• Sonuç bulunamadı

Hipotezlerin Test Edilmesi ile Elde Edilen Bulgular

Araştırmanın bir numaralı hipotezinin test edilmesi için çoklu doğrusal regresyon analizi uygulanmıştır. Bir numaralı hipotezin test edilmesinde, elde edilen gastronomi imajı alt boyutları kullanılmıştır. Faktör analizi sonucunda oluşan alt boyutlar istatistik programı tarafından yeni birer değişken olarak veri dosyasına eklenmiştir.

H1: Destinasyonun gastronomi imajı ile turistlerin ziyaret etme istekleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Ziyaretçilerin gastronomi imajı algılarının, destinasyonu yiyecek ve içecekleri için tekrar ziyaret etme niyeti üzerinde bir etkisinin olup olmadığı regresyon analizi ile test edilmiştir. Regresyon modelinde bağımlı değişken olarak tekrar ziyaret etme niyeti yer almaktadır. Bağımsız değişkenler olarak gastronomi imajı ölçeğinin üç faktörü kullanılmıştır.

Regresyon modelinin sonuçları incelenmeden önce modelin ve değişkenlerin regresyon analizi için uygunluğu kontrol edilmiş, regresyon analizinin varsayımları test edilmiştir. Yapılan ilk çoklu doğrusal regresyon analizinde, faktör 3’ün Anova test sonuçları anlamlılık seviyesinin 0,05 seviyesinden yüksek olduğunu göstermiştir (p 0,055). Anova testi sonucu, faktör 3’ün bağımlı değişkeni tahmin edebilmek için istatistiksel olarak uygun olmadığını göstermektedir. Bu durum sonucunda faktör 3 modelden çıkarılarak tekrar analiz yapılmıştır.

Çoklu doğrusal regresyonun ilk varsayımı değişkenler arasında doğrusal bir ilişkinin varlığıdır. Değişkenler arasındaki doğrusal ilişkinin görülebilmesi için korelasyon analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda tekrar ziyaret etme niyeti ile faktör bir arasında ve tekrar ziyaret etme niyeti ile faktör iki arasında 0,01 anlamlılık düzeyinde doğrusal bir ilişki tespit edilmiştir.

Regresyon analizi sonucunda elde edilen Anova tablosunda p değeri 0,000 olduğundan H1 hipotezi kabul edilmiştir. Bu durum bağımlı değişkenin bağımsız değişkenler tarafından açıklanabileceğini göstermektedir. Regresyon analizinin ikinci varsayımı bağımsız değişkenler arasında bir ilişkinin olmamasıdır. Çoklu bağlantı problemi olarak anılan bu durum için faktör 1 ve faktör 2 arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla korelasyon analizi yapılmış ve anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir.

Regresyon analizinin diğer bir varsayımı, hata terimlerinin normal dağılım özelliği taşımasıdır. Hata terimlerinin dağılımını gözlemlemek için regresyon analizi yapılırken gösterilmesi istenen Normal Dağılım P-P Plot grafiği incelendiğinde, normal dağılımdan

86

çok uzak bir durum tespit edilmemiştir. Bu sonuç en son sınanan varsayım olarak araştırmadaki çoklu doğrusal regresyon analizinin uygulanabilirliğini kanıtlamaktadır.

Şekil 7. Normal P-P Plot grafiği- hipotez bir.

Regresyon analizi sonuçları Tablo 14’te görülmektedir. Elde sonuçlar bağımlı değişken ile bağımsız değişkenler arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. İlişkinin gücünü anlamak için hesaplanan R2

değerine bakıldığında, tekrar ziyaret etme niyetinin gastronomi imajı ile sadece %14,2’sinin açıklanabileceği görülmektedir. Gastronomi imajının, ziyaretçilerin Türkiye’yi yiyecek ve içecekleri için tekrar ziyaret etme niyetleri üzerinde bir etkisinin olduğu anlaşılmaktadır. Tekrar ziyaret etme niyetinin %14,2’si ziyaretçilerin algıladığı gastronomi imajına bağlıdır.

