• Sonuç bulunamadı

3.3. Dünya Görüşlerinin Boş Zaman Değerlendirmesine Etkisi

3.3.1. Dünya Görüşlerinin Müzik Türüne etkisi

Kalyoncu’ya göre (2020); müzik, kültürümüzün ve gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Günümüzde teknoloji ve aletlerin de gelişmesi ve çeşitli olanaklar sunması neticesinde artık hayatımızdan çekip atılması neredeyse imkânsız bir hale gelmiştir. Müzik, sosyal bağlamın ve gündelik yaşantımızın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Hayatımız için çeşitli roller üstlenen müziğin bizleri motive eden, dinlendiren, rahatlatan ve eğlendiren yönü bulunmaktadır.

Sağır ve Öztürk’e göre (2015); müzik, kişilerin estetik kaygılarını yansıtan ve zevklerine hitap eden bir alandır. Bunun yanında pratik, toplumsal kimlik ve toplumsal pratikleri yansıtan toplumsal bir aynadır. Müzik, insanların kendilerini ifade eden, sosyal kimliklerini yansıtan, düşünce ve fikirlerini; hatta ideolojilerini dışa vuran ve sosyolojik olarak ki ve toplumu betimleyen bir alandır. Gelir düzeyi, ahlaki ve kültürel değerler gibi birçok sosyal olgu müziğin içeriği ve algısını ele vermektedir.

Zihniyet ve yaşam tarzlarının dinledikleri müzik tarzlarına etkisi;

Kendilerini dindar, muhafazakâr ve sağcı(dini boyutu) olarak gören Z kuşağı mensupları genelde dünya görüşleri ve dinlerine aykırı olmayan müzikleri tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. İçerik olarak dini ve kültürel değerlere hakaret eden müzik tarzlarını dinlemediklerini belirtmişlerdir. Bunun yanında ilahi, ney ve bendir dinletisi, akustik, slow, arabesk(bilhassa erkekler), Türkü, Türk sanat ve Türk halk müziği ve kendilerini iyi hissettirecek müzik dinlediklerini belirtmişlerdir. Seküler, laik, Atatürkçü vb. görüşte olanlar ise RMB, blues, pop, rock, metal, arabesk, slow, Türkü, Türk sanat ve halk müziği dinledikleri ortaya çıkmıştır. Hiçbir dünya görüşüne sahip olmadığını belirten kişiler de hoşlarına giden ve kendilerini iyi hissettiren her türlü müziği dinlediklerini belirtmişlerdir. Bir ideolojiye sahip olan kişiler kendi dünya görüşleri ve ideolojileri ile örtüşen müzikleri dinledikleri ve bazı kişilerin de sistem ve ideoloji karşıtı müzikleri de dinledikleri ortaya çıkmıştır.

Seküler, laik, liberal, sol, sosyalist, hiçbir görüşe sahip olmayan vb. görüşte olan Z kuşağı mensuplarının dinledikleri müzik tarzları genel olarak şöyledir; RMB, pop, rock, blues, slow, metal, arabesk, türkü vb. iken; kendini dindar, sağcı, muhafazakâr(dini boyutu) vb. görüşte olanlarsa genelde; ilahi, ney, slow, türkü, arabesk vb. müzik tarzını dinlemektedir. Bu düşüncede olan Z kuşağı mensupları; dinledikleri müziklerin dine uygun olup olmadığı, etik

103

değerlere ve kültürlerine hakaret unsurunu taşıyıp taşımadığına dikkat etmektedir. Kendilerini orta-dengeli-ılımlı dindar veya muhafazakâr olarak görenler hoşlarına giden, eğlenceli hemen hemen her türlü müziği dinlediklerini belirtmişlerdir. Bilhassa RMB, pop, rap, slow, türkü, blues, rock vb. müzik tarzlarını dinlediklerini ifade etmektedirler.

Kendilerini seküler, laik, solcu, liberali demokrat ve sosyalist olarak tanımlayan kişiler dinledikleri müzik tarzını etkileyen hiçbir değer ve otoritenin olmadığını; hoşlarına giden, eğlendiren ve zevk veren müzikleri dinlediklerini ifade etmişlerdir. Bu kişiler pop, rap, hip- pop, RMB, blues, rock vb. müzik tarzlarını dinledikleri ortaya çıkmıştır:

“Dünya görüşü olarak kendimi seküler görüyorum. Dünya görüşüm aslında müzik tarzımı etkilemiyor. Hoşuma giden ve o an ki ruh halimi yansıtan müzikleri dinlemeyi daha çok tercih ediyorum. Genel olarak RMB, Pop ve slow müzik dinlerim. Benimsediğim değer ve normlar müzik tarzımı hiçbir şekilde etkilememektedir. Sadece hoşuma giden müzikleri dinlerim.” (K21, E, 19)

“Kendimi liberal ve çok rahat görüyorum. Dini ya da farklı ideolojiler müzik tarzıma hiçbir şekilde etki etmemektedir. Hoşuma giden her türlü müzik dinlerim. Türkü, pop, slow gibi hoşuma giden hemen hemen her tarz müzik dinlerim. Benim karakterime ve psikolojime uygun müzik dinlerim.” (K38, K, 21)

