• Sonuç bulunamadı

İştirakin Cezalandırılma Nedenini Nedensellik Bağına Dayanarak

Belgede Suça iştirak (sayfa 36-38)

2.2. GENEL OLARAK

2.3.2. İştirakin Cezalandırılma Nedenini Nedensellik Bağına Dayanarak

2.3.2.1. Şartların Eşitliğine Dayanan Görüşler

Suça iştirakin hukuki esasını şartların eşitliği teorisine dayanarak açıklayan görüşe göre suçun neticesi doğası gereği tektir, nedensellik de bölünemez bir bütündür. Neticeyi meydana getirmek için bir araya gelen şartların eşitliği söz konusudur. Suçu işlemek için katkı yapan, suça iştirak eden her hareket nedenseldir. Dolayısıyla da suça iştirak eden herkese suç isnat edilebilir. Suça iştirakin cezalandırılabilmesi için yapılan kusurlu hareketin netice açısından nedensel değer taşıması yeterlidir. Bunun için yasada hüküm bulunmasına gerek yoktur. Nitekim yasada suça iştiraki cezalandıran genel hükümler bulunmasa dahi neticeye sebebiyet veren kusurlu her hareket yapmış olduğu nedensel katkı dolayısıyla cezalandırılabilecektir.85

Nedensellik teorisine dayanarak iştirakin hukuki esası açıklanmaya çalışıldığında biri olumlu diğeri olumsuz iki sonuç ortaya çıkmaktadır. Olumlu sonuç olarak şeriklerin hareketlerin neticenin gerçekleşmesi açısından nedensel olup olmadığının tespiti sayesinde sorumlulukların belirlenmesinde sağlam bir temel oluşur. Bu sayede iştirak oluşturan hareketlerin nelerden ibaret olduğunun

84 Devrim Aydın, a.g.e., s. 36

24

belirlenmesi mümkün olur. İştirakçilerin hareketleri ile asıl failin hareketleri arasında nedensel bağın varlığı iştirakçilerin sorumluluğunun tespitinde fayda sağlar.86 Örneğin; park halindeki otomobili çalarak bunu yağma suçunda kullanan failin hareketleri ile otomobil sahibinin hareketleri arasında nedensel bir bağ bulunmamaktadır. Olumsuz sonuç ise netice açısından nedensel değeri olmayan hareketlerin cezalandırılmamasına yol açmasıdır.87

Bu durumda nedensel katkısı önemsiz olanlar suçla ilişkilendirilmeyecek ve iştirakçilerin sayısı azalacaktır. Örneğin; husumetli olduğu kişiyi öldüreceğini her fırsatta dile getiren ve bu amaçla hazırlıklar yapan faile suçu işlemesi konusunda basit bir telkinde bulunan ya da mağdurun bulunduğu yeri söyleyen kişi iştirakçi olarak değerlendirilemeyecektir. Çünkü bu davranışlar olmasaydı bile fail suçu işlemek konusunda karar vermiş ve hazırlıklara başlamıştır. Fiile yönelik davranışlar somut olayda sonuç açısından önem taşımamaktadır.88

İştiraki nedensellik bağına dayanarak açıklayan bu görüş doğrultusunda iştirak kuralları sorumluluğa ilişkin normları daraltır.89

Buna göre asıl failin fiiline herhangi bir nedensel katkısı olan herkes iştirakçidir. İştirak hükümlerinin yasalarda yer almaması durumunda hareketleri netice açısından nedensel değer taşıyan herkes suçun faili olarak kabul edilip suçun tam cezası ile cezalandırılabilir.90

Öğretide bazı yazarlar tarafından bu teori sadece nedensel katkıyı esas aldığı ve suça katılma iradesini ihmal ettiği için eleştirilmiştir.91

Zira; bu teorinin benimsenmesi durumunda iştirak iradesi olmaksızın suçun gerçekleşmesine herhangi bir nedensel katkıda bulunan kişi işlenen suçtan sorumlu olacaktır. Örneğin; evin

