II. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ
2.20. FÂTIR SÛRESĠ 15 ÂYET
2.20.1. Âyetin Metni ve Meâli
ٰٰاللَّٔ ِ ٰٰاللّ َٗنِا ًۚ آََشَق فْنا ى زََْا طبَُّنا بََُّٓٚا بََٓٚ ذٛ ً۪ َحْنا َُُِّٙغْنا َٕ ْ
“Ey insanlar, siz Allah‟a muhtaçsınız. Allah ise, O, her şeyden müstağnidir, her
hamde lâyıkdır.”962 959 Yasin 36/60, ٓ١۪ج ِ ٚ ذَػ ُْ ىٌَ َِّٗٔا َْبَطْ١َّشٌا اٚ ذ جْؼَر َلْ َْْا َََدٰا ََٟ۪ٕٓث بَ٠ ُْ ىْ١ٌَِا ْذَْٙػَا ٌَُْ . َا 960Fâtır 35/6, َْبَطْ١َّشٌا َِّْا
ِش١ ۪ؼَّغٌا ِةبَحْصَا ِِْٓ اٛ ٔٛ ىَ١ٌِ َٗثْضِح اٛ ػْذَ٠ بََِّّٔا اٚ ذَػ ٖٚ زِخَّربَف ٚ ذَػ ُْ ىٌَ ,ġüphesiz Ģeytan sizin için bir düĢmandır. Öyle ise (siz de) onu düĢman tanıyın. O, kendi tA‟râftarlarını ancak alevli ateĢe girecek kimselerden olmaya çağırır.
2.20.2. Âyet Ġle Ġlgili Açıklama
Bu âyet, Fâtır Sûresi‟nde طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabı bulunan üçüncü âyettir. Kur‟an-ı Kerim‟deki tertip sıralamalarını ve بَ٠ nidasıyla baĢlamayan Nisâ Sûresi 133. âyetteki hitabı da dikkate aldığımızda bu âyet, طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabının bulunduğu yirminci âyettir.
2.20.3. Âyetteki Hitap Ġle Ġlgili Açıklama
Âyetteki طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabı konusunda bir açıklama yaptığını düĢündüğümüz tefsirlerden Sâbûnî, Safvetü‟t-Tefâsîr‟de bu âyetin tefsirinde hitaptan sonraki kısmında “Bu hitap, Yüce Allah'ın kendilerine olan nimetlerini hatırlatmak için bütün
beşere yapılmıştır.”963
Ģeklindeki açıklamasıyla طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabının bütün insanlara yapılmıĢ bir hitap olduğu ifade etmiĢtir. Benzer bir açıklama da Kur‟an Yolu‟nda bulunmaktadır. Bu tefsir de hitabın bütün insanlara yönelik bir hitap olduğunu “İnsanı yaratan ve onun ihtiyaçlarını en iyi bilen Cenâb-ı Allah bütün beşeriyete
yönelik bir uyarıda bulunmaktadır.”964
açıklamasıyla ortaya koymuĢtur. Bu iki günümüz tefsirinden sonra klasik tefsirlerden Taberî ise hitabın yönünü açıkça belirtmese bile âyetin tefsirine طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا hitabı ile baĢlaması hitabın bütün insanlara بََٓ٠ yönelik olduğuna dair bir ifadedir.965
Râzî de Tefsîrü‟l-Kebîr‟inde muhatap olarak Hz. Peygamber (s.a.v.) dönemi kâfirlerini iĢaret etmiĢtir. Râzî‟nin bu iĢareti âyetin tefsirindeki “Nebi‟den (s.a.v.) dine davet çoğalınca ve kâfirler de küfürlerdeki ısrarın
sonucunda “Belki de Allah bizim ibadetlerimize muhtaç olduğu için bu kadar abartılı olarak onu yapmamızı emrediyor ve onu terk etmemizle de korkutuyor.” şeklinde dediklerinde … َُِّٟٕـٌْا َٛ ٘ ٰ اللََّٚ ِ ٰ اللَّ ٌَِٝا ءا ََٓش َم فٌْا ُ زَْٔا… şeklinde buyurarak…”966 ifadesinde kendisini göstermektedir.
