• Sonuç bulunamadı

GEREÇ ve YÖNTEMLER

HAREKET AÇIKLIĞI DEĞERLENDİRMESİ

Yapılan hareket açıklığı değerlendirmesinde hastaların opere ellerindeki başparmak hareket açıklığı, karşı ellerindeki başparmak hareket açıklığı ile karşılaştırıldı. (Tablo 5)

Kapandji başparmak oppozisyon testi skoru opere olan elde ortalama 9(±0,92) iken karşı elde 9,59(±0,66) olarak bulundu. (p=0,00) Bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı bulundu.

Aktif fleksiyonun goniometrik değerlendirmesinde opere olan elde ortalama 19,09(±5,69) derece aktif fleksiyon mevcutken, karşı elde 22,50(±6,12) derece aktif fleksiyon mevcuttu. (p=0,02) Bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı bulundu.

Aktif ekstansiyonun goniometrik değerlendirmesinde opere olan elde ortalama 11,13(±5,10) derece aktif ekstansiyon mevcutken, karşı elde 13,86 (±3,75) derece aktif ekstansiyon mevcuttu. (p=0,01) Bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı bulundu.

Aktif abdüksiyonun goniometrik değerlendirmesinde opere olan elde ortalama 58,6(±11,25) derece aktif abdüksiyon mevcutken, karşı elde 62,9(±8,95) derece aktif abdüksiyon mevcuttu. (p=0,02) Bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı bulundu.

Aktif addüksiyonun değerlendirmesinde tüm hastaların her iki elde tam addüksiyon yapabildikleri, yani başparmaklarını ikinci metakarp radialine temas ettirebildikleri görüldü.

80

Hareket Açıklığı Karşılaştırması Ortalama Sayı Standart Sapma P Değeri Kapandji 9,000 22 ,9258 ,0004 Karşı 9,591 22 ,6661 Fleksiyon 19,091 22 5,6980 0,0215 Karşı Fleksiyon 22,500 22 6,1237 Ekstansiyon 11,136 22 5,1018 0,0194 Karşı Ekstansiyon 13,864 22 3,7581 Abdüksiyon 58,636 22 11,2527 0,0384 Karşı Abdüksiyon 62,955 22 8,9521

Tablo-5: Aktif Eklem Hareket Açıklıkları ve Kapandji Skoru Karşılaştırması KAVRAMA KUVVETİ DEĞERLENDİRMESİ

Öncelikle olgu grubundaki hastaların opere elleri ile karşı ellerinin kuvvet değerlendirmeleri karşılaştırmalı analize tabi tutuldu. (Tablo-6) Olgu grubunun opere elleri ile karşı ellerinin kavrama kuvvetleri karşılaştırmasında Jamar dinamometresi ile yapılan total el kavrama kuvvetinin opere elde ortalama 22,40(±10,17) kg iken, karşı elde ortalama 23,24(±11,39) kg olarak bulundur. Bu farkın istatistiksel olarak anlamsız olduğu tespit edildi.

Olgu grubunun opere elleri ile karşı ellerinin kavrama kuvvetleri karşılaştırmasında Pinçmetre ile yapılan ince tutus (pinç) kuvvetinin opere elde ortalama 4,24(±1,66) kg iken, karşı elde ortalama 5(±2,16) kg olarak bulundu. Bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi.

Olgu grubunun opere elleri ile karşı ellerinin kavrama kuvvetleri karşılaştırmasında Pinçmetre ile yapılan anahtar tutma (lateral pinç) kuvvetinin opere elde ortalama 5,40(±1,73) kg iken, karşı elde ortalama 6,36(±2,58) kg olarak bulundu. Bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi.

Olgu grubunun opere elleri ile karşı ellerinin kavrama kuvvetleri karşılaştırmasında Pinçmetre ile yapılan üç nokta tutma (palmar pinç) kuvvetinin opere

81

elde ortalama 5,44(±1,99) kg iken, karşı elde ortalama 6,15(±2,27) kg olarak bulundu. Bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi.

