• Sonuç bulunamadı

ortaya koymaktadır (Dolatkah, 2008, s.156).

Şekil 9 : Mekanı Tanımlayan Elemanlar (Ching, 2002, s.112)

Mekan, kullanım amaçlarına göre farklı biçim ve boyutlarda tutulabilir. Ġç mekan ise sürekli değiĢen bir unsurdur. Mekan, insan ile çevre arasındaki iliĢki sonucu olarak ortaya çıkar ve insan gereksinimlerine ve kiĢi mutluluğuna dönük, insan eylemlerine yönelik olarak düzenlenmelidir (Dolatkah, 2008, s.157).

4.1.5.4. İç Mekanda Tasarımı Belirleyen ve Etkileyen Etmenler

Ġç mekanda bitkisel tasarım;

 Mekanın Özellikleri,  Kullanıcı özellikleri,  Bitkinin istekleri,  ĠĢveren Özellikleri,

ne kadar zaman geçirecek, yoğunluk hangi sürelerde, olacaktır) analiz edilmeli,

 Mekanın fiziksel özelliği (dar, geniĢ, büyük, küçük) incelenmeli,

 Ekolojik koĢullar (güneĢlenme durumu, güneĢlenme süresi, aydınlatma koĢulları, ısıtma durumu v.b. ) değerlendirilmelidir (Yazgan, 2003, s.29 ).

Ġç mekan, insanın her türlü davranıĢını düzenleyebildiği, estetik, duyusal ve iĢlevsel özelliği ile içerisinde yaĢanılan bir tanımlı ortamdır. Ġç mekan tasarımı da, iç mekanda yaĢayacak olan kullanıcı için gerekli her türlü ergonomik, fizyolojik ve estetik yaklaĢımı sağlama yöntemdir.

Ġç mekanlardaki sayısal büyümeye bağlı olarak, mekansal gereksinimlerin türü ve kapasitesi de değiĢime uğramaktadır. Bir konut içerisinde oturma, dinlenme, piĢirme, yemek yeme, temizlenme, uyuma, çalıĢma gibi daha içe kapalı yaĢamsal eylemler yer almaktadır. Bu eylemlere göre de giriĢ, mutfak, salon, tuvalet, banyo, yatak odası, çalıĢma odası, balkon gibi mekansal tanımlar ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında, toplu yaĢam alanları olan sosyo-kültürel alanlar, ticaret alanları, yönetim yapıları, sağlık yapıları gibi daha büyük kapasiteler için gerekli olan mekansal gereksinimler hem ölçü hem nitelik açısından giderek değiĢiklikler göstermektedir (Mitton, 2000, s.142).

Ġç mekanda bitkisel tasarım, ortak bir çalıĢmayı gerektirir. Ġç mekanın tasarımında peyzaj mimarı için renk, form, doku, denge ve bitki materyallerinin vurgusu önemlidir. Ayrıca toprak, nem, ıĢık gibi yaĢama koĢullarının bitkinin isteğine göre

uygulanması gerekir. Bir iç mimar için dekorasyon, fiziksel mekan ve güvenlik faktörleri önem kazanır (Yazgan ve diğerleri, 2003, s.29).

Ġnsan, temelde beĢ duyu organı ile çevresini algılamaktadır. Bunlar; görme, iĢitme, tat alma, dokunma ve koku alma organlarıdır. Ġnsan ve çevre arasındaki bağlantıyı oluĢturan da, bu duyu organlarıdır. Çevreden ya da nesnelerden gelen görsel, duyusal v.b gibi uyarılar ile duyu organları uyarılıp, mesajlar insan için anlamlı hale gelir.

Uyarıdan beyine kadar karmaĢık bir dizi iĢlem gerçekleĢir. Bu iĢlemler sonunda algılanan Ģey beyine iletildiğinde deneyimler yoluyla yorumlanır ve algı gerçekleĢir. BeĢ duyu organından görme duyumu, mekan ile iliĢkide ilk ve en hızlı bağlantıyı sağlayan duyu organıdır. Bu görsel bağ ile kiĢi mekan ya da donatıdan aldığı bilgileri kavramsal bir görüĢ dünyasına dönüĢtürür (Mitton, 2000, s.146).

