• Sonuç bulunamadı

II. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ

2.19. FÂTIR SÛRESĠ 5 ÂYET

2.19.1. Âyetin Metni ve Meâli

بََُّٓٚا بََٓٚ َّش غَٚ َلَْٔ ۠بََُّْٛذنا حَٰٕٛحْنا ى كَََّّش غَر َلََف ٌّ ق َح ِ ٰٰاللّ َذْػَٔ ٌَِّا طبَُّنا سٔ شَغْنا ِ ٰٰلِلبِث ْى كََّ

“Ey insanlar, şübhe yok ki Allahın va'di bir gerçekdir. O halde zinhar sizi dünyâ

hayâtı aldatmasın. Çok aldatıcı (şeytan) da sakın sizi Allah (ın hilmi ve imhâli) ile aldatmasın.”942

2.19.2. Âyet Ġle Ġlgili Açıklama

934 Zuhruf 43/59. 935 Nisâ 4/69. 936 Mâide 5/20.

937Aldemir, “Fatiha Sûresi‟nde Nimet Verilenler, Gazaba Uğrayanlar ve Dalalette Olanlar”, s. 222; Günaydın, “Nimet” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XXXIII, 129-130.

938

Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XIV, 305.

939ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, XXII, 880 - Beyzâvî, Envârü’t-Tenzîl, II, 267. 940

Râzî, Tefsîrü’l-Kebîr, XXVI, 4. 941

Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XIV, 306. 942

Bu âyet, Fâtır Sûresi‟nde طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabı bulunan ikinci âyettir. Kur‟an-ı Kerim‟deki tertip sıralamalarını ve بَ٠ nidasıyla baĢlamayan Nisâ Sûresi 133. âyetteki hitabı da dikkate aldığımızda bu âyet, طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabının bulunduğu on dokuzuncu âyettir. Bu âyet, hitap kısmı dıĢında kalan Ģekliyle Lokman Sûresi 33. âyette de geçmiĢtir. Âyete göre insan sorumluluk bilinci açısından düĢündüğü zaman üç kısma ayrılabilir; Bunlardan biri çabuk ve en basit bir Ģeyde bile aldanabilen insan diğeri kolay kolay aldanmayıp onu aldatmak için kötü ya basitleĢtirilerek ya da iyi görünümüne sokularak aldatılan insandır. Bir üçüncüsü de feraset sahibi olup hiçbir Ģekilde aldatılmayan insandır. ĠĢte bu âyetin ۠بَ١ُّْٔذٌا حٰٛ١َحٌْا ُ ىََّّٔش ـَر َلََف kısmı aldanan insandan ilkine, سٚ شَـٌْا ِ ٰ للّبِث ُْ ىََّّٔش ـَ٠ َلَْٚ kısmı ise aldanan insanın ikincisine iĢaret etmektedir.943 Ayrıca bu âyetle ilgili olarak Ģunu söylemek gerekir ki her Mekkî bir sûrenin genel bir özelliği olan haĢr ve ahiret ilgili konuları içermesini Fâtır Sûresi‟nde ve sûrenin bu âyetinde görüyoruz. Âyette haĢr ve ahirete dikkat çekilirken dünya hayatının ve Ģeytanın aldatıcılığı konusunda da uyarıda bulunuluyor. Bundan dolayı mümin, ahiretin temel amaç ve ebedî saadet yeri olduğunu ve bu saadetinde dünyada kazanılabileceğini ve dünyaya o nazarla bakması gerektiğini aklından çıkarmamalıdır. Fakat bu dünyayı tamamen terk etmesi anlamında değil kalben ona bağlanmayarak bu dünyada hareket etmesidir. Yani kalbinde dünya sevgisi yerine Allah sevgisi, O‟nun rızasını kazanma gayesi ve ahiret endiĢesi olmalıdır.944

2.19.3. Âyetteki Hitap Ġle Ġlgili Açıklama

Âyetteki طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabının muhatabı konusunda Râzî,945

Beyzâvî,946 ZemahĢerî,947 Nesefî948 gibi klasik tefsirlerde bir açıklama bulunmadığı gibi son dönemin önemli tefsirlerinden biri olan Elmalılı‟da949 ve Kuran Yolu‟nda950 da bir açıklama yoktur. Sâbûnî ve Süleyman AteĢ‟in tefsirlerinde ise âyetteki طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabının muhatabı ile ilgili olarak net bir açıklama bulunmazsa bile âyete yapılan yorumlarda muhatap hakkında bilgiye ulaĢılabilir. Buna göre AteĢ, tefsirinde bu âyete yaptığı “ insanlara,

943

Râzî, Tefsîrü’l-Kebîr, XXVI, 5.