Tefsirlerden ZemahĢerî,967 Beyzâvî,968 Nesefî,969 Kurtubî970 ve hatta günümüz tefsirlerinden Elmalılı‟ya,971
el-Esâs fi‟t-Tefsîr‟e972 ve Süleyman AteĢ‟in973 tefsirine
962
Çantay, Kur’ân-ı Hakîm ve Meâli Kerîm, II, 773. 963
Sâbûnî, Safvetü’t-Tefâsîr, II, 571. 964
Karaman v.d., Kur’an Yolu, IV, 458. 965
Taberî, Câmi’ul-Beyân, VI, 246. 966
Râzî, Tefsîrü’l-Kebîr, XXVI, 13. 967ZemahĢerî, el-KeĢĢâf, XXII, 884. 968
Beyzâvî, Envârü’t-Tenzîl, II, 270. 969
Nesefî, Medâriku’t-Tenzîl, III, 82. 970
Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân, XIV, 328. 971Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, VI, 3984.
baktığımızda âyetteki طبٌَّٕا بَُّٙ٠َا بََٓ٠ hitabının kime yönelik olduğuna dair bir açıklama bulunmamaktadır. Fakat bütün bu tefsirlerin hepsinde de âyetin açıklamasının ortak bir noktası olarak insanın yaratılmıĢ bir varlık olarak muhtaç olması, fakirliği,974
acziyeti, zayıflığı, hiçbir zaman ve hiçbir Ģart altında bundan kurtulamayacağı975
gibi insana ait genel ve ortak bir özellikten bahsedilmesi âyetteki hitabın da tüm insanlara yönelik olduğu anlamına gelir.
Buraya kadar ifade edilenlere göre âyetteki hitap konusunda genel olarak bir açıklamayı tefsirlerde bulunmamaktadır. Buna karĢılık hitabın kime yönelik olduğu konusunda bilgi sunanlar da vardır. Râzî‟nin görüĢü dıĢında diğer müfessirlerin muhatap konusunda ortak bir noktada toplandıkları söylenebilir. Bu ortak noktada âyetteki hitabın muhatabının tüm insanlar olmasıdır.
2.20.4. Âyette Yer Alan Kavramlar
2.20.4.1. El-Ganî (ُٙغنا )
Bu kelime,976 sözlükte “ihtiyacı olmamak, zengin olmak, ikamet etmek, hayatiyetini sürdürmek” anlamlarına gelen “gınâ/ganâ (ٕٝؿ )” kökünden977 gelip “her Ģeye sahip ve herkesten müstağni olan fakat hiçbir Ģeye muhtaç olmayan,978
zengin, kendi varlığıyla yetinip baĢkasına muhtaç olmayan”979
anlamlarına gelir. Gınâ (ٕٝؿ ) kökü, Kur‟an-ı Kerim‟de isim ve fiil kullanımlarıyla birlikte yetmiĢ iki âyette geçmektedir.980 Yüce Allah‟ın isimlerinden biri olan Ganî kelimesi, Yüce Allah‟ın bir ismi olarak zâtında ve sıfatlarında her türlü ihtiyaçtan münezzeh olan, anlamına gelir. Yüce Allah, varlığı açısından baĢkasına muhtaç olmadığı gibi ulûhiyyetini niteleyen, kâinatı yaratıp idare ediĢini dile getiren sıfatlara sahip olması ve bunları
972
Havva, el-Esas, XII, 83.
973AteĢ, Kur’an-ı Kerim Tefsiri, IV, 2130. 974
Hatta bu fakirliğinin çok fazla olmasının delili de âyette ءآََشَم فٌْا kelimesinin marife olması ile açıklanıyor. 975
Nesefî, Zünnûn el-Mısrî‟nin “Yaratılmışlar, her nefes, her adım ve her an O‟na muhtaçtırlar, nasıl olmasın ki
var olmaları onunla devamlarını sürdürmeleri onunla” sözünü âyetin tefsirine almıĢtır.