Mekan sadece fiziksel varlıklarla ve hareketlerle değil, tüm duyu organları ile ilgili algılanan kavramsal bir olgudur. Mimarlık sözlüğünde ise mekan Ģöyle tanımlanmıĢtır: “ Mekan, insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini sürdürmesine elveriĢli olan boĢluktur.” Mimari bir mekan yaratmak, geniĢ anlamdaki doğadan veya peyzaj mekanından insanın kavrayabileceği bir bölümü sınırlamaktadır. Kuban (1190), “Mimarlık kavramları” adlı eserinde, canlı varlığın korunma içgüdüsünün, onu ittiği yapıcılığın, temelde, canlıyı çevreden ayırma istemi olduğu, Ģeklinde konuya yaklaĢmaktadır. Bu iĢlemin bir yanıtlama olduğuna değinmektedir (Yazgan ve diğerleri, 2003, s.29).

4.1.5.4.2. Kullanıcı Özellikleri

Tasarlanan mekanları kullanacak olan insanın çevreden beklediklerine “kullanıcı gereksinimleri” denmektedir. Bu gereksinimler, insanın psikolojik ve fizyolojik koĢulları ile fiziksel çevre koĢullarında verimli olabilmesini sağlayacak toplumsal ve çevresel ihtiyaçlarıdır. Ġnsanın içinde bulunduğu ortamda, eylem ve eylemleri için gerekli, antropometrik, duyusal ve algısal boyutlar, kültür boyutu ile birlikte “kullanıcı gereksinimleri”ni oluĢturmaktadır (Denel, 1973, s.132).

gereksinimleri fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik gereksinimler olarak sınıflandırılabilir. Özellikle güvenlik, bireysel (psikolojik) ve sosyal gereksinimlerin karĢılanması fiziksel mekanın doğru tasarımı ile gerçekleĢir (Denel, 1973, s.132).

Kullanıcıya İlişkin,

 Kullanıcı tipi,  Kullanıcı yoğunluğu

 Kullanıcı zevki (hobileri, bitki bakım bilgisi ve isteği)  Kullanıcı yaĢam biçimi,

 Kullanıcının mekandan beklentileri,  Ekonomik koĢullar belirlenmelidir.

Toplum içerisinde insanın “ temel gereksinimleri” genel bir yaklaĢımla, basitten karmaĢığa doğru Ģöyle düzenlenmiĢtir; (Neufert, 2008, s.132).

a. Fizyolojik Gereksinimler

Beslenme, dinlenme, barınma, giyinme, hareket, üreme, su, hava gereksinimleri gibi insana yaĢantısı ile ilgili en temel gerekliliklerdir. Ġnsanın bu tür fizyolojik gereksinimleri; temel yaĢama alanları olan mutfak, yatma mekanı, oturma mekanı, tuvalet ve koridorlar gibi mekanlarda ortaya çıkmaktadır (Neufert, 2008, s.133).

b. Güvenlik Gereksinimleri

Korku, baskı, tehlikelerden uzak olma, güven duyma ve huzur içinde yaĢama gereksinimleridir. Bu tür emniyet gereksinimleri; pencere ve kapı sayısında bir dengenin koyulması; açıklık ve kapalılıklar arası denge ile giderilebilir (Neufert, 2008, s.133).

c. Toplumsal Gereksinimler

Beraberlik, ait olma, arkadaĢlık, grup içine girebilme gibi toplumsal etkileĢim ile ilgili gereklilikler olarak ortaya çıkmaktadır. Ortak yaĢama alanlarında iletiĢim özelliğinin sağlanması; restoran ve eğlence mekanları ile alıĢveris merkezleri gibi toplu alanlarda aidiyet gereksinimi vardır (Neufert, 2008, s.133).

