• Sonuç bulunamadı

İnsanın sosyal bir canlı ve toplumda diğer insanlarla etkileşim içinde olması nedeniyle, temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, birlikte yaşama isteği ile bir araya gelip, topluluk halinde yaşamaya başlamışlardır. Fakat belirli bir düzen olmadan insanlar bir araya gelemez, örgütlenme, işbölümü, bağımlılık, dayanışma gibi ilişkileri oluşturamaz.87 Bu nedenle insanlar, kendi varlığını koruma ve geliştirme amacıyla ve toplum hayatının sürdürebilmesi için bir düzen gerekir.88

İnsanların sürekli etkileşim içinde oldukları dünyada, insanların ihtiyaçları, istekleri, olası anlaşmazlıkları ve çatışmaları gidererek uzlaşma sağlamak, çıkabilecek problemleri sonuca bağlamak, birtakım toplumsal davranış kurallarının benimsenip uygulanmasıyla gerçekleştirilebilir. Bu kuralların amacı, toplum düzenini oluşturmaktır. Fakat bu toplumsal düzeni oluşturmaya çalışırken, sadece tek taraflı değil, bireysel çıkarların (para, güç, topluma nüfuz etme) makul bir biçimde gözetilmesi ve esas olarak toplumun çıkarları (güvenlik, sağlık, eğitim-öğretim) öne alınmalıdır. Çünkü eğer bireysel çıkarlar, toplum çıkarlarından daha baskın olursa, o zaman bireyler arasında “çatışma” meydana gelir ve toplumda kaosa neden olur. Bu nedenle kurallar keyfi şekilde hareket etmeye izin vermemeli, toplumda bazılarına daha fazla güç verip diğerlerine baskı yapıp, ezmemeli, aksine toplumun ortak çıkarlarına göre “sosyal düzen” sağlanmalıdır. Böylece bireyler kendini daha güvenli olduğunu hisseder.89

87 İsmet Galip Yolcuoğlu, Türkiye’de Sosyal Refah Devletine Geçiş Süreci, 1. Basım, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2012, s. 17-18.

88 Kemal Gözler, Hukukun Temel Kavramları, 9. Basım, Bursa: Ekin Basın Yayınevi, 2012, s. 16. 89 İsmet Galip Yolcuoğlu, Türkiye’de Sosyal Refah Devletine Geçiş Süreci, 1. Basım, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2012, s.17-18.

34 Sosyal devlet kavramını ele almadan önce hukuk devleti kavramını açıklamakta yarar vardır. Birbirini tamamlayan bu iki kavram arasında yakın bir ilişki olduğu için hukuk devletini açıklamadan ve ne olduğunu anlamadan sosyal devlete değinmek yanlış olur. Hukuk devleti toplumun özgürlüğünü ve güvenliğini sağlamaya amaç edinirken sosyal devlet ise devletin müdahalesi ile insanların ve toplumun refahını, güvenliğini amaçlamaktadır.

Geçmiş devirlerde uygulanan ve büyük öneme sahip olan “toplumsal düzen kuralları” din kurallarıydı. Daha sonra ahlak kuralları, görgü kuralları, örf ve adet kuralları öne çıkmıştı. Fakat modern dünyada “hukuk kuralları” esas alınmaktadır. Hukuk (law), devletin yetkili organları tarafından konulan ve insan davranışlarını düzenleyen ve cebir ile müeyyidelendirilmiş emir ve yasaklar olan hukuk kurallarının bir araya gelmesinden oluşmuş bir düzendir.90 Daha açık bir ifade ile hukuk kurallarının amacı; bireylerin hürriyetini sağlamak, toplum halinde yaşayan insanların ilişkilerini düzenlemek, toplumsal düzeni, rahatı, huzuru, güvenliği, barışı sağlamak, özgürlüklerini garanti altına almak, belirli bir gruba ayrıcalık tanıyıp diğer gruplar baskı yapmalarını ve ezmelerini önlemektir. Kısacası amaç, toplumsal yaşamın devamını temin etmektir.91 Burada ayrıca insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyucu, adil davranan ve kanun önünde herkesin eşit olmasını sağlamalıdır.

