• Sonuç bulunamadı

Hz Osman Dönemi Ġç KarıĢıklıklar ve Hz Osman’ın ġehit Edilmesi

1.4. Hz OSMAN DÖNEMĠ HAKKINDA BĠLGĠLER

1.4.2. Hz Osman Dönemi Ġç KarıĢıklıklar ve Hz Osman’ın ġehit Edilmesi

Halifeliğinin ilk yıllarından itibaren Hz. Osman’ın veya valilerinin bazı uygulamaları çeĢitli grupların Ģikâyetlerine sebep olmuĢtur. Bu Ģikâyetler halifeliğinin ikinci yarısında da artarak devam etmiĢtir (Yiğit, 2007: 439). Hz. Osman döneminde ortaya çıkan Ģikâyetler ve ona karĢı yapılan eleĢtiriler; Ümeyyeoğullarının konumu, toplumda meydana gelen değiĢmeler, maaĢ dağıtımı ve Abdullah b. Sebe’nin faaliyetleri gibi unsurlar etkili olmuĢtur (Demir 2008: 85). Bir grup sahabe Hz. Osman’a, Ģikâyetlerini içeren bir mektup yazmıĢlardır. Mektubun içeriğinde; onun Hz. Peygamber’in ve ilk iki halifenin sünnetine aykırı davrandığına dair Ģikâyetlerine yer vermiĢlerdi. Bu Ģikâyetler arasında; Kuzey Afrika gelirlerinin beĢte birini Mervân’a hibe etmesi, Medine'de yüksek katlı binalar yapılmasına izin vermezi, hatta kendisinin Ģahsına ait yedi bina inĢa ettirdiği ithamları yer almaktaydı. Bunun yanında Kûfe valisi Velîd b. Ukbe’nin sarhoĢ olarak sabah namazını dört rekât kıldırdıktan sonra;“dilerseniz

namazınızı arttırabilirim” demesi ve onun hakkındaki had cezasını ertelemesi, Muhacir

ve Ensarı bir kenara bırakıp valilik görevi vermemesi, onlarla istiĢarede bulunmayıp Ümeyyeoğullarının görüĢleriyle yetinmesi, Medine etrafındaki otlak arazileri kendi himayesine alması, insanları kırbaçlatan ilk kimse olması gibi Ģikâyetleri yer almıĢtır ( Kuteybe, 2017: 62-63).

Hz. Osman’a yöneltilen eleĢtirilerin en baĢında devlet yönetiminde önemli pozisyonlardaki özellikle valilik makamındaki kiĢileri görevlerinden azlederek bu makamlara akrabalarını ataması gelmektedir. Bu kiĢiler genç, tecrübesiz, doğruyu- yanlıĢı bilmeyenler ve Hz. Peygamber’in sünnetinden habersiz kiĢilerdi (Zevkân, 2017: 59). Hz. Osman’ın böyle bir tercihte bulunması bazı tarihçiler tarafından, onun idareyi tek elden ve hızlı bir Ģekilde uygulayabilmek adına yapmıĢ olduğu algılansa da aslında bu yaklaĢımı kendisinin akrabalarına olan düĢkünlüğü ve yaĢlılığı ile yakından alakalıdır. Kendi hilafeti dönemi Ümeyyeoğullarının devlet yönetiminde çok güçlü bir konuma gelmesine bu durum da kısa bir zaman sonra Emevi devletinin kurulmasına neden olduğu açıktır. Hz. Osman'ın hilafeti döneminde amillerinin ve valilerinin yapmıĢ

45

olduğu istismarlar halk tarafından tepkiye neden olmuĢ ve bu durum bir muhalefet cephesinin oluĢmasına sebebiyet vermiĢtir (Aktan, 2017: 256).

