• Sonuç bulunamadı

II. HACI MÜFTÜ VE FAALİYETLERİ

7. Hacı Müftü ve Yunanlıların Geri Çekilişi

Güney cephesinde ki savaşlarda Efelerle birlikte düşmana aman vermeyen Hacı Müftü başarılarından dolayı Güney Cephesi Müftülüğüne tayin edildi. İkinci İnönü ve Sakarya savaşlarına katıldı. Bu savaşlarda özverili çalışmaları ve gözünü kırpmadan düşmana saldırması büyük takdir topladı185.

183 Turgut Üzüm, a.g.e., s.55 184 Turgut. Üzüm, a.g.e., s.56 185 Turgut. Üzüm, a.g.e., s.77.

Sakarya savaşından sonra, Menderes Havalisi Akıncı Birlikleri Kumandanlığına getirildi186. Ege’de Milli Mücadele için savaşan tüm Efelerin çete ve müfrezelerin resmen kumandanı oldu. Yeni görevinin başında daha öncede olduğu gibi ciddiyetle duruyor ve düşmana Menderes havzasında göz açtırmıyordu. (Hacı Müftü’nün adamlarının bir kısmı cezaevinden çıkardığı mahkûmlardan oluşmaktadır.)

Yunanlıların Küçük Asya hayali büyük bir hüsranla son bulmaktaydı. Sakarya Savaşının galibi Türk ordusu’na son darbeyi vurmak için hazırlık yapmaktaydı ve 30 Ağustos 1922 de başlayan Büyük Taarruz sonucunda Yunan ordularının büyük bir bölümü imha ve esir edildi.2 Eylül 1922 günü Yunan askerleri Eşme ve çevresini yakarak geri çekiliyordu.

Elvanlar köyü ahalisi düşmanın geri çekilmesi ve Türk süvarilerinin köylerine gelmesi karşısında her ne kadar evleri barkları alev alev yansa da çok sevinmiş büyük bir gururla Hacı Müftü’nün gelmesini bekliyorlardı187. Nihayet bir süre sonra Hacı Müftü Elvanlara geldi. Diğer Kuva-yı Milliye ve Milli Mücadeleye gönül veren arkadaşları gibi haklı bir gururun ışığını yansıtıyordu yüzünde188.

Anadolu işgalden kurtulmuştu ve Türk halkı “Ya istiklal Ya Ölüm” kaidesiyle verdiği mücadeleden alnının akıyla çıkmış, gerek bireyler bazında gerekse toplumsal olarak ulusal bir destan yazmıştır. Yunanlıların büyük hayali olan Megalo İdeası’nı yerin yedi kat dibine gömmüştür. Her ne kadar büyük bir gurur ve onur yaşıyor olsalar bile evlerini, köylerini ve canlarını kaybetmenin hüznünü de yaşıyorlardı.

8.Hacı Müftü’nün Zafer Sonrası Faaliyetleri

29 Ekim 1923 günü Cumhuriyetin ilan edilmesi akabinde Genç Cumhuriyet Kurtuluş Savaşında canla başla mücadele eden Kuva-yı Milliye, asker, sivil tüm kahramanlarını İstiklal Madalyasıyla onurlandırdı. Hacı Müftü bu onuru göğsünde taşıması gerekenlerin en başında geliyordu.

Hacı Müftü zafer sonrası Eşme’de yürüttüğü Müftülük görevine devam etti. Kazada en etkili en nüfuzlu kişi o olmuştu. Kaymakam bile her hangi bir konuda karar vermeden önce onun fikirlerine danışırdı. Hükümet dairelerine alınacak memurları ve vilayetle olan ilişkileri o belirliyordu.

186 Turgut. Üzüm, a.g.e., s.90. 187 Turgut. Üzüm, a.g.e., s.90 188Turgut. Üzüm, a.g.e., s.91

Bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından iki kez milletvekili olması teklif edildi. Fakat daha önce Ankara’da bulunduğu süre zarfında politikaya bir türlü ısınamamış ve sevmemişti. Birçok kişinin olmak için bir yığın uğraş verdiği, Milletvekilliğini o kibarca:”Ben politikadan anlamam kapalı yerde sıkılır fazla oturamam hem benim yaptıklarım yeter. Olmaz ya eğer bu memleket bir kez daha işgale uğrarsa tüfeğimi alır dağa çıkarım. Beni mazur görün köşeme çekilip çoluk çocuğumla ömrümü nihayete erdirmek istiyorum ”deyip reddetmiştir.

