II. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ
2.14. HAC SÛRESĠ 49 ÂYET
2.14.1. Âyetin Metni ve Meâli
شٚ ۪زََ ْى كَن ۬بَََا بًََََِّٓا طبَُّنا بََُّٓٚا بََٓٚ ْم ق ٍ۪ٛج ي
“De ki: «Ey insanlar, ben size ancak (gelecek) tehlikeleri apaçık anlatanım»”746
738
Karaman v.d., Kur’an Yolu, III, 713. 739Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, V, 3383.
740
Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XII, 24. 741
Karaman v.d., Kur’an Yolu, III, 714. 742
Râzî, Tefsîrü’l-Kebîr, XXIII, 10. 743
Nesefî, Medâriku’t-Tenzîl, II, 429. 744AteĢ, Kur’an-ı Kerim Tefsiri, IV, 1713. 745AteĢ, Kur’an-ı Kerim Tefsiri, IV, 1713. 746
2.14.2. Âyet Ġle Ġlgili Açıklama
Müstakil olarak bu âyetin herhangi bir nüzul sebebi bulunmamaktadır. Ancak bundan önceki 47. âyetteki "Senden azabı çabucak getirmeni isterler" ifadesinin Nadr b. Hâris hakkında nazil olduğu rivayet olunmuĢtur, Çünkü o; "O halde doğru
söyleyenlerden isen bizi kendisiyle tehdit ettiğin şeyi (azabı) getir."747 Ģeklinde söylemiĢti. BaĢka bir rivayete göre de bu âyet yani 47. âyet, Enfâl Sûresi 32. âyetle748
bağlantılı olarak Ebu Cehl b. HiĢam hakkında nazil olmuĢtur.749
Hac Sûresi 47. âyetle ilgili yukarıdaki nüzul sebebinin bu âyet ile de ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu âyetler içerik olarak birbirleriyle ilgilidir. 42. âyetten 51. âyete kadar (51. âyet dahil) birlikte nazil olması da750 âyetler arasındaki bu ilgiliyi desteklemektedir. Âyet, Hac Sûresi‟nde طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabıyla baĢlayan üçüncü âyet ve bu hitabın ًْ ل hitabıyla birlikte olduğu tek âyettir. Âyet, Kur‟an-ı Kerim‟de bu hitapla baĢlayan ya da bu hitabın içerisinde yer aldığı âyetlerin en kısasıdır. Kur‟an-ı Kerim‟deki tertip sıralamalarını ve بَ٠ nidasıyla baĢlamayan Nisâ Sûresi 133. âyetteki hitabı da dikkate aldığımızda bu âyet, طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabının bulunduğu ondördüncü âyettir.
2.14.3. Âyetteki Hitap Ġle Ġlgili Açıklama
Bu âyetteki طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabına gelince, öncelikle yukarıda da nüzul sebebini anlattığımız ve bu âyetle de bağlantılı gördüğümüz 47. âyete göre müĢrikler, Hz. Peygamber‟den (s.a.v.) alaylı bir Ģekilde tehdit edildikleri azabın getirmesini istiyorlar.751 Bu istek ve alay karĢısında Yüce Allah, Hz. Peygamber‟den (s.a.v.) azabı çabuklaĢtırmak veya ertelemek gibi bir yetki ve görevinin bulunmadığını, görevinin sadece uyarıcı olduğunu onlara bildirmesini emrediyor.752 Bu doğrultuda iki âyet arasındaki bağlantıyı hatırlattıktan sonra طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabının muhatabı konusundaki bir kısım tefsirlerdeki yorumları ifade edelim. Buna göre klasik tefsirlerden Taberî, bu âyetteki hitabın “Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Yüce Allah
747A‟râf, 7/70.
748“Hatırla, bir de Ģöyle diyorlardı: "Allahım! Eğer bu kitap senin katından gelmiĢ bir hakikat ise gökten üzerimize taĢ yağdır veya bize acı veren bir azap gönder!".
749
Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XII, 124.
750Yılmaz, Nüzul Sırasına Göre Necm Necm Kur’an’ın Türkçe Meali, s. 546-547. 751
Hac, 22/47; ََُّْٚذ ؼَر بَِِّّ خََٕع ِفٌَْبَو َهِّثَس َذِْٕػ بِ َْٛ٠ َِّْاَٚ َٖذْػَٚ ٰ اللَّ َفٍِ ْخ ٠ ٌََْٓٚ ِةاَزَؼٌْبِث َهَٔٛ ٍِجْؼَزْغَ٠َٚ “Bir de senden acele azap istiyorlar. Halbuki Allah asla va'dinden caymaz. ġüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.”.
