• Sonuç bulunamadı

2.1.3. Ses ve Özellikleri

2.1.5.5. İşitme Engellilerin Sınıflandırılması

• İşitme Kaybının Oluştuğu Yaşa Göre Sınıflandırma • İşitme Kaybının Nedenine Göre Sınıflandırma • İşitme Kaybının Tipine Göre Sınıflandırma • İşitme Kaybının Derecesine Göre Sınıflandırma

2.1.5.5.1. İşitme Kaybının Oluştuğu Yaşa Göre Sınıflandırma

İşitme engellilerin sınıflandırılmasında eğitimcilerin temel aldıkları nokta, engelin oluştuğu yaştır. İşitme kaybının oluştuğu yaş bireyin işlevselliğini anlamak için çok önemlidir. Eğitimsel görüşü kabul edenler işitme kaybının dil ve konuşma gelişimi, eğitimsel başarı ve psikolojik uyum üzerindeki etkisinde odaklaşırlar (Akçamete, 2003:323; Tatar, 1995:18).

İşitme kaybı, dil öncesi (prelingual) ya da dil sonrası (postlingual) dönemde oluşabilir. Prelingual, doğuştan veya hayatın erken dönemleriyle konuşma ve dil gelişiminden önceki yaşlarda olan işitme kaybıdır. Postlingual ise, konuşma ve dil gelişiminin devam ettiği yaşlarda olan işitme kaybıdır (Tatar, 1995:18).

Dil öncesi ya da dil sonrası ayırımın hangi yaşlarda yapılacağı konuşunda tam bir kesinlik yoktur. Horvat, 5 yaşını dil gelişimi için sınır kabul etmiştir (Horvat,1990:158). Hallahan ve Kaufman, bunun 3 yaş olduğunu hatta 18 ay ve 12 ayın dilin kazanıldığı yaşlar olduğunu belirtmiştir (Hallahan ve Kaufman, 1994:262).

Gerek eğitim gerekse psikolojik gelişimleri açışından farklılıklar olabileceği için bu ayırım yaşının kesinlik kazanması gerekmektedir. Eğitim açısından, dil sonrası işitme kayıplarında dil öncesindeki kayıp kadar büyük problemler çıkmayacağı kabul edilir. Psikolojik yönden ise dil kazanımından sonraki kayıplar etkisini daha ağır göstermektedir (Tatar, 1995:15).

2.1.5.5.2. İşitme Kaybının Nedenine Göre Sınıflandırma

İşitme kayıplarının nedenlerine göre, doğum öncesi (prenatal), doğum sırası (perinatal), doğum sonrası (postnatal) olarak gruplandırılır. Horvat (1990:159)’da gruplandırmayı farklı olarak şu şekilde yapmıştır:

1. Herediter veya Endojen Grup: İşitme engeli genetik geçişli olabilmektedir. Horvat, ağır işitme kayıplarının %50’si genetik geçişli olduğunu bunun da, %14

dominant (baskın genler), %84 resesif (çekinik genler) ve %2 oranında cinsiyete bağlı geçebileceğini bildirmiştir.

2. Prenatal Grup: Doğum öncesinde çeşitli nedenlere bağlı olarak işitme engelinin oluşması durumudur. Bu grupta işitme engeline neden olan etkenler şunlardır: Hamilelik döneminde anneye bulaşan enfeksiyon hastalıkları (kızamıkçık, kabakulak vb.), yine bu dönemde annenin aldığı ilaçlar, radyasyona maruz kalma ve toksit maddeler, geçirdiği kazalar, kan uyuşmazlığı, geç veya erken doğumlar, kordon sıkışması sonucu bebeğin beslenmesinin bozulması.

3. Perinatal Grup: İşitme engeline neden olan doğum anı ve çevresi ile ilgili şartları bu grupta toplayabiliriz. Müdahaleli doğumlar, göbek kordonun dolanması, doğum kanalı ve çevresinde oluşabilecek enfeksiyonlar.

4. Postnatal Grup: Doğumdan sonra işitme engelinin oluşmasının nedenlerini bu grupta ele alabiliriz. Viral enfeksiyonlar (kabakulak, menenjit vb.), dış veya ortakulağın iltihabı, alınan ilaçlar ve toksin maddeler, şiddetli gürültülü ortamda uzun süre kalma, kulağa yabancı cisim kaçması, travma veya kaza sonucu işitme ile ilgili yapıda oluşabilecek tahribat, kulak kiri.

5. Sınıflandırılmayan Grup: Bu grupta özel olamayan çevre koşulları veya genetik kaynaklı sebepler işitme kaybının sorumlusudur. İşitme engellilerin yaklaşık % 30 unda özel bir sebep bulunmaz.

2.1.5.5.3. İşitme Kaybının Tipine Göre Sınıflandırma

1. İletimsel İşitme Kaybı (Conductive Hearing Loss): Sesin titreşmesi ve iç kulağa iletilmesinin dış veya orta kulaktaki herhangi bir nedenle engellenmesi sonucu ortaya çıkar. İletimsel işitme kayıpları genellikle şiddeti daha alt düzeydeki ve düşük frekanslı sesleri işitmede bir yetersizlik olarak kendini gösterir (Akçamete, 2003:325). Kulak kepçesiyle ilgili anomaliler, ödem veya travma gibi nedenlerle iş göremez hale gelmesi, dış kulak yolunda işitmeyi engelleyecek anomaliler (kapalı olması, tümörlere bağlı oluşumlar), kulağa yabancı cisim kaçması, kulak kiri, kulakta görülen mantar ve

çeşitli enfeksiyonlar, orta kulak iltihapları, kulak zarı ve kemikçik zincirinde olan yapışıklıklar bu tip işitme kayıplarının en sık rastlanan sebepleridir (Horvat,1990:157; Hallahan ve Kaufman, 1994:268).

