• Sonuç bulunamadı

III. Homoerotizmle Süreklilik İçindeki Erkek Homososyalliğinin Dönüşümü

III.II. Kentli Homoerotik Alt-Kültür

III.II.I. Erkek Homoerotizminin Kurucu Öğesi Olarak Homososyalleşme Mekânları

III.II.I.IV. Homososyal Mekânlar ve Seks Ticareti

Oğlanların hamamlarda, meyhanelerde ve kahvehanelerde seks ticareti yaptığına dair arşiv belgeleri, anlatısal kaynaklarla karşılaştırıldığında oldukça sınırlıdır.361 Sabey’e göre bu durumun olası açıklamalarından biri, oğlanların seks ticareti yapmasına, kadınlarınkine kıyasla daha fazla hoşgörüyle yaklaşılıyor olmasıdır.362 Sariyannis de, oğlanların fuhuş yapmasının, çeşitli “kurumsal kuralları” ihlal etmediği sürece kabul edilen ve hoş görülen bir pratik olduğunu savunur.363 Andrews ve Kalpaklı ise oğlanlarla homoerotik ilişkilerin yaygın biçimde kabul gördüğünü gösteren anlatısal kaynaklarla, bunların devlet açısından sorun teşkil ettiğine dair belgeleri bir arada düşünerek hoşgörü argümanını sorgulamamız gerektiğini vurgular.364 Her ne kadar sayıları kadınların seks ticareti ile karşılaştırıldığında düşük olsa da, yukarıda örneklediğim üzere oğlanların fuhuş yapmasına dair hukuksal ve yönetsel belgeler bulunmaktadır. Kadı sicillerine dayanan çalışmaların sayısı arttıkça, bu tip belgelerin sayısının da artacağına şüphe yok. Yine de kadınların seks ticaretine ilişkin belgelerin sayıca üstünlüğünün orantısal olarak süreceğini varsayabiliriz.365 Delice, erkekler söz konusu olduğunda kayıtlarda fuhuş kelimesine pek rastlanmıyor olduğunu kabul etse de hoşgörü argümanına katılmadığını zira fuhuş sözcüğünün kullanılmamasının, bu faaliyetin hîz366 gibi diğer sözcüklerle karşılanmadığı anlamına gelmediğini söyler.

Marinos Sariyannis, on sekizinci yüzyılda fuhşa ilişkin makalesinde, erkek seks ticareti ağlarının ve işlevinin, kadınlarınkiyle büyük benzerlikler taşıdığının

361 Sabev, “Ahlâkın Arka Sokakları,”640. Ayrıca bkz. Zarinebaf, Crime and Punishment in Istanbul, 5. bölüm.

362 Sabev, “Ahlâkın Arka Sokakları,” 640.

363 Sariyannis, “Prostitution in Ottoman Istanbul,” 62.

364 Andrews ve Kalpaklı, The Age of Beloveds, 301.

365 Örneğin Semerdjian, Halep kadı sicillerine ilişkin 359 yılı kapsayan ve cinsel suç davalarına odaklandığı araştırmasında, hemcins ilişkilerinin yargılandığı dört davaya rastlamıştır. Bunlardan yalnızca birinin yargılanması sonuçlanmıştır. Semerdjian, “’Because He Is So Tender and Pretty,’” 176.

366 Cinsel ilişkide pasif erkekleri tanımlamak için kullanılan terim.

varsayılabileceğini ileri sürer.367 Delice ise, kadın ve erkek seks işçileri için farklı sözcüklerin kullanılmasının, birbirleriyle ilişkili olsa da ayrışan iki farklı alandan söz ettiğimizi gösterdiğini iddia eder.368 Her ne kadar erkeklerin seks ticaretine ilişkin tarihsel çalışmalar, kadınlarınkine kıyasla sınırlı olsa da, Delice'nin iddiası doğru görünüyor.

