaklanmış, sonra fetva vermesine izin verilmiştir. 103 Çeşitli kitaplarda özellikle Menâkıb kitaplarında anlatılan şu olay onu fetva vermesinin engellenmesinde etkili olmuştur:

Bir kişi deli kadını kızdırmış olacak ki kadın ona:

—Sen, zina yapan iki kişinin oğlusun, demiş. Adam kadıya şikâyet etmiş. Küfe kadısı olan İbn Ebî Leylâ dâvaya bakmış, kadının aleyhine hüküm vermiş ve kadına mescitte ayaktayken had vurdurmuş. Hem de iki defa, birisi anasına, diğeri de babasına iftira attığı için.

Ebû Hanîfe bunu duyunca:

—Bizim kadı efendi bu mes'elede tam altı yerde hata etmiştir.

1- Mescidde had vurdurmuştur. Halbuki mescitte had vurulmaz.

2- Kadına ayakta dayak attırmıştır. Halbuki kadınlara oturdukları halde had vurulur.

3- Babası için bir had, anası için bir had vurdurmuştur. Halbuki bir adam kalabalık bir cemaate iftira atsa, ona yalnız bir had vurulur, kazif olunanların sayısınca değildir.

4- İki had vurmayı bir arada toplamıştır. Halbuki iki had birden vurulmaz. 5- Deli kadına had vurdurmuştur. Aslında deliye had yoktur, o mükellef değildir.

6- Anası ve babası için had vurdurmuştur. Oysaki onlar iftira edilen yerde yoktur. Mahkemeye gelip dâva etmemişlerdir.104

103 Ebû Zehre, age., 52.

104 Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sâbi b Ahmed b.Mehdî el-Hatîb Bağdâdî (463/1072), Tarihu Bagdâd ,I- XV, thk. Beşşâr Avvâd el-Ma’rûf, Dâru’l- Dârü’l-Garbi’l-İslâmî, Beyrut 2002. XV, 473; Serahsî, age., XXX, 164-165; İbn Hümâm, age., V, 340;Muhammed Emînb.Ömer .Abdu’Azîz Âbidîn, ed-

Bu eleştiriler İbn Ebî Leylâ’ya ulaşınca Ebû Hanîfe’yi halifenin yanına gidip şikâyet etmiştir. Ebû Hanîfe’nin fetva vermesi halife tarafından yasaklanmıştır. Günlerce fetva vermemiş, bir gün halife çeşitli konuları sormak üzere elçi göndermiştir. Ebû Hanîfe kendisinin fetva vermeyeceğini, fetva vermesiyle ilgili yasak konulduğunu söylemiştir. Bunun üzerine elçi halifeye gidip durumu haber vermiştir. Halife elçiye; Ebû Hanîfe’nin fetva yasağının tarafından kaldırıldığını söylemiş, bunun üzerine fetva vermeye tekrar başlamıştır.105

İbn Ebî Leylâ’nın sürekli Ebû Hanîfe’yi şikâyet etmesi halifenin içinde Ebû Hanîfe’ye karşı kızgınlık ve intikam duygusunun oluşmasına sebep olmuştur.

İbn Ebî Leylâ, bu olayda da görüldüğü gibi hükümde yanlışlığa işaret eden Ebû Hanîfe’yi hükümdara şikâyet etmiştir. Ebû Hatim b. el-Hibban el-Busteri gibi mutaassıp âlimler halk karşısında onun itibarını düşürmek için zındık olduğunu, dinden çıktığını, küfür içinde olduğunu ve zındıklıktan dolayı tevbe etmesi gerektiğini bile söylemişlerdir.106

İbn Ebî Leylâ’nın verdiği fetvaları Ebû Hanîfe aleni olarak eleştirmiş, bu eleştiriler Halife Mansur’a kadar ulaşmıştır. Ebû Hanîfe’yi Halife Mansur denemiş, onu başkadı olarak atamak istemiştir. Pasif direniş içinde olup isyan hareketine yönelmeden hayatını sürdüren Ebû Hanîfe hapse atılmış, orada işkencelere uğramıştır. Bir bakıma tek kişiden oluşan sivil toplum kuruluşu gibi çalışmıştır. Ebû Hanîfe’nin bu duruşu halk katında rağbet görmüş olmalı ki mezheplerin oluşmasıyla birlikte Hanefilik adı verilen mezhebin müntesibi gün geçtikçe artmıştır. Daha sonraki dönemlerde başta Abbasi ve Osmanlı Devletlerince resmi mezhep olarak benimsenmiştir.

Dımeşgî el-Hanefî (1252/1836) Reddü’-Muhtâr ala’d-Dürri’l-Muhtâr, I-VI, Dârü’l-fikr, Beyrut 1992, IV,51.

105 Hatîb Bağdâdî, age., XV, 473.

106 Kur’an Araştırmaları Vakfı, İslâm Hukuk Felsefesi’nin Teşekkülünde Ebû Hanife’nin Yeri başlığıyla HFSA (Hukuk Felsefesi Ve Sosyolojisi Arşivi) 6. Kitap. İstanbul.2003, 56- 68.

IV. İhtilâf-ı Ebî Hanîfe ve İbni Ebî Leylâ Kitabındaki Konuların

Benzer Belgeler