“Müslümanım; ama gündelik hayattaki eylemlerimde dinin gereklerini yerine getirdiğim söylenemez. Hoşuma giden her türlü müzik dinlerim. Müslüman olarak kendimi görüyorum; ama bu durum benim sosyal yaşantıma ve seçimlerime pek etki ettiği söylenemez. Genel olarak Pop, rap, slow tarzı müzik dinlemeyi daha çok tercih ediyorum. Müzik seçimimde muhafazakâr değerlerimin pek etkisi yoktur.” (K10, K, 21)

“Hiçbir dünya görüşüm yok; ama yeni bir görüşe açığım. Her türlü müzik tarzını dinlerim; hoşuma gitmesi kaydıyla. Türkü, pop, slow gibi müzik tarzlarını genelde dinlerim. Hiçbir değer ve görüşün müzik tarzımı belirlemede etkili olduğunu düşünmüyorum. Sürekli dinlediğim müzik tarzı değişiyor. Yani bir gün hüzünlü iken Türkü dinlersem başka gün de keyifli olduğumda pop ya da slow müzik dinleyebiliyorum.” (K9, K, 20)

Her kuşakta olduğu gibi Z kuşağının içinde de uçlarda yaşayan birçok kişi mevcuttur. Bu kişiler marjinal ideolojilerini gündelik yaşamlarına ve boş zaman değerlendirmelerine de yansıtmaktadır. Z kuşağına mensup bazı kişiler de sistem karşıtı, marjinal ve apolitik müzik

tarzlarını daha çok dinlediklerini şu ifadelerle belirtmektedirler:

“Apolitik olarak kendimi görüyorum. Rock, metal ve blues tarzı müzik dinlerim. Bu müzik tarzlarını seçmemin nedeni mevcut sistemleri eleştirip sistem karşıtı sözleri içermesinden dolayıdır. Var olan hemen hemen tüm sistemlerin insanları kısıtladığını ve sömürdüğünü düşünüyorum. İnsan doğası gereği özgür bırakılmalıdır. Özellikle adaletsizlik ve eşitsizliklerin oluşu beni derinden etkilemiştir hep. Ben sürekli isyan ediyorum ve bu durumu değiştirmek için konsolide olup bir devrimin gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.” (K32, E, 21)

Kendini aşırı ve radikal dindar, sağcı veya muhafazakâr(dini açıdan) gören Z kuşağı mensupları dinledikleri müziklerin dine uygun olmasına ve etik değerlerine aykırı olmamasına azami özen gösterdiğini ifade etmektedirler. Bu kişiler daha çok ilahi, bendir ve ney dinletisi, slow, türkü, akustik müzik ve arabesk dinlediklerini şu şekilde belirtmişlerdir:

“Dindarım. Dinime aykırı olmayan ve benimsediğim etik değerlerime hakaret etmeyen müzik tarzlarını tercih ederim. İlahi, slow, türkü ve arabesk dinlerim. Mesela Gökhan Özen’in müziğinde geçen ‘Kader utansın’, Nükhet Duru’nun ‘Sen gördüğüm en son İlahsın’, Selami Şahin’in ‘Tapılacak kadınsın’ ya da Müslüm Gürses’in ‘Yıkılsın minareler açılsın meyhaneler, isyanım var benim kadere’ gibi sözler insanı farkında olmadan dinden çıkaran cinsten müzik sözleri. Ben müzik sözlerine çok dikkat ederim. Her türlü yeniliğe açığım; ama dini ve toplumsal değerlerime aykırı olmamasına da azami önem veririm.” (K24, E, 19)

“Muhafazakâr olduğumu düşünüyorum. Dinimle örtüşen her türden müziği dinlerim. Genelde hit, pop ve ilahi müzik tarzını dinlerim. Geleneğime ve dinime hakaret etmeyen her türlü müzik tarzını dinleyebilirim. Ben arabesk müzik dinlemeyi pek sevmiyorum; ama bir ortamda Orhan Gencebay’ın şarkı sözünde geçen bir cümle beni gerçekten incitti. ‘Kaderin böylesine yazıklar olsun’ sözünü çok sorumsuzca kullanılmış görüyorum; ama en acıklısı özellikle küçük yaştaki gençlere hatta çocuklara ünlüler tarafından bu tarz sözlerin kötü örnek olmasıdır.” (K8, K, 19)

“Radikal dindarım ve muhafazakârım diyebilirim. Bu durum benim müzik anlayışımı ve tarzımı da kuşkusuz etkiliyor. Genel olarak özel dini günlerde organize edilen yerlerde bendir ve ney dinletisine giderim, ilahi dinlerim ve bazen de türkü dinlerim. Ben müzik anlayışımı dini yaşantım ve değerlerim çerçevesinde belirliyorum. Bu tarz ses ve müzikler dini açıdan motivasyonumu daha artırıyor ve beni dinime daha da ısındırıyor.” (K26, K, 21)

105