87 Tablo 14

Regresyon Analizi Sonuçları- Hipotez Bir

Değişkenler β t p R R2

Model 85,154 ,000 ,376 ,142

Mutfak Kültürü ve Yiyecekler ,347 7,531 ,000 Gastronomi Aktiviteleri ,146 3,162 ,002

H2: Bilgi kaynağı çeşidi ile turistlerin destinasyonu tekrar ziyaret etme niyeti arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Araştırmada test edilen ikinci hipotez, ziyaretçilerin kullanmış olduğu bilgi kaynakları ile destinasyonu tekrar ziyaret etme niyetleri arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Regresyon analizine başlandığında incelenen Anova tablosu sonucunda, istatistiksel olarak bağımlı değişken ile bağımsız değişkenler arasında bir ilişkini olabileceği gözlemlenmiştir (p:0,000). Aynı sonuçlar bilgi kaynaklarından sadece dördünün, bağımlı değişkeni açıklama gücü olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla diğer bilgi kaynakları analizden çıkarılmış ve analiz tekrar uygulanmıştır.

Bağımlı değişken ile bağımsız değişkenler arasındaki doğrusal ilişki olup olmadığını görebilmek için yapılan korelasyon analizinde, değişkenler arasında anlamlı doğrusal ilişki tespit edilmiştir. Doğrusal ilişki varsayımı sağlanmıştır. Diğer bir varsayım için çoklu bağlantı durumu kontrol edilmiştir. Yapılan korelasyon analizinde bağımsız değişkenler yani bilgi kaynakları arasında bir ilişki tespit edilmiştir. Ancak çoklu bağlantı durumu için kontrol edilen VIF değerlerinin hiç biri 10’dan büyük olmadığı için, çoklu bağlantı problemi olmadığı düşünülebilir. Böylece ikinci varsayım da sağlanmıştır.

Regresyon analizi sonuçları Tablo 15’te görülmektedir. Ziyaretçilerin destinasyonu yiyecek ve içecekleri için tekrar ziyaret etme niyetleri üzerinde etkili dört bilgi kaynağı vardır. Bu bilgi kaynaklarının tekrar ziyaret etme niyetini açıklama gücü R2

katsayısı ile görülmektedir. Dört bilgi kaynağı şu şekildedir: Otomobil kulüpleri, gazete/ seyahat dergileri, geçmiş deneyimler ve sosyal medya. Dört bilgi kaynağı, ziyaretçilerin Türkiye’yi yiyecek ve içecekleri için tekrar ziyaret etme niyetinin %14,3’ünü açıklamaktadır. Bir başka değişle ziyaretçilerin tekrar ziyaret etme niyeti %14,3 oranla bilgi kaynaklarına bağlıdır.

88 Tablo 15

Regresyon Analizi Sonuçları- Hipotez İki

Değişkenler β t p R R2

Model 13,857 ,000 ,379 ,143

Otomobil kulüpleri ,120 2,429 ,016

Gazete/ Seyahat Dergileri -,169 -3,231 ,001

Geçmiş Deneyimler ,245 4,683 ,000

Sosyal Medya ,214 4,159 ,000

Regresyon analizinin diğer bir varsayımı hata terimlerinin normal dağılım özelliği taşımasıdır. Hata terimlerinin dağılımını gözlemlemek için regresyon analizi yapılırken gösterilmesi istenen Normal Dağılım P-P Plot grafiği incelendiğinde, normal dağılımdan çok uzak bir durum tespit edilmemiştir. Bu sonuç en son sınanan varsayım olarak, araştırmadaki çoklu doğrusal regresyon analizinin uygulanabilirliğini kanıtlamaktadır.

Şekil 8. Normal P-P Plot grafiği- hipotez iki.

H3: Turistlerin demografik özellikleri ile destinasyonun algılanan gastronomi imajı arasında anlamlı bir ilişki vardır.

