• Sonuç bulunamadı

2.5 İşletme Performansı

2.5.2 İşletme Performansının Ölçümü ve Önemi

Performans ölçümü, işletmenin yönetim planlama ve kontrol sisteminin bir parçasıdır (Bourne ve Neely, 2003:3). Performans ölçümü, bir işletmenin tamamı için sistematik olarak yapılacağı gibi, belirli bir amaç için ve geçici bir süreliğine de yapılabilir. Bunun yanında her işletmenin performans ölçümü yapması için belirli sebepleri vardır. (a) işletmeler genellikle müşterinin isteklerini yerine getirip getiremediğini belirlemek, (b) genellikle başarılı olup olmadıklarını belirlemek, (c) alınan kararların duygusal veya varsayımlara dayalı olarak değil de, gerçek verilere bağlı olarak alındığından emin olmak, (d) problemli alanları ortaya çıkarmak veya gelişme gösterecek alanları belirlemek için performans ölçümü yapmaktadır (Parker, 2000:63).

Bir işletmenin başarısı, sürekliliğine ve performansına bağlıdır. İyi bir yönetici içinde bulunduğu işletmenin performansını etkin bir performans ölçme sisteminden edindiği bilgiler aracılığıyla takip edecektir. Performans ölçümünün ilgi alanı işletme yönetiminin temel stratejik tercihlerinin daha ekonomik ve daha rasyonel bir biçimde yaşama geçirilmesine odaklanmıştır. Performans ölçümü, planlı, programlı ve uzun soluklu bir süreç ve sürdürülebilir rekabet avantajı elde etmede çok önemli bir role sahiptir (Karaman, 2008:415-416).

Marchand ve Raymond (2008)’un yaptıkları çalışmada performans ölçümünü (1980 öncesi, 1980-1989, 1990-1999, 2000 ve sonrası) olmak üzere dört farklı periyoda bölmüştür. Bu periyotlar da; (a) performansın tanımlanması, (b) performansın boyutları, (c) performans ölçüm sisteminin mantığı ve mimarisi, (d) performans

100

ölçümünün çerçevesi ve (e) performans ölçümünün çıktıları olarak belirlemişlerdir (Marchand ve Raymond, 2008:665).

Daha yakın bir zamanda Sirmai, Radford ve Wright (2011)’in yaptıkları çalışmada da performans ölçüm sistemini özellikle 1980’lerden günümüze kadar geçirdiği evrimi daha geniş ve kapsamlı bir şekilde ortaya koymuştur. Burada; (a) stratejik işlemler, (b) ölçümden yönetime, (c) dinamikten statiğe ve (d) paydaş değerinden (ekonomik-karlılık) paydaş odaklılığa uzanan bir çerçevede belirlemişlerdir (Sirmai ve diğ., 2011:675-676).

Görüldüğü gibi performans ölçüm istemiyle ilgili olarak yakın zamanda farklı ayrımlar yapılmıştır. Ancak performans ölçümüyle ilgili yazın iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşama, 1880’lerde başlayan ve 1980’lere kadar devam eden aşamadır bu aşamada, kar, yatırımların geri dönüşümü ve verimlilik gibi finansal ölçümlere odaklanılmıştır. İkinci aşama ise, dünya pazarlarındaki değişimlerin sonucu olarak 1980’li yılların sonunda başlamıştır. Bu evrede değişen müşteri ihtiyaçları, yeni üretim teknolojiler ve felsefelerini uygulama etkili olmuştur (Ghalayini ve Noble, 1996:63; Ghalayini ve diğ., 1997:208).

1970’lerin sonları ve 1980’li yıllarda araştırmacılar muhasebe temelli performans ölçüm sistemlerini tanımlayarak ve bu sistemlerin eksikliklerini ve yetersizliklerini tartışmışlardır. 1980’lerin sonları ve 1990’ların başında geleneksel performans ölçüm sistemlerinden memnuniyetsizlik, “dengeli” veya “çok boyutlu” performans ölçümlerinin temellerinin atılması sağlanmıştır. Bu yeni yapı finansal olmayan, dış ve geleceğe yönelik performans ölçümü üzerine vurgu yapmaktadır (Bourne ve diğ., 2000:754). Aşağıda Tablo 10’da yazında bahsedilen ve çeşitli dönemlerde ortaya çıkan performans ölçüm sistemleri gösterilmektedir.