976Ali Kaya, “Kur‟an‟da İstiğna”, Ġhya Uluslararası Ġslâm AraĢtırma Dergisi, Cilt: III, Sayı: 2, 2017, s. 4. 977Topaloğlu, “Gani” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, Ġstanbul, 1996, Cilt XIII, s. 348; Topaloğlu-Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kâmus, s. 303.
978Ebu‟l Al‟â Mevdûdî, Tefhimu’l Kur’an (Kur’an’ın Anlamı ve Tefsiri), (Çev. Muhammed Han Kayani v.d.) Ġnsan Yayınları, Ġstanbul, 1991, Cilt IV, s. 552.
979Topaloğlu, “Gani” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XIII, 348. 980
fonksiyoner kılması bakımından da bütün yaratıklardan müstağnidir.981
Kur‟an-ı Kerim‟de Yüce Allah‟ın bir ismi olarak on sekiz âyette geçmektedir. Bunların on yedisinde “ganiyyün ( َِٕٝؿ)”, birinde de “ganiyyen (ب ١َِٕؿ)” Ģeklinde geçmektedir. Yine on âyette Yüce Allah‟ın övülen, övgüye lâyık bulunan,982 anlamındaki “Hamîd” ismi,983 birer âyette de sabırlı, acele ve kızgınlıkla muamele etmeyen,984 anlamındaki “Halîm”985
ve fazilet türlerinin hepsine sahip,986 anlamındaki “Kerîm”987 isimleriyle birlikte geçmektedir. Diğer kalan altı âyette ise müstakil olarak geçmektedir.988
Bu âyetlerdeki Yüce Allah‟ın Ganî isminin kullanımı, insanların iyi veya kötü davranıĢlarının Yüce Allah‟ın zâtına herhangi bir yarar veya zarar vermeyeceğini, göklerde ve yerde olan her Ģeyin O‟nun kudret ve tasarrufunun altında bulunduğunu ifade etmekte ve bu ifadeyi de Yüce Allah‟ın Hamîd, Halîm ve Kerîm isimleri pekiĢtirmekte, desteklemekte ve dengelemektedir.989
Yüce Allah‟ın Ganî ismi her türlü acziyet, noksanlık ve ihtiyacı O‟nun zâtından uzaklaĢtırdığı ve nefyettiği için selbî isim ve sıfatlardan kabul edilmiĢtir. Ayrıca Yüce Allah‟ın bu ismi Bâkî, Mâlikü‟l-Mülk, Melîk, Metîn, Muktedir ve Kâdir isimleriyle anlam yakınlığı içindedir.990
2.20.4.2. El-Hamîd (ذًٛحنا)
Yüce Allah‟ın güzel isimlerinden biri olan Hamîd kelimesi, lügatte övmek, hakkını ödemek, razı olmak gibi anlamları olan “hamide (ذّح)” kökünden gelir.991
Zemmin zıddı992
olan Hamd kelimesinin masdarından bir sıfat olup övülen, övgüye layık bulunan, öven anlamlarına gelir. Ġslâm âlimleirnin çoğunluğu el-Esmâü‟l-Hüsnâ‟dan biri olarak Hamîd‟in “Yüce Allah‟ı erdemlerinden dolayı övmek”993 anlamına
981Topaloğlu, “Gani” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XIII, 348.
982Topaloğlu, “Hamid” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, Ġstanbul, 1997, Cilt XV, s. 458. 983
Bakara, 2/ 267; Nisâ, 4/131; Ġbrahim, 14/8; Hac, 22/64; Lokman, 31/12-26; Fâtır, 35/15; Hadid, 57/24; Mümtehine, 60/6;Teğabun, 66/6.
984Topaloğlu, “Halim” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, Ġstanbul, 1997, Cilt XV, s. 334. 985
Bakara, 2/263.
986Topaloğlu, “Gani” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XIII, 348. 987
Neml, 27/40. 988
Muhammed Fuâd, el-Mu’cemü’l-Müfehres, s. 506.
989Topaloğlu, “Gani” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XIII, 348. 990Topaloğlu, “Gani” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XIII, 349. 991Topaloğlu-Karaman, Arapça-Türkçe Yeni Kâmus, s. 69.