Örneğin seks ticaretinin mekânı, arşivlerde neden erkek seks işçilerine dair pek fazla kayda rastlamıyor olduğumuzu açıklayabilir. Marinos Sariyannis, kadınların genelde üç biçimde seks ticareti yaptığını söylüyor: Kendi evlerini, müşterinin evini veya meyhane gibi diğer mekânları kullanarak veya bir aracının kendi evine hem kadınları hem de müşterileri getirmesi yoluyla.369 Diğer çalışmalar da, on dokuzuncu yüzyıla kadar kadınların seks ticaretini genellikle hanelerde gerçekleştiğini ve erken modern dönemde resmi görevlilerin seks ticaretini engellemeye yönelik önlemleri, genellikle mahallelilerin şikayetleri sonrasında aldıklarını göstermektedir.370 Osmanlı devleti, mahallenin asayişini ve huzurunu bozmadığı sürece, seks ticaretini engellemeye veya düzenlemeye dair pek fazla önlem almamaktaydı. Bu nedenle herhangi bir şikâyet olmadığı sürece seks ticareti arşivlere yansımıyordu. Oğlanlar, yukarıdaki örneklerde görmüş olduğumuz üzere, daha çok meyhane gibi hane dışı mekânlarda seks ticareti yapıyordu.371 Mahallelilerin bir evin fuhuş mekânına dönüşmesinden şikayetçi olmaları, mahalleli açısından zaten sorunlu olan meyhaneden şikayetçi olmalarına kıyasla daha muhtemeldi. Bu durum, kadınların seks ticaretinin neden arşivlere daha fazla yansıdığını açıklamamıza yardımcı olabilir. Özel haneler dışında seks ticareti için kullanılan mekânlar, genelde erkeklerin gittiği homososyal

367 Sariyannis, “Prostitution in Ottoman Istanbul,” 60-61.

368 Delice, “The Janissaries and Their Bedfellows,” 116.

369 Sariyannis, “Prostitution in Ottoman Istanbul,” 59.

370 Başaran, Selim III, Social Control and Policing in Istanbul at the End of the Eighteenth Century, 54;

Sabev, “Ahlâkın Arka Sokakları”; Sariyannis, “Prostitution in Ottoman Istanbul”; Wyers, ‘Wicked’

İstanbul; Zarinebaf, Crime and Punishment in Istanbul; Peirce, Ahlak Oyunları; Semerdjian, “’Because He Is So Tender and Pretty.’”

371Tabii ki bu genellemenin istisnaları bulunmaktadır. Semerdjian'ın incelediği olayda, mahalleliler Muhammed isimli genç bir oğlanın annesinin evinde luti erkeklerle bir araya geldiğini söyleyerek şikâyette bulunur. Bkz. Semerdjian, “’Because He Is So Tender and Pretty.’”

mekânlar olduğu için, buralarda kadınların bulunmasının devlet açısından daha büyük sorun teşkil ettiğini düşünebiliriz. Örneğin Çokuğraş, bekâr odalarında kadınların varlığının, buraların ahlaksızlık ve fuhuşla ilişkilendirilmesinin başlıca nedenlerinden biri olduğuna dikkat çeker.372