89

Araştırmada test edilen üçüncü hipotez, ziyaretçilerin bireysel özellikleri ile destinasyonun gastronomi imajını algılamaları arasındaki ilişkiyi nitelendirmektedir. Bireysel özellikler gastronomi imajını algılamada etkili midir? Sorusunun cevabı aranmaktadır. Söz konusu ilişki için bağımsız gruplar T-Testi ve Anova testi uygulanmıştır. Ortalamaları karşılaştırılan grupların sayısı iki olduğu durumlarda T-Testi kullanılmış, ikiden fazla olduğu durumlarda Anova testi kullanılmıştır. Gastronomi imajı değişkeni için faktör analiziyle elde edilen alt boyutlar kullanılmıştır. Yapılan bağımsız gruplar T-Testi sonucunda gastronomi imajının algılanmasında cinsiyetler arasında bir farklılığın olmadığı anlaşılmıştır.

Gastronomi imajının algılanmasında ziyaretçilerin eğitim düzeylerinin etkisini görebilmek amacıyla Anova testi yapılmıştır. Test sonucunda, gastronomi aktiviteleri ve yiyecek içecek işletmeleri boyutlarının algılanmasında eğitim düzeyine göre anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir (Gastronomi Aktiviteleri p:0,003 ve Yiyecek İçecek İşletmeleri p:0,040). Boyutların algılanmasındaki farklılığın kaynağını tespit edebilmek amacıyla Tukey Testi kullanılmıştır. Tukey testi sonuçlarına göre, önlisans mezunu ziyaretçilerin ortalaması lisans ve lisansüstü mezunlarına göre daha yüksektir. Ön lisans mezunu katılımcılar, “Gastronomi Aktiviteleri” ve “Yiyecek İçecek İşletmeleri” faktörlerini daha olumlu algılamaktadırlar.

Gastronomi imajının algılanmasında ziyaretçilerin yaşlarının etkisini görebilmek amacıyla Anova testi yapılmıştır. Test sonucunda ziyaretçilerin yaş grupları arasında gastronomi imajını algılama açısından anlamlı bir fark tespit edilmemiştir.

Gastronomi imajının algılanmasında ziyaretçilerin çalışma durumlarının etkisini görebilmek amacıyla Anova testi yapılmıştır. Test sonucunda “Mutfak Kültürü ve Yiyecekler” ile “Gastronomi Aktiviteleri” boyutlarının algılanmasında ziyaretçilerin çalışma durumlarına göre anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir (Mutfak Kültürü ve Yiyecekler p:0,015 ve Gastronomi Aktiviteleri p:0,014). Gruplar arasındaki farklılık ise tespit edilememiştir. Ziyaretçilerin çalışma durumlarını gösteren grupların frekansları incelendiğinde grup üye sayısının 20’nin altında olan iki grup (çalışmayan ve ev hanımları) görülmektedir. Analizlerin istatistiksel olarak değerlendirilebilmesini zorlaştıran bu durum nedeniyle, ziyaretçilerin çalışma durumu sonraki testlerde kullanılmamıştır. Sonuç olarak, Türkiye destinasyonunun gastronomi imajının algılanmasında sadece ziyaretçilerin eğitim durumlarının etkisi tespit edilmiştir.

90

H4:Turistlerin demografik özellikleri ile bilgi kaynakları kullanımı arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Araştırmada test edilen dördüncü hipotez, ziyaretçilerin bireysel özellikleri ile bilgi kaynakları kullanımı arasındaki ilişkiyi nitelendirmektedir. Bireysel özellikler bilgi kaynakları kullanımında etkili midir? Sorusunun cevabı aranmaktadır. Söz konusu ilişki için bağımsız gruplar T-Testi ve Anova testi uygulanmıştır. Ortalamaları karşılaştırılan grupların sayısı iki olduğu durumlarda T-Testi kullanılmış, ikiden fazla olduğu durumlarda Anova testi kullanılmıştır. Bilgi kaynakları ölçeği 14 değişkenden oluşmaktadır. Tüm değişkenlere daha önce yer verilmiştir.