752
hakkında herhangi bir bilgiye dayanmaksızın tartıĢan kavminin müĢriklerine”753
yönelik olduğunu söylemiĢtir. Nesefî ve ZemahĢerî, muhatabın müĢrikler754
olduğunu belirtirken, Râzî de müĢrikleri kastederek “kâfirler”755
ifadesini kullanmıĢtır. Kurtubî ise biraz daha muhatabı genelleĢtirerek “Ehli Mekke/Mekke halkı”756
Ģeklinde ifade etmiĢtir. Günümüz tefsirlerine geldiğimizde bunlardan Sâbûnî, Safvetü‟t-Tefâsîr‟de 47. âyetle bağlayarak ve müĢrikleri kastederek muhatap için “azap için acele edenler”,757
Kur‟an Yolu ise yine müĢrikleri kastederek “inkarcılar”758
ifadesini kullanmıĢtır. Özetle ifade etmek gerekirse yukarıdaki tefsirlerin muhatap konusunda ortak düĢüncesinin Mekkeli müĢrikler özellikle azap konusunda alaycı bir tavır içinde olan müĢrikler olduğunu söyleyebiliriz.
Ayrıca bu âyetten sonraki 50. ve 51. âyetler759
ile Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) peygamberliğinin ve Kur‟an-ı Kerim‟in evrenselliğini dikkate aldığımızda bu âyetteki hitabın kıyamete kadar gelecek olan bütün insanları da kapsadığını söyleyebiliriz. Yine Hz. Peygamber‟in (s.a.v.) uyarıcılık (nezir) görevi de Kur‟an-ı Kerim‟in nezdinde kıyamete kadar devam edecektir.
2.14.4. Âyette Yer Alan Kavramlar
2.14.4.1. Nezir (شٚ ۪ز ) ََ
“Nezir (ش٠ ۪زَٔ )”, Arapça‟ da “nzr (سزٔ)” kökünden türemiĢ olan “inzar”760
kelimesinin ismi faili761 olup “uyaran kiĢi” demektir ve uyarma niteliği taĢıyan her Ģey için bu kavram kullanılır.762
Diğer bir Ģekli “münzir (ش٠زِٕ)”763 olan bu kavramla daha çok
753
Taberî, Câmi’ul-Beyân, V, 329. 754
Nesefî, Medâriku’t-Tenzîl, II, 447; ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, XVII, 698. 755
Râzî, Tefsîrü’l-Kebîr, XXIII, 48. 756
Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XII, 126. 757
Sâbûnî, Safvetü’t-Tefâsîr, II, 293.
758
Karaman v.d., Kur’an Yolu, III 741. 759
Hac, 22/50-51;“Âyetlerimizi geçersiz kılmak için çaba gösterenler var ya, iĢte onlar cehennemliklerdir. Senden önce hiçbir resül ve nebi göndermedik ki, bir Ģey temenni ettiği zaman, Ģeytan onun bu temennisine dair vesvese vermiĢ olmasın. Ama Allah Ģeytanın vesvesesini giderir. Sonra Allah âyetlerini sağlamlaĢtırır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”.
760Ġçinde korku bulunan haber verme, anlamındadır.
761Turgay Gündüz, “Pedagojik Açıdan Kur'an'da "İnzar" Kavramı ve İlgili Diğer Bazı Kavramların
İncelenmesi”, Uludağ Üniversitei Ġlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: VII, Sayı: 7,1998, s. 525. 762Ġsfahanî, Müfredât, s. 1044.
resul ve nebi kastedilir764 ki tehlikenin farkında olmayan topluluğa bu tehlike hakkında bilgi veren kimse765
veya bir topluma düĢman tarafından veya baĢka bir yerden ansızın gelebilecek tehlikeleri bildiren ya da öğreten766
Ģekillerinde tanımlanabilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) kendini, düĢman ordusunun gelmekte olduğunu görüp kavmine haber veren ve onları bu konuda uyaran kimseye767
benzetmiĢtir.768
Nezir kelimesi, Kur‟an-ı Kerim‟de kırk üç yerde geçmektedir.769
2.14.4.2. Mübin (ٍٛجي)
Açıklığa kavuĢan, açık seçik olan; açıklığa kavuĢturan, açıklayan, anlamlarındaki “Mübin (ٓ١جِ)” kelimesi, Kur‟an-ı Kerim‟de yüz on dokuz âyette geçmektedir. Geçtiği bu âyetlerin çoğunda “hakkı bâtıldan, helâli haramdan ayıran, ümmetin ihtiyaç duyduğu her Ģeyi açıklayan, bir Ģeyin hayrını ve bereketini ortaya koyan” anlamlarında kullanılmıĢtır.770