On dokuzuncu yüzyıl ile birlikte erkeklerin seks ticaretinin çok daha fazla kentli alt sınıflarla ilişkilendirildiğini görüyoruz. Oğlanlar, ancak yeterince parası olmayan erkeklerin itibar edeceği bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Pierre Loti Âziyâde romanında, İzettin Ali ile tüm İstanbul'u gezdikten sonra keşif hareketlerini, “içinde iki genç Asyalının iğrenç bir yenilikle şehvetli danslar ettikleri, sabıkalılardan başka seyircisi olmayan, şehrin haricindeki bodrumda” bitirdiklerini anlatır.373 Loti, sefil ve kötü sanatlarla uğraştığını söylediği “Yahudi Hayrullah”tan bir kadın istediğinde, Hayrullah kadınların çok pahalıya mal olduğunu söylerek renkli kıyafetler giydirilmiş, cicili bicili yüzüklerle süslenmiş altı Musevi çocuğu Loti'ye getirir.374 Yirminci yüzyıl başına ait Aşk-ı Marazî isimli popüler cinsellik bilimi kitabından konu edilen, yargıya yansıdığını anladığımız bir olayda, erkeklerin bir hanede “arzu-i şehvaniyelerini müşabihleriyle teskin”375 amacıyla bir araya geldiklerini öğreniriz. Doktor Nazım Şakir bu erkekler arasında son derece zengin ve yüksek rütbeli adamlar bulunduğunu, “doğal yollara” yani kadınlara yetecek paraları olmasına rağmen erkeklerle birlikte olan bu adamlara teessüf etmemenin elden gelmediğini söyler.376

***

372 Çokuğraş, Bekâr Odaları ve Meyhaneler, 93-97.

373 Pierre Loti, Aziyade: İngiliz Bahriyesinden Bir Mülazımın Notlarından ve Mektuplarından Parçalar, çev.

Handan Lütfi (İstanbul: Kapı, 2012), 40.

374 Age., 53.

375 şehvani arzularını benzerleriyle dindirmek

376 Nazım Şakir, Aşk-ı Marazî, (İstanbul,1326/1910-1), 184.

Homososyal erkek mekânları ile erkek homoerotizminin ilişkisine dair yaptığım bu kısa değerlendirme bile, tarihsel bir sorunsal olarak erotizme yaklaşırken, kopuşların olduğu kadar sürekliliklerin de izini sürmemiz gerektiğini gösterir.377 Hem kahvehanede hem de meyhanede ve hamamdaki homoerotik ilişkilerin uzun bir dönem boyunca erotik kaygılarla izlendiğini ve zaman zaman düzenlenmeye çalışıldığını görüyoruz. Aynı zamanda bu mekânlar, farklı yoğunluklarla da olsa homoerotik ilişkiler açısından kurucu niteliklerini korumaya devam etmişlerdir. Örneğin hamam bugün bile kentli geylerin eroto-mekânsal tahayyüllerinde bir yer tutarken, kahvehane ve meyhanenin bu işlevi oldukça azalmıştır.378 Farklı dönemlerde bu kaygılar dönemin diğer kaygılarıyla birleşmiş -örneğin on sekizinci yüzyılda toplumsal isyan veya on dokuzuncu yüzyılda hijyen- denetleme ve cezalandırma biçimleri de içinde bulunulan döneme göre değişmiştir.

On sekizinci yüzyıldaki tarihsel gelişmeler, homoerotik kültürün dönüşümü ve on dokuzuncu yüzyılda giderek daha fazla heteronormatif bir çerçevede anlamlandırılmaya başlanması açısından öne çıkar. Tülay Artan bu dönemde kente göçte yaşanan artışın, kentteki farklı sosyal grupların etkileşimini artırdığına ve kent nüfusunun boş vakitlerini değerlendirebilecekleri alanların ortaya çıkmasına neden olduğuna dikkat çeker.379 Farklı kesimden insanların bu mekânlarda bir araya gelmeleri, kentleri daha çatışmalı hale getirmiştir. Bu nedenle de on sekizinci yüzyıl, hem boş vakit faaliyetlerinin artması ve kentlilere ait yeni bir kültürün ortaya çıkmasıyla hem de kent isyanlarıyla, onlara karşı gelişen tepkiler ve uzlaşmalarla şekillenmiştir. On sekizinci yüzyıl mekânsal düzenlemelerini ve bu mekânlardaki homoerotik yakınlaşmaları, bu tarihsel bağlamda ele almak faydalı görünüyor. Zira bu dönemde kente göçen erkek nüfus çeşitli kentsel

377 Traub, Thinking Sex, 84.

378 Pasin'in araştırması, 1970-1990 arası hamamın kentli gey kültüründe halen oldukça önemli bir yeri olduğunu, fakat 1990'lardan sonra bu yerin giderek marjinalleştiğini gösterir. Pasin, “A Critical Reading of the Ottoman-Turkish Hammam,” 105-110.