Yapılan bağımsız gruplar T-Testi sonucunda bilgi kaynakları kullanımında cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir (Seyahat Acentesi p: 0,039 ve Sosyal Medya p:0,045). Her iki bilgi kaynağı kullanımında kadın katılımcıların ortalamaları yüksektir. Kadınlar, destinasyon ve destinasyonun yiyecek ve içecekleri hakkında bilgi edinmek amacıyla seyahat acentelerini ve sosyal medyayı erkeklere göre daha fazla kullanmaktadır. Ziyaretçilerin bilgi kaynaklarını kullanımında ziyaretçilerin yaşlarının etkisini görebilmek amacıyla Anova testi yapılmıştır. Test sonucunda “Bölgesel/Ulusal Turizm ofisleri”, “Geçmiş Deneyimler” Sosyal Medya” ve “İnternet Araması/Arama Motorlarının” bilgi kaynağı olarak kullanılmasında, ziyaretçilerin yaş gruplarına göre anlamlı bir farklık tespit edilmiştir (sırasıyla p:0,006 p:0,007 p:0,000 p:0,002). Bilgi kaynaklarının kullanılmasındaki farklılığın kaynağını tespit edebilmek amacıyla Tukey Testi kullanılmıştır. Tukey testi sonuçlarına göre, 16-28 yaş grubu Bölgesel/Ulusal Turizm ofislerini bilgi kaynağı olarak 42-54 ve 55-80 yaş gruplarına daha fazla kullanmaktadır. Geçmiş deneyimler 29-41 yaş grubu tarafından, 42-54 yaş grubuna göre daha fazla kullanılmaktadır. 55-80 yaş grubu Sosyal Medyayı diğer tüm yaş gruplarına göre daha az kullanmaktadır. İnternet Araması/Arama Motorlarının kullanımı 16-28 ve 29-41 yaş gruplarında, 42-54 ve 55-80 yaş gruplarına göre daha fazladır.

Ziyaretçilerin bilgi kaynaklarını kullanımında, ziyaretçilerin eğitim durumlarının etkisini görebilmek amacıyla Anova testi yapılmıştır. Test sonucunda bölgesel/ulusal turizm ofisleri, destinasyon tarafından gönderilen mailler, seyahat acentesi, otellerin ve restoranların web sayfaları ve sosyal medyanın bilgi kaynağı olarak kullanılmasında, ziyaretçilerin eğitim durumlarına göre anlamlı bir farklık tespit edilmiştir (sırasıyla p:0,005 p:0,000 p:0,007 p:0,019 p:0,012). Bölgesel/ulusal turizm ofislerinin bilgi kaynağı olarak

91

kullanılmasında ön lisans mezunları ile lisansüstü mezunları arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Bilgi kaynaklarının kullanılmasındaki farklılığın kaynağını tespit edebilmek amacıyla Tukey Testi kullanılmıştır. Tukey testi sonuçlarına göre ön lisans mezunu ziyaretçiler bölgesel/ulusal turizm ofislerini, lisansüstü mezunu ziyaretçilere göre daha fazla kullanmaktadır. Destinasyon tarafından gönderilen mailler, lise ve daha öncesi mezunu ziyaretçiler tarafından diğer ziyaretçilere göre daha fazla kullanılmaktadır. Seyahat acentesinin bilgi kaynağı olarak kullanımı, lisansüstü mezunu katılımcılarda diğer gruplara göre daha azdır. Ön lisans ve lisansüstü mezunu katılımcılar diğer gruplara göre otellerin ve restoranların web sayfalarını ve sosyal medyayı daha fazla kullanmaktadır.

Sonuç olarak bireysel özelliklerin, destinasyon ve destinasyonun yiyecek ve içecekleri hakkında bilgi edinmek amacıyla kullanılan kaynaklar üzerinde etkisi olduğu görülmüştür. Özellikle genç ziyaretçiler internet ve sosyal medyayı diğer yaş gruplarındaki ziyaretçilere göre daha fazla kullanmaktadır.

