• Sonuç bulunamadı

2.9 İş Sağlığı ve İş Güvenliği İle İlgili Anayasa ve Kanunlar

2.9.2 İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kanun maddeleri

SSGSSK’nun 13. Maddesinde bir olayın iş kazası sayılabilmesi için; kazanın kanunun tanımladığı durumlardan birinde meydana gelmiş olması gerekir.

Bunlardan birincisi, olayın kazaya maruz kalan çalışanın işyerinde bulunduğu sırada meydana gelmesidir. 5510 sayılı kanunun 11. Maddesinde; işyerinde üretilen mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitim yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar işyerinden sayılmıştır . Dolayısıyla; sigortalının işini yaptığı yerin yanı sıra, işyerinden sayılan ve işyerine bağlı yerlerde oluşabilecek her türlü kazalar, yapılan işle bağlantılı olsa da olmasa da iş kazası sayılacaktır .

Meydana gelen olayın iş kazası sayılması için kanunun tanımladığı durumlardan ikincisi; olayın işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla meydana gelmiş olmasıdır . İşveren tarafından yürütülmekte olan iş sırasında maruz kalınan kaza tipik bir iş kazasının prototipi sayılır. Böylelikle kaza, doğrudan

doğruya yapılan iş nedeniyle meydana gelmektedir. Bir başka deyişle nedensellik bağı söz konusudur .

Kanunda tanımlanan üçüncü madde; sigortalının görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen olayları tanımlamaktadır . Sigortalıların işleri gereği değişik işlerin takibinde zaman zaman işyeri dışında görevlendirilmeleri mümkündür. Bu maddeye göre; bu durumlarda meydana gelen olayların iş kazası sayılabilmesi için, sigortalının işveren tarafından görevlendirilmiş olması yeterlidir .

Kanunun dördüncü maddesi ise; emziren kadın sigortalının, iş mevzuatına tabi olup olmadığına bakılmaksızın yine bu mevzuatta belirtilen sürelerde çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda meydana gelen olayları açıklamaktadır . Bu maddeye göre sigortalı bütün kadınların çocuklarına süt vermek için ayrılan zaman- larda kazaya uğramaları halinde, o an iş yapmıyor olsalar bile uğradıkları kaza iş ka- zası sayılmaktadır .

Kanunda belirtilen son madde ise; sigortalının işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen kazaları açıklamaktadır. Bu maddeye göre; işyerinin temin ettiği taşıtla işin yapıldığı yere sigortalının gidiş gelişleri sırasında meydana gelen kazalar iş kazası sayılmaktadır .

4857 Sayılı İş Kanununun İlgili Maddeleri:

Madde 63. Çalışma süresinin haftada en çok kırkbeş saat olduğundan bahsedilmektedir.

Madde 68. Ara dinlenmesi süreleri tanımlanmaktadır.

Madde 69. Gece çalışması ve bununla ilgili süreler düzenlenmiştir.

Madde 71. Onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılmasının yasak olduğundan, ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocukların, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabileceklerinden, çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yeteneklerinin dikkate alınacağından bahsedilmektedir.

Madde 72. Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılmasının yasak olduğu açıklanmaktadır.

Madde 73. Sanayiye ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılmasının yasak olduğundan bahsedilmektedir.

Madde 77. İşverenlerin ve işçilerin yükümlülüklerine ilişkindir. İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.

Madde 80. İş sağlığı ve iş güvenliği kuruluna ilişkin hususları düzenlemektedir. Bu Kanuna göre sanayiden sayılan, devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde her işveren bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür.

Madde 81. İşyeri hekimleri ve işyeri sağlık birimi ile ilgilidir.

Madde 86. Ağır ve tehlikeli işlerde çalışacak işçilerin ise giriş ve periyodik sağlık muayene raporlarına ilişkindir.

Madde 87. 18 yaşından küçük işçilerin işe giriş ve periyodik sağlık muayene raporlarına ilişkindir.

