• Sonuç bulunamadı

Hibrit Savaşın Amaçları

Hibrit savaşların temel amacı; bir bölgeyi veya ülkeyi ele geçirmek veya kontrol etmek değildir. Aksine, istenmeyen hükümet üzerinde baskı oluşturmak, mevcut otoriteyi zayıflatmak, devletin bütün ana organlarını işlevsiz hale getirmek, güç boşluğu yaratarak, hedef alınan ülkede kaos ortamı yaratmaktır. Başka bir

değişle, devlet veya devlet-dışı grupların yararlandığı bir otorite boşluğu yaratıp, düşmanı yok etmeden ziyade düşmana ihtiyaç duyan; doğrudan savaşın çok nadir görüldüğü ve şiddetin çoğunlukla sivillere yönelik olduğu bir savaş biçimini yaratmaktır.

Hibrit savaşlarda öncelikle hedef, ülkede yaşayan dışlanmış azınlıkların bir kısmını önceden örgütleyerek onunları eğitir, bunun içinde hedef ülkeye istihbarat elemanları sızdırılır. Halkı daha fazla örgütlemeye teşvik etmek için de onların dışlanmışlığı propaganda aracı yapılır. Enformasyon ya da bilgi harbi elemanlarınca kaynaği belli olmayan gerçeğe aykırı haberlerle, o ülkede yaşayan azınlıklara kışkırtılır. Siber saldırılarla da ülkenin bilişim sistemlerine saldırılar düzenlenir ve hükümetin gizli faaliyetleri deşifre edilir. Genel olarak halkın memnuniyetsizliğini arttırmak için, yolsuzluk belgeleri ve rüşvet belgeleri kamuoyu ile paylaşılır. Eğer hükümetin bu konuda herhangi bir ihmali yoksa düzmece belgelerle hükümet üyeleri karalanma kampanyası düzenlenir. Medya aracılığıyla hükümet üyelerinin ve onların çocuklarının zengin yaşamı abartılarak kamuoyuyla paylaşılır. Savunma bakanlığının gizli savaş planları, seferberlik çalışmaları dâhil, her türden gizli belgeleri ele geçirilmeye çalışılır. Bu yaşananlardan sonra halktan oluşan memnuniyetsizliği, farklı mecralarda gündeme getirerek uluslararası kamuoyunda o ülke alahine kötü bir imaj yaratılır. Bu şekilde halkın memnuniyetsizliği daha da artar. Tüm bu olumsuz durumları protesto etmek için halk sokağa çıktığında ise hükümet, bu eylemlerin kanunsuz olduğunu belirterek orantısız güç kullanır ve protestoları bastırmaya çalışır. Halk ile güvenlik güçleri arasında çatışmalar başlar ve bu çatışmalar sonucunda yaralı veya ölü sayısı abartılarak kamuoyuyla paylaşısır. Bu şekilde daha fazla insan eylemlere katılır ve en nihayetinde süreç iç savaşa evrilir (Güler, 2017). Ülkede iç savaşın çıkması sonucunda, kamu hizmetlerinin sürekliliği ve düzenliliği ilkesinde aksaklıklar yaşanır, hatta uygulanmaz.

Hibrit savaşlar; “siyasi anlamda çerçevelenen iki veya daha fazla grubu içeren bir şiddet eylemidir.” Bu tanımın mantığına göre savaş, Clausewitz'in tanımına göre bir irade yarışması olabilir. Bu irade yarışması, düşmanın ezilmesi gerektiğini ve bu yüzden savaşın aşırı uçlara eğilimli olduğunu ima eder. Her iki tarafın da savaş

girişimini sürdürmek için diğerine ihtiyaç duyduğunu ve dolayısıyla savaşın uzun ve sonuçsuz kalmaya eğilimli olduğunu da ima eder (Kaldor, 2010: 74).