d. Benlik Gereksinimleri

Öz saygı ve öz beğeni ile kazanılmıĢ bilgi ve yeteneklerin tanıtılması gibi beğenilme ve saygı görme ile ilgili gerekliliklerdir. Benlik gereksinimi; resmi veya özel çalıĢma mekanları, ofis ve bürolarda daha çok görülmektedir (Neufert, 2008, s.133).

e. Gerçekleşme Gereksinimleri

Önemli bir iĢ baĢarma gibi, bireysel potansiyelin gerçekleĢmesi ve yaratıcı yeteneklerin kullanımı ile kiĢisel doygunluğa eriĢme – tatmin gereksinimleri olmaktadır. Ġnsan kendini tamamlama-gerçekleĢtirme özelliğini herhangi toplumsal ya da özel mekanda kiĢisel çalıĢma veya davranıĢlarını özgürce kullanabilmesi, yarı açık çalıĢma alanlarında kiĢisel mahremiyetin sağlanması Ģeklinde giderebilmektedir (Neufert, 2008, s.133).

Ġnsanların, çevre ve nesne ile fiziksel ilĢkisini; antropometrik yapı, duygusal, algısal, insane - çevre iliĢkileri, insan algısal ve zihinsel boyutu olarak beĢ ana baĢlık altında inceleyebileceğimizi belirtmiĢtik. Mekan tasarımda bir bütünlük sağlanabilmesi için de bu niteliklerin uyum içinde olması gerekmektedir (Neufert, 2008, s.133).

Antropometrik ölçümlere dayanarak, insanın ortak aktiviteleri için minimum veya optimum boyutlarının bilinmesi gerekir (ġekil 10). Oda geniĢliği, yüksekliği ve donatılar arası açıklıklar, insanın fiziksel boyutları, ihtiyaçları ve sınırları dikkate alınarak ölçülendirilirken antropometrik verilerin nasıl uygulandığı önemlidir (Ching, 1987, s.62).

Şekil 10: Ġnsanın Ortalama Ölçüleri (Ching, 1987, s.62)

4.1.5.4.2.2. Duyusal Boyutlar

Duygusal boyutlar, insanın beĢ duyu organına bağlı görme, iĢitme, dokunma, tat alma ve koku alma duyularına iliĢkin boyutlardır. Duyusal boyutlar ile çevre iletiĢim halindedir. Mekan tasarımında, bu beĢ duyu organından görme duyusu baskın olsa da diğer duygularla desteklenir ve etki artar (Ching, 1987, s.59).

4.1.5.4.2.3. Algısal Boyutlar

Algısal boyutlar, çevremizden duyu organlarımız aracılığıyla aldığımız mesajların algılanması sonucu gösterdiğimiz reaksiyonlarımızdır. Bunun için yaygın olarak kullanılan ölçü “reaksiyon süresi” zamanlardır. Bu diğer bir tanımlamayla, uyarıcı etkinin insan duyu organlarına ulaĢması ile insanın uygun davranıĢı seçerek göstermesi arasında geçen süreçtir (Neufert, 2008, s.148).

Bir mekanda insana yönelik olumlu bir etki yaratmak isteniyorsa mekan iletilerinin de doğru bir Ģekilde oluĢturulması gerekmektedir. Bu iletilerin kabul edilmesi için ön koĢuldur (Neufert, 2008, s.148).

Algılamanın psikolojik boyutu ele alındığında, kiĢinin önceki edindiği bilgiler ve yaĢantıları doğrultusunda önceden bilinen unsurlar daha kolay ve çabuk algılanmaktadır. Algılama, kiĢiden kiĢiye farklılık göstermekle birlikte kiĢinin psikolojik durumuna göre de farklılık göstermektedir. Örnek olarak, kiĢi eğer kendini rahatsız edecek bir mekanda bulunuyorsa kiĢinin algılaması olumsuz yönde olabilir. Yine aynı Ģekilde kiĢi, kendini huzurlu ve mutlu eden bir mekanda bulunuyorsa algılaması olumlu yönde olacaktır (ġekil 11-12-13-14) (Neufert, 2008, s.148).