379 Tülay Artan, “Mahremiyet: Mahrumiyetin Resmi,” Defter 20 (Bahar/Yaz 1993): 97. Hamadeh de benzer bir tespitte bulunur. Bkz. Hamadeh, Şehr-i Sefa.

mekânlarda bir araya gelerek yeni ittifaklar ve birliktelikler kurmuşlar, hem de bu ittifakların kurulduğu mekânlar ciddi birer tehdit olarak algılanmaya başlanmıştır. İlk bölümde de söylemiş olduğum üzere, erotizmin modern disiplin kurumlarıyla denetim altına alınması süreci, disipliner bir iktidar ve modernleşme tartışmasını gerektirmektedir.380 Asayiş, on dokuzuncu yüzyıldan yirminci yüzyıla geçerken İmparatorluk açısından giderek daha önemli bir mesele haline gelmiş; kent mekânı -özellikle belirli sosyalleşme mekânları- yalnızca siyasal muhalefetin denetim altında tutulması için değil; uygunsuz addedilen marjinal sınıfların kontrol altına alınması için de daha sıkı denetlenmeye başlamıştır.381 Özellikle Patrona Halil İsyanı'ndan sonra, yeniçerilerin, lümpen esnafın ve bekârların oluşturduğu kentli alt sınıf erkekler ile bu erkeklerin bir araya geldikleri kahvehaneler, meyhaneler, hamamlar ve erkek homoerotizmin burada ele almadığım diğer mekânları olan berberler,382 bekâr odaları toplumsal isyanlarla ilişkilendirilerek denetim ve gözetim politikalarının hedefi haline gelmiştir.383 Halil ve arkadaşları idam edilmiş, kahvehaneler ve Arnavutların yoğunlaştığı hamamlar kapatılmıştır.384 1763'te hamamların, bekâr odalarının, dükkanların ve hanların teftiş edildiğini, loncalara üye olmayan ve kefili olmayanların sürüldüğünü,385 benzer biçimde 1792'de kefili olmayan “rezil, sefil, serseri” çırak, hamal ve kayıkçıların memleketlerine gönderildiğini biliyoruz.386 Alt sınıf erkekler arası toplumsal bağların aynı zamanda erotik bağlarla süreklilik içerisinde olması, bu gelişmelerin erotik ilişkileri de

380 Çokuğraş, Bekâr Odaları ve Meyhaneler, 44.

381 Levy-Aksu, Osmanlı İstanbulu’nda Asayiş, 104-105.

382 Berber dükkânlarını önemli homososyal mekanlar haline getiren yalnızca çıraklarının güzelliği değildi;

erkeklerin berber dükkanlarında toplanıp, iyi vakit geçirmeleri de bu mekanların önemli homososyal mekanlar olmasını sağlamaktaydı. Kafadar, berber ve hamam ziyaretlerinin Osmanlı toplumsal yaşamında vazgeçilmez öğeler olduklarını ve kahvehanelerin kapatıldığı dönemlerde berber dükkânlarının kahvehane işlevi gördüklerini söyler. Kafadar, Kim Var İmiş, 64-5.

383 Hamadeh on sekizinci yüzyılda kent mekânın aynı anda hem izlendiği, denetlendiği ve engellendiğine hem de teşvik edilip onaylandığına dikkat çeker. Hamadeh, Şehr-i Sefa, 167.

384 Patrona Halil'in kendisi de bir tellaktı ve isyandan sonra Arnavutluk'tan gelen tellaklar çok daha yakından izlenmeye başlandı. Ergin, “Mapping Istanbul’s Hammams,” 108.

