• Sonuç bulunamadı

Irak’ın Kuveyt’ten çıkmasının ardından 3 Nisan 1991 tarihinde alınan 687 sayılı BMGK kararı ile resmi ateşkes koşulları belirlenmiştir. Bu karara göre Irak’ın, Kuveyt’in toprak bütünlüğü, bağımsızlığını ve sınırlarını kabul etmesi istenmiştir. Ayrıca Irak’ın bütün kimyasal, biyolojik, nükleer silahlardan arındırılması, balistik füzelerin imha edilmesi konuları üzerinde durulmuştur. Irak’ın silah işini denetlemek için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) BM tarafından oluşturulmuş olan UNSCOM komisyonu ile birlikte çalışması öngörülmüştür187. UNSCOM 1998 yılı

ABD tarafından, Irak’a karşı gerçekleştirilmiş olan Çöl Kalkanı Harekâtı’ na kadar görev yapmıştır188. Yaptırımların uzatılması ABD’nin yeniden bi Irak işgaline kadar

183 Tekin, Savaşı ve Kamuoyu, s. 67. 184 Kavak, Türkiye’ye Gelen Göçler, s. 65. 185 Detaylı bilgi için Bk: Ekler 1.

186 Ulutaş, Savaş’ın Türkiye’ye Etkileri, s. 115. 187 Arı, Orta Doğu, s. 786.

188 Tayyar Arı, “ Irak’a BM Yaptırımları Kitle İmha Silahlarının Denetimi ve Ambargo”, Avrasya Dosyası, C.6, S.3, 1994, s. 249.

32

başka emperyalist güçlerin bölgeye girmesini önlemesi için bir araç olduğu görülmüştür.189

Irak başlangıçta hükümranlık haklarına tecavüz olarak tanımlasa da bir hafta sonra kararı kabul ettiğini açıklamıştır. 6 Ağustos 1990 tarihinden itibaren uygulanan 661 sayılı karar ve ardından uygulanan 687 sayılı karar ambargo kararları ile Irak’ın tek gelir kaynağı olan petrol üretimi ve satışına konan sınırlamalar sonucu, kişi başına düşen gelir yılda 177 dolara yakın bir miktara düşmüştür190. 1993 yılında

yaptırımların etkisinde Irak ekonomisi 1979’dakinin beşte biri kadar 1994’te ise daha da küçülmüştür.191

Çöl Fırtınası Harekâtı, tarihte bilim ve teknolojinin üst düzeyde kullanılmış olduğu ilk büyük savaş olarak da değerlendirilir.“ Telsiz- Bilgisayar” denilen hiçbir kabul bağlantısı olmadan iletişim kurulabilen yeni dizüstü bilgisayarlar kullanılmıştır. Bu yeni sistemde radyo dalgalarıyla (Modem ve uydu kanalları) aracılığıyla bağlantı kurulmuştur192.

Savaş, birçok Iraklının ölümü ve Irak altyapı tesislerinin tahribine sebep olmuştur. ABD liderliğindeki koalisyonun bombalama operasyonu, elektrik üretimi, iletişim, su, sağlık tesisleri dâhil Irak’ın sivil altyapısını sistematik olarak tahrip etmiştir.193 Savaş sonrası Irak yönetimi, üst düzey birçok komutanı darbe tehlikesine

karşı görevinden almıştır. Hava kuvvetleri ise yedek parça sıkıntısı nedeniyle kullanılamaz olmuştur. Tüm bunların etkisi ile Irak, Körfez ülkeleri için tehdit olmaktan çıkarılmıştır. Eylül 1991’de savaşın halk üzerindeki etkisini araştırmak için Irak’a akademik ve mesleki uzmanların oluşturduğu 87 kişilik bir grup gitmiştir. Yapmış oldukları araştırmaya göre Irak’ın sağlık, su, kanalizasyon sistemi çökmüş ve barajlara sahip olan zengin bir ülke olmaktan çıkarak fakir bir ülke konumuna düşmüştür.194 Tifo, bağırsak iltihabı, kolera gibi suyoluyla bulaşan hastalıklarda

büyük oranda artış olmuştur. Bu hastalıklardan dolayı ölen insanların sayısı 105.000

189 Rupe, Irak İşgalinin Perde Arkası, (Çev. Buket Dabanlı- Alaz Pesen ), İstanbul 2007, s. 61. 190 Pehlivanoğlu, Ortadoğu ve Türkiye, s. 205-206.

