• Sonuç bulunamadı

Muhammed Âbid el-Câbirî, Fas topraklarının güneydoğusunda, 1900’lü yılların başında Fransızlar tarafından çizilmiş olan Fas-Cezayir sınırında, dört tarafı dağlarla çevrili ve hurmalıklarla dolu bir vadide yer alan Fecîc (Figuig) bölgesinde doğmuştur.

Nüfus kaydında doğum tarihi 1936 olarak görünmekle beraber gerçek doğum tarihi 27 Aralık 1935'dir.91 Halkının çoğunluğunu Berberîlerin oluşturduğu bölgede Arapça konuşuluyor olmakla beraber, Berberî lehçesi hâkimdir. Câbirî ana dilinin Berberîce olduğunu, Arapçayı ise ancak ilkokul yıllarında gittiği Vücde kentinde geliştirdiğini söyler.92 Câbirî’nin baba tarafından sülalesi Âl-i Câbir olarak bilinen sülalesi, bölgenin geçmişinde zorbalığıyla, kan dökücülüğüyle tanınan bir aşiret iken, anne tarafından

88 Ebu-Rabi, Ibrahim M, “Modern Dünyada İslam Felsefesi: Arap Dünyası”, (Çev. Şamil Öcal, H. Tuncay Başoğlu), İslam Felsefesi Tarihi, içinde, (Ed. Seyyid Hüseyin Nasr, Oliver Leaman), Açılım Kitap, İstanbul 2007, s.338-339.

89 Ebu-Rabi, “Modern Dünyada İslam Felsefesi: Arap Dünyası”, s. 339.

90 Ebu-Rabi, “Modern Dünyada İslam Felsefesi: Arap Dünyası”, s. 340.

91 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, Merkezu Dirâsâti’l-Vahdeti’l-Arabiyye, Beyrut 1997, s. 37

92 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, s. 119.

mensup olduğu aile Evladu’l-Hâc Muhammed (Hacı Muhammed oğulları) olarak bilinir ve ilim ehli bir aile olarak tanınırdı. Ayrıca bu aile, bölgenin meşhur ilmî şahsiyetlerinden Sîdî Abdülcebbar el-Fecîcî’nin neslinden gelmekle iftihar ederdi.

Câbirî, çocukluk yıllarında dayısının kendisine sıklıkla, baba tarafını değil de anne tarafını örnek alması, onlar gibi olması gerektiği konusunda telkinlerde bulunduğunu ifade eder.93

Câbirî’nin ilim ve düşünce hayatına meyletmesi ise, Fecic’de bir cami imamı ve aynı zamanda Medresetü’n-Nahda el-Vataniyye’nin kurucusu olan el-Hâc Muhammed Ferec ile tanışması ile başlamıştır.94 Cezayir’de Abdülhamit b. Badis tarafından kurulmuş olan “Cezayir Müslüman Âlimler Birliği” ile irtibatı olan Selefî-Vehhâbî eğilimli bu şahsın Câbirî’nin dedesinin mensup olduğu “delil” adlı muhafazakâr/gelenekselci cemaat mensupları ile giriştiği tartışmalar, Câbirî’nin daha çocuk yaşlarda bu tür konulara ilgi duymasına vesile olmuştur. Diğer taraftan bu şahsın gayretleri ile Fecic’de kurulmuş olan Medresetü’n-Nahda el-Vataniyye Okulu, ülke genelindeki benzerleri gibi, şekilsel olarak Kral V. Muhammed yönetimine bağlı olmakla ve bir tür “dinî eğitim okulu” olarak meşruiyet kazanmakla beraber, özü itibariyle “milli mücadele” ruhu taşıyor ve öğrencilerine dinî eğitim vermenin yanı sıra, Fransız okullarında okutulan teknik ve kültür derslerini de vererek onlara alternatif oluşturuyordu.95 Bu okulun açılması Fecic’de bir tür inkılâp etkisi yaratmış, hem dinî ilimlerin hem de modern bilimlerin “Arapça” olarak öğretildiği bir okul olması münasebetiyle, yörenin ileri gelenleri tarafından benimsenmişti. Halkın gözünde bu okula devam eden öğrenciler, okuyup “adam olacak” ve ülkenin makûs talihini değiştireceklerdi.96 Bununla beraber, bu okulun açılmasıyla birlikte “Kur’ân’ın rafa kaldırıldığını ve üzerinde hayvan resimleri olan kitapların okutulmasının kıyamet alameti olduğunu söyleyen” klasik medrese hocaları ve ileri gelenler de yok değildi.