Hz. Osman’a yöneltilen eleĢtirilerden bir diğeri de devlet hazinesinden kendi aile ve akrabaları üzerine ekonomik imtiyazlar sunmasıdır. Buna dair bazı uygulamaları Ģunlardı; Abdullah b. Hâlid b. Esed’e 50.000 dirhem, Mervân b. Hakem’e 15.000 para vermiĢtir. Bu uygulamaya karĢı çıkanlara da “Benim ailem kalabalık, onları rahat

bıraktım.” karĢılığını veriyordu (Tıktaka, 2016: 82). Hz. Osman’ın akrabalarına yaptığı

ihsanlardan en fazla spekülasyon, Ġfrikıyye ganimetleri üzerine yapılmıĢtır. Halife, Abdullah b. Sa’d'ı Afrika'ya gönderirken eğer askeri harekâtını baĢarıyla tamamlayabilirse elde edilen gelirlerden beĢte birini kendisine vereceğini vaat etmiĢtir. Abdullah’ın komutanlığındaki fetihler sonucunda 1,5 milyon dinar elde edilmiĢ ve elde edilen ganimetlerden bir kısmı halife tarafından Abdullah’a verilmiĢtir. Ayrıca Abdullah b. Sa'd Afrika'ya gittiğinde bu coğrafyanın büyük çoğunluğu ele geçirilmiĢti ve kendisinin bu fetihlere gözle görülür bir katkısı yoktu. Ayrıca ilk gazvelerden elde edilen ganimetlerin Abdullah’a sonraki gazvelerden elde edilen ganimetlerin de Mervân’a verildiği kaynaklarda yer almaktadır (Apak, 2005: 161). Yine açıktır ki bu fetihlere Mervân'ın da gözle görülür bir katkısı yoktu.

Hz. Osman’ın halifeliği döneminde en fazla muhalif seslerin yükseldiği eyaletler Kûfe, Mısır ve Basra’dır (Apak, 2005: 161). Özellikle Hz. Osman dönemindeki isyanların yoğun ve etkili olduğu eyalet Kûfe’dir. Kûfelilerin huzursuz olma nedenleri arasında halifenin kendi akrabalarını vali olarak atamasıdır. Hz. Ömer’in vasiyeti üzerine Kûfe’ye vali olarak tayin ettiği Sa’d b. Ebû Vakkas’ı görevden alarak yerine Velid b. Ukbe’yi tayin etmiĢti. Daha sonra da buradaki valilik görevlerini sırasıyla Ümeyyeoğullara tevdi etti. Özellikle Velid b. Ukbe’nin tutarsız ve kötü uygulamaları onun halk tarafından benimsenmemesine yol açarak eleĢtirilerin artmasına neden olmuĢtur (Kılıç, 2002: 241-243). ġikâyetlerini dile getirdikleri bir mektubu Hz. Osman’a gönderen halk, belki halifeye karĢı olan tavırlarını ilk kez net bir Ģekilde ortaya koymuĢ olmuĢlardı.

Hz. Osman dönemi hoĢnutsuzlukların sebeplerinde baĢka bir tanesi de Abdullah b. Sebe meselesidir. Seyf b.Ömer, Hz. Osman dönemi karıĢıklıklarının tek sebebi olarak Abdullah b. Sebe ve faaliyetlerini ön plana çıkarmıĢtır. Ġbn Sebe, Mısır, Basra, Kûfe ve

46

ġam gibi eyaletleri dolaĢarak halka fitne yaymaya baĢlamıĢtır. O halk arasında dolaĢarak Hz. Peygamber’den sonra onun yasal ve meĢru varisinin Hz. Ali olduğuna halkı inandırmaya çalıĢmıĢtır (Kelpetin, 2012: 250-258). Ayrıca yaymaya çalıĢtığı baĢka bir fikir de ise Ģunları dile getirmiĢtir; “İnsanların Hz. İsa‟nın tekrar geri geleceğine

inanıp da Hz. Peygamber‟in tekrar geri geleceğine inanmamaları şaşılacak bir şeydir.”

