• Sonuç bulunamadı

3.2. Boş Zamanları Değerlendirme Biçimi

3.2.1. Hafta içi Boş Zaman

Gündelik hayat; bizi biz yapan, tüm eylem ve davranışlarımızı sergilediğimiz alan olma özelliği taşıyan, dışarıdan bakan gözlerin bizim hakkımızda hemen hemen her türlü bilgiyi öğrenebildiği bir mecradır. Gündelik hayat, bazen görünür olan bazen de gerektiği anda kendini gizleyebilen bir alandır. Gündelik hayatın gerçeklerinden kaçmak imkânsız olup burada herkes kendine uygun statüde rollerini sergilemek zorundadır. Gündelik hayat, her toplum için aynı şekilde sürdürülmemektedir. Genel olarak içinde yaşanılan çağın şartları; o toplumda var olan sosyal, ekonomik vb. faktörler etkilidir(Bennett, 2013, 5-13). Çalışma yani iş zamanlarının getirmiş olduğu yorgunluk ve stresi atmamıza yarayan boş vakitler; bizleri rahatlatır, dinlendirir, yeteneklerimize uygun hobiler edinmemizi sağlar. Gündelik hayatımız iş ve boş zaman döngüsü içinde şekillenmektedir. Boş zamanlar gündelik yaşama sağlıklı bir yeniden dönüş için hayati önem arz etmektedir (Lefebvre, 2012, 34-40). Lefebvre’nin de üzerinde durduğu üzere boş zamanlar insanı dinlendirme, eğlendirme ve kendini geliştirme dışında olumsuz özellik barındırmamalıdır. İş zamanlarında Marks’ın da bahsettiği gibi özellikle sanayi devriminden sonra kendisinden ve toplumdan soyutlanıp yabancılaşan bireyler için boş zamanlar oldukça önemlidir. Boş zamanlar işçi sınıfı ve çalışma hayatına yeni dahil olmaya başlayan Z kuşağı mensupları için oldukça önemlidir. Boş zamanlar kendimizi gerçekleştirdiğimiz, eğlendiğimiz, sağlıklı bir yeniden dönüş yapmamıza olanak tanıyan ve dinlenebildiğimiz zaman dilimleridir.

Öğrenim döneminde hafta içi; Erkekler, hafta içi çoğunlukla üniversitede kafeteryalarda zaman geçirmekte, PES, FİFA, okey gibi sanal oyunları oynamakta, kurslara

gitmekte(İngilizce, yabancı kişiler için Türkçe, bilgisayar vb.), internet kafeye gitmekte, üniversite ve halk kütüphanesine gitmekte, film-dizi izlemekte, müzik dinlemekte ve enstrüman çalmayı bilenler müzik aletlerini çalıp bu alandaki becerilerini geliştirmektedir.

Z kuşağına mensup kadınlar da üniversite derslerinden sonra kafe ve kafeteryalarda zaman geçirmekte, üniversite ve halk kütüphanesine uğramakta, müzik dinlemekte, meslek edindirme-dil vb. kurslara gitmekte, müzik dinlemekte ve enstrüman çalmayı bilenler müzik aletlerini çalıp bu alandaki becerilerini geliştirmektedir. Bunun yanında film-dizi ve sinema izlemektedir. Z kuşağına mensup kişilerin hafta içi en çok zaman geçirdikleri mekânların sırasıyla; üniversite, kaldıkları yer(Ev, yurt vb.), kafe, AVM, kütüphaneler, spor salonları ve halı saha(erkekler), dil ve meslek edindirme kursları olduğu ortaya çıkmıştır:

“Endonezyalıyım, KONDİL(Necmettin Erbakan Üniversitesi Dil Öğrenim Merkezi)’de Türkçe öğreniyorum. Derslerden sonraki boş zamanlarımın büyük çoğunluğunu dil kursunda geçiriyorum. Yine Türkçeyi iyi öğrenmek için Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman gibi dizileri izleyip öğrendiklerimi pekiştiriyorum. Hemen hemen hafta içi tüm rutinim bu şekildedir. Genel olarak bu aralar türkçemi pekiştirmek için hem gramer kitaplarına bakıyorum hem de türkçe dizi ve film izliyorum.” (K22, E, 21)

“Üniversite ders saatleri dışında kalan zamanlarımda arkadaşlarımla dışarıda geçiriyorum. Arkadaşlarımla sohbet eder, dertleşir ve iyi zaman geçirmeye çalışırım. Bazen üniversite kafeteryasında çay içip sohbet eder bazen de birlikte yerleşke dışında çoğunlukla da çarşı merkezinde vakit geçirmeye çalışırım. Genelde samimi olduğum ve birlikte vakit geçrmekten keyif aldığım arkadaşlarımla ders dışındaki boş zamanlarımı değerlendiririm.” (K32, E, 21)

“Dersten sonra kalan zamanlarımda fitnessa giderim ve spor yaparım. Bu zamanlarımda genel olarak tek başıma takılırım. Benim için sağlıklı ve fit olmak çok önemli olduğundan hafta içi boş zamanlarımın büyük kısmını spora ayırırım. Ders saatleri dışındaki boş zamanlarımda kendimle ilgilenirim. Yalnız olmayı severim ve boş zamanlarımı kişisel gelişimime ayırırım.” (K33, E, 21)

Veblen’e göre (1997) ev işlerini yapan kadınlar için her ne kadar yaptıkları işler iş zamanları içinde ele alınmayıp boş zamanlara dahil ediliyor olsa da ev işleri insanı yorar. Ne iş ne de boş zamanlar içinde değerledirmese de bu zamanlar sahte zamanlar olarak ifade edilmektedir(s.