H5: Turistlerin demografik özellikleri ile gastronomi turizmine katılım eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Araştırmada test edilen beşinci hipotez, ziyaretçilerin bireysel özellikleri ile gastronomi turizmine katılım eğilimleri arasındaki ilişkiyi nitelendirmektedir. Bireysel özellikler gastronomi turizmine katılım üzerinde etkili midir? Sorusunun cevabı aranmaktadır.

Ziyaretçilerin gastronomi turizmine katılım eğilimleri üzerinde ziyaretçilerin yaşlarının etkisini görebilmek amacıyla Anova testi yapılmıştır. Yerel içecekleri tüketme ve bölgeye özgü barlara gitme aktivitelerine katılımda yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Yerel içecekleri tüketme aktivitesi için hesaplanan değer p:0,024 ve bölgeye özgü barlara gitme aktivitesi için hesaplanan değer p:0,000 olmuştur. Gruplar arasındaki farklılık ise 16-28 yaş grubunun her iki aktiviteye daha fazla katılmasından kaynaklanmaktadır. Genç ziyaretçiler yerel içecekleri tüketme ve bölgeye özgü barlara gitme aktivitelerini daha fazla tercih etmektedirler.

Ziyaretçilerin gastronomi turizmi aktivitelerine katılma durumlarının eğitim düzeylerine göre farklılaştığı Anova testi sonucunda tespit edilmiştir. Ziyaretçilerin bölgeye özgü yiyecek ve içecekleri servis eden restoranlarda yeme ve yerel içecekleri tüketme aktivitelerine katılımları ile eğitim durumları arasında anlamlı bir farklılık gözlenmiştir (p:0,000 ve p:0,016). Tukey testi sonuçları lisansüstü eğitime sahip ziyaretçilerin, bölgeye özgü yiyecek ve içecekleri servis eden restoranlarda yeme aktivitesine lise ve daha öncesi

92

mezunu ile ön lisans eğitimine sahip ziyaretçilere göre daha fazla katıldığını göstermektedir. Yerel içecekleri tüketme aktivitesine katılımlar incelendiğinde, lise ve daha öncesi mezunu katılımcıların diğer katılımcılara göre bu aktiviteye daha az katıldığı görülmektedir.

Yapılan bağımsız gruplar T-Testi sonucunda gastronomi turizmi aktivitelerine katılma eğiliminde cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir (bölgeye özgü barlara gitmek p:0,037). Bölgeye özgü barlara gitme aktivitesine katılımda cinsiyetler arasındaki farklılık, erkeklerin aktiviteye daha fazla katılmalarından kaynaklanmaktadır.

Sonuç olarak gastronomi turizmi aktivitelerine katılım eğilimi ile demografik özellikler arasında anlamlı ilişkiler görülmektedir. Özellikle genç ziyaretçilerin ve erkeklerin bölgeye özgü barlara gitme aktivitesini diğer gruplara göre daha fazla tercih ettiği görülmektedir.

93

SONUÇ VE TARTIŞMA

Türkiye destinasyonunun gastronomi imajını en iyi yansıtabilecek değerlendirmelerden birisi olan dünyaca ünlü mutfak kültürünü bir çekicilik olarak sunabilme gücünün olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Türkiye’nin dünyaca ünlü bir mutfak kültürüne sahip olduğunu düşünen ziyaretçilerin oranı oldukça yüksektir. Bununla birlikte çok zengin bir mutfak kültürüne sahip olduğuna inanılan Türkiye destinasyonunun, mutfak kültürünü daha fazla tanıtmasına imkan verilmeli ve sağlanmalıdır. Ayrıca bundan sonraki çalışmalarda ziyaretçilerin destinasyon imajını etkileyebilecek pazarlama araçlarının ve bilgi kaynaklarının incelenerek mutfak kültürüne nasıl ve ne sıklıkta yer verildiğinin belirlenmesi destinasyonun pazarlama çalışmalarının daha etkili olmasına katkı sağlayabilir. Okumuş vd. (2007) çalışmalarında Türkiye’nin mutfak kültürünü pazarlama çalışmalarında kullanmadığını tespit etmişlerdir. Durumun iyileştirilmesi için mutfak kültürü öğelerinin kullanımı gereklidir.