86 Vesile Sonay Evik, a.g.e., s. 99 87 Vesile Sonay Evik, a.g.e., s. 99 88 Devrim Aydın, a.g.e., s. 38 89 Vesile Sonay Evik, a.g.e., s. 99 90 Vesile Sonay Evik, a.g.e., s. 100

91 Zeki Hafızoğulları,Muharrem Özen a.g.e., s. 348“ Bir kere nedenlerin eşitliği yani neticeyi

meydana getiren her şartın neden sayılması çok tartışmalı bir konudur. Ayrıca somut olarak nedenlerin eşitliğini kanıtlamak olanağı da yoktur. Öte yandan bu düşünce salt nedenselliği esas aldığından iştirakte kusuru görmezden gelmektedir. Her halde iştirakte suça katılan kişilerin kusurları göz önüne alınmak zorundadır.

Nevzat Toroslu, Ceza Hukuku Genel Kısım ,Ankara, Ekim-2012,Savaş Yayınevi, s. 298 “İştiraki sonucun gerçekleştirmesine katılan şartların nedensel eşitliği teorisine dayandıran ve böylece bu sonucun gerçekleşmesine katılan herkesin ona bütünü itibariyle neden olduğunu, dolayısıyla sonucun bütünü itibariyle iştirak edenlerin her birine isnat edilebileceğine savunan anlayış kabul edilemez. Gerçekten İştirak özü gereği nedensel katkıdan başka bütün iştirak edenler arasında psişik bir bağı veya en azından onlardan biri tarafından gerçekleştirilen amaçsal bir düzenlemeyi de gerektirir ve bunlarsız, nihayet sadece kasıtlı ve taksirli hareketlerin iştirakinden söz edilebilir.

25

kapısını kilitlemeyerek eve hırsızların girmesine sebebiyet veren hizmetçinin davranışı suçun gerçekleşmesinin başlıca nedeni olsa da bu sonucu istemeyen hizmetçiyi iştirak hükümlerine göre sorumlu tutmak mümkün değildir. Yine komşusuna evdeki farelere karşı kullanacağını söylemesi üzerine ona fare zehiri tedarik eden kişi de komşusunun bu fare zehiri ile eşini zehirlemesine nedensel katkıda bulunmuş olsa da iştirak iradesi olmadığı için sorumlu tutulamayacaktır. Çünkü maddi olarak bir suça nedensel katkı sağlamak kusur sorumluluğunu esas alan bir ceza sisteminde o suçtan sorumlu tutulabilmek için yeterli değildir. Suçun gerçekleşmesinde nedensel katkısı olan herkesi o suçun iştirakçisi olarak sorumlu tutan bu anlayış ceza sorumluluğunu genişletmekle beraber kusurluluğu ihmal ettiği için subjektif bir ceza hukuku sisteminde kabul göremez. Sonuç olarak iştirak özü gereği nedensel katkıdan başka bütün iştirakçiler arasında manevi bir bağı gerektirmektedir.92

2.3.2.2. Şartlar Arasında Sebep ve Vesile Ayrımı Yapan Görüşler

Bu görüşe göre netice açısından doğrudan etken sebebi gerçekleştiren ve bu doğrultuda hareketi yapan kişi faildir. Netice açısından etken sebep oluşturmayan sadece basit bir şart olarak kabul edilen vesile teşkil eden hareketleri yapan kimseler ise şeriktir. Bu görüşe göre vesileler ancak fail aracılığı ile neticeye bağlanabilecektir. Bu bağlantı ise sorumlulukların esasını oluşturmaktadır. Başka bir anlatımla fail netice açısından sebep teşkil eden kanuni tipe uygun hareketleri yapan kişi şerik ise netice açısından vesile teşkil eden tarihi nitelikte tipe uygun olmayan hareketleri yapan kişidir.93

Neticeyi meydana getiren her şart eşit kabul edildiğinde iştirakin manevi unsuru ihmal edilmiş ve her bir iştirakçinin neticeye yönelik davranışı diğer iştirakçinin davranışına eşit sayılmış olur. Suça belli bir katkıda bulunan herkesin cezai sorumluluğu bu katkının değerine bakılmaksızın eşit kabul edilir.94

Belgede Suça iştirak (sayfa 36-38)