Toplumda insanlar güvensizlik duygusuna kapılıp, özgürlükleri elinden alındığı hissine kapılırsa, devleti yönetenler, hukuk kuralları dışına çıkıp kendi menfaatleri ve siyasi görüşlerine göre davranırsa, yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük gibi devletten haksız kazanç sıradanlaşmışsa, terör saldırılarını önleyemedikleri için toplum korku içinde yaşıyorsa kısacası devlet ve toplum hukuka aykırı davranışlarda bulunur ve hukuk devletinden uzaklaşma haline evrilirse o zaman kaos olur ve hukuk devletinin çöküş süreci takip eder. Bu nedenle devletin kendisi de, hukuk devleti kavramı adı altında, bütün davranışlarında hukuk sınırları içerisinde kalmalıdır.

Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkesine ve yargı denetimine bağlı kalan devlettir. Hukukun üstünlüğü ise, vatandaşların ve onları yönetenlerin hukuka uyması

90 Kemal Gözler, Hukukun Temel Kavramları, 9. Basım, Bursa: Ekin Basın Yayınevi, 2012,s. 17. 91 Fahrettin Korkmaz, Hukukun Temel Kavramları, Atatürk Üniversitesi AÖF s. 10.

35 anlamına gelmektedir.92 Hukuk devletinde, devletin anayasa, yasa, tüzük, yönetmelik, idari kararlar olan bütün işlemleri başta anayasa, sonda idari kararlar olmak üzere hiyerarşik bir temele dayanmaktadır. Hukuk güvenliğini sağlamak için ise yasama, yürütme ve yargı da faaliyetlerinde hukuka uygun olmalıdır.

Bir ülke ancak hukuk devleti olduktan sonra sosyal devlet olabilir çünkü sosyal devlet, hukuk devletinin doğurgusudur.93 Hukuk devleti ile sosyal devlet ilkeleri birbirinin “olmazsa olmazıdır” ve bütünlüğün sağlanması için ikisinin de uygulanması lazımdır.94 Yani sosyal devlet, hukuk devletinin üst yani ileri aşamasıdır. Bu yüzden sosyal devlet ve hukuk devlet ilkelerini birbirinden ayırmak mümkün değildir çünkü en azından temel gereksinimleri karşılanmamış olan bireylerin hukuka uygun davranmaması beklenilebilir. Hukuk devleti, toplum barışını, bireylerin özgürlüğünü sağlamayı, bireyler arasında uyuşmazlıkları çözmeyi amaç edinirken, sosyal devlet, devletin müdahalesini gerektiren, insanların ve toplumun refahını amaçlamaktadır.95

Hukuk devletinin sağladığı kişisel ve siyasal özgürlük olmadan, sosyal devletin sağladığı sosyal ve ekonomik güvence anlamsız olur. Bir örnek vermek gerekirse, bir yerde kişisel haklar tanınıyorsa lakin sosyal haklar tanınmıyorsa vatandaşların özgür olduklarını savunmak zor ve yanlış olur.96 Çünkü karşılanan haklar yarım kalıyor, ilk önce denge bozuluyor daha sonra da hukuk devletinin ileri aşaması olan sosyal devlete ulaşılamıyor.

Anayasanın 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir”97 yazmaktadır.

92 Türkiye Barolar Birliği, Hukukun Üstünlüğü, s. 13.

93 İsmet Galip Yolcuoğlu, Türkiye’de Sosyal Refah Devletine Geçiş Süreci, 1. Basım, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2012, s. 18-23.

94 Nihat Bulut, Sosyal Devletin Düşünsel Temelleri ve Çağdaş Sosyal Devlet Anlayışı, Dokuz Eylül Üniversitesi

Yayını, İzmir, 2001.

95 İsmet Galip Yolcuoğlu, Türkiye’de Sosyal Refah Devletine Geçiş Süreci, 1. Basım, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2012, s. 18-23.

