• Sonuç bulunamadı

Devletin nasıl ve neden ortaya çıktığı konusunda birtakım farklı teoriler öne sürülmüştür. Bunlar aile teorisi, biyolojik teori, kuvvet ve mücadele teorisi, Marx’ın ekonomik teorisi ve son olarak sosyal sözleşme teorisidir. Bu teoriler aşağıda tek tek ele alınacaktır.

2.2.1. Aile Teorisi

İlk teori, “Aile Teorisi”dir. Bu teori devletin kökenini aileye dayandıran düşünceler barındırmaktadır. Ailenin zamanla büyümesi ve aynı kandan gelen ailelerin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Aileler önce gensleri (geniş aile, sülale) meydana getirmiştir. Genslerin birleşmesiyle de tribüler (boy, kabile, aşiret) denen daha geniş sosyal birliktelikleri ortaya çıkarmıştır.269 Bunların birleşmesiyle “devlet” ortaya çıkmıştır. Bu teoride “ataerkillik” ön plana çıkmaktadır. Çünkü devlet gücünü, ataerkil toplumlardaki aile reisinden yani babadan almaktadır.270 Babanın otoritesi,

265 http://www.felsefe.gen.tr/aristoteles_kimdir.asp (Erişim tarihi: 11.04.2017).

266 Süleyman Özdemir, Küreselleşme Sürecinde Refah Devleti, 2. Basım, İstanbul: İstanbul Ticaret Odası, 2007, s. 26.

267 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 3.

268 Damla Özdalga, http://utopya.weebly.com/baconun-uumltopyas305.html (Erişim tarihi: 12.04.2017). 269 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 2.

91 zamanla yerini kralın otoritesine bırakmıştır. Babaya nasıl itaat ediliyorsa aynı şekilde krala da itaat ediliyordu.271

2.2.2. Biyolojik Teori

İkinci teori “Biyolojik Teori” ya da “Organizmacı Teori”dir. Bu teoriye göre, devlet yaşayan bir organizmadır ve diğer canlılar gibi kendiliğinden meydana gelir, büyür, gelişir ve zamanla yok olur.272 Bu teoriye göre devlet, insan doğasının gelişmesinin sonucunda ortaya çıkmıştır ve insana benzetilmektedir. Nasıl ki insanların oluşabilmesi ve yaşayabilmesi için vücudunda organ ve fonksiyonlar var ise, devlette birtakım organ ve fonksiyonların bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Örnek vermek gerekirse; insandaki beslenme, devlette üretimdir. İnsan vücudundaki dolaşan kan, devlette mal ve eşya dolaşımıdır.273

2.2.3. Kuvvet ve Mücadele Teorisi

Üçüncü teori “Kuvvet ve Mücadele Teorisi”dir. Bu teoriye göre devlet, güçlüler ve zayıflar arasındaki kuvvet mücadele sonucunda doğmuştur.274 Bu teoriye göre devlet, güçlülerin zayıflar üzerinde zorla kurdukları bir baskı teşkilatıdır. Hukuk da, bu baskı ve sömürüyü sürdürmek ve her türlü başkaldırıyı önlemek için konulmuş kurallar bütünüdür.275

2.2.4. Marx’ın Ekonomik Teorisi

Dördüncü teori ise önemli düşünür Karl Marx’a ait olan “Ekonomik Teoridir.” Bu teoriye göre devlet ekonomik olayların sosyal ve siyasal olaylara hâkim olması sonucunda meydana çıkmıştır. Marx’a göre, dünya ekonomik çıkarlar tarafından yönetilmektedir.276 Marx, sosyal kurumları altyapı ve üstyapı olmak üzere ikiye ayırır. Altyapı, üst yapı tarafından belirlendiği için onun bir oluşturucusudur. Altyapı

271 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 2.

272 Kemal Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş, 21. Basım, Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtımı, 2013, s. 44. 273 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 3.

274 Kemal Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş, 21. Basım, Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtımı, 2013, s. 45. 275 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 3.

92 geçim veya üretim biçimlerini kısacası ekonomiyi temsil etmektedir. Üst yapıyı ise aile, siyaset, hukuk, sanat, kültür, ahlak vs. temsil eder. Böylece üst yapı olan aile, siyaset, sanat gibi unsurlar, ekonomi tarafından oluşturulur.277 Marxist teoride “sınıf mücadelesi” önemli bir kavramdır. Marx’a göre, günümüze dek bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir. Tarihin her devrinde birbirleriyle çatışan iki sınıf vardır. Bu sınıfın birisi burjuva diğeri proletaryadır. Sömürülen sınıf olan proletarya mecburen emek gücünü satmak zorunda olan sınıftır. Egemen sınıf veya sömüren sınıf olan burjuva ise, üretim araçlarının sahibidir ve bunların üzerindeki mülkiyetini ve hâkimiyetini devam ettirebilmesi için zora başvurmaktadır.278 Kapitalist sistemde burjuvalar, proletaryayı sömürebilmesi için devlete ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden devlet burjuva için gerekli bir kurumdur.