944Akyüzoğlu, Kocadağ, “Klasik ve Çağdaş Tefsir Metinleri Işığında Fâtır Sûresinin İncelenmesi”, s. 77. 945

Râzî, Tefsîrü’l-Kebîr, XXVI, 5. 946

Beyzâvî, Envârü’t-Tenzîl, II, 268. 947ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, XXII, 881. 948

Nesefî, Medâriku’t-Tenzîl, III, 77. 949Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, VI, 3975. 950

Yüce Allah‟ın haber verdiği dünya ve ahiret mükafaat ve cezasının gerçek olduğunu, akıllarını başlarına alıp şu aldatıcı dünyanın cazibesine aldanmamalarını öğütlüyor”951

Ģeklindeki yorumla muhatabın bütün insanlar olduğunu ortaya koyuyor. Sâbûnî‟nin bu âyetteki muhatap konusundaki imasına ise takip eden âyet olan altıncı âyetin yorumunda ulaĢılıyor. ġöyle ki; Altıncı âyet, Ģeytanın insan için düĢmanlığını ortaya koyarken Sâbûnî, bunu “Ey insanlar! Şeytan sizin çok sert,

mücadeleci düşmanınızdır.”952

Ģeklinde yorumluyor. Bu yorum, aynı zamanda Sâbûnî‟nin beĢinci âyetteki “garûr” kelimesini “Ģeytan” diye ifade etmesi953 ile iki âyeti mana yönünden birbirine bağlıyor. Bu bağlam altıncı âyetin yorumunda ifade edilen “Ey insanlar!” hitabının beĢinci âyet için de geçerli olduğu anlamına gelir ki bu da kiĢiyi muhatabın bütün insanlar olduğu anlayıĢına götürür.

Bunun dıĢında Taberî ve Kurtubî ise âyetteki hitabın alanını daraltmıĢtır. Kurtubî muhatabı, âyetin yorumundaki “Rasûlullah‟ı (s.a.v.) yalanlayanlara bir

nasihattir.”954 ifadesiyle ortaya koymaya ve muhatabın o gün ki Mekke müĢrikleri olduğunu söylemeye çalıĢmıĢtır. Muhtemelen onun bu yorumunda etkili olan Hz. Peygamber‟e (s.a.v.) teselli niteliğinde olan dördüncü âyetteki Hz. Peygamber‟i (s.a.v.) yalanlayanların KureyĢ kâfirleri olmasıdır.955 Taberî ise buna benzer bir açıklamada bulunmuĢ ve âyetteki كَح ِ ٰ اللَّ َذْػَٚ َِّْا طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ kısmının açıklamasında “Rasûlullah‟ı (s.a.v.) yalanlayan Kureyş müşriklerine hatırlatma”956

Ģeklindeki yorumuyla âyetteki hitabın muhatabının KureyĢ müĢrikleri olduğunu ortaya koymuĢtur. Zaten Taberî‟nin 3. âyetteki hitap konusundaki yorumu da aynı Ģekildedir.957

Bunda da sûrenin 3, 4 ve 5. âyetlerinin içerik olarak birbiriyle bağlantılı olması etkili olmuĢ olabilir.958

Buraya kadar anlatılanların bir neticesi olarak âyetteki hitap konusunda genel olarak ortak bir açıklamayı tefsirlerde bulunmamaktadır. Ancak az miktarda da olsa açık olarak ifade etmeyip okuyanı muhatap konusunda bir bilgiye götürenler olduğu gibi açık olarak ifade edenlere de rastlanmaktadır. Yine de muhatap konusunda ortak bir görüĢ olduğunu söyleyenemez. Zira muhatabın genel olduğu düĢüncesinde olanlar

951AteĢ, Kur’an-ı Kerim Tefsiri, IV, 2124. 952

Sâbûnî, Safvetü’t-Tefâsîr, II, 566. 953

Sâbûnî, Safvetü’t-Tefâsîr, II, 566. 954

Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XIV, 307. 955

Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XIV, 306. 956

Taberî, Câmi’ul-Beyân, VI, 239. 957

Bkz. tezin 110. Sayfası.

olduğu gibi yukarıda da ifade edildiği gibi muhatabın alanını daraltıp vahyin indiği dönemle sınırlayanlar da olmuĢtur. Ancak Ģunu ifade etmek gerekir ki bir kısım âyetlerde muhatap o döneme özgü olabilir. Ama özgünlük durumu âyetin sadece indiği dönem dikkate alınarak ortaya konamaz. Zira baĢka bir kıriterin de olması gerekir. O kıriter de âyetin içeriğidir. Ġçerik, o gün ki muhataba özgü ise muhatap da o zaman dilimiyle sınırlandırılabilir. Bunun örneği, Neml Sûresi 16. âyette görülmektedir. Hatta bu özellikteki bir âyeti, Kur‟an-ı Kerim‟in cihanĢümul özelliği çerçevesinde muhatap yönünden geniĢletebilir veyahut daha bir ileri aĢama olarak iĢari yorumlar yapılabilir. Ancak Ģunu söylemek gerekir ki muhatabı belirlemede içerik önemlidir. Bundan dolayı bu âyete de içerik olarak bakıldığında Ģeytan, “ Ey

Âdemoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.”959

âyetinde ve bundan sonraki âyette960 de açıkça ifade edildiği gibi bütün insanların ortak düĢmanıdır. Bu düĢmanlık, Hz. Âdem‟den (a.s.) itibaren baĢlamıĢ ve kıyamete kadar da devam edecektir. ĠĢte Ģeytanın düĢmanlığının ortak ve genel olması bu âyette olduğu gibi hitabında genel olduğu yani muhatabın bütün insanlar olduğu anlamına gelebilir.

2.19.4. Âyette Yer Alan Kavramlar

Bu âyetteki kavramların açıklamalarına daha önceki âyetlerde yer verdiğimiz için burada tekrar ifade etmiyoruz.961