Karşı El ile Kavrama Kuvveti Karşılaştırması Ortalama Sayı Standart Sapma P Değeri Jamar 22,40 22 10,173 ,407 Karşı Jamar 23,24 22 11,392 Pinç 4,24 22 1,665 ,010 Karşı 5,00 22 2,160 Lateral Pinç 5,40 22 1,732 ,040 Karşı 6,36 22 2,580 Palmar Pinç 5,44 22 1,992 ,012 Karşı 6,15 22 2,273

Tablo-6: Opere el ile karşı elin kuvvet değerlerinin karşılaştırması

Olgu grubundaki hastaların not edilmiş el kavrama gücü (jamar dinamometresi), ince tutuş, lateral tutuş ve palmar tutuş (pinçmetre) değerlerinin kontrol grubundan aynı cinsiyet, aynı taraf ve dominansi özellikleri de göz önünde bulundurularak analiz edilmesinin aynı hastanın karşı eli ile yapılan karşılaştırmaya göre daha objektif sonuçlar ortaya koyacağı hipotezinden yola çıkılarak aynı değerlerin kontrol grubundaki eş taraf ve cinsiyet ile karşılaştırmalı istatistiksel analizine karar verildi. Örneğin dominant eli sağ olup sol elinden opere olmuş olan tüm kadın hastaların opere ellerinin kavrama kuvveti, dominant eli sağ olan sağlıklı kadın bireylerin sol ellerinin kavrama kuvveti ile karşılaştırmalı değerlendirmeye tabi tutuldu.

Sol elinden opere olmuş kadın hastaların değerlendirmesinde; (Tablo-7)

Total el kavrama gücü hasta grubunda ortalama18,55(±5,68) kg iken, kontrol grubunda 25,83(±12,37) kg olarak hesaplandı.(p=0,119) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

İnce tutuş (pinç) gücü hasta grubunda ortalama 3,77(±1,75) kg iken, kontrol grubunda 4,98(±1,61) 3,77(±1,75) kg olarak hesaplandı.(p=0,126) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

82

Anahtar tutma (lateral pinç) gücü hasta grubunda ortalama 5,22(±1,22) kg iken, kontrol grubunda 5,84(±1,89) kg olarak hesaplandı.(p=0,404) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Üç nokta kavrama (palmar pinç) gücü hasta grubunda ortalama 4,44(±1,50) kg iken, kontrol grubunda 5,72(±1,94) kg olarak hesaplandı.(p=0,117) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Kavrama Kuvveti Karşılaştırması K/L

Grup Sayı Ortalama

Standart Sapma P Değeri Jamar Hasta 12 18,556 5,6814 0,1190 Kontrol 9 25,833 12,3791 Pinç Hasta 12 3,778 1,7520 ,1260 Kontrol 9 4,983 1,6170 Lat. Pin. Hasta 12 5,222 1,2276 ,4040 Kontrol 9 5,842 1,8952 Palmar Pinç Hasta 12 4,444 1,5092 ,1170 Kontrol 9 5,729 1,9408

Tablo-7: Kavrama kuvvetleri değerlendirmesi (kadın/sol)

Sol elinden opere olmuş erkek hastaların değerlendirmesinde; (Tablo-8)

Total el kavrama gücü hasta grubunda ortalama 28,5(±4,94) kg iken, kontrol grubunda 31,81(±7,71) kg olarak hesaplandı.(p=0,101) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

İnce tutuş (pinç) gücü hasta grubunda ortalama 5,25(±1,06) kg iken, kontrol grubunda 6,18(±2,91) kg olarak hesaplandı.(p=0,673) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Anahtar tutma (lateral pinç) gücü hasta grubunda ortalama 6,25(±1,76) kg iken, kontrol grubunda 7,18(±2,20) kg olarak hesaplandı.(p=0,931) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

83

Üç nokta kavrama (palmar pinç) gücü hasta grubunda ortalama 5,50(±0,70) kg iken, kontrol grubunda 6,09(±1,89) kg olarak hesaplandı.(p=0,590) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Kavrama Kuvveti Analizi E/L