(Esir, 1991, c. 3: 159) diyerek insanları Hz. Peygamber’in tekrar dirileceğine inandırmaya çalıĢıyordu. Ancak olayların arkasında yukarıda da bir kısmından bahsetmiĢ olduğumuz gerçekler varken Seyf b. Ömer’in yaptığı gibi olayları Abdullah b. Sebe ve onun icraatlarına bağlamak pek mümkün görünmemektedir. Netice olarak Seyf b. Ömer’in, Ġbn Sebe hakkındaki rivayetleri gerek kendi içerisindeki çeliĢkileri gerekse olayların genel seyri ile kıyaslandığında Hz. Osman’ın katline kadar geçen süre içerisinde adı “Sebeiyye” olan bir fırkanın varlığından söz etmemize yeterli görünmemektedir. Seyf b. Ömer’in Sebeiyye fırkası ile açıklamaya çalıĢtığı olayların arkasında halkın Ģikâyetlerini ve bu Ģikâyetlerini dile getiriĢ biçimlerinin olduğu söylenebilir (Korkmaz, 2005: 40).

Eyalet bölgelerindeki huzursuzluklar mektuplar aracılığıyla ülkenin diğer bölgelerine ulaĢıyordu. Özellikle refah ve huzur ortamı içerisinde yaĢayan baĢkent halkına gelen mektuplar neticesinde bu duruma üzülen halk, sorunların çözüme kavuĢturulması için Hz. Osman’a baĢvurarak bu isyanların sebeplerinin araĢtırılmasını istemiĢlerdi. Bunu üzerine Hz. Osman baĢta Basra, Kûfe, Mısır ve Suriye olmak üzere isyanların bulunduğu bölgelere birtakım güvenilir kimseleri gönderdi. Gönderdiği kiĢiler birkaç gün sonra geri döndüklerinde herhangi bir Ģikâyetle ya da huzursuzlukla karĢılaĢmadıklarını söylediler. Ancak bir süre sonra Hz. Osman’ı görevden indirmek amacıyla toplanan asiler Mısır, Kûfe ve Basra’dan yola çıktılar. Ancak bundan sonrası için muhalefete düĢen asiler Medine’den ayrılarak ülkelerine dönseler de birkaç gün sonra ele geçirdikleri bir mektup sonucunda Hz. Osman’ı kuĢatma altına aldılar (Esir, 1991, c. 3: 160).

Sözü edilen mektup halife tarafından Mısır valisine yazılmıĢ olan mektuptu. Mektubun içeriğinde Ģu ifadeler yazıyordu;

47

Muhannmed b. Ebî Bekir66 ile filan ve falan kişiler geldiğinde bir yolunu bulup onların işini

bitir. Muhammed‟in getireceği mektubu yok et. Vazifeni deruhte etmeye devam et. Senin kendilerine zulmettiğini iddia ederek seni bana şikâyete gelenleri hapse at. Bunlar hakkında vereceğim karar sana ulaşıncaya kadar onları hapiste tut. (Hibbân, 2017: 412).

Mektupta yazanlar üzerine derhal halifenin yanına giderek mektubu sordular. Hz. Osman, mektubu kendisinin yazmadığı ya da kimseye yazdırmadığı konusunda yemin etti (Ġbn’ül Kesir, 1995, c. 7: 287). Bu defa söz konusu mektubun devlet kâtibi

olan ve çoğu iĢi yürüten Mervân b. Hakem67

tarafından yazıldığı öne sürülerek onun kendilerine teslim edilmesini istediler. Ancak halife onu teslim etmedi. Hz. Ali de asileri yatıĢtırmaya çalıĢsa da asiler ona kulak asmayıp tek yolun Hz. Osman’ın azli olduğunu söylediler. O zamana kadar asilere karĢı hiçbir askeri önlem almayan halife, valilerden acele olarak asker göndermelerini istedi. Yardımcı birliklerin geleceği haberini alan asiler derhal harekete geçtiler. Asiler arasında Hz. Ebu Bekir’in oğlu Muhammed’de bulunuyordu. Muhammed’in geri çekilmesi üzerine onun arkasından

giren bazı asiler Hz. Osman’ı Ģehit ettiler68

( 17 Haziran 656). Hz. Osman’ın evine girenler hususunda bazı isimler zikrediliyor olsa da asıl katilin kimliği tespit edilememiĢtir. Ancak Cüveynî’de geçen bir ifade de onun katlini üstlenenler et-Tücîbî, el-EĢter en-Nehâ’i olarak geçmektedir (Cüveynî, 2010: 349). Halifenin cenazesi etraftaki terör havasının ancak üç günün sonunda dağılmasının ardından kaldırılabildi (Aktan, 2017: 259-260). Hz. Osman’ın ardından Müslümanlar Hz. Ali’ye biat ettiler.

