• Sonuç bulunamadı

haftasında bakılan ultrasonografide 74x55 mm boyutlarındaki koroanjoma olarak düşünülen kitle

Belgede BURAYA (sayfa 128-133)

Fetal MR’da 34x42 mm boyutlarında koryoanjioma ait olduğu düşünülen kitle lezyonu

Gebeliğinin 33. haftasında bakılan ultrasonografide 74x55 mm boyutlarındaki koroanjoma olarak düşünülen kitle

[PS-017]

Fetal iliojejunal atrezinin intrauterin tanısı ve olası maternal komplikasyonlar - Olgu sunumu

Cem Yener, Cenk Sayın, Işıl Uzun, Havva Sütcü, Sinan Ateş, Füsun Varol

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı, Perinatoloji Bilim Dalı, Edirne

Jejunal veya ileal atrezi'nin her biri 10.000 doğumda yaklaşık 0.7 oranında görülür; her biri ince bağırsak atrezilerinin yaklaşık % 20'sini temsil eder. Bu vakaların gebeliğin 24 haftasından önceki dönemde teşhis edilmesi zordur. Atrezi seviyesinin üzerindeki genişlemiş bağırsak segmentleriyle tanı konur. Polihidramnioz bu vakalara tıkanıklık seviyesine göre eşlik edebilir. Postnatal olarak erken cerrahi müdahale ihtiyacı nedeniyle, bu vakalar üçüncü basamak merkezlerde doğurtulmalıdır. Bu olgu 34 haftalık tarafımıza fetal bağırsaklarda genişleme nedeniyle sevk edilen 35 yaşında ( gravida 8 parite 3 abort 4) tekiz gebelikti. Yaptığımız ultrasonografide çok sayıda genişlemiş bağırsak segmentleri (27 mm) izlendi ( Şekil 1 ). Fetal biometri normaldi. Orta derecede polihidramnioz mevcuttu ( tek cep 14 mm ). Fetal anatomi ve fetal ekokardiyografi normal izlendi. Hasta erken membran rüptürü şüphesiyle servisimize interne edildi. Yatış sırasında hastanın vaginal kanaması ve ağrısının olması üzerine ablasyo plasenta tanısıyla acil sezaryen ile doğumu yaptırıldı. Bebek doğum sonrası çocuk cerrahisi tarafından opere edildi. Tip 2 iliojejunal atrezi tespit edilmesi üzerine intestinal anostomoz uygulandı. Fetal ince bağırsak atrezilerine genellikle 24. haftadan sonra konulabilir. Tanı konulduktan sonra hastaların, atrezi sebebiyle oluşan polihidramnioz açısından yakın takip edilmesi ve tersiyer merkezlere refere edilmesi olası fetomaternal komplikasyonları azaltacaktır.

[PS-018]

Sezaryen skar gebeliğinde potasyum klorür kullanılması - Olgu Sunumu Cem Yener, Füsun Varol, Işıl Uzun, Havva Sütcü, Sinan Ateş, Cenk Sayın

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı, Perinatoloji Bilim Dalı, Edirne

Skar gebelik daha önce sezaryen geçirmiş hastalarda yaklaşık 2000'de bir görülmektedir ve bu oran daha önce sezaryen geçirmiş ektopik gebeliklerin %6'sını oluşturmaktadır. Sezaryen skar gebeliği, ektopik gebeliğin nadir görülen bir tipidir ve gebeliğin sezaryen skarında myometrium içerisinde gelişmesiyle oluşur. Potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durumdur. Erken tanı konularak tedavi edilmezse uterin rüptür, hemoraji, dissemine intravasküler koagülasyon ve sonucunda da maternal ölüm görülebilir. Sezaryen skar gebeliği için tanı kriterleri tanımlanmıştır. Bunlar: boş uterin kavite ve servikal kanal, gebelik kesesinin anterior uterin duvarda istmik bölgede tespit edilmesi, mesane ile gebelik kesesi arasında sağlıklı miyometrial dokunun olmaması ve doppler ultrasonografide gebelik kesesi çevresinde yüksek hızda düşük dirençli peritrofoblastik vasküler akım saptanmasıdır. Tedavi protokolü konusunda tam bir görüş birliği yoktur. Bekleme tedavisi, dilatasyon ve küretaj, lokal veya sistemik metotreksat (MTX), lokal potasyum klorür (KCl), uterin arter embolizasyonu, histeroskopi, laparotomi veya laparoskopik eksizyon ve histerektomi gibi tedavi seçenekleri bildirilmiştir. Olgumuz son adet tarihine göre 7 (yedi ) haftalıkken vaginal kanaması olması üzerine acil servisimize başvuran 39 yaşında ( gravida 3 parite 1 abort 1 ) hastaydı. B-HCG değeri 39894 idi. Yaptığımız ultrasonografide 6 hafta 3 gün ile uyumlu kalp atışı mevcut bir skar gebelik tespit edildi (Şekil 1 ). Kese içerisine 2 ml KCL abdominal ultrason yardımıyla, iğne ile vaginadan girilerek enjekte edildi. 30 dakika sonra fetal kalp atımı izlenmedi. Hastaya 88 mg metotreksat IM uygulandı. Tek doz metotreksat ile başarı sağlandı. Hastanın 45 gün sonra B-HCG değeri negatif oldu. Skar gebelikte erken tanı ve tedavi ciddi komplikasyonları ve maternal mortaliteyi önlemek açısından çok önemlidir.