85

29-38). Ailesi Konya’da ikamet eden Z kuşağının bilhassa kadın mensupları ev işlerinde, yemek yapmada, çocuk bakmada(kardeşlerine) ve alışverişte evin büyük sorumluluklarını yüklenmektedir. Özellikle hafta içi ders zamanlarında yorulan Z kuşağının kadın mensupları bunun yanında aile evindeki hemen hemen tüm işleri yaptığını dile getirmektedir:

“Hafta içi genelde tüm gün derslerde oluyorum. Dersler çok yorucu ve ulaşım da eklenince gerçekten fiziksel ve mental olarak çok yoruluyorum. Derslerden sonra üniversitede fazla kalmadan eve gidip anneme ev işlerinde yardım ediyorum, yemek ve temizlik yapıyorum. Kalan zamanlarımda ise ders çalışırım, kitap okurum ve dizi izlerim. Bu durum sadece hafta içi değil genel olarak tüm rutinim bu şekilde oluyor. Tabi ders saatlerinden sonra hemen eve gelmemin birçok nedeni var. Bunlardan birkaçını söylemem gerekirse en başında samimi olduğum arkadaşlarımın olmamasıdır. 1. Sınıf öğrencisiyim ve daha ortamı yeni yeni tanıdığımdan samimiyetim yok kimseyle. Bunun yanında ailem de Konya’da ikamet ettiğinden onların yanında kalıyorum; ders saatlerimin başlangıç ve bitiş saatlerini bildiklerinden eve geç gitme lüksüm pek olmuyor o yüzden ders bitiminden sonra hemen eve gidiyorum.” (K38, K, 21)

“Ailem Konya’da ikamet ettiğinden eğitim dönemi içinde de onların yanında kalıyorum. Evin genel temizliğini yaparım, özellikle hafta sonları yemekleri ben yaparım, 3 yaşında bir kardeşim var onunla ilgileniyorum, genelde annemle birlikte bazen de tek başıma evin mutfak alışverişine gideriz. Ders zamanlarımda özellikle hafta içi bilhassa vize ve final haftasında oldukça yoruluyorum.”(K40, K, 20).

Boş zamanlar eski çağlarda sadece ayrıcalıklı sınıfların yararlandığı ve elit kişilere has zaman dilimleri iken bu durum zamanla değişmiş ve herkes için zorunlu bir hak olarak görülmeye başlanmıştır. Boş zamanların bizleri dinlendirme ve eğlendirme yönü de bulunmaktadır. Sadece işçi sınıfının değil gelecekte işçi sınıfı olması da muhtemel Z kuşağı mensuplarının da boş zamanlara ihtiyacı bulunmaktadır. Boş zamanların neden gerekli olduğunu ve bizlere olan faydalarını Z kuşağı mensupları şu ifadelerle dile getirmişlerdir:

“Hafta içi derslerden sonra kalan zamanlarımda internet kafeye gidiyorum, PES ve FİFA oynarım bazen de gitarımı alıp yeni notalar çalışıyorum. Dersler genelde beni yıpratıyor ve boş zamanlarımı hem eğlenmek hem de dinlenmek için harcarım. Boş zamanlarımda stres atıyorum, kendimle ve arkadaşlarımla çok iyi zaman geçiriyorum. Ders zamanlarında biriken negatif enerjiyi atmasam ve deşarj olmasam kendimi çok kötü hissediyorum ve hayattan hiçbir zevk alamıyorum.” (K1, E, 20)

“Hafta içi derslere giderim ve ortalama 5-6 saat boş zamanım olduğundan kalan boş zamanımı ise kütüphanede ve arkadaşlarımla birlikte kafede geçiririm. Üniversite kütüphanesi ve kafeteryası boş zamanlarımı geçirdiğim mekânlarımdır. Hafta içi sürekli buralarda zamanlarımı geçiririm. Boş zamanlarım sayesinde dinlenirim, sosyalleşirim. Boş zamanlarımda hem kişisel olarak kendimi geliştirmemde hem de kendime zaman ayırmamda bana çok yardımcı oluyor.” (K7, K, 19)