992Hatice ġahin Aynur, “Âyet Sonlarındaki Esmâ-i Hüsnânın Birbiriyle İrtibatı: Azîz İsmi Örneklemi”
Cumhuriyet Üniversitesi Ġlahiyat Dergisi, Cilt: XXI, Sayı: 1, 2017, s. 571.
öncelik vermiĢtir.994
Hamîd, Kütüb-i Sitte‟den Tirmizî‟de geçen el-Esmâü‟l-Hüsnâ içerisinde yer almakla995 birlikte Ġbn Mâce‟de geçmemektedir. Ancak Kütüb-i Sitte dıĢında Ġmam Mâlik‟in el-Muvatta‟sında, Ahmed b. Hanbel‟in el-Müsned‟inde ve Dârimî‟nin de es-Sünen‟inde geçmektedir.996 Hamîd, Yüce Allah‟ın bir ismi olarak Kur‟an-ı Kerim‟de on yedi âyette geçmektedir. Bunların on altısında “hamidün ( ذ١َِّح)”, birinde de “hamiden (ا ذ١َِّح)” Ģeklinde geçmektedir. Yine bunlardan onu, zâtında ve sıfatlarında her türlü ihtiyaçtan münezzeh olan997
anlamındaki Ganî,998 üçü, galip gelen mağlup olmayan999 anlamındaki Azîz,1000 birer de hüküm ve hikmet sahibi1001 anlamındaki Hakîm, mü‟minlerin dostu, koruyucusu1002 anlamındaki Velî1003 yetkinliğin karĢıtı olan her türlü nitelikten münezzeh, lütuf ve ikramı bol1004 anlamındaki Mecîd1005
isimleriyle birlikte geçmektedir.1006 Hamîd ile birlikte kullanılan Yüce Allah‟ın isimlerinden bu beĢ isimden Velî, kevnidir,1007diğerleri ise
zâtidir.1008 Ayrıca bu isimler, Yüce Allah‟ın zâtının övülmeye layık olduğunu ifade eden Hamîd ismini pekiĢtirmektedir.1009
Bu âyetin sonunda Yüce Allah‟ın Ganî isminden sonra Hamîd ismini zikretmesi, herkesin ve her Ģeyin kendisine muhtaç olduğu kendisinin hiçbir Ģeye ve hiçbir kimseye muhtaç olmadığı ve her Ģeyin sahibi olan bir varlığın sahip olduğu bu zenginliğin, baĢkalarına ihsanda bulunmak ve nimet vermekle kıymetleneceğine ve böyle bir ihsanın ve nimetin karĢılığı da ancak hamd olduğuna ve yalnız O‟nun da bu hamd da layık olduğuna iĢarettir.1010
994Topaloğlu, “Hamid” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XV, 458. 995
Tirmizî, Daavat, 82.
996Topaloğlu, “Hamîd” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XV, 458. 997Topaloğlu, “Ganî” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XIII, 348. 998
Bakara, 2/ 267; Nisâ, 4/131; Ġbrahim, 14/8; Hac, 22/64; Lokman, 31/12-26; Fâtır, 35/15; Hadid, 57/24; Mümtehine, 60/6; Teğabun, 66/6.
999Ġsfahanî, Müfredât, s. 696.
1000Ġbrahim 14 /1, Sebe 34/6, Buruc 85/8.
1001Topaloğlu, “Hakîm” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, Ġstanbul, 1997, Cilt XV, s. 181. 1002Topaloğlu, “Velî” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, Ġstanbul, 2013, Cilt XLIII, s. 24. 1003ġuara 42/28.
1004Topaloğlu, “Mecîd” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, Ġstanbul, 2003, Cilt XXVIII, s. 238. 1005
Hud 11/73. 1006
Muhammed Fuâd, el-Mu’cemü’l-Müfehres, s. 218. 1007Ġnsanla, yaratılıĢla, yaratılanla, varlıkla ilgili.
1008Topaloğlu, “Hamîd” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XV, 459. 1009Topaloğlu, “Hamîd” Türkiye Diyanet Vakfı Ġslâm Ansiklopedisi, XV, 458. 1010