96 Nihat Bulut, Sosyal Devletin Düşünsel Temelleri ve Çağdaş Sosyal Devlet Anlayışı, Dokuz Eylül Üniversitesi

Yayını, İzmir, 2001.

36 Bu maddede Türkiye Cumhuriyeti “sosyal bir hukuk devletidir” cümlesinde iki önemli ilke olan “sosyal devlet” ve “hukuk devleti” ilkeleri birlikte kullanılmıştır. Bu maddeden çıkarılacak olan anlam ise, hukuk devletinin yanında sosyal devlet ilkesini de şart koşmaktadır.98 Diğer bir ifade ile bu iki ilke birbirinden ayrılamadığıdır. Anayasanın 5. maddesine göre:99 “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

Bu maddeden anlaşılacağı üzere sosyal devlet ile hukuk devleti birbirinden ayrılamaz iki kavramdır. Sosyal devlet ancak hukuk devleti varsa var olabilir ve gelişebilir. Vatandaşların kişisel ve siyasal haklarını garanti altına almadan, belirli bir düzeni kurmadan, sosyal devletten bahsetmek ancak ironik olur.

Tarih boyunca insanlar Sosyal Güvenlik Hukuku açısından kendisini yoksulluğa iten, geleceğini tehdit eden olaylardan korunmaya ve tedbir almaya çalışmıştır. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra devletlerin, bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda da önemli bir rol oynayan ve Birleşmiş Milletler tarafından Haziran 1948’de hazırlanan, 10 Aralık 1948 yılında 217 A (III) sayılı kararı ile ise ilan edilen 30 maddelik bildiri olan “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” uluslararası belgeler açısından önemlidir.100

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu;101

98 Nihat Bulut, Sosyal Devletin Düşünsel Temelleri ve Çağdaş Sosyal Devlet Anlayışı, Dokuz Eylül Üniversitesi

Yayını, İzmir, 2001.

99 TC Anayasası.

100 İsmet Galip Yolcuoğlu, Türkiye’de Sosyal Refah Devletine Geçiş Süreci, 1. Basım, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2012, s. 24-25.

101 Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi,

37 İnsanlık topluluğunun bütün bireyleriyle kuruluşlarının bu Bildirgeyi her zaman göz önünde tutarak eğitim ve öğretim yoluyla bu hak ve özgürlüklere saygıyı geliştirmeye, giderek artan ulusal ve uluslararası önlemlerle gerek üye devletlerin halkları ve gerekse bu devletlerin yönetimi altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca etkin olarak tanınmasını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri amacıyla tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilan eder.

Madde 1: Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve

vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

Madde 2: Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal

veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya 203 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.

Madde 3: Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.

Madde 4: Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz, kölelik ve köle

ticareti her türlü biçimde yasaktır.

Madde 5: Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı

davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.

Madde 6: Herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı

vardır.

Madde 7: Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın

38 aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.

Madde 8: Herkesin anayasa ya da yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen

eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır.

Madde 9: Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez.

Madde 10: Herkesin, hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suç

yüklenirken, tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır.

Madde 11:

1. Kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tümgüvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır.

2. Hiç kimse işlendiği sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz. Kimseye suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.

Madde 12: Kimsenin özel yaşamına, ailesine konutuna ya da haberleşmesine keyfi

olarak karışılamaz, şeref ve adına saldırılamaz. Herkesin bu gibi karışma ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.

Madde 13:

1. Herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.

2. Herkes, kendi ülkesi de dâhil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.

39

Madde 14:

1. Herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır.

2. Gerçekten siyasal nitelik taşımayan suçlardan veya Birleşmiş Milletlerin amaç ve ülkelerine aykırı eylemlerden doğan kovuşturma durumunda bu haktan yararlanılamaz.

Madde 15:

1. Herkesin bir yurttaşlığa hakkı vardır.

2. Hiç kimse keyfi olarak yurttaşlığından veya yurttaşlığını değiştirme hakkından yoksun bırakılamaz.

Madde 16:

1. Yetişkin her erkeğin ve kadının, ırk, yurttaşlık veya din bakımlarından herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın evlenme ve aile kurmaya hakkı vardır.

