• Sonuç bulunamadı

Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davası öncesinde hakkaniyet ilkeleri, zımnen de olsa bir uluslararası hukuk kuralı olarak uygulanmıştır. UAD’nin önüne gelen Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davası’nda28 ise bu ilkeye doğrudan atıf yapılmıştır. Bu yönüyle hakkaniyet ilkelerinin, deniz sınırlandırma alanlarına ilişkin uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin bir pozitif hukuk normu niteliği kazandığı iddia edilebilir.29 Zira, bu davadan sonra da UAD, önüne gelen tüm kıta sahanlığı sınırlandırma uyuşmazlıklarında hakkaniyet ilkeleri ile eşit uzaklık-özel şartlar ikilisi arasında bağlantı kurarak karar vermeye çalışmıştır.

Deniz alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin hakkaniyet ilkeleri, salt her davada uygulanacak belirli netlikte kurallar değildir. Zira bu ilkeler, her somut olayda o olayın özelliklerine göre uygulanması gerekecek ilkelerdir. Bunun yanında, bugüne kadar telaffuz edilmeyen yeni bir kuralın, ilerideki somut bir davada hakkaniyet ilkesi olarak ortaya çıkabileceği hususu da unutulmamalıdır.30 Bu yönüyle hakkaniyet ilkeleri tespit edilirken UAD’nin oluşturduğu içtihatlara bakmak yön gösterici olabilecektir.

1. Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davaları Öncesindeki Süreç

Uluslararası hukukta hakkaniyet ilkesinin tartışılması, 1926 yılındaki Cayuga Kızılderilileri Davası’na kadar geriye gitmektedir. Infra legem31 pratiğinin uygulandığı bu dava32, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’ndan sonra Kızılderililere ödenmesi yolunda andlaşma yapılan maaşın, Kanada’ya göç etmiş Cayuga Kızılderililerine de ödenip ödenmeyeceği hususunda görülen ve tarafları İngiltere ile ABD olan bir davadır. Hakem

28 Bu davalarda Almanya, Hollanda ve Danimarka taraftır.

29 Topsoy, 2013: 194.

30 Koç, 2006: 172.

31 Infra Legem, bir hukuk kuralının somut olaydaki şartlara göre yorumlanıp uygulanması anlamına gelmektedir.

(Miyoshi, 1993: 12, Lowe, 1989: 55.)

32 Beaglehole, 1984: 420.

13 mahkemesi, davada, olağan dışı durumlarda katı bazı ilkelerin somut olayın şartlarına göre adalet, hakkaniyet ve uluslararası hukukun geçerli ilkeleri çerçevesinde yumuşatılabileceğine dikkat çekerek, Cayuga Kızılderilileri lehine karar vermiştir.33

UAD, 1930 tarihli Free Zones (Serbest Bölgeler) davasında da, katı hukuk kaidelerinden bağımsız olarak amaca uygunluğun dikkate alınması suretiyle verilmeyen hakların tanınması yönünde karar vermiş ve bu doğrultuda infra legem ve praeter legem34 pratiğini uygulamıştır.35 1945 tarihli Truman Deklarasyonu’nda ise, karşılıklı veya yan yana olan devletlerin kıta sahanlığının tespitinde hakkaniyet ilkelerine dikkat edilmesi hususu bildirilmiştir.36

1958 tarihli Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmeleri’nde ise deniz alanları sınırlandırmasının hakkaniyet ilkelerine göre yapılacağına dair açık bir düzenleme bulunmamaktadır. 1958 tarihli Cenevre Kıta Sahanlığı Sözleşmesi’nin 6. maddesinde yer verilen ‘’özel durumlar’’ ibaresinin, hakkaniyet ilkelerine uygulama imkanı tanıyıp tanımadığı hususunda ise doktrinde görüş birliği yoktur.37

2. Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davası ve Sonrasındaki Süreç