101

Tablo10: Performans Ölçüm Sistemleri

Performans Ölçüm Sistemi Yılı

Sink ve Tuttle Performans Ölçüm Modeli (S&T: Sink ve Tuttle, 1989, 1990) 1985 Stratejik Ölçüm Analizi ve Raporlama Teknik Sistemi (SMART: Cross ve Lynch) 1988 Dünya Standartlarında Üretim Performans Ölçüm Sistemi (WCMPM: Maskell, 1989,

1991)

1989

Performans Piramit Sistemi (Cross ve Lynch, 1989) 1989

Performans Ölçüm Matrisi (Keegan, Eiler ve Jones, 1989) 1989

Performans Ölçüm Sistemi Anketi, (Dixon, Nanni ve Vollman, 1990) 1990

Skandia İşletme Navigatörü (SBS:Edvinson ve Malone 1997) 1991

Hizmet Sektöründe Performans Ölçüm Sistemi (Fitzgerald, Johnson, Brignall, Silvestro ve Voss, 1991)

1991

Balanced Scorecard (BSC: Kaplan ve Norton 1992) 1992

Tutarlı Performans Ölçüm Sistemi (Flapper, Fortuin ve Stop, 1996) 1996 Cambridge Performans Ölçüm Süreci (Neely, Richard, Mills, Platts ve Bourne, 1997) 1997 Bütünleştirilmiş Dinamik Performans Ölçüm Çerçevesi (Ghalayani, Noble ve Crowe,

1997)

1997 Bütünleştirilmiş Performans Ölçüm Sistemi (Bittci, Carrie ve McDevitt, 1997) 1997

Bilgi Temelli Ölçüm Modeli (KBM:Sveiby, 1997) 1997

Karşılaştırmalı Balanced Scorecard (CBS: Kanji 1998) 1998

Bütünleştirilmiş Performans Ölçüm Çerçevesi (Medori ve Steeple,1998) 1998

Dinamik Performans Ölçüm Sistemi (Bititci ve Turner, 2000) 2000

Performans Prizması (PP:Neely ve arkadaşları 2002) 2001

Performans Prizma Sistemi (Neely, Adams ve Crowe, 2001) 2001

Bütünleştirilmiş Performans Sistemi (Laitinen, 2002) 2002

Dinamik Çok Boyutlu Performans Sistemi (DMP:Maltz ve arkadaşları, (2003) 2003

Dönüşüm Performans Ölçümü (Spitzer, 2007) 2007

Hibrit Bilgi Temelli Performans Ölçüm Sistemi (Khan ve Wibisona, 2008) 2008

Kaynak: ZEGLAT Dia; Wasfi ALRAWABDEH; Faisal ALMADI ve Fayiz SHRAFAT, (2012).“Performance Measurement Systems: Stages of Development Leading to Success”, Interdisciplinary Journal of Contemporary Research in Business, 4(7),ss.442.

Görüldüğü gibi işletme performansının karmaşık ve çok boyutlu bir yapısı olması nedeniyle ölçülmesi zor ve geçerli sistematik bir yapı oluşturulamamıştır (Murphy ve diğ., 1996:15-17; Ford ve Schellenberg, 1982:49-50). Dolayısıyla performans ölçme yöntemleri de farklık göstermektedir. Performans ölçüm yöntemleri olarak; finansal (objektif) ve finansal olmayan (sübjektif) yöntemler kullanılmaktadır (Suwigno ve diğ., 2000:232; Eccles, 1991:131-133).

İşletmelerin performanslarının ölçülmesinde objektif verilere ulaşmanın zorluğu nedeniyle ankete katılanlardan alınan sübjektif verilerin kullanılmasını zorunlu kılmaktadır (Matsuno ve diğ., 2002:24). Sübjektif verilerle ölçülen işletme performansı, işletmenin objektif performans verileriyle istatistiksel olarak güçlü korelasyon ilişkisi içinde olduğu belirlenmiştir (Dess ve Robison, 1984:265-268;

Venkatraman ve Ramanujam, 1986:804-806; Harison-Walker, 2001:144).

102

Birçok araştırmada işletme performansını ölçmek için ankete katılanlara işletmenin faaliyet gösterdikleri sektöre göre, satışlardaki büyüme (Dess ve Robinson, 1984), pazar payı (Slater ve Narver, 1993; Matzuno ve Mentzer, 2000), genel işletme performansı (Morgan ve diğ., 2000; Jaworski ve Kohli, 1993) ve karlılık (Rose ve Shoham, 2002; Moore ve Fairhurst, 2003) hakkında sorular sorulmuştur.

Performans ölçümünün, yeni doğasında performans ölçümü ve stratejinin birbirleriyle olan ilişkisi dikkat çekicidir. Performans ölçümü, seçilen stratejileri performans ölçümüne dönüştüren bir araçtır ve genellikle stratejik performans ölçümü olarak adlandırılmaktadır. 1980’lerden itibaren şu ana kadar, farklı disiplinlerdeki bir çok araştırmacı performans ölçümü ve strateji arasındaki bağlantıya bir cevap aramışlardır.

Stratejik yönetim paradigması olarak son zamanlarda aniden ortaya çıkan strateji kavramı, stratejik planlama ile eş anlamlı olması için sürekli bir süreç olarak tasarlanmış olmalıdır. İşletme ile ilgili kavramlarda kaynak tabanlı kuram artık hakim olmaktadır. İşletmenin varlık ve kaynakları, işletmenin potansiyel performansının temel belirleyicileri olmaktadırlar. Bu yeni strateji, stratejik yönetimin en önemli unsuru haline gelmiştir. Bu anlayış stratejik yönetim süreç ve faaliyet zincirini bir bütün olarak yeniden şekillendirmiştir. Stratejik yönetimin içinde gizlenmiş olarak ortaya çıkan bu yeni stratejik durum, stratejik yönetimi kolaylaştırmak için geliştirilmiş olan performans ölçüm sistemini yeniden gözden geçirmeyi zorunlu hale getirmiştir. Sonuç olarak performans ölçümü stratejik yönetimin yeni perspektifinde tüm süreçleri yeniden karakterize edildiğini söylemek mümkündür.