2. Evlenme sözleşmesi, ancak evleneceklerin özgür ve tam iradeleriyle yapılır.

3. Aile, toplumun, doğal ve temel unsurudur, toplum ve devlet tarafından korunur.

Madde 17:

1. Herkesin tek başına veya başkalarıyla ortaklaşa mülkiyet hakkı vardır. 2. Hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz.

Madde 18: Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din

veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.

Madde 19: Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak

40 Hakları Evrensel Beyannamesi olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.

Madde 20:

1. Herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü vardır.

2. Hiç kimse bir derneğe girmeye zorlanamaz.

Madde 21

1. Herkes, doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahiptir.

2. Herkesin ülkesinin kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkı vardır. 3. Halkın iradesi hükümet otoritesinin temelidir. Bu irade, gizli veya serbestliği sağlayacak benzeri bir yöntemle genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak ve belirli aralıklarla tekrarlanacak dürüst seçimlerle belirlenir.

Madde 22: Herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı vardır.

Ulusal çabalarla ve uluslararası işbirliği yoluyla ve her devletin örgütlenmesine ve kaynaklarına göre, herkes onur ve kişiliğinin serbestçe gelişim için gerekli olan ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının gerçekleştirilmesi hakkına sahiptir.

Madde 23:

1. Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.

2. Herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır. 3. Herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

41 4. Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır.

Madde 24: Herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma süresinin makul

ölçüde sınırlandırılmasına ve belirli dönemlerde ücretli izne çıkmaya hakkı vardır.

Madde 25:

1. Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir.

2. Anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır. Bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar.

Madde 26

1. Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. Yüksek öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.

2. Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.

3. Çocuklara verilecek eğitimin türünü seçmek, öncelikle ana ve babanın hakkıdır.

Madde 27:

1. Herkes toplumun kültürel yaşamına serbestçe katılma, güzelsanatlardan yararlanma, bilimsel gelişmeye katılma ve bundan yararlanma hakkına sahiptir.

42 2. Herkesin yaratıcısı olduğu bilim, edebiyat ve sanat ürünlerinden doğan maddi ve manevi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.

Madde 28: Herkesin bu Bildirgede öngörülen hak ve özgürlüklerin gerçekleşeceği

bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.

Madde 29:

1. Herkesin, kişiliğinin serbestçe ve tam gelişmesine olanak veren topluma karşı ödevleri vardır.

2. Herkes haklarını kullanırken ve özgürlüklerinden yararlanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınması ve bunlara saygı gösterilmesinin sağlanması ve demokratik bir toplumda genel ahlak ve kamu düzeniyle genel refahın gereklerinin karşılanması amacıyla yalnız yasayla belirlenmiş sınırlamalara bağlı olur. 3. Bu hak ve özgürlükler hiçbir koşulda Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı olarak kullanılamaz.

Madde 30: Bu bildirgenin hiçbir kuralı, herhangi bir devlet, topluluk veya kişiye,

burada açıklanan hak ve özgürlüklerden herhangi birinin yok edilmesini amaçlayan bir girişimde veya eylemde bulunma hakkını verir biçimde yorumlanamaz.

Yürürlüğe giren diğer bir uluslararası belge ise “Avrupa Sosyal Şartı”dır.102 Avrupa Sosyal Şartı sözleşmesi 18 Ekim 1961 tarihinde İtalya’nın Torino şehrinde imzalanmıştır ve bu sözleşmeyi imzalayan ilk beş devlet; İngiltere, Norveç, İsveç, İrlanda ve Almanya’dır. Sözleşme 26 Şubat 1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

BÖLÜM I:103

Akit Taraflar, ulusal ve uluslararası nitelikteki tüm uygun yollarla aşağıdaki hak ve ilkelerin etkili bir biçimde gerçekleşebileceği koşullara ulaşmayı politikalarının amacı sayarlar:

102 Olivier De Schutter, Avrupa Sosyal Şartı: Avrupa İçin Yeni Bir Sosyal Anayasa,Avrupa Konseyi, 2010, s. 7. 103 TBMM,www.tbmm.gov.tr (Erişim tarihi: 07.04.2017).