Grup Sayı Ortalama

Standart Sapma P Değeri Jamar Hasta 2 28,500 4,9497 0,1010 Kontrol 11 31,818 7,7177 Pinç Hasta 2 5,250 1,0607 ,6730 Kontrol 11 6,182 2,9178 Lat. Pin. Hasta 2 6,250 1,7678 0,9310 Kontrol 11 7,182 2,2054 Palmar Pinç Hasta 2 5,500 ,7071 ,5900 Kontrol 11 6,091 1,8950

Tablo-8: Kavrama kuvvetleri değerlendirmesi (erkek/sol)

Sağ elinden opere olmuş kadın hastaların değerlendirmesinde; (Tablo-9)

Total el kavrama gücü hasta grubunda ortalama 19,25(±6,71) kg iken, kontrol grubunda 21,77(±3,11) kg olarak hesaplandı.(p=0,310) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

İnce tutuş (pinç) gücü hasta grubunda ortalama 4,02(±1,63) kg iken, kontrol grubunda 4,16(±1,58) kg olarak hesaplandı.(p=0,839) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Anahtar tutma (lateral pinç) gücü hasta grubunda ortalama 5,37(±1,62) kg iken, kontrol grubunda 6,00(±1,32) kg olarak hesaplandı.(p=0,358) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

84

Üç nokta kavrama (palmar pinç) gücü hasta grubunda ortalama 5,18(±2,19) kg iken, kontrol grubunda 4,91(±0,91) kg olarak hesaplandı.(p=0,733) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Kavrama Kuvveti Analizi K/R

Grup Sayı Ortalama

Standart Sapma P Değeri Jamar Hasta 12 19,250 6,7133 0,3100 Kontrol 9 21,778 3,1136 Pinç Hasta 12 4,021 1,6392 ,8390 Kontrol 9 4,167 1,5811 Lat. Pin. Hasta 12 5,375 1,6254 ,3580 Kontrol 9 6,000 1,3229 Palmar Pinç Hasta 12 5,188 2,1928 ,7330 Kontrol 9 4,917 ,9186

Tablo-9: Kavrama kuvvetleri değerlendirmesi (kadın/sağ)

Sağ elinden opere olmuş erkek hastaların değerlendirmesinde; (Tablo-10)

Total el kavrama gücü hasta grubunda ortalama 17,5(±7,77) kg iken, kontrol grubunda 36,54(±8,10) kg olarak hesaplandı.(p=19,040) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

İnce tutuş (pinç) gücü hasta grubunda ortalama 3,50(±0,00) kg iken, kontrol grubunda 7,00(±2,22) kg olarak hesaplandı.(p=3,500) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Anahtar tutma (lateral pinç) gücü hasta grubunda ortalama 4,87(±0,53) kg iken, kontrol grubunda 8,63(±2,42) kg olarak hesaplandı.(p=3,761) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

85

Üç nokta kavrama (palmar pinç) gücü hasta grubunda ortalama 4,25(±1,06) kg iken, kontrol grubunda 7,72(±2,64) kg olarak hesaplandı.(p=3,477) Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Kavrama Kuvveti Analizi E/R

Grup Sayı Ortalama

Standart Sapma P Değeri Jamar Hasta 2 17,500 7,7782 19,0400 Kontrol 11 36,545 8,1039 Pinç Hasta 2 3,500 0,0000 3,5000 Kontrol 11 7,000 2,2249 Lat. Pin. Hasta 2 4,875 ,5303 3,7610 Kontrol 11 8,636 2,4299 Palmar Pinç Hasta 2 4,250 1,0607 3,4770 Kontrol 11 7,727 2,6492

Tablo-10: Kavrama kuvvetleri değerlendirmesi (erkek/sağ)

Arşiv ve e-arşiv taraması sonucu her iki el grafisine ulaşılabilinen hastaların opere elleri ile karşı elleri arasında yapılan skafometakarpal mesafe ölçümleri karşılaştırması sonucu opere elde SMM ortalama 1,113(±0,31) iken karşı elde 1,29(±0,21) olarak bulundu. Fakat bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi.(Tablo-11)