2.2.5. Sosyal Sözleşme Teorisi

17. ve 18. yüzyılda birçok siyasi felsefeci “Sosyal Sözleşme” fikrini kabul etmiştir. Sözleşme teorinin destekçileri olan Thomas Hobbes, John Locke, Jean-Jacques Rousseau ve Spinoza tarafından savunulan “Sosyal Sözleşme Teorisi”ni veya “Toplum Sözleşmesi”ni açıklayan ilk filozof Thomas Hobbes’tir. Sosyal sözleşme doktrininin arkasındaki fikir; aklın yaratıkları ve sosyal bir yaratık olan insanlar doğası gereği bazı görev ve haklar ile donatılmıştır, ancak bu görev ve hakları gönüllü olarak merkezi bir güce tamamını veya bazılarını teslim ettikleri kabul edilmektedir.

Onlara göre, temelde bütün insanlar egoist (bencil) olarak doğmuştur. Bu nedenle sosyal sözleşme fikri insan doğası bencil olduğu fikrinin bir uzantısı olduğu sonucuna varılabilir.

İngiliz filozof Thomas Hobbes 1651 yılında siyasi felsefesini geliştirdiği “Leviathan” adlı eserini yayımlamıştır. Thomas Hobbes’e göre, insanlar doğuştan eşittir. Eşitlikten güvensizlik, güvensizlikten ise savaş doğar. Bu nedenle Thomas Hobbes’e göre devletin olmadığı dönemde yani doğal yaşam döneminde “herkesin herkesle

277 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 3.

278 Karl Marx, Friedrich Engels, Komünist Manifesto, Süleyman Arslan (çev.), Ankara: Bilim ve Sosyalizm Yayınları, 1976.

93 savaşı” vardı ve bu nedenle bu dönemde kavga ve savaş hâkimdi. Bu dönemde insan insanın kurduydu.279 Bu rahatsız edici durumdan bıkan insanlar barışı ve düzeni sağlamak için bir araya gelerek kendi özgürlüklerini “Leviathan (dev, ejderha)”ya bırakarak sözleşme yaptılar. Leviathan, devletin kendisidir, otoriterdir ve tek görevi düzeni sağlamaktır. Bu sözleşme tek taraflı olduğu için Leviathan’ı bağlamamaktadır.280

John Locke’ya göre, Hobbes’in aksine doğal yaşam döneminde insanlar barış, huzur ve özgürlük içinde yaşıyorlardı. Fakat bu özgürlük ve huzuru bozan kişiler için cezalandırma teşkilatı olmadığı için kendi aralarında bir sözleşme yaptılar.281 Böylece insanlar cezalandırma yetkilerini devrettiler. Diğer yetkilerini devretmedikleri devletin tek görevi adaletti. Bu sözleşmeye de devlet uymalıdır.282

Son olarak Jean-Jacques Rousseau’ya göre, en eski ve tek doğal toplum ailedir. Ailedeki çocuklar ihtiyaç duydukları sürece korunmaya muhtaçtırlar. Ailedeki baba bir başı yani başkanı simgelerken, çocuklar da halkı simgelemekteydi. Baba, devlet gibi bir rol üstlenmektedir çünkü nasıl ki baba çocuklarını koruyor ve haklarını gözetiyorsa, devlet başkanı da devletteki halkını aynı şekilde korumak zorundadır. Fakat bir fark vardı. Ailede babanın çocuklarına olan sevgisi onlara gösterdiği özeni karşılarken, devlette, sevginin yerini hükmetmek zevki almaktadır.283 Rousseau’ya göre, Locke’nin dediği gibi doğal yaşamda insanlar arasında eşitlik ve mutluluk vardı. Fakat bu dönemde insanlar sınırlı ve gereksinime sahip bir varlık olduğu için çalışmaya başladılar.284 Tarım topraklarının ve madenlerin işlenmesi gibi durumlar özel mülkiyeti doğurmuştur. Bu da insanlar arasındaki eşitliği bozduğu için insanların arasındaki barış ve mutluluğun yerini kavga aldı. Bu kötü durumdan kurtulmak için insanlar kendi rızalarıyla bir araya gelip “sosyal sözleşme” yaparak

279 Kemal Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş, 21. Basım, Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtımı, 2013, s. 46-47. 280 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 4.

281 Kemal Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş, 21. Basım, Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtımı, 2013, s. 48. 282 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 4.

283 Jean-Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi, 14. Basım, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2016, s. 4-5.

284 Mahmut Açıkgöz, Devlet Teorileri ve İbn Haldun’un Devlet Düşüncesi, TODAİE Kamu Yönetimi (Gece) Yüksek Lisans Programı, s. 4.

94 devlet olan varlığı meydana getirmişlerdir.285 Böylece özel mülkiyet, doğal durumdan çıkmayı gerçekleştirmiştir. Rousseau, bütün toplumların en eski ve tek doğal olanı aile topluluğu olduğunu söylemiştir.

Sonuç olarak, bu teorilerin hepsi devletin kökeninin bir yönüne ışık tutmaktadır. Görüldüğü üzere, insanların çok eski zamanlardan beri devlet çatısı altında, onun kural ve düzenlemelerine tabi olarak yaşamlarını devam ettirdiği söylenebilir. Bazı düşünürlere göre, doğal düzen döneminde yani devlet öncesi dönemde insanlar tüm hak ve özgürlüklere sahipken, bazı düşünürlere göre ise, bu özgür insanlar, haklarının bir kısmını düzenli bir yaşama kavuşmak için sosyal sözleşme ile bir topluma devretmiş ve böylece ortaya devlet çıkmıştır.286