43

1. Herkes, özgürce edinebildiği bir işle yaşamını sağlama fırsatına sahiptir. 2. Tüm çalışanların âdil çalışma koşullarına sahip olma hakkı vardır.

3. Tüm çalışanların güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına sahip olma hakkı

vardır.

4. Tüm çalışanların, kendileri ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlamak için

yeterli âdil bir ücret alma hakkı vardır.

5. Tüm çalışanlar ve işverenler ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak

amacıyla ulusal ve uluslararası kuruluşlar düzeyinde örgütlenme özgürlüğüne sahiptir.

6. Tüm çalışanlar ve işverenler toplu pazarlık hakkına sahiptir.

7. Çocuklar ve gençler, uğrayacakları bedensel ve manevi tehlikelere karşı özel

korunma hakkına sahiptir.

8. Çalışan kadınlar, anne olmaları durumunda, özel korunma hakkına sahiptir. 9. Herkesin, kişisel ilgi ve yeteneklerine göre bir mesleği seçmesine yardımcı

olacak uygun mesleki yönlendirme olanağına sahip olma hakkı vardır.

10. Herkesin, mesleki eğitim için uygun olanaklara sahip olma hakkı vardır. 11. Herkes, ulaşılabilecek en yüksek sağlık düzeyinden yararlanmasını mümkün

kılacak her türlü önlemden yararlanma hakkına sahiptir.

12. Tüm çalışanlar ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler sosyal güvenlik

hakkına sahiptir.

13. Yeterli kaynaklardan yoksun olan herkes, sosyal ve tıbbi yardım alma

hakkına sahiptir.

14. Herkes sosyal refah hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir.

15. Özürlüler toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve toplumsal

yaşama katılma hakkına sahiptir.

16. Toplumun temel birimi olarak aile, tam gelişmesini sağlamaya yönelik uygun

sosyal, hukuksal ve ekonomik korunma hakkına sahiptir.

17. Çocuklar ve gençler uygun sosyal, hukuksal ve ekonomik korunma hakkına

sahiptir.

18. Herhangi bir Akit Tarafın vatandaşları, inandırıcı sosyal ve ekonomik

nedenlere dayanan kısıtlamalar saklı kalmak kaydıyla, diğer bir Akit Taraf ülkesinde, o ülke vatandaşlarıyla eşit koşullar altında kazanç getirici herhangi bir işte çalışma hakkına sahiptir.

44

19. Bir Akit Taraf vatandaşı olan göçmen işçiler ve bunların aileleri herhangi bir

başka Akit Taraf ülkesinde korunma ve yardım alma hakkına sahiptir.

20. Tüm çalışanlar, istihdam ve meslek konularında cinsiyete dayalı ayrım

yapılmaksızın fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkına sahiptir.

21. Çalışanlar, işletmede bilgilendirilme ve danışılma hakkına sahiptir.

22. Çalışanlar işletmedeki çalışma koşullarının ve çalışma ortamının

düzenlenmesine ve iyileştirilmesine katılma hakkına sahiptir.

23. Her yaşlı insan sosyal korunma hakkına sahiptir.

24. Tüm çalışanlar, iş akdinin sona erdiği durumlarda korunma hakkına sahiptir. 25. Tüm çalışanlar, işverenlerinin aciz haline düşmesi durumunda alacak

taleplerinin korunması hakkına sahiptir.

26. Tüm çalışanlar, onurlu çalışma hakkına sahiptir.

27. Ailevi sorumlulukları olan ve çalışan ya da çalışmak isteyen herkes, herhangi

bir ayrımcılığa maruz kalmadan ve ailevi sorumluluklarıyla çalışması arasında, olabildiğince, uyuşmazlık olmadan bunu gerçekleştirme hakkına sahiptir.

28. İşletmelerde çalışanların temsilcileri kendilerine zarar veren eylemlere karşı

korunma hakkına sahiptir ve görevlerini yerine getirmek için uygun olanaklarla desteklenmelidirler.