Skafometakarpal Mesafe Karşılaştırması

Taraf Sayı Ortalama

Standart Sapma P Değeri Op SMM 11 1,1136 ,31370 ,14100 NonOp SMM 11 1,2900 ,21735

Tablo-11: Opere el ile karşı elin skafometakarpal mesafe ölçümlerinin karşılaştırması

86

Olgu grubundaki hastaların preoperatif dönem için sorgulanan VAS skoru 10 üzerinden ortalama 8,96(±1,13) iken postoperatif dönem için sorgulanan VAS skoru ise 10 üzerinden ortalama 1,60(±2,50) olarak bulundu.(p=0,000) Ağrı azalmasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı.

Olgu grubundaki hastaların operasyondan estetik memnuniyetlerini belirttikleri estetik puan 10 üzerinden ortalama 5,12(±2,16) olarak bulundu.

Olgu grubundaki hastaların doldurdukları “hasta bazlı el bileği değerlendirme anketi” (PRWET) sonuçları 100 üzerinden ortalama 22,1(±19,63) olarak bulundu.

TARTIŞMA

Ağrılı birinci KMK eklem osteoartrozunun tedavisinde ana amaç; başparmak fonksiyonunun tekrar kazanılması, ağrısız, stabil ve hareketli bir eklem elde edilmesi ve kavrama kuvvetinin korunmasıdır(106). Bu çalışmada KMK eklem osteoartrozu nedeniyle rezeksiyon interpozisyon artroplastisi (süspansiyonplasti) operasyonu geçirmiş hastaların ağrı, hareket açıklığı ve fonksiyonel değerlendirmeleri sonucu karşı ellerine göre tatmin edici derecede başparmak hareket açıklığına sahip oldukları, sağlıklı bireylerin opere olmamış ellerine göre kuvvet kaybının minimal olduğu, ağrıda ise preoperatif döneme göre çok büyük bir azalma olduğu ve anket değerlendirmelerine göre operasyondan büyük oranda memnun oldukları sonucu çıkarılmıştır.

87

Başlangıç evrelerinden bağımsız olarak tüm KMK osteoartrozu tanısı konmuş hastaların cerrahi seçenekler henüz akla gelmeden, bir seri konservatif tedavi almaları şarttır(68). Ortez kullanımı, istirahat, steroid olmayan antienflamatuvar ilaçların kullanımı, steroidler, eklem içi viskosuplement ilaç enjeksiyonları gibi konservatif tedavi modaliteleri ağrı ve buna bağlı hareket kısıtlılığının önlenmesinde yetersiz kalıyorsa cerrahi tedavi endikedir(107,108). Day ve ark. Ortalama takip süresi 23 ay olan 30 hastalık çalışmalarında opponens splinti ve steroid enjeksiyonları ile ağrıda uzun süreli ve güvenilir bir azalma tespit ettiklerini bildirmişlerdir(68). Bu çalışma sonucu klinik pratiğimizde bu önemli detayın atlanarak hastaların cerrahi tedavilerine öncelik verildiği görülmüştür.

Çalışmaya dahil edilen hastaların ortalama yaşının 63 civarında olması ve % 84 kadın olması literatürde sıkça geçen epidemiyolojik faktörlerle uyumlu bulunmuştur. Postmenapozal kadın popülasyonunda KMK osteoartrozu prevelansı %33 olarak bildirilmiştir(5). Birinci KMK eklem osteoartrozu nedeniyle ortalama cerrahi uygulanma yaşı 60 olarak bildirilmiştir(2). Çalışmamıza dahil olan hastalarda ortalama cerrahi yaşının 58 civarında olduğu görülmüş, konservatif tedavilerin yerine erkenden cerrahi düşünülmüş olmasının bu sonuçta etkili olabileceği yönünde yorumlanmıştır. Hastalar ortalama 3 yıldır yakınmaları devam ettiği ve operasyon öncesi dönemde haftada ortalama 5 civarında ağrı kesici tablet aldıklarını ifade etmişlerdir. Bu herhangi bir çözüm yolu aramaktansa ağrı kesici anti inflamatuvar ilaçlar kullanarak ancak hastalık dayanılmaz hale geldiğinde Ortopedi ve Travmatoloji kliniklerine başvurdukları şeklinde yorumlanabilir. Operasyon sonrası hayatlarında başparmak ağrısı için aldıkları ağrı kesici tablet sayısının haftada ortalama 0,8’e düşmüş olması ise interpozisyon artroplastisi operasyonunun ağrının giderilmesinde son derece etkin bir yöntem olduğunu göstermektedir. Variditimis ve ark. 62 T+LRTI operasyonu geçirmiş hastayı ortalama 3,5 yıl takip süresiyle yayınladıkları çalışmalarında %95 ağrı azalması bildirmişlerdir. (109) Ağrıda azalma ile ilgili bu sonuç literatürle de uyumludur.

