• Sonuç bulunamadı

Hidayet (ةيادھ) Lafzıyla Dalaletin Kastedilmesi

C. ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI

1.2. ARAP DİLİ VE BELAGATINDA İRONİ

2.1.6. Kur’ân’daki Sözlü İroniler ve Uygulama Biçimi

2.1.6.3 Hidayet (ةيادھ) Lafzıyla Dalaletin Kastedilmesi

Yüce Allah, insanların hak yolu bulmaları için kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Bu kitaplardan biri olan Kur’ân, insanların hidayeti için yeteri kadar işaret ve deliller ortaya koyup gerekli davet ve yönlendirmeleri yapmıştır. Tercihini aksi istikamette kullananlar ve batılda ısrar edenlerin acı sona uğramaları ise kaçınılmazdır. Yüce Allah da kendilerine açıkça gösterilen hidayeti bırakıp delalete sapanlara karşı, tercih ettikleri delaleti “hidayet” olarak ifade ederek akıllarıyla alay etmiştir. Bu tür ifadelerin geçtiği âyetlerden bazıları:

537 Kutub, fi Zilâli’l-Kur’ân, c. 4, s. 2269.

538 el-Isfahânî, Müfredât, c. 2, s. 476; İbnü'l-Manzûr, Lisanü'l-Ârab, c. 2, s. 175. 539 el-Isfahânî, Müfredât, c. 2, s. 476.

540 İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, c. 15, s. 308. 541 Kutub, fi Zilâli’l-Kur’ân, c. 4, s. 2269.

اًقي ٖرَطٌْمُھَيِدْھَيِلٌ َلاَوٌْمُھَلٌَرِفْغَيِلٌُ هّاللهٌِنُكَيٌْمَلٌاوُمَلَظَوٌاوُرَفَكٌَنيٖذَّلاٌَّنِا ٌ

يٖفٌ َني ٖدِلاَخٌَمَّنَھَجٌَقي ٖرَطٌ َّلاِا ٌ َناَكَوٌاًدَبَاٌاَھ

اًري ٖسَيٌِ هّاللهٌىَلَعٌَكِل هذ

“Şüphesiz inkâr edenler ve zulmedenler (var ya), Allah onları asla bağışlayacak ve doğru yola iletecek değildir. (Allah onları) ancak içinde ebedî kalacakları cehennemin yoluna iletir. Bu ise Allah'a çok kolaydır.”542 Bu Âyette

Allah’tan gelen hidayete kulaklarını tıkamış ve böylelikle nefislerine zulmetmiş kimselerin kıyamette göreceği muamele anlatılmıştır. Ancak uğrayacakları bu akıbet ironik bir anlatımla aktarılmıştır.

Hidayet (ةيادھلا) sigası, müjdeleme (tebşîr) sözcüğünde olduğu gibi bir nesne ile beraber kullanılmadığı zaman “doğru yola götürmek, göstermek, kılavuzluk, irşat, rehberlik etmek, bazen bizzat doğru yolun kendisi, sapıklığın/şaşırmışlığın zıttı, izini takip ederek selamet ve kurtuluşa ermek gibi olumlu rehberlik” anlamlarında kullanılmaktadır.543 Allah’ın isimlerinden biri el-Hâdî’dir. Zira O, insanlara kendisini nasıl tanımaları gerktiğini öğretmiş, insanlar da O’nun yaratıcı olduğunu kabul etmişlerdir. Yine Yüce Allah, yaratıklarına hayatta kalabilmenin ve varlığını sürdürebilmenin yollarını öğretmiştir.544 Râğıp el-İsfehanî de hidayet kelimesi için; “bir kimseye latif ve nazik bir şekilde yol göstermek, kılavuzluk etmek” anlamını verdikten sonra şöyle bir açıklama yapmaktadır: “Eğer şöyle denilirse; “Yüce Allah مي ٖحَجٌْلاٌ ِطاَرِصٌ ىهلِاٌ ْمُھوُدْھاَف “Onlara cehennemin yolunu gösterin”545 ve ٌِباَذَعٌ ىهلِاٌ ِهي ٖدْھَيَو ري ٖعَّسلا “Onu o çılgın alevli (Cehennem) azabına iletir.”546 buyurmuşken, sen

“hidayet” sözcüğüne bu anlamı nasıl verdin?” diye sorarsan, şöyle bir cevap verilir: Yüce Allah’ın “ ميلاٌ باذعبٌ مھرشبفٌ ” ve şairin عيجوٌ برضٌ مھنيبٌ ةيحت “Onların ٌ

selamlaşmaları acı veren bir vuruşmadır” sözünde olduğu gibi burada da lafzın,

anlama mübalağa katmak için ironik bir kullanımı vardır.”547 Ayrıca bu sözcük Kur’ân’da yirmi bir yerde “doğru yol” terkibiyle beraber kullanılarak âdeta Kur’ân’daki eşdizimli sözcükler grubunun arasına katılmıştır. Bu sözcük bu anlam

542 Nisa, 4/168-169.

543 ez-Zebîdî Tâcü’l-Ârûs, c. 40, s. 282; İbn Manzûr, Lisânu’l-Ârab, c. 15, s. 353. 544 İbni’l-Esîr, en-Nihâye fi Garîbi’l-Hadîs ve’l-Eser, c. 5, s. 253.