Kuzey Denizi Davaları’nda UAD, Kuzey Denizi’nde mevcut devletlerin aralarında yapmış oldukları andlaşmaları da dikkate alarak, bölgede kıta sahanlığının sınırlandırılmasında uygulanacak uluslararası hukukun ilke ve kurallarını tespit etmiştir.38 Yani bu davada UAD, tarafları Almanya, Danimarka ve Hollanda olan kıta sahanlığı sınırlandırma uyuşmazlığını net bir şekilde çözerek alanların paylaştırılması yoluna

33 Topsoy, 2013: 194.

34 Praeter Legem, somut bir olaya uygulanacak uluslararası hukuk kaidesinin bulunamaması veya bulanan kuralın yetersiz kalması halinde bu boşluğun doldurularak adaletli ve hakkaniyetli bir sonuca ulaşılmasını ifade eder. (Lowe, 1989: 58.)

35 Beaglehole, 1984: 418.

36 http://www.presidency.ucsb.edu/ws/?pid=12332 , Erişim Tarihi: 01.04.2014, Gündüz, 2003: 460.

37 Pazarcı, 6. maddenin hakkaniyet ilkelerine atıf yaptığını düşünmekte, buna karşın Ahnish bu fikrin aksini düşünürken, Elferink ise sınırlandırmada ana ilkenin eşit uzaklık olduğunu ve ‘’özel durumlar’’ ibaresinin dar yorumlanması gerektiğini ifade etmiştir. (Blecher, 1979: 60-88, Pazarcı, 1999: 399, Ahnish, 1993: 56, Elferink, 1994: 24.)

38 I.C.J. , Reports, 1969: 6.

14 gitmemiş, sadece karar sonrasında adı geçen devletlerin yapacakları müzakerelerde uygulanacak ilke ve kuralları belirlemiştir.39

UAD, bu davanın çözümlenmesi için uygulanacak metoddan ziyade sonucun makul olmasını temin edecek hakkaniyete uygun ilkelerin tespitini sağlayarak anlaşma yoluyla çözüm sağlanmasını amaçlamıştır. Bu davada, var olan bir hukuk kuralının hakkaniyete uygun yorumunu yapmak değil, hakkaniyete uygun sonuç öngören bir hukuk kuralının var olması önem arz etmektedir.40

Yine aynı davada UAD, kıta sahanlığının sınırlandırılmasına ilişkin uyuşmazlığın çözümü için uluslararası hukuk mevzuatında net bir hüküm öngörülmediğini, bu anlaşmazlığın çözümünün somut olaya göre hakkaniyet ilkelerinin uygulanmasını sağlayacak metodların ayrı ayrı veya birlikte uygulanması ile mümkün olduğunu ifade etmiştir.41

UAD’ye göre hakkaniyet, eşitlik ilkesinin somut unsurlardan bağımsız her koşulda uygulanması değil, aynı koşulda bulunanlar arasındaki eşit olan durumun sağlanmasıdır. Bu minvalde hakkaniyet, sadece bir tek unsurun göz önüne alınması neticesinde değil, somut olayın durumuna göre farklı ağırlıklarda farklı unsurların dikkate alınması ile sağlanabilecektir.42

UAD, Kuzey Denizi Davaları’nda kıta sahanlığının sınırlandırılması sorununun, taraf devletlerin birbirlerinin haklarına tecavüz etmemesi, imkanlar elverdiği ölçüde ülkenin deniz altına uzanan kara parçalarını tümünün ilgili devlete tanınması ve hakkaniyet ilkeleri ve buna ilişkin diğer şartların göz önünde tutulması suretiyle anlaşma yoluyla çözümlenmesi gerektiğini söylemiştir.43

39 Ünal, 1975: 46. http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/1975-1/6.pdf , Erişim Tarihi:

27.03.2014.

40 I.C.J. , Reports, 1969: 47.

41 I.C.J. , Reports, 1969: 49.

42 I.C.J. , Reports, 1969: 50.

43 I.C.J. , Reports, 1969: 53.

15 Yukarıdan beri yapılan değerlendirmelerle UAD’nin Kuzey Denizi Davaları ile ortaya koymuş olduğu ve hakkaniyet ilkelerinin uygulanmasının makul bir sonuç verebilmesi için olması gereken şartlar olarak tespit ettiği hususlar şöylece sıralanabilir:44

 Kıta sahanlığında bulunan paylar, kıyı uzunluğu ile uyumlu olmalıdır.