Ġlk Ġslam ilerlemesi Hz. Osman’ın Ģehit edilmesiyle yavaĢlamıĢ ve Hz. Osman’ın Ģehit edilmesiyle baĢlayan ilk fitne ateĢinin neticesinde baĢlayan siyasal buhran ancak

66 Bir grup Mısırlı amilleri Ġbn Serh’i Ģikâyet etmek üzere Medine’ye geldiler. Bunun üzerine Hz. Osman ona tehditler içeren bir mektup yazdı. Ancak o halifenin uyarılarını dikkate almadı. Hatta mektubu götürenlerden birisini öldürdü. Bunu üzerine Mısırlılardan 700 kiĢi onu Ģikâyet etmek için Medine’ye geldi. Hz. Ali onlar adına sözcü olarak halifeye valilinin görevden alınıp baĢka birisini tayin etmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine halife onların istedikleri kiĢi olan Muhammed b. Ebû Bekir’in ahitnamesini yazarak tayin etti (Kuteybe, 2017: 68-69).

67 Hz. Osman döneminde Mervân b. Hakem’in iç olaylardaki rolü ile alakalı olarak, idarede etkin bir görev almıĢ ve halifenin yardımcılığını üstlenmiĢtir. Hz. Osman’ın diğer bazı kiĢilerle birlikte Mervân’a vermiĢ olduğu atiyye, bu tip bağıĢlara alıĢık olmayan halkın tepkisini çekince halife tarafından geri alınmıĢtır. Bunun dıĢında Mervân, gençliği ve hırslı tabiatı sonucu Ashâb-ı Kirâm’ın ileri gelenleriyle iyi geçinmemiĢ ve baĢta Hz. Ali olmak üzere onlarla sık sık münakaĢa etmiĢtir. Hz. Osman tarafından uyarılmasına rağmen bu huyundan vazgeçmemiĢ, hemen her konuda öne atılarak kendi fikrini söylemiĢtir (Atçeken, 1991: 343). Ancak bütün bunlar olsa da Hz. Osman dönemindeki olayların tek sorumlusu olarak Mervân’ı göstermek pek adil olmayacaktır. Bu dönemdeki isyanlar, çeĢitli olayların birbirini tetiklemesi sonucunda etkileĢim halinde patlak vermiĢ ve en nihayetinde Hz. Osman’ın Ģehit edilmesine kadar gitmiĢtir.

68 Hz. Osman’ın Ģehit edildiği gün Ģu kiĢiler de Ģehit edildi; Abdullah b. Vehb b. Zem’a el-Esedî, Abdullah b. Abdirrahman b. el-Avvâm, Mugîre b. el-Ehnes b. ġurayk es-Sekafî ve Hz. Osman’ı kölesi ile birlikte dört kiĢi öldürüldü (Hibbân, 2017: 418).

48

Muâviye’nin baĢa geçtiği dönemle beraber farklı bir boyuta taĢınmıĢtır (Ez-Zührî 2016: 150). Muâviye’nin iktidarı ele geçirdiği döneme kadar yaĢanan olaylar ve bu olayların yorumlanıĢ biçimleri daha sonraki dönemde Müslümanlar açısından siyasal ve mezhepsel bir boyut kazanmıĢtır. Bu durum da o zamandan itibaren Ġslam’daki mezhebi kimlikleri ve siyasal düĢünceyi biçimlendirmiĢtir (Black, 2010: 40). KuĢkusuz ilerleyen süreçte Muâviye, Ġslam tarihi adına önemli bir karakter olarak karĢımızda duracaktır.