Bunlara Fransız hükümeti yanlısı olanlar da destek veriyorlardı. Hatta bunlar zaman zaman bu okulun ve el-Hâc Muhammed Ferec’in faaliyetlerini Fransız yetkililere ihbar etmekten de geri durmuyorlardı. Bu yüzden el-Hâc Muhammed Ferec bunlara

“münafık” adını takmıştı.

93 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, s. 25.

94 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, s. 71 vd.

95 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, s. 76-77.

96 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, s. 77.

Câbirî, işte bu okulun 1949 yılında verdiği ilk mezunlarından biriydi. Okul yıllarında bilimsel keşifler yapmaya merak sarmış, kendi ifadesiyle, doğal maddelerden batarya üretmeye çalışmak gibi pek başarılı sayılmayacak denemeler yapmıştır.97 O sene yaz tatilinde tekrar Vücde’ye gitmiş ve orada terzilik yapan amcasının yanında kalıp onunla birlikte çalışmıştır.98

Câbirî, 1953 yılında Medresetü’l-Muhammediyye adlı liseye öğrenci olarak girer. Burayı bitirdikten sonra, bu lisenin hazırlık sınıfından bazı arkadaşlarının Şam’da üniversite okuyor olmaları ve bu arkadaşları ile zaman zaman yazışıyor olması ve Suriye’deki eğitim sisteminin de Fas eğitim sistemi gibi Fransız modelini uygulamasından kaynaklanan benzerlik başta olmak üzere birçok nedenden dolayı, 1957 Ekiminde üniversite eğitimi almak üzere Şam’a gider.99 1958 yılının haziran ayında Suriye’den döner ve ekim ayında Rabat Üniversitesi Edebiyat Fakültes’ine öğrenci olarak girer.100 1950’li yıllarda ülkesinin Fransız sömürüsünden kurtulması için yapılan direniş gösterilerinde aktif rol oynar. İstiklal Partisinden 1959 yılında ayrılıp101 sol kanadı oluşturmuş olan Union Nationale des Forces Populaires’in aktif bir üyesi olarak görev yapar.102 Bu parti 1973 yılında Nationale des Forces Populaires Fas’ta yasaklanıp kapatılınca, Câbirî 1975’ten 1988’e kadar Union Sosyaliste des Forces Popularies’in politik bürosuna üye olur.

1970 yılında Rabat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünde, İbn Haldun’un “asabiyye nazariyesi” üzerine hazırladığı el-Asabiyye ve’d-Devle adlı tezi ile doktorasını tamamlar. Bir süre lise öğretmenliği yaptıktan sonra akademik hayata geçer.

2002 yılına kadar ders verdiği Fas-Rabat V. Muhammed Üniversitesi'nden Felsefe ve İslam Düşüncesi profesörü olarak emekli olmuş olan Câbirî, 1988 yılında Unesco’nun verdiği Bağdat Arap Kültürü ödülünü, 1999’da Tunus’ta Mağrip Kültür ödülünü, 2005 yılında Unesco bünyesindeki MBI müessesesi tarafından verilen Arap Dünyası Fikir Araştırmaları ödülünü, 2005 yılında Beyrut’ta, Arap Düşünce Kurumu (Müessesetü’l-Fikri’l-Arabî) tarafından verilen Ruvvâd (öncü düşünürler) ödülünü, 2006 yılında Rabat’ta, Unesco tarafından verilen İbn Sîna ödülünü, 2008 yılında Berlin’de Rüşd

97 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, s. 87.

98 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, s. 121.

99 Câbirî, Hafriyyât fi’z-Zâkira min Baîd, s. 153-154.

100 Câbirî, Hafriyyâ fi’z-Zâkira min Baîd t, 165.

101 Câbirî, Silsiletu Mevâkıf I, 24.

102 Câbirî, Silsiletu Mevâkıf, I,38

Vakfı tarafından verilen özgür düşünce ödülünü almıştır. 4 Mayıs 2010 yılında vefat etmiştir.103