191 Rupe, İşgalin Perde Arkası, s. 56. 192 Arı, Orta Doğu, s.465.

193 Rupe, İşgalin Perde Arkası, s. 53. 194 Kavak, Türkiye’ye Gelen Göçler, s. 68.

33

olduğu belirlenmiştir195. Savaş sonucunda Arap Birliği fikri de büyük bir darbe

almıştır. Ayrıca Irak’ın zayıflamasıyla beraber, İran’ın bölgedeki ağırlığı artmıştır. ABD açısından değerlendirildiğinde ise getirdikleri ve götürdükleri kıyaslandığı zaman ABD’nin, önemli ölçüde sonuçtan memnun olduğu görülür. ABD’nin Orta Doğu’da hayati çıkarları kategorisini oluşturan üç konuda önemli aşama kaydedilmiştir. İsrail’in güvenliği, bölgedeki ABD çıkarlarına bir başka devlet tarafından meydan okunmasının engellenmesi ve petrolün uluslararası piyasalara sürekli ve uygun fiyattan akışı.196

Irak’ın askeri gücü zayıflatılarak bölgenin statükosuna ve dünya ekonomisine zarar verme ihtimali ortadan kaldırılmıştır. Böylelikle ABD, Körfez Bölgesi’ndeki petrol kaynakları üzerinde kontrolünü artırmıştır.197 Amerikan kuvvetleri koalisyon güçlerinin % 90’ından fazlasını oluşturmuştur. Harekâtın % 88’lik maliyetini Suudi Arabistan, Kuveyt, Japonya ve Almanya karşılamıştır. Bu nedenle ABD’nin mali açıdan önemli bir kaybı olmamıştır198. Bu da savaşla eski düzenin devam ettiğini

göstermiştir. Gücü elinde bulunduran kazançlı çıkmıştır. Aynı zamanda ABD’nin savaş yükünü diğer ülkelerle paylaşmış olması da yeni düzende kolektif bir yapının hâkim olacağını göstermiştir.

ABD’nin yanı sıra kazanç sağlayan diğer ülkelerin başında İran, Suriye ve Mısır gelir. İran, sekiz yıllık İran- Irak savaşında Körfez ülkeleri gözünde oluşturduğu kötü itibarını yumuşatma imkânı bulmuştur. Batı ülkeleri ile arasını düzeltme fırsatı bulmuştur199. İran- Irak Savaşı sırasında İran’a karşı, Irak’ı

desteklemiş olan İngiltere, Sovyet gibi ülkeler kriz ile birlikte diplomatik ilişkilerini artırmıştır.

Suriye’de aynı şekilde Suudi Arabistan ve diğer emirliklerle ilişkilerini düzeltmiştir. Suriye ve Suudi Arabistan Arap dünyasında yaklaşık 20 yıl karşı kutuplarda yer almıştır. Suudi Arabistan’ın aksine Suriye, Sovyetler ile ilişkileri daha dostane olmuştur.İran- Irak Savaşı sırasında Suudi Arabistan Irak’ı; Suriye ise İran’ı

195 Kavak, Türkiye’ye Gelen Göçler, s. 68.

196 Serhat Erkmen, “ ABD’nin Orta Doğu’da Değişim İhtiyacının Nedenleri “, Stratejik Analiz, S. 35,

C. 3, 2003, s. 22.

197 Nasuh Uslu, Türk Amerikan İlişkileri, Ankara 2000, s. 303. 198 Akpınar, “Körfez Savaşı”, s. 85.

34

desteklemiştir. Körfez Krizi bu durumu değiştirmiştir. Irak karşıtı politika izleyen İran’ın yanında yer alan Suriye’ye bu vasıtayla yardım ve kredi yolları da açılmıştır200.

Bir diğer kazançlı ülke ise Mısır, Başkan Bush Mısır ile sağladığı dayanışma karşılığında ABD’ye olan 7 milyar dolarlık borcunu silmiştir. Suudi Arabistan’da Kahire’ye ekonomik yardımı artırmıştır. 50 milyar dolar dış borcu olan Mısır’a Almanya, Japonya gibi ülkeler yardımda bulunmuştur201.

Benzer Belgeler