Şekil 11: Sıcaklık (Ching, 1987, s.59)

Şekil 12: kokusal (Ching, 1987, s.59)

Şekil 14: Dokunsal (Ching, 1987, s.59)

4.1.5.4.2.4. İnsan-Çevre İlişkileri

Ġnsan kendini doğadan bir kabukla korur. Bu kabuğun içinde konfor koĢullarını uygun duruma getirmek için tasarımın birinci amacı fiziksel çevre koĢullarını ısı, hava, ıĢık, aydınlık, ses, gaz, kir ve benzer etkenler için ayrı ayrı ölçme yolları kullanarak denetim altına almalıdır ( Schittich, 2002, s.34 ).

Ġnsan, fizyolojik denge kurmak amacıyla yarattığı fiziksel çevre içinde algılama sürecine girer. Yeryüzünde varlığını sürdürebilmesi, çevresi ile uyumlu bir etkileĢim içinde olmasına bağlıdır. Ġnsanın davranıĢsal yapısını bu etkileĢim sağlanmaktadır. Ġnsan ile sosyal ve fiziksel çevresi, bir alan meydana getirirler. Ġnsan davranıĢlarının nedenleri de bu alanın parçaları arasındaki karĢılıklı iliĢkiler ile açıklanabilir. Ġnsan ile doğal ortamdaki bu iliĢki de, insan eylemleri ile insanın toplumsal tanımı, toplum oluĢması, Ģekillenmesi ve geliĢmesinin dinamiği düzenlenmektedir ( Schittich, 2002, s.34 ).

Fiziksel çevre doğal ve yapay ortamları, toplumsal çevre ise yine güçlü neden- sonuç iliĢkileriyle birbirine bağlı bir altyapı ile (üretim iliĢkileri) üstyapı ile olan (örf, adet, kültür, ahlak, hukuk, politika v.b.) oluĢur. Bu tanım insanın mikro varlığının çevreye katılması ile tamamlanır. Tüm yaĢam iliĢkilerini kapsayan dinamik bir dizge (sistem) bütünlüğü kazanır ( Schittich, 2002, s.34 ).

serbest alanlar, akıcı çizgiler, desenler ve parlak renkler verir. DehĢet duygusunu, hapsedilme ve kapalı kalma korkusunu veren koyu, karanlık ve monokromatik renkler verir. Rahatlama duygusunu ise, akıcı çizgiler, beyaz, gri, mavi ve yeĢil renkler yaratır. Korku gibi olumsuz duygular ise büyük oranlar, uçan Ģekiller, siyah-beyaz yada kontrast renkler verir. Bitkiler mekanın görsel kalitesinde etkili olduğu gibi duyusal algılar üzerinde de etkilidir (Yazgan ve diğerleri, 2003,s.32).

Bununla birlikte, mekanda yer alan kullanıcı da sabit olmayan bir yaĢam biçimi içindedir. Mekanın belirlenmesinde etkili olan insan istek ve özellikleri de değiĢken, yani hareketlidir. Örneğin, mekanın karakterini belirleyen stil ve insan zevk normları da zamanla yeni deneyimlerin eklenmesi ile değiĢebilir. Sosyal bir varlık olan insan, bireysel geliĢimleri, sosyal etkileĢimleri, radyo-televizyon, reklamlar v.b. medyatik koĢullardan etkilenerek yeni deneyim ve zevk edinebilir. Böylece, bireyin mekandan beklentileri zamanla edinilen deneyimlere göre değiĢebilir. Tasarımcı, mekanı esnek normlara göre tasarlamalı, mekan zaman içindeki revizyonlara uyum sağlamalıdır (Yazgan ve diğerleri, 2003,s.32).