385 Zarinebaf, Crime and Punishment in Istanbul, 49.

386 Çokuğraş, Bekâr Odaları ve Meyhaneler, 109-110.

etkilemesi anlamına gelmiştir. Denetim ve düzenleme girişimlerinin göreceli de olsa başarıya ulaşması, on dokuzuncu yüzyıl başını bulmuştur. Yeniçeri ocağının kaldırılması bu bağlamda önemli bir gelişmedir. Çokuğraş, II. Mahmud döneminde kentin bekârlardan büyük ölçüde arındırıldığını söyler.387 Aynı dönemde köçek oyunu gibi homoerotik pratikler de yasaklanmaya çalışılmıştır. Devlet müdahalesinin yoğunlaşması sonucu bazı mekânların yok olması, bazılarınınsa düzenlenmesi ilişkilerin toplumsal bağlamını yok etmiş veya marjinalleştirmiştir. İktidarın denetiminden kaçabilen bir toplumsallığın inşa edildiği kötü şöhretli Balaban ve Melekgirmez gibi mahallelerdeki bekâr odaları, yıkılmıştır.388 Kahvehane ve meyhanelerin bazılarında, asayiş nedeniyle de olsa, geceleri kalınmasının engellenmesi buralarda cinsel birliktelik imkânının azalmasına neden olmuştur. Mekânların sürekli denetimi, seks ticaretinin zorlaşması anlamına gelmiştir.

Bekârların yoğunlaştığı bazı bölgelerde seks ticaretinin yaygınlaşmasından büyük rahatsızlık duyulmuş ve baskınlar sonucunda bazı kişiler uzaklaştırılmıştır.389

Seçkin sınıftan şairler ve âlimler, kentli alt sınıflar ve bunların arzu nesnesi mahbûblar, erken modern dönem boyunca erotik ve sosyal bağların erotizmle süreklilik içerisinde olduğu erkek homososyalliğinin üyeleriydiler. Eroto-politik hiyerarşi olarak adlandırdığım yapılanmanın en tepesinde sultan bulunmaktaydı. Söz konusu yapının kurucu öğelerinden olan erotikleştirilmiş mekânların kriminalleştirilerek yalıtılması ve düzenlenmesi girişimlerinin, bu mekânların erotik çekim merkezi olma konumlarını zayıflattığını ve homososyal-homoerotik sürekliliğin kendine özgü örgütlenmesini sarstığını düşünüyorum. On yedinci yüzyılda püriten Kadızadeli hareketinin, bu sürekliliğin içindeki libidinal akışı sağlayan aşk kavrayışına meydan okuduğundan söz etmiştim. On sekizinci yüzyılda kentli alt sınıfların, sultanın otoritesine meydan okuyacak toplumsal

387 Çokuğraş, Bekâr Odaları ve Meyhaneler, 69.

388 Age., 99-100.

389 Age., 95.

ağlar kurmaları ve bunun sonucunda daha fazla denetim ve baskıya maruz kalmaları, bu süreklilikten görece özerk bir altkültürün oluşması anlamına gelmiştir.390 Bu süreç, bir sonraki kısımda anlatacağım üzere, seçkinlerin saraydan nispeten bağımsız bir kültürel alan tanımlamaları süreci ile kesişmiştir. Elbette bu, on sekizinci yüzyılda seçkin sınıftan erkeklerin homoerotik ilişkilere sahip olmadıkları veya bu ilişkilerin seçkinlere ait kültürel ürünlerde yerinin kalmadığı anlamına gelmez. Tam tersine, on sekizinci yüzyılda homoerotizmin çok daha açık temsillerine rastlarız. Fakat bu temsiller homososyal-homoerotik süreklilikten daha fazla yalıtılmış, daha özerk bir mahremiyetin tanımlanmasına yaramıştır.