Türkiye’nin yemek ve şarapları ile özel bir kültüre ve ürünlere sahip bölgelerinin çok iyi tanınmadığı görülmektedir. Bu durum bölgesel pazarlama faaliyetlerinin eksikliğinden kaynaklanabilir. Bununla birlikte bu araştırma söz konusu durumu ayrıntılı olarak tespit edemediğinden, bu konuda Türkiye’nin durumunu değerlendirebilmek için yeni araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye destinasyonun gastronomi imajını belirleyecek daha önce bir çalışma yapılmadığı gibi, bölgesel imaj çalışmalarının eksikliği de fark edilmektedir. Türkiye destinasyonun sahip olduğu potansiyelin iyi bir şekilde analiz edilmesi ve pazarlama faaliyetlerinde bölgesel unsurların da kullanılması faydalı olabilir. Ayrıca dünyada örneklerine rastlanılan bölgesel işaretleme çalışmalarına Türkiye’de yer verilmeli ve yasal zemininin hazırlanmasına başlanmalıdır. Fransa örneğinde olduğu gibi bir yiyecek veya içeceğin belirli bir isimle ve/veya bölge ile adlandırılması için taşıması gereken özelliklerin belirlenmesi ve yasallaşması bölgesel ürünlerin özelliklerini korumaya ve artırmaya yardımcı olabilir. Sahip olunun varlık veya özelliklerin belirlenmesinin ilk adımı olan envanter çalışması ise Türkiye’de daha etkili bir şekilde yapılabilir.

94

Türkiye destinasyonunun ziyaretçilere sunmuş olduğu yiyecek ve içeceklerin kalitesi ziyaretçilerin büyük bir çoğunluğu tarafından iyi olarak değerlendirilmektedir. Kaliteli yiyecek ve içecekler, gastronomi turizminin en önemli ve en gerekli çekicilik faktörüdür. Çünkü gastronomi turizmi, bir destinasyonun sahip olduğu kaliteli gastronomik ürünlerle ve zengin mutfak kültürü ile başlamaktadır ve bu şekilde var olabilir. Türkiye destinasyonun sunmuş olduğu yiyecek ve içeceklerin yüksek kaliteli olduğu algısı, Türkiye’nin gastronomi alanında önemli bir potansiyele sahip olduğunun göstergesi olarak değerlendirilebilir. Gastronomi turizminin dünya genelinde daha popüler hala gelmeye başlaması da göz önüne alındığında, Türkiye destinasyonun gelecek için iyi bir potansiyele sahip olduğu ve bunu fırsata dönüştürmek için gerekli çalışmaların yapılabileceği düşüncesine varılabilir. Türk mutfak kültürünün lezzeti ve zenginliği ile dünyada önemli bir noktada olduğunu ifade eden diğer çalışmalarla (Cömert ve Özkaya, 2014; Şahin ve Ünver, 2015) örtüşen bir sonuç görülmektedir.