Z kuşağına mensup bazı kişiler de hafta içi yeterince boş zamanlarının olmadığını dile getirmektedir. Bunda üniversitenin kaldıkları yerden uzak olması sonucu zamanlarının çoğunun ulaşımda geçmesi ve sahte boş zamanlar olarak da ifade edilen zorunlu işlerini yapmak zorunda olmalarıdır. Zorunlu işler de her ne kadar boş zamanlardan sayılsa da aslında bu zaman diliminde dinlenip eğlenemiyoruz. Z kuşağı mensuplarının hafta içi boş zamana yeterince ulaşamamalarının nedenleri genel olarak şöyledir:

“Hafta içi 5 gün okuldayım, ders dışında kitap okuyorum ve arkadaşlarımla kantinde oturup çay içip sohbet ediyorum. Hafta içi sürekli derslerim olduğu için boş zamanlarım fazla bulunmuyor. Dersten sonraki zamanlarıma da boş zaman pek diyemem; çünkü o zamanlarım otobüs ve tramvayda geçiyor ve zorunlu işlerimi yapmaya çalışıyorum. Akşamları da çok yorgun olduğumdan film veya dizi izleyip yatarım. Hafta içine oranla genel olarak hafta sonları boş zamanlara sahip olduğumu düşünüyorum. Bu zamanlarda spor yapar, gezer, film izler ve sevdiklerimle hoş vakit geçiririm.” (K4, E, 20)

“Hafta içi ders saatleri dışında tahmini 3-4 saat boş vaktim var ve bunu üniversite kantininde ve KYK yurdunda gidip internette ve dinlenerek değerlendiririm. Hafta içi en çok üniversitede bulunuyorum ve boş zamanlarımın da çoğunluğu burada geçmektedir. Ayrıca ibadetimi ifa etmek için üniversitede bulunan mescide giderim ve cuma günleri de cumaya giderim. Hafta içi akşama kadar pek boş vaktim olmuyor. Derslerin çok yorucu olmasının yanında üniversite yerleşkesinin şehirden uzak olması boş zamanlarımın özellikle hafta içi yolda geçmesine neden oluyor. Ders döneminde hafta içi dersten sonra ulaştığım zamanlara boş zaman ya da tamamen özgür olduğum zaman diyemem; çünkü bu zaman dilimlerinde zorunlu işlerimi yapmam gerekiyor.” (K5, E, 20)

Z kuşağı mensuplarının çoğunluğu hafta içi boş zamanlarını üniversitede geçirirken kalanı da ders bittikten sonra boş zamanlarını üniversite dışında ve kaldıkları yerlerde geçirmektedirler.

87

Üniversite içinde olanak ve aktivitelerin yeterli bulunmadığını ifade eden çoğu kişi ders sonrası hemen üniversiteden ayrılmaktadırlar. Z kuşağı mensupları hafta içi boş zamanlarını hangi mekanlarda daha çok geçirdiklerini şu cümlelerle dile getirmişlerdir:

“Dersten sonra üniversitede pek bulunmak istemem; çünkü olanaklar ve aktiviteler çok yetersiz. Yapabildiğimiz tek etkinlik arkadaşlarımızla kafeteryada çay içip sohbet etmek. Yurda gidip dinlenirim ve yatarım. Bazen de vakit buldukça AVM ve şehir merkezinde gezerim, kitap okurum ve bilgisayar oyunları oynarım. Üniversite yerleşkesinde özellikle spor yapabileceğimiz ve eğlenebileceğimiz mekanların olmayışı bizleri boş zamanlarımızı yerleşke dışında değerledirmeye itmektedir. Ben samimi olduğum arkadaşlarımla genelde üniversite yerleşkesinde zaman geçirmek istiyorum; ama mevcut imkanlar bizleri üniversite dışında boş zamanlarımızı değerlendirmeye yönlendiriyor.” (K15, E, 20)

“Hafta içi dersten sonra boş zamanlarımda yine ders çalışırım ve KOMEK’te işaret dili kurusuna giderim. Konuşamayan veya duyamayan kişilere yardım etmek için kendimi bu alanda geliştirmek istiyorum. Boş zamanlarımı genelde üniversite yerleşkesi dışında geçiririm. Çünkü üniversite yerleşkesi içinde boş zamanımı değerlendireceğim yer ve olanaklar çok kısıtlıdır. Üniversite yerleşkesinde özellikle okuduğumuz bölümle alakalı kurslar ve konferanslar olsaydı boş zamanlarımda kesinlikle bu alanda değerlendirirdim.” (K16, K, 20)

“Hafta içi ortalama 7 saat boş vaktim var. Hafta içi genelde okulda olurum ve ders dışı vaktim yerleşke dışında geçmektedir. Dersten sonra üniversite fazla kalmadan KYK yurduna gelip dinlenirim, sonrasında film izlerim. Üniversitenin öğrencilere sunduğu hobi ve boş zaman değerlendirme olanakları yetersiz olduğundan dersten sonrası genelde boş zamanlarımı üniversite dışında değerlendiririm. Üniversitede hobilerime uygun dersten sonra etkinlik ve faaliyetlerin olmasını çok isterdim.” (K31, E, 20)