545 Sâffât, 37/23. 546 Hacc, 22/4.

çerçevesinin dışına çıkıp cehennem yolu ile kullanıldığı zaman bu dizimden çıkıp bir sözlü ironiye örnek oluşturmaktadır.548

Bu âyeti kerimede “yol göstermek, doğru yola iletmek ve gerçeğe ulaştırmak” anlamlarına gelen “hidayet” kelimesi, kâfirlerin cehenneme yönlendirilmesi manasında kullanılmıştır. Âyette dikkat çekmek istediğimiz husus şudur: kâfirler ve zalimler inanç bakımından daha doğru ve düzgün olduklarını, dolayısıyla daha güzel bir sona ulaşacaklarını iddia ediyorlardı. Yüce Allah da peygamberinin gösterdiği doğru yoldan sapan, kibirlenen ve insanlara zulmeden bu despot ve zorbalara inançlarının bozukluğunu ve yaptıklarının çirkinliğini göstermek istedi. Bunu da olağanüstü bir üslupla bildirdi. Şöyle ki: dünyada işlenen sâlih ameller, sahiplerini mutlu olacakları güzel bir sona, ebediyen kalacakları güzel bahçeler ve köşklere ulaştırmaktadır. Ancak bu kafir ve zalimlerin yaptıkları ise kendilerini umduklarının tam aksine, yok olmaya ve ölüme götürecektir. Daha da ötesi onları sonu olmayan azap, işkence, kaynamış bir su ve boğucu bir dumanın gölgesi altında geçen sürekli bir hayata götürmesidir. Böyle bir şey hidayet değil, ancak bir dalalet ve sapkınlıktır. Yüce Allah da yaptıklarından dolayı onların rezilliklerini ortaya çıkarmak, ümitlerini yok etmek, akılsızlıklarını göstermek için uğrayacakları sonu dışı rahmet ve kurtuluş gibi görünen bir ifadeyle açıklamıştır. Ancak bağlam ve vurgu, kelimenin gerçek anlamda kullanılmadığını, azap ve yok oluş anlamında kullanıldığını göstermektedir.549

Bu bağlamda gelen bir diğer âyet de

ٌِباَذَعٌىهلِاٌِهي ٖدْھَيَوٌُه لِضُيٌُهَّنَاَفٌُه َّلاَوَتٌ ْنَمٌُهَّنَاٌِهْيَلَعٌ َبِتُك

ري ٖعَّسلا

“Şeytan hakkında, Her kim onu dost edinirse, mutlaka o kimseyi saptırır ve

onu cehennem azabına sürükler diye yazılmıştır.”550 Şeytanın kendi takipçilerini haktan ve doğru yoldan saptırması, onları çetin bir azaba sürüklemesi, önceden takdir edilmiş bir kaderdir. Âyette şeytanın takipçilerini şiddetli bir azaba sürükleyişini

548 el-‘Abd, el-Mufârakatu’l-Kur’âniyye, Dirâse fi Bunyeti’d-Delâle, s. 97; Kınar, Edebiyatta

Tersinme Sanatının Arap Dili ve Edebiyatında Bazı Örnekleri, s. 20.

549 Kınar, Edebiyatta Tersinme Sanatının Arap Dili ve Edebiyatında Bazı Örnekler, s. 21,22. 550 Hac, 22/4.

alaylı bir ifadeyle “kılavuzluk etme”, “yol göstericilik yapma” şeklinde ironik bir üslupla bildirilmektedir.551

ٌُدْھاَفٌِ هّاللهٌِنوُدٌ ْنِمٌ َنوُدُبْعَيٌاوُناَكٌاَمَوٌْمُھَجاَوْزَاَوٌاوُمَلَظٌ َني ٖذَّلاٌاوُرُشْحُا

مي ٖحَجْلاٌِطاَرِصٌىهلِاٌْمُھو

“Allah, meleklere şöyle emreder: "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah'ı bırakıp da

tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.”552 Zalimleri ve onlara benzeyen günahkarları bir arada toplayın. Çünkü onların hepsi birbirine benziyorlar. Bu kesin ifadenin yanında “onları cehennemin yoluna koyun” sözünde açık bir istihza vardır. Bu söz, doğru yolu takip etmeyi bırakıp da sapkın yollara girenlerin durumuna uygun bir cevaptır. Çünkü onlar hayattayken hidayet yoluna girmediler. Onun için şimdi de cehennemin yoluna girsinler. İşte onların hidayeti Cehennemin yoluna girmeleridir.553 “Doğru yola iletmek ve gerçeğe ulaştırmak” gibi anlamlara gelen hidayet kelimesini ateşe iletmek veya onun yolunu göstermek için tam zıt bir bağlamda kullanılması, olsa olsa ironi olabilir.