Gastronomi turizmi aktiviteleri düşünüldüğünde belki de ilk sıralarda değerlendirilebilecek olan aktivitelerden birisi gastronomi turlarıdır. Bir destinasyon gastronomiye çok önem veren ve biraz ilgi duyan veya sadece alternatifler arayan ziyaretçiler için önemli bölgelerine ve önemli yiyecek ve içecek üretimi alan veya işletmelerine ziyaretleri içeren paket turlar sunabilmelidir. Türkiye destinasyonunun gastronomi turları sunabilmede ve/veya tanıtabilmede biraz yetersiz olduğu sonucuna varabilmek mümkündür. Gastronomi turizmi alanında potansiyele sahip bölge veya şehirler için acenta ve tur operatörleri tarafından paket turların organize edilmesine ihtiyaç vardır. Bununla birlikte tanıtım materyallerinde ve çalışmalarında söz konusu gastronomi turlarına yer verilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Türkiye, yiyecek ve içecek fiyatları açısından ziyaretçiler tarafından makul bir destinasyon olarak değerlendirilmektedir. Çok sayıda yiyecek ve içecek işletmesinin olması, Avrupa ülkelerinin para biriminin Türk lirasına göre daha değerli olması ve konvertibilitesinin yüksek olması gibi durumlar Türkiye’de yiyecek ve içecek fiyatlarının ziyaretçiler tarafından makul olarak değerlendirilmesinin nedenleri arasında sayılabilir. Makul fiyatlar, tüketicilerin ilgili ürünleri satın almasını kolaylaştıran bir faktördür. Türkiye sahip olduğu makul fiyatlar ile gastronomi turizmi aktivitelerini geliştirmek için rekabet avantajına sahiptir. Bu avantajın kaybedilmemesi için turizm alanında bölgesel işaretlemelerle birlikte fiyat açısından da homojenliğe yakın bir durum yaratılmaya çalışılması önemlidir.

95

Türkiye yiyecek ve içecek endüstrisinde sürekli zenginleşen ve gelişen bir arza sahip bir ülkedir. Yiyecek ve içecek işletmelerinin sayısının ve kalitesinin artmakta olmasının kentleşme, yeni iş fırsatları, çalışan kesimin kentlerde birikmesi, ekonomik gelişme ile dışarıda yemek yiyen kişi sayısının artması ve zaman tasarrufu yapmaya çalışan kişilerin artması gibi birçok sebebi olabilir. Gelişen ve büyüyen yiyecek ve içecek endüstrisi Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçiler tarafından da fark edilmektedir. Ziyaretçiler tarafından algılanan Türkiye imajında ilgi çekici restoranların varlığı olumlu şekilde görülmekte olup, bu durum gastronomi turizminin gelişmesinde katkısı olacak bir fırsat olarak görülebilir. Gastronomiyi önemli bir faktör olarak gören ziyaretçiler Türkiye’ye geldiklerinde çeşitli restoranları ziyaret etme imkanına sahiptir. Destinasyonun önemli bir rekabet fırsatına daha sahip olduğu sonucuna da varmak mümkündür.

Gastronomi turizmi destinasyonu olabilme yolundaki ilk gereklilik olarak değerlendirilen zengin kültürel miras ve dolayısıyla sunulabilecek kültürel deneyimler açısından oldukça olumlu bir imaja sahip olan Türkiye, birçok yönüyle olduğu gibi büyük bir potansiyel ve güce sahip bir ülke olduğunu araştırma sonuçlarıyla bir kez daha göstermiştir. Araştırmada Türkiye destinasyonun sahip olduğu çekiciliklerde en yüksek ortalamayla değerlendirilmiş kültürel deneyimler, Türkiye’nin gelecek için gastronomi turizmi alanında önemli bir aktör olma fırsatına sahip olduğunu göstermedir.

Türkiye çeşitli özellikli restoranlar sunabilme açısından çok güçlü olarak algılanmamaktadır. Bu durum büyük şehirler ayrı olarak değerlendirildiğinde, turistik bölgelerde genellikle çok çeşitli restoran tip ve büyüklükleri ile karşılaşılmaması olarak görülebilir. Bu durum işletme zenginliğinin çok çeşitli olmaması ve dolayısıyla zayıf bir yön olarak değerlendirilebilir. Ancak başka bir bakış açısıyla ise bölgesel olarak düşünüldüğünde, yöresel yiyecek sunan işletmelerin çok çeşitli olmaması belirli bir standardın ve yöresel yiyeceklerin korunduğunu da gösterebilir. Destinasyonlardaki restoran çeşitliliğinin ve sunulan yiyecek ve içeceklerin kalitesinin korunması ile ilgili ilkeler belirlenebilir, ancak bu kararların alınmasında ve gastronomi turizminin geliştirmesi