4.1.5.4.3. Bitki Etkisi

Ġç mekanda bitkisel tasarımda bitkilerin tek tek renk, Ģekil, biçim, ve doku özelliklerinin bilinmesi gerektiği gibi bitkilerin birbiriyle mekanda yer alan duvar, basamak, ve cansız malzeme ile iliĢkisi de dikkate alınmalıdır.

Bitkilerin sağlıklı yaĢayabilmesi için ekolojik isteklerinin, ekolojik toleransının ve renk, doku, ölçü-norm ve biçim-form gibi özelliklerinin değerlendirilmesi gerekir.

Bitkiye ilişkin,

 Bitkinin canlı bir organizma olması dikkate alınır,

 Her bitkinin ekolojik isteklerinin (nem, ıĢık, su) farklılığı göz önüne alınmalı,  Benzer ve aynı ekolojik isteği olan bitkiler birlikte kullanılmalıdır.

Bitkilerin belirgin özellikleri, mekanın büyüklüğü, küçüklüğü, dar ya da geniĢ olması, basık ya da yüksek olması gibi mekanın özellikleri ile de iliĢkilendirmek kullanılmalıdır (Yazgan, 2003, s.33).

3.1.5.4.4. Tasarımcının Etkisi

Mekan tasarımının öncelikli amacı belirli bir gereksinimi karĢılamak, bir aktivite için uygun yer oluĢturmaktır. Tasarımcı, kullanıcısının gereksinimlerini karĢılama ama aynı zamanda özgün bir tasarım ortaya koyma çabasındadır (Dolatkah, 2007, s.25).

Bir tasarımcı, tasarımda tamamen özgün olmakla birlikte, kullanıcıya yönelik fiziksel ve duygusal olarak kabul edilir mekanlar yaratma zorunluluğundadır. Kullanıcıyı tanımalı ve tasarımını kullanıcıya yönelik, gereksinim ve beklentilerini karĢılayacak Ģekilde biçimlendirmelidir (Dolatkah, 2008, s.25).

Tasarımcı, biçimlendirme kararları alırken kullanıcılarla biçim, doku, boĢluk ve benzer tasarım sinyalleri aracılığı ile belirli iĢaretler göndermektedir. Bu iĢaretlerin kullanıcılar tarafından beğenilip benimsenebilmesi için tasarımcının iĢaretler birikimi arasında nitelik bakımından ortak bir ara kesit bölgesinin var olması gerekir.

Mimarlık dünyasında çeĢitli malzemenin kullanımı sonucunda “yapı” adı verilen somut ürün ortaya çıkmaktadır; bu somut ürün boĢlukları, mekanları ile çevreyi meydana getirmektedir. Ortaya çıkan çevrede insan davranıĢlarını etkilemektedir. ġu halde tasarımcı, yeni biçimler önerisi ile estetikçi, görevlere uygun mekanlar önerisi ile örgütleyici, fiziksel ve mekansal çevreyi değiĢtiren kararları ile toplum

(Yazgan ve diğerleri, 2003, s.34).

Bitkisel Tasarımda,

 Tasarımcının zevki,

 Doğru yerde doğru bitki seçimi kombinasyonu (Gölge, nem, sıcaklık koĢullarına göre ortama uygun bitki),

 Ekonomik olma durumu,

 Mekanın iĢlevine göre bitki seçimi (Oturma, dinlenme, bekleme mekanları v.b. ),

 Amaca uygun bitki seçimi ( Odak noktasını iĢaret ediyorsa mimari formlu bir bitkinin kullanımı ya da geniĢ bir mekan için grup bitki kullanımı gibi ),  Uygun kap, saksı kullanımı ( Renk, büyüklük, malzeme özelliklerine göre ),  Bitkinin yetiĢme koĢullarının, fiziksel özelliklerinin iyi tanınması gibi pek

çok konunun dikkate alınması gerekir (Yazgan ve diğerleri, 2003, s.34).

Benzer Belgeler