2011’de yayınlanmış bir review çalışmasında farklı osteoartroz evrelerine göre farklı tedavi ve cerrahi stratejilerinin işlendiği çalışmaların genel değerlendirmesinde

88

evre I hastaların konservatif tedavi yöntemlerinden fayda gördükleri, ileri evre II, evre III ve IV hastalarda ise cerrahi tedavi yöntemlerinden hangisinin seçileceğine hastanın beklentisi ve semptomların ciddiyetine göre karar verilmesi sonucu çıkarılmıştır(110). KMK osteoartrozu nedeniyle opere olmuş ve çalışmamıza dahil edilmiş olan hastaların tümünün preoperatif dönemde evre III ve IV hastalar olması cerrahi endikasyonun belirlenmesinde literatürle uyumlu davranıldığını göstermektedir.

Operasyon sonrası atelde hareketsiz geçen süre ortalama 5,2 hafta, K telinin çekilme zamanı ortalama 6,1 hafta, ameliyat sonrası aktif harekete başlanması ortalama 7,1 hafta olarak tespit edildi. Hastalar postoperatif dönemde ortalama 1,54(±1,43) hafta fizyoterapi almışlardı. Çoğu çalışmada ve el cerrahisi textbook’larında atelde hareketsiz takip süresi 4-6 hafta olarak verilmektedir. Bu anlamda genel literatürle bu çalışmada değerlendirilen hastalara uygulanan yöntem örtüşmektedir. Maqsood ve ark. iki haftadan önce mobilizasyona başladıkları T+LRTI hastaları serilerinde başparmakta katılığın ve kompleks rejyonel ağrı sendromu insidansının (CRPS) azaldığını bildirmişlerdir(111). De-Smet ve ark.’ın kanıt düzeyi II olan çalışmalarında bir haftadan önce mobilizasyon uyguladıkları 60 hastalık serilerinin 5,5 yıllık takibi sonucu yalnızca bir artroplasti yetmezliğinin artrodeze gittiği ve hiçbir CRPS olgusu görülmediği bildirilmiştir(112). Bu çalışmalar postoperatif dönemde daha erken hareket ve atelde geçirilen sürenin azaltılması gerekliliğini vurgulamakla birlikte, literatürde aksini ispatlayan yahut postoperatif protokoller arasında karşılaştırma yapan herhangi bir çalışma yer almamaktadır.

Birinci parmak KMK eklemindeki değişikliklere genellikle osteoartroz yahut romatoid artrit sebep olmaktayken bunun dışında sekonder osteoartroza sebep olan eklem instabilitesi, akut travma (metakarp bazis kırıkları) sebepli posttravmatik artroz, hormonlara bağlı ligaman gevşekliği de sayılabilir(1). Bu çalışmaya dahil edilen hastaların sistemik ve aynı eldeki komorbiditeleri değerlendirildiğinde yalnızca birinde Romatoid Artrit olduğu, ikisinde elde diğer eklemlerde de Osteoartroz bulguları olduğu ve bu yüzden tedavi edildiği tespit edildi. Yalnızca bir hastada çocukluğunda geçirilmiş başparmak travması hikayesi mevcuttu, fakat hasta olayı net hatırlayamadığı için

89

anlamlı kabul edilmedi. Bu anlamda romatoid artrite bağlı veya posttravmatik artroz örneklemimiz içerisinde nadir görülmekteydi.

