• Sonuç bulunamadı

2.1.3. Güney Sibirya Türkleri

2.1.3.2. Hakas Türkleri ve Hakas Destancılık Geleneği

Hakas Adı: Çin kaynaklarında kendilerine “Heges” denildiği için aydınlar kendi ülkelerine Hakas adını vermişlerdir.29

Hakasça: Hakasça, Uygurcaya yakındır. Moğolca ve Çince öğelerin de rastlandığı Hakasçanın sözcük dağarcığı daha çok ortak Türkçenin sözcüklerinden oluşur.

Hakas Tarihi: Hakas Türklerinin iki bin yılı aşan tarihleri onların bir Kırgız grubu olduğunu göstermektedir. Tanrı Dağı Kırgızlarının dünyaca ünlü büyük destanları Manas da bu tarihi olaydan bahsetmektedir. Manas Destanı'nın anlattığına göre Tanrı Dağı Kırgızları, Yenisey bölgesinden bugünkü vatanlarına Manas Han önderliğinde göç etmişlerdir. 9. yüzyıl Çin kaynakları Kırgızlardan “Heges” veya “KieKiaSe” adıyla bahsetmektedir. Sonraki yıllarda Tanrı Dağı Kırgız boylarının Müslümanlaşma ve yaşanılan bölgeler arasındaki mesafenin uzak olması nedeniyle Yenisey Kırgızlarının ayrı bir kimlik benimsemesini ve Hakas adını kabullenmeleri sonucunu doğurmuştur.

Hakaslar, 1800'lü yıllarda Rus İmparatorluğu'na katılmış, 1930 da özerk bölge statüsüne kavuşmuşlardır. 30

Günümüzde Hakas Türkleri: Sibirya'da Rusya Federasyonu'na bağlı bir cumhuriyet olan Hakas Cumhuriyeti, Orta Sibirya'nın güneyinde yer almaktadır. Hakas Cumhuriyeti, batıda Kemerovsk Oblastı, güneybatı ve güneyde Altay Muhtar Bölgesi ve Tıva ile çevrilmiştir. Yüzölçümü 64.400 km² olan Hakas Cumhuriyeti’nin idari merkezi, Abakandır. Ayrıca Abakan dışında Minusinsk adlı bir şehri daha bulunmaktadır.

Nüfusu 498.384 olan Hakas Cumhuriyeti’nde nüfusunun yaklaşık %10'unu Ruslar oluştururken, nüfusun ancak %11,1’lik oran Hakas Türklerine aittir. Hakaslar bölgelerindeki %2’lik diğer Türk boylarına mensup

29 Nadir Devlet (2002), age, s. 35-36.

30 Hakas dili ve Hakas tarihi ile ilgili bilgiler, http://tr.wikipedia.org/ adresinden 10. 05. 2011 tarihinde özetlenerek aktarılmıştır.

olanlar da dâhil olmak üzere etkili bir topluluk olmaktan uzaktırlar. Bölge tamamen bir Rus yerleşim merkezi görünümündedir. 16.379 Hakas Türk’ü, Rusya Federasyonu’nun başta Hakas Cumhuriyeti’ne komşu olan bölgelerine yerleşmişlerdir.

Hakas Cumhuriyeti, kömür, demir, altın, mermer gibi kaynaklar bakımından zengindir. Ayrıca kereste işletme sanayi gelişmiştir. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa (özellikle küçükbaş) dayanan Hakas Cumhuriyeti’nde bitki üretimi de yeterli düzeydedir. Koyun ve keçi besiciliği hala önemli bir ekonomik etkinliktir. Rusların bölgeye yerleşmesinde etkili olan bakır madenciliği 18. yüzyıldan beri önemini korumaktadır. Abaza ve Teya'da zengin demir cevherleri; yukarı Çulım'da altın; Çemogorsk'ta kömür; Aksiz'de barit çıkartılmaktadır. Bölgede ayrıca bakır ve tungsten yatakları da vardır. Ormanlar ise önemli bir kereste kaynağıdır.