2. Duyu – Sinir (sensorinoral) Kaynaklı İşitme Kaybı: Duyu- sinir işitme kaybı, işitme siniri veya kulaktan itibaren merkezi sinir sistemi devrelerinin tümündeki hasarları içerir ve hem hava hem de kemik iletimi yolu ile incelen sesleri duyma yeteneğinde azalma veya tam kayıp vardır (Guyton ve Hall, 2001:611). Bu tip kayıplar tedavisi güç olduğu için süreklilik gösterir. En kısa zamanda uygun işitme cihazının takılması gerekir. Eğer cihazın takılması gecikirse dilin kazanımı ağır derecede etkilenebilir. İletimsel ve duyu–sinir işitme problemleri arasında en büyük fark; iletimsel kaybın büyük çoğunluğunun tedavi edilebilir olmasına rağmen, duyu–sinir problemler süreklidir (Akçamete, 2003:325; Turnbull ve diğerleri, 2002:526-527).

3. Merkezi İşitme Kayıpları: Dış, orta ve iç kulakta herhangi bir bozukluk olmadığı halde beyindeki işitme merkezlerinin hasar görmesi sonucu oluşur. Bu tip kayıplar merkezi sinir sisteminin hasarı sonucu oluşur. Merkezi işitme kaybında kişi, iç kulaktan gelen sesleri algılayamaz. Merkezi işitme bozukluğu olan çocuklarda öğrenme sorunları vardır (Akçamete, 2003:325; Tatar, 1995:21).

4. Karışık (Mix) İşitme Kaybı: İletim tipi ve duyu–sinir tipteki işitme kayıplarının beraber görülmesiyle oluşan işitme kaybıdır.

5. Fonksiyonel Tip İşitme Kaybı: İşitme organlarının yapısı ve işleyişinde bozukluk olmamasına karşın kişide işitme kaybının görülmesidir. Bu durum çeşitli psikolojik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Psikolojik işitme engeli çoğunlukla aniden oluşabilir (Özsoy, 1997:55).

2.1.5.5.4. İşitme Kaybının Derecesine Göre Sınıflandırma

Aşağıda yer alan tabloda, işitme kaybı derecelerine göre işitme engellilerin sınıflandırılması ve bunun iletişim üzerine etkileri yer almaktadır (Turnbull ve diğerleri, 2002:520; Tüfekçioğlu 2004:9).

Tablo 2: İşitme Kaybı Dereceleri ve İletişim Üzerine Etkileri

İşitme Eşikleri Ortalaması

İşitme Kaybı Derecesi İletişim Üzerindeki Etkisi

0 dB. – 15 dB. Normal Normal işitmedir ve iletişim üzerine olumsuz bir etkisi yoktur.

16 dB. – 25 dB. Hafif (Minimal)

Birey, sessiz ortamlarda konuşmayı duyar fakat gürültülü ortamlarda yavaş sesle yapılan konuşmayı anlamakta güçlük çeker. Çocuklarda konuşma gelişimi gecikebilir.

26 dB. – 40 dB.

Hafif – Orta

Ortam sessiz olsa da hafif sesle yapılan konuşma ya da uzakta konuşulanları işitmede güçlük çekilir. Çocuklarda dil gelişimi ve konuşma gecikir. İşitme cihazı ile konuşma sesleri işitilir.

41 dB. – 55 dB.

Orta

Sonradan olan kayıplarda yetişkin konuşmayı ancak çok yakın mesafede duyabilir. Çocuklarda dil edinimi ve konuşma engellenir. İşitme cihazıyla konuşma seslerini işitir.

56 dB. – 70 dB.

Orta – İleri

Sonradan olan kayıplarda birey yalnızca yüksek sesle ve tane tane söylenen konuşmaları işitebilir. Çoğu zaman bireyin kendi konuşması anlaşılır olabilir. Anlaşılabilirlik, normal konuşmadan farklıdır. Çocuklarda dil gelişimi önemli derecede gecikmiştir. İşitme cihazları ile konuşma seslerini duyar.

71 dB. – 95 dB.

İleri

Birey çevre seslerinden bazılarını algılasa da hepsini tanıyamaz. Çocuklarda ise ancak işitme cihazları yardımı ve özel eğitim desteği ile dili gelişebilir. Konuşması, kaybı arttıkça anlaşır olmaktan uzaklaşır.

96 dB. ve Üzeri

Çok İleri

Birey çok yüksek sesleri işitebilir; konuşma seslerini cihaz olmadan işitemez. Sözlü iletisi dudak okuma yolu ile yürütür. Çocuğun dili özel eğitim ile geliştirilmeye çalışılsa da anlaşılması güçtür.

Ortalama dB düzeylerine örnek verilecek olursa: • 0 dB İnsan kulağının duyabileceği en silik ses • 30 dB Fısıldama, sessiz kütüphane ortamı • 60 dB Normal konuşma, daktilo, dikiş makinesi

• 90 dB Çimen biçme makinesi, kamyon trafiği (günlük 8 saat maksimum maruz kalma süresidir.)

• 100 dB Demir testeresi, havalı delici, kar aracı (korumasız maksimum 2 saat maruz kalma süresidir.)

• 115 dB Rock konseri, oto kornası (korumasız max.15 dakika maruz kalma süresidir.)

• 140 dB Jet motoru (gürültü ağrı yaratır ve geçici sağırlık oluşturur)” (http://www.ctfistanbul.edu.tr).