İki hastanın De-Quervain tenosinoviti, bir hastanın ise Karpal Tünel Sendromu nedeniyle aynı elinden operasyon geçirdiği, üçünün de şikayetlerinin geçmediği, geçirdikleri interpozisyon artroplastisi operasyonu sonucu şikayetlerinin sonlandığı hikayesi alındı. Bu sonuca yorumumuz hastaların yanlış teşhisler konularak yanlış cerrahilere maruz kalmış olabileceği şeklindedir. Özellikle De Quervain tenosinoviti teşhisi klinik olarak konulduğundan pratikte birinci KMK osteoartrozu kliniği ile karışmaktadır. De-Quervain hastalığında ağrı elbileğinden daha proksimalde lokalize ve Finkelstein testi ile tanınırken, birinci KMK artrozunda ağrı radial stiloidin distalinde lokalize ve öğütme testi ile agreve olmaktadır. Direkt grafiler klinikte teşhis şüpheli ise iki patolojiyi birbirinden ayırmada etkindir.

Bu çalışmada değerlendirilen hastalardan 15’inin karşı elde de başparmak kökünde hareketle ağrı yakınması mevcuttu ve fizik muayene ile birinci KMK eklem osteoartrozu tespit edildi. Literatürde birçok çalışma birinci KMK eklem oeteoartrozunun tipik olarak bilateral görüldüğüne işaret etmektedir(113). Bu bulgumuz literatürle uyumludur.

Hareket açıklığı analizinde hastaların opere elleri ile karşı ellerinin karşılaştırılması yapıldı. Sonuçlarımıza göre sırasıyla kapandji testi skoru ortalaması opere elde 9 iken karşıda 9,59’du. Kapandji başparmak oppozisyon testinde hiçbir hasta 6 değerinin altında sonuç vermediğinden oppozisyon lag, yani başparmak ucuyla beşinci parmak ucu arasında boşluk kalmadı. Oppozisyon lag ölçümü değerlendirme planlarımızda yer almış olsa da tüm hastalarda oppozisyon lag mesafesi sıfır olduğundan sonuç olarak bildirilmedi. Hastaların ortalama 9 skoruna ulaşabiliyor olması bu operasyon sonucunda hareket kısıtlılığı gelişmediğinin net bir göstergesidir.

Hastaların fleksiyon, ekstansiyon, abdüksiyon, addüksiyon hareket açıklıkları değerlendirmesinde bağımlı gruplarda eşleştirilmiş T testi kullanıldı; opere elde ortalama % 15,2 fleksiyon kaybı, %19,7 ekstansiyon kaybı, %6,9 abdüksiyon kaybı

90

olduğu tespit edildi.(Tablo-12) Addüksiyonda hiçbir hastada kayıp saptanmadı ve tüm hastalar başparmağın ikinci metakarp radial yüzüne temasını sağlayabilmekteydiler. Literatürde yer alan çoğu olgu serisi 4. Derece kanıt düzeyine sahip olsa da sonuçları bildirirken çoğunda hareket açıklığı kaybının minimal olduğu vurgulanmakta ve

postoperatif hareket açıklığının tatmin edici düzeyde olduğu

bildirilmektedir(79,114,115). Bu açıdan değerlendirildiğinde çalışmamıza dahil olan hastalarda aktif hareket açıklığı değerlerinde minimal azalma olması ve beceri kaybına yol açacak kadar kayıp oluşmamış olması literatürle uyumlu bir bulgudur.

Tablo-12: Kapandji skorlaması ve goniometrik aktif hareket aralığı ölçümlerinin karşı el ile karşılaştırması

Çalışmamıza dahil edilen hastaların el kavrama gücü (jamar dinamometresi), ince tutuş, lateral tutuş ve palmar tutuş (pinçmetre) değerleri öncelikle karşı el ile karşılaştırmalı analize tabi tutuldu. Jamar dinamometresi ile ölçülen elin total kavrama gücü değeri dışında pinçmetre ile ölçülen ve parmak kuvvetlerinin analizinde kullanılan değerler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu.