6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu:

MADDE 1. Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.

MADDE 2.

(1) Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.

(2) Ancak aşağıda belirtilen faaliyetler ve kişiler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz:

a. Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri,

b. Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri, c. Ev hizmetleri,

ç. Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar,

d. Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri,

MADDE 14. (1) İşveren;

a. Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler.

b. İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.

(2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:

a. İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.

b. Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde.

(3) İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder.

(4) Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.

(5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir.

MADDE 15. (1) İşveren;

A. Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar.

B. Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır:

a) İşe girişlerinde, b) İş değişikliğinde,

c) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde,

d) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla,

(2) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklar, yapacak- ları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatıla- maz.

(3) (Değişik birinci cümle: 10/9/2014-6552/17 md.)Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınır. 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir.

(4) Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.

(5) Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunma- sı açısından sağlık bilgileri gizli tutulur.

MADDE 17.

(1). İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlar. Bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişik- liğinde, iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulan-

ması hâlinde verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır. (2).Çalışan temsilcileri özel olarak eğitilir.

(3).Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz.

(4).İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe başlamadan önce, söz konusu kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilir. Ayrıca, herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir.

(5).Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimat- ları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanlar işe başlatılamaz.

(6).Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, iş sağlığı ve güvenliği risklerine karşı çalışana gerekli eğitimin verilmesini sağlar.

(7).Bu madde kapsamında verilecek eğitimin maliyeti çalışanlara yansıtıla- maz. Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır. Eğitim sürele- rinin haftalık çalışma süresinin üzerinde olması hâlinde, bu süreler fazla sürelerle çalışma veya fazla çalışma olarak değerlendirilir.

MADDE 28.

(1) İşyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır. (2) İşveren; işyeri eklentilerinden sayılan kısımlarda, ne gibi hallerde, hangi

zamanda ve hangi şartlarla alkollü içki içilebileceğini belirleme yetkisine sahiptir.

(3) Aşağıdaki çalışanlar için alkollü içki kullanma yasağı uygulanmaz: a. Alkollü içki yapılan işyerlerinde çalışan ve işin gereği olarak üretileni

b. Kapalı kaplarda veya açık olarak alkollü içki satılan veya içilen işyerlerinde işin gereği alkollü içki içmek zorunda olanlar,

c. İşinin niteliği gereği müşterilerle birlikte alkollü içki içmek zorunda olanlar.

1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun İlgili Maddeleri:

MADDE 174. “On iki yaş ile on altı yaş arasında bulunan çocukların saat yirmiden sonra gece çalışmaları memnudur.” denilmektedir.

MADDE 175. “Bütün amele için gece hizmetleriyle yeraltında icrazı lazım gelen işler 24 saatte sekiz saatten fazla devam edemez.” denilmektedir.

MADDE 180. “Devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran bütün iş sahipleri, işçilerinin sıhhi ahvaline bakmak üzere, bir veya müteaddit tabibin sıhhi murakabe- sini temine ve hastalarını tedaviye mecburdur. Büyük müessesatta veya kaza ihtimali çok olan işlerde tabip daimi olarak iş mahallerinde yahut civarında bulunur. Hastane- si olmayan mahallerde veya şehirler ve kasabalar haricinde bulunan yerlerdeki iş mü- esseseleri bir hasta odası ve ilk yardım vasıtalarını ihzar ederler. Yüzden beş yüze kadar daimi amelesi olan müesseseler bir revir mahalli ve beş yüzden yukarı amelesi olanlar yüz kişiye bir yatak hesabıyla hastane açmağa mecburdurlar.” Denilmektedir .

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU

MADDE 49. ‘‘Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilmektedir.

MADDE 53. ‘‘Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1- Cenaze giderleri.

2- Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.

3- Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” denilmektedir.

1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı.

3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” Denilmektedir. MADDE 55. ‘’Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.’’ denilmektedir.

MADDE 56. ‘‘Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” Denilmektedir .

Benzer Belgeler