Gerçekten de, modern savaşlar ile Clausewitz tarafından tanımlanan savaşlar arasındaki en önemli fark, doğrudan çatışmadan kaçınmadır. Modern savaşlarda, karşılıklı olarak savaş fikri tamamen yoktur. Savaş ya soğuk savaşta olduğu gibi hayalidir, ya da askeri kuvvetler çoğunlukla düşmanlarına karşı ara sıra sporadik saldırılar yapar. Klasik savaşlardaki gibi düşmanı yenmek, hibrit savaşın amacı değildir. Savaş ve şiddet yoluyla, silahlı aktörler kendilerini marjinal aşırılıkçılardan ana akım iktisatçılarına dönüştürürler. Bir güvensizlik ortamı yaratarak, kendilerini koruyucular haline getirirler (Kaldor 2010: 274). Nihai amaç, savaştan etkilenen devlet içinde dışarıdan provoke edilmiş kimlik çatışmaları (etnik, dini, bölgesel, politik vb.) yoluyla bir savaş durumu yaratmaktır (Korybko, 2015: 1).

Savaşan tarafların savaşı meşrulaştırma gerekçeleri çoğunlukla birbirine benzerdir ve nihayetinde, birbirlerinin varlığını güçlendirirler. Kasıtlı olsun ya da olmasın savaş, siyasi ideolojileri ve kazanılmış çıkarları kutuplaştırabilecek korku ve düşmanlığın yaratılması için kullanılır (Kaldor, 2010: 275). Clausewitz'e göre, ulusal nefret, kişisel düşmanlık ile aynı değildir (Clausewitz, 1997: 88). Bu yorum, eski Yugoslavya'daki Sırplar ve Hırvatlar arasındaki çatışma ile Irak'taki Şii ve Sünni arasındaki mezhep çatışmalarına uygulanabilir. Farklı partiler, birbirlerini yok etmekten ziyade politik olarak kontrol ettikleri ayrı alanları kurmaya çalışırlar. Gerçekten de diğerinin varlığı, onların davranışlarını haklı çıkarmak için gereklidir. Asıl amaç, kendinden olmayanları ya da farklı bir etnik kökene veya milliyete sahip olanları korkutmak, öldürmek ya da sürgün etmektir. Bağdat'ta Sünni ve Şii gruplar aslında birbirlerine doğrudan saldırmamışlardı. Sünni intihar bombacıları, bir Şii bölgesine girerek, burada sivilleri öldürecek ve Bağdat'ın Sünni kesimlerini ele geçirme amacında olan Şii militanlar için de bu meşrulaştırıcı bir gerekçe olacaktır (Kaldor, 2010: 275). Bu durumda çatışmalar, geleneksel ve düzensiz taktiklerin, merkezi olmayan planlamanın, yürütmenin ve devlet-dışı aktörlerin, hem basit hem de karmaşık teknolojileri yenilikçi yöntemle ile giderek daha fazla karakterize olacağa benzemektedir (Jordan, 2008: 22).

Savaşın amaçları hala politiktir; ancak güç kullanımı, savaş zamanı ile sınırlı değildir. Hibrit savaş, geleneksel savaşla ilgili politik riskleri en aza indirirken stratejik hedefleri karşılamak için doğrudan ve dolaylı yollarla, politik ve askeri savaş biçimlerinin senkronize uygulaması olarak tanımlanacaktır (Dayspring, 2015: 14).

Modern çağdaki savaş aktörleri, uçaklar ve savaş gemileri gibi araçlardan ziyade toplum içerisinde çok kolay kamufle olabilecek araçları kullanır (Luttwak, 2007). Küresel iletişim devrimi, bu aktörlere yeni bir karmaşık alan yarattı. Bu günlük cep telefonu ve internet trafiğini oluşturan sayısız sivil sinyallerin bulunduğu alanda da eylemlerini gizlemek çok daha kolay olmuştur (Kilcullen, 2006: 3). Bu ortamlarda, hibrit savaştaki tarafların sivil nüfus arasında gizlenen ve küresel telekomünikasyon piyasasının yarattığı sanal ortamda çok rahat gizlenmeleri mümkündür (Flynn vd., 2008: 57). Bu türden bir düşmanın yerini bulmak, onu yok etmek imkansız denilecek kadar zordur.