 Kıta sahanlığının sınırlandırılmasında kıyının coğrafi şekli, olağanüstü durumlar, özel durumlar, jeolojik yapı ve doğal kaynaklar dikkate alınmalıdır.

 Taraflardan her biri kendi ülkesinin deniz altındaki doğal uzantısı olan kıta sahanlığına mümkün olduğu ölçüde sahip olmalıdır.45

 Eşit mesafe kuralının taraflar arasında bir sınırlandırma kuralı olarak kullanılması şart olmamalıdır.

Hakem mahkemesinin hakkaniyet ilkelerine dair yorumlamalarda bulunduğu bir diğer dava Manş Denizi Tahkimi’dir. Bu davada tarafların talebi; Fransa, Kanal Adaları ve Birleşik Krallık arasındaki kıta sahanlığının sınırlandırılmasıdır. Bu davada hakem mahkemesi, adalara ayrı statü verilmesi halinde Fransa aleyhine hakkaniyete aykırı bir durum oluşacağına, bu nedenle adalara sadece 12 deniz mili tanınarak, İngiltere ve Fransa’nın ana karaları esas alınarak eşit uzaklık ilkesine göre bir sınırlandırma yapılması gereğini ifade etmiştir.46 Tunus-Libya kıta sahanlığı davasında da hakkaniyet ilkesi doğrudan uygulanmış ancak bu ilkenin içeriğine ve kapsamına yönelik net belirlemeler yapılmamıştır.47

3. BMDHS Sonrasındaki Süreç

BMDHS sonrasında bazı yargı kararlarında pozitif bir hukuk kuralı olarak uygulanan hakkaniyet ilkesi UAD’nin önüne gelen davalarda tartışılmış ve somutlaştırılarak içi doldurulmaya çalışılmıştır. Ancak UAD, yine de bu süreçte hakkaniyeti tanımlamaktan kaçınmış ve bu kapsama hangi unsurların girdiğini net şekilde

44 I.C.J. , Reports, 1969: 54.

45 Bu husus, UAD’nin kıta sahanlığının ülkeyle olan jeolojik pozisyonuna önem verdiğini göstermektedir. (Ünal, 1975: 47.)

46 Berry, 1974: 139-152, Doğru, 2003: 23, Toluner, 1989: 210.

47 http://www.icj-cij.org/docket/files/63/9501 , Erişim Tarihi: 01.04.2014, Özbek, 2002: 45.

16 ortaya koymamıştır. UAD’ye göre hakkaniyet ilkesinin temeli adalettir. Ancak bu adalet soyut bir adalet değil,48 öngörülebilir nitelikte olup pratiği tutarlılık içeren bir adalettir.49 UAD, hakkaniyete uygun ilkeleri de, uygulanabilir belirli kurallar bütünü olarak tespit etmekten ziyade somut olaydaki sınırlandırma işlemine uygulanacak süreci anlatan bir kavram olarak kabul etmiştir.50 Bu minvalde UAD’nin hakkaniyet ilkesinin uygulanması sürecinde varlığı gereken hususlar ile hakkaniyeti açıklayan unsurları şöylece özetlediği söylenebilir:51

 Tüm ilgili durumlarda gerekli özenin gösterilmesi,

 Taraf devletlerden birinin, diğerinin doğal uzantısına tecavüz etmemesi,

 Coğrafyanın yeniden şekillendirilmesinin söz konusu olmaması,

 Hakkaniyetin mutlak eşitlik olmadığı,

 Dağıtıcı adaletin söz konusu olmaması,

 Sınırlandırmanın taraf devletlerin yapacağı uluslararası hukuka uygun anlaşma ile gerçekleştirilmesinin esas olması,

 Taraf devletlerin denize uzantılarının mümkün mertebe birbirini kesmemesi.

Yukarıda sayılan hususlar uyulması zorunlu olan kurallar olmayıp, sınırlandırma uyuşmazlıklarında dikkat edilmesi gereken asgari ölçülerdir.52