[PS-019]

Kronik Hepatit B Enfeksiyonu ve Gebelik

Canan Ünal, Atakan Tanaçan, Erdem Fadıloğlu, Mehmet Sinan Beksaç

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Perinatoloji Bilim Dalı Ankara Türkiye

Amaç: Kronik hepatit B enfeksiyonu olan gebelerde,immün inaktif ve immün aktif kriterlere bağlı olarak, kompozit olumsuz etki ve doğum sonuçlarını karşılaştırmak. Kompozit olumsuz prenatal / neonatal sonuçların öngörülmesi için Hepatit B DNA viral yüküne göre eşik değer belirlemek. Gereç-Yöntem: 2010-2018 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Perinatoloji Anabilim Dalı'nda doğum yapan gebelerin verilerini retrospektif olarak değerlendirdik. 28. gebelik haftasının üzerinde yaşayan tekil gebelikler çalışmaya dahil edildi. Gebelik öncesinde veya gebelik sırasında anti viral tedavi alan gebeler çalışma dışı bırakıldı. Kronik hepatit B enfekte gebeler 2 gruba ayrıldı; Grup 1, immün inaktif ve grup 2, immün aktif. Kompozit olumsuz prenatal ve yenidoğan sonuçları iki grup arasında karşılaştırıldı. Bulgular: Kronik hepatit B ile enfekte 95 gebe hastadan 63'ü immün inaktif ve 32'si immün aktif dönemdeydi.Gruplar arasında maternal yaş, gravida ve parite açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (sırasıyla p = 0.679, 0.417, 0.9). Doğum sırasındaki gebelik haftası, doğum ağırlığı ve 5. dakika APGAR skoru grup 2'de grup 1'e göre daha düşüktü (sırasıyla p <0,001, p <0,005 ve p <0,001).Grup 1'de% 6'lık olumsuz prenatal sonuç ve %9,5'luk olumsuz yenidoğan sonuçları vardı, Grup 2'de bu oran% 56 ve % 50 idi. (p <0.001, p < 0.001). Preterm doğum, intrauterin gelişme geriliği, oligohidroamnios ve preeklampsi yüzdeleri grup 2'de anlamlı olarak yüksek bulundu (p <0.001). Yenidoğan yoğun bakım ünitesine başvuru, doğum haftasına göre düşük ağırlıklı yenidoğan ve 5. dakika APGAR skoru <7'ye kabul yüzdeleri grup 2'de anlamlı olarak daha yüksekti. HBV DNA viral yük 17515 IU /ml nin kompozit olumsuz prenatal ve yenidoğan sonuçları için en yüksek duyarlılık ve özgüllükte eşik değer olduğu saptandı. Sonuç: Kronik hepatit B enfeksiyonunun aktif fazında olumsuz prenatal ve yenidoğan sonuçların oranı artmaktadır. Viral yükü 17515 IU / ml'nin üzerinde olanlarda hekimler dikkatli olmalı ve en uygun sonuçlar için hamilelik, hastalığın inaktif fazına ertelenmelidir.

Anahtar Kelimeler: Kronik Hepatit B, Viral yük, Gebelik, Perinatal enfeksiyon

Belgede BURAYA (sayfa 128-133)