Hakas Cumhuriyeti’nde 269 ortaokul, 7 anaokulu, 1 üniversite bulunmaktadır. Eğitim sistemi devletin mülkiyetindedir. 31

Hakas Destancılık Geleneği32: Hakas Türklerinin kahramanlık destanları, alıptığ nımah ve seyrek de olsa çaalığ nımah yani, bahadırların askerî kahramanlıkları hakkındaki anlatmalar diye adlandırılmaktadır. Nımah terimi, Hakas Türkleri arasında masal ve efsane türlerini karşılamak amacıyla kullanılan bir terimdir. Bu terimin başına getirilen alıptığ, kahramanlık anlamına gelen bir kelime olup, alıptığ nımah birleşimi “kahramanlık destanı” anlamında kullanılmaktadır. Alıptıp nımah ya da çaalığ nımah diye adlandırılan metinlerin yanı sıra, matırlardañar istoriya kip-çohtarı diye adlandırılan metinlerden de söz etmek gerekmektedir. Tarihî efsaneler diye nitelendirilen bu tür anlatmalarda, Hakasların 13 ve 17. yüzyıllar arasındaki Moğol ve Cungar istilacılara karşı verdikleri mücadeleler anlatılmakta olup, anlatım sırasında tarihî bir zemine yaslanılmaktadır. Yani bunlar, bir tür tarihî

31 Nadir Devlet (2002), age, s. 36; http://tr.wikipedia.org/ adresinden 10. 05. 2011 tarihinde özetlenerek aktarılmıştır.

32 Pervin Ergun (2010), Hakas Destancılık Geleneği ve Ay Huucın, Konya: Kömen Yayınları, s. 31- 35.

hikâyelerdir. Alıptığ nımahlara nazaran çok daha gerçekçi olan bu anlatmalarda, istilacı düşmanların adı doğrudan “Mool” (Moğol) diye zikredilmekte, alıptığ nımahlardaki “ayna-çikter”, “körinmester” ve “çir çabızındağılar” gibi mitolojik karakterlerle fantastik unsurların yerini, tarihî toplumlar ve kahramanlar almaktadır. Bu yönleriyle alıptığ nımahlardan ayrılan matırlardañar istoriya kip-çohtarıları, destan kavramı içerisinde ele almak ve Cungar feodallerinin istilalarına maruz kalan Kıpçak gruplarının “tarihî destanları” ile aynı kategoride değerlendirmek mümkündür.

Hakas alıptığ nımahları, haycı adı verilen destancılar tarafından “homus” (kopuz), ya da “çathan” denilen millî müzik aletleri eşliğinde ölçülü ve ezgili bir şekilde haylanarak söylenmektedir. Gelenekte bir müzik aleti eşliğinde ezgili olarak anlatılan destanlar, geleneğin bozulması nedeniyle değişik usullerle de anlatılmaya başlanmıştır. Destanları haylayarak (“hay”, göğüsten, gırtlaktan çıkarılan ses) söyleyen destancıların yanı sıra, bu kahramanlık hikâyelerini özetleyerek manzum bir şekilde anlatanlarla, hikâye üslubuyla nesir cümleler halinde anlatanlar da ortaya çıkmıştır. Destanları özet halinde manzum bir şekilde anlatma geleneği, 19. yüzyıldan sonra ortaya çıkmış olup, daha çok kadın anlatıcıların tercih ettiği bir usuldür. Hikâye üslubuyla ve mensur olarak anlatma geleneği ise daha çok Hakasların huruğ haycı dedikleri haycılar tarafından tercih edilmiştir.

Haycılar, Hakaslar arasında uluğ haycı, kiçig haycı ve huruğ haycı olmak üzere üç ayrı gruba ayrılmaktadır. Destanları “çathan” ya da “homus” eşliğinde en iyi şekilde anlatan haycılar, uluğ haycı olarak adlandırılmaktayken, destanları kendilerinden bir şey katmadan olduğu gibi anlatan haycılara kiçig haycı denilmektedir. Huruğ haycı ise destanları iyi anlatamayan, epizotlarını tam olarak bilmeyen, aktörlük ve taklit yeteneğine sahip destancıların adıdır.

Hakas Türklerinin destanlarında olaylar, Güney ve Kuzey Sibirya’nın diğer Türk topluluklarının destanlarında da olduğu gibi, genellikle “gök”, “yeryüzü”, ve “yeraltı”ndan oluşan üç katmanlı bir âlemde gerçekleşmektedir.

Mücadelelerini daha çok yer üstünde gerçekleştiren orta dünya kahramanları, çeşitli nedenlerle yeraltı dünyasıyla üst dünyaya da inip çıkmaktadırlar.