91

Olgu grubunun opere ellerinde elin total kavrama gücünde karşı tarafa göre %3,7 kayıp, ince tutma (pinç) gücünde karşı tarafa göre %5,2 kayıp, anahtar tutma(lateral pinç) gücünde %15,1 kayıp, üç nokta tutma (palmar pinç) gücünde ise %11,6 kayıp tespit edildi.

Diğer bir deyişle ellerinden operasyon geçirmiş bireyler karşı ele göre ortalama el kuvvetinin %84,9 - %96,3’ünün korunduğu söylenebilir.(Tablo-13) Bu değerlendirmede hastaların opere olan ellerinin tarafı, dominant taraf, karşılaştırılan tarafın dominansisi ve cinsiyet gibi önemli parametrelerin hesaba katılmadığını vurgulamak şarttır.

Tablo 13: Opere el ile karşı elin kavrama kuvvetleri açısından karşılaştırması Çalışmamıza dahil edilen hastaların el kavrama gücü (jamar dinamometresi), ince tutuş, lateral tutuş ve palmar tutuş (pinçmetre) değerleri kontrol grubundan aynı cinsiyet, aynı taraf ve dominansi özellikleri de göz önünde bulundurularak gruplara

92

bölündü ve yeniden istatistiksel analize tabi tutuldu. Örneğin dominant eli sağ olup sol elinden opere olmuş olan tüm kadın hastaların opere ellerinin kavrama kuvveti, dominant eli sağ olan sağlıklı kadın bireylerin sol ellerinin kavrama kuvveti ile karşılaştırmalı değerlendirildi. Kadın-erkek birleşik grup değerlendirmelerinden elde edilen veriler homojenize olmadığından ve erkek kuvvet ölçümü değerleri normal dağılım marjı dışında kaldığından bu değerlendirme için kullanılan istatistiksel analiz metodu değiştirilerek bağımsız gruplarda (hasta-kontrol) T testi uygulandı. Nominal değerler çok fazla olduğundan hastalar sağ-sol el ve kadın-erkek gruplarına ayrıldı.(Tablo-14,15)

93

Tablo-15: Kavrama kuvvetlerinin olgu-kontrol gruplarında değerlendirmesi (sağ) Değerlendirmemize göre Jamar dinamometresi ile el kavrama gücü ölçümleri olgu gruplarında kontrol gruplarına göre kadın-sol/erkek-sol/kadın-sağ/erkek-sağ sırasıyla %28,2, %10,4, %11, 6 ve %52 daha az olduğu bulunmuştur. Fakat bu farklar istatistiksel olarak anlamlı değildir. Verilerden elde edilen sonuçlara göre gruplar arasında istatistiksel anlamda belirgin fark olmaması grupların sonuçlarının benzer özellikte olduğu ve örneklem büyüklüğü değişse de kavrama kuvvetleri arasında istatistiksel olarak belirgin fark olmayacağı anlamına gelmektedir. Bu değerlendirmede uç değer olan %52 farkın hasta sayısının iki ile sınırlı kaldığı erkek grubunda oluştuğunun farkında olmak gereklidir.

Pinçmetre ile yapılan ince tutuş (pinç) değerlendirmesinde olgu grubunda kontrol grubuna göre kadın-sol/erkek-sol/kadın-sağ/erkek-sağ sırasıyla %25, %15, %3,%50 daha az olduğu bulunmuştur. Fakat bu farklar istatistiksel olarak anlamlı değildir. Yine sağ elinden opere olmuş erkek grubundaki farklılığın sayı azlığından kaynaklı olduğunu belirtmek gerekmektedir.

Anahtar tutma (lateral pinç) değerlendirmesinde olgu grubunda kontrol grubuna göre kadın-sol/erkek-sol/kadın-sağ/erkek-sağ sırasıyla %10,7, %26,9, %10,5, %43,6 daha az olduğu bulunmuştur. Fakat bu farklar istatistiksel olarak anlamlı değildir.