Rekabet avantajını sürdürme ve yönetme ihtiyacı 1980’lerde performans ölçümünün strateji odağına doğru kaymasına neden olmuş ve rekabetin giderek artması işletmelerin üst yönetimlerini yeni kaynaklar aramaya zorlamıştır. 1980’lerde geliştirilen performans ölçüm sistemleri daha çok işlemler ve üretim üzerine odaklanırken 1990’larda ve sonrasında strateji ve müşteri odaklı yaklaşımlar yeni bir trend olarak ortaya çıkmıştır (Srimai ve diğ., 2011:665-666). Aşağıda Tablo 11’de performans ölçümünün boyutları gösterilmektedir.

103

Tablo 11: Performans Ölçüm Boyutları

Performans Ölçüm Sistemi Başlangıç

Yılı

Performans Ölçümünün Boyutları

Sink ve Tuttle Performans Ölçüm Modeli (S&T:

Sink ve Tuttle, 1989, 1990)

1985 Etkililik, verimlilik, kalite, üretkenlik, iş

yaşamı kalitesi, yenilik ve

karlılık/bütçelenebilirlik Stratejik Ölçüm Analizi ve Raporlama Teknik

Sistemi (SMART: Cross ve Lynch)

1988 Pazar, finansal, müşteri seçimi, esneklik, üretkenlik, kalite, teslimat, süreç zamanı, maliyet

Dünya Standartlarında Üretim Performans Ölçüm Sistemi (WCMPM: Maskell, 1989, 1991)

1989 Kalite, teslimat, üretim süreçleri zamanı, esneklik, maliyet

Skandia İşletme Navigatörü SBS:Edvinson ve Malone 1997)

1991 Finansal,müşteri, insan, süreç ve yenilik ve gelişmeye odaklanma

Balanced Scorecard (BSC: Kaplan ve Norton 1992) 1992 Finansal, müşteri, içsel süreçler ve öğrenme ve büyüme perspektifi

Bilgi Temelli Ölçüm Modeli (KBM:Sveiby, 1997) 1997 Ölçümün üç kümesi –büyüme ve yenilenme, verimlilik ve durgunluk- fiziksel olmayan varlıklar için üç kategorisi, çalışanların yetenekleri, içsel ve dışsal yapı

Karşılaştırmalı Balanced Scorecard (CBS: Kanji 1998)

1998 Paydaş değeri, süreçlerin mükemmelliği, organizasyonel öğrenme, paydaş memnuniyeti

Performans Prizması (PP:Neely ve arkadaşları 2002)

2001 Paydaş memnuniyeti, stratejiler, süreçler, yetenekler, paydaşların katkısı

Dinamik Çok Boyutlu Performans Sistemi

(DMP:Maltz ve arkadaşları, (2003) 2003 Finansal, pazar, süreç, insan ve gelecek Kaynak: SRIMAI Suwit: Jack RADFORD ve Chris WRIGHT, (2011). “Evolutionary Paths of Performance Measurement An Overview of its Recent Development”, International Journal of Productivity and Performance Management, 60(7),ss.667.

Kaynak tabanlı kuram, işletmelerin, kaynak yetenekleri yolu ile işletmeler arasında sürdürülebilir performans farklılıklarını açıklamaktadır. Böylece kaynak tabanlı kuram hem sürdürülebilir rekabet avantajının hem de karlılığın kuramı olarak görülebilir. Kaynak tabanlı kuram ile sürdürülebilir rekabet avantajı, benzersiz ürün pazar stratejisi veya ürünün pazardaki marjinal rakiplerinden daha çok ekonomik değer yaratma olarak tanımlanır (Nothnagel, 2008:31).

Ayrıca İşletme performansının ölçümünde son zamanlarda yeni pazarlama kaynaklarının geliştirilip kavramsallaştırılması da dikkat çekicidir. Bu kaynaklar, işletme için, “değer üreten kaynak” olarak tanımlanmaktadır. Srivastava, Shervani ve Fahey’in önerdiği bu kaynaklar ilişkisel ve entellektüel olmak üzere ikiye ayrılırlar. Dış paydaşlar ile ilişkili olma ve işletme çevresi hakkında bilgi verme özelliklerine sahip olan bu kaynaklar, pazar alanında işletmeye, değerli ve taklit edilmeyen kaynaklar geliştirmelerinde önemli avantajlar sunmalarının yanı sıra uzun dönemde işletmeye üstün performans sağlarlar (Clark, 2007:45-46).

104

2.5.3 Kaynak Tabanlı Kuram, Pazar Yönlülük ve Pazarlama Yetenekleri