94

Üç nokta tutuş (palmar pinç) değerlendirmesinde olgu grubunda kontrol grubuna göre kadın-sol/erkek-sol /erkek-sağ sırasıyla %22,4, %9,7, %45 daha az olduğu, yalnızca sağ elinden opere olmu kadın grubunda palmar pinç kuvvetinde %5,5’luk bir artış olduğu tespit edilmiştir.

İstatistiksel analizin zor ve özellikle hasta sayısı konusundaki yetersizliklerin analize yansımalarının görüldüğü bu değerlendirmeden şu sonuçlar çıkarılmıştır.

1- Erkek hastaların değerlendirmesi sağ ve sol grupta yalnızca iki hasta değerlendirilebildiğinden optimal olmamıştır.

2- Kadın hastaların kontrol grupları ile karşılaştırılması sonucu opere olduğu halde el kavrama kuvvetinin %71,8 ve %88,4’ünün korunduğu ve parmak kuvvetlerinin pinç esnasında %75 ve %97 oranında, anahtar tutmada %89,3 ve %89,5 oranında, üç nokta tutmada ise %77,6 ve %105,5 oranında korunduğu tespit edilmiştir.

3- Olgu-kontrol grupları arasındaki farkların istatistiksel olarak anlamsız olması operasyon geçirmiş el ile sağlam el arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı anlamına gelmektedir.

Bazı yazarlara göre hasta bir elin kuvvetini değerlendirmede en önemli referans karşı eldir(116). Ancak literatürdeki çoğu araştırma karşı elin etkilenmiş olabileceğinden dolayı karşılaştırma için uygun olmadığını savunmaktadır(117,118). Bununla birlikte el dominansının değerlendirmeye etkisini de ortadan kaldırmak için kontrol grubu ile karşılaştırmanın daha uygun olduğu görüşündeyiz. Ancak çalışmamızda bu tip bir analiz için hastaların gruplara bölünerek analiz yönteminin değiştiği ve sayının az olduğu bazı gruplarda optimal değerlendirme yapılamadığı sonucunu gördük.

Bu değerlendirmelere hasta memnuniyetini bildiren anket sonuçları da katıldığında operasyon sonucu oluşan kuvvet kaybının minimal olduğu ve hasta tarafından rahatlıkla tolere edilebildiği düşünülmektedir.

95

Literatür tarandığında uzun dönem sonuç değerlendirmesinde kuvvet analizini de ekleyen birçok çalışma ile karşılaşmak mümkündür.

Chariotto ve ark. yayınladıkları 16 semptomatik birinci KMK eklem osteoartrozu grubunun aynı yaş grubu 16 sağlıklı bireyle cinsiyet eşleştirilerek yapılmış karşılaştırmasını içeren çalışmalarında olgu grubunun ince tutuş ve kavrama gücünün kontrol grubuna göre daha düşük olduğunu bildirmişlerdir(119). Bu çalışmaya göre opere olmadan da birinci KMK eklem osteoartrozu olan hastalarda sağlıklı bireylere göre kuvvet kaybı oluşmaktadır. Bu sonuç bizim çalışmamızda tespit edilen kuvvet ortalamasında azalmaların preoperatif dönemde de kısmen mevcut olup olmadığı sorusunu akla getirmektedir.

Birinci KMK eklem osteoartrozu için çok farklı cerrahi prosedürler tariflenmiş olsa da FCR veya APL tendonlarının kısmi yahut bütün olarak kullanıldığı LRTI literatürde en sık uygulanan ve sonuçları yayınlanmış olan prosedürdür. Bu tekniğin el kuvvetlerinin korunması ve hatta preoperatif döneme göre artması konusundaki etkinliği, subjektif ve objektif bulgular değerlendirilerek defalarca birçok yazar tarafından bildirilmiştir. (107, 117, 118, 120)

Dilek ve ark. 10 hastalık olgu grupları ile evre II-III opere olmamış 10 hastalık kontrol gruplarını karşılaştırdıkları çalışmalarında kavrama gücü ve aktif hareket açıklığı

Benzer Belgeler