Yunanlılarla işbirliği yapıp Yunan Kaymakamı olarak Eşme’de görev yapan Madanoğlu Mustafa kendi akrabalarını çeşitli görevlere getirmişti bu dönemde yeğenleri Hacı Rüştü ve oğulları Kamil Ağa ile Haydar bu görevlerde yer almış Kamil Ağa muhtarlık yapmıştı. Düşman işgalinden kurtulduktan sonra Eşme ahalisi Hacı Rüştü ve oğulları hakkında Yunanlılarla birlikte halka zulüm ettiklerinden dolayı şikayette bulunup Hacı Rüştü’yü hapse attırmışlardı.

Eşme Müftülüğü görevini yürütmekte olan Hacı Ahmet Nazif Efendi’ye ahali içerisinden Hacı Rüştü’nün suçsuz olduğu Madanoğlu Mustafa yüzünden kendisine hakaret edildiği söylendiğinde onu affettirmek için çaba sarf etmiştir. Ama Hacı Rüştü’nün oğulları Kamil Ağa ve Haydar babalarının mahkûmiyetinin Hacı Müftü yüzünden olduğu ve diğer kardeşleri Murat’ın ölümünün de Hacı Müftü emriyle olduğunu iddia edip ona kin beslemişlerdi.

Hacı Rüştü’nün küçük oğlu Haydar ağabeyi Kamil Ağa’ya sık sık Hacı Müftüyü öldürmekten bahsedip bu şekilde intikam alacağını söylemekteydi. Kamil Ağa her defasında onun bu söylemlerine karşı çıkmaktaydı. Yalnız kardeşinin ısrarlarına daha fazla dayanamayıp bir gece vakti Hacı Müftüyü öldürmek üzere eve gidiş güzergahında pusu kurdular.

Ne acıdır ki o gece Hacı Müftü bulunduğu ortamda sorulan bir soru üzerine Hacı Rüştü’nün affedilmesi için gereken her şeyi yapacağına dair söz verip oradan ayrılmıştı. Yol üzerine kurulmuş olan pusudan habersiz bir şekilde evine doğru ilerlemekte olan Hacı Müftü sırtından vurularak şehit edilmiştir.

Müftü Nazif Efendi, Merhum Orgeneral Kazım Özalp'in “…O gayr-i müsait ahval ve şerait (Uygun olmayan durum ve şartlar) içinde muhterem ulemamız, öne geçmişler,

münhasıran telkin ve irşad (uyarma) ile iktifa etmemişler(yetinmemiş), milli kuvvetlerin başında çarpışmıştır…”189 dediği din adamlarından birisidir.

Celal Bayar, hatıratında Müftü Hacı Ahmet Nazif Efendi'nin öldürülmesi ile ilgili şu bilgileri vermektedir:

“Müftü Hacı Nazif Efendi, Muntazam ordu haline getirilinceye kadar Kuva-yı Milliye'de çalışmıştır. Eşme'de Kuva-yı Milliye lehindeki ve aleyhindeki mücadele şiddetli olmuştur. Lehteki hareketi Müftü Nazif Efendi… Temsil eylemiştir. Lozan Barış Andlaşması gereğince Milli Mücadele aleyhinde bulunanların 150'lik listeye dahil edilerek memleket dışına çıkarıldığı zaman da190, Eşme'de Muhterem Müftü Efendi'nin siyasi husumet sebebi ile şehit edildiği söylenilmektedir…191”

Müftü Hacı Ahmet Nazif Efendi, öldürüldüğünde evli olup 5 çocuk babasıydı, eşleri Sıdıka ve Hatice Güllabi hanımların Eşme Kaymakamlığına hitaben yazdıkları 13 Ağustos 1932 tarihli dilekçelerinde;

“Kocamız Müftü Hacı Nazif Efendi, Yunan amaline hizmet (eden) Müftü oğlu Kamil ve Kardeşi Haydar tarafından katledilmiştir. Beş çocuğu ile sefil kaldık. Eytam ve eramil (dul ve yetim) maaşı tahsisi için müracaat etmiş isek de maaş kayıt sureti ile Nüfus kayıt sureti musaddaka (onaylı nüfus cüzdan sureti) sı talep edilmektedir. Binaenaleyh istidamızın (dilekçemizin) Maliye Dairesi ile Nüfus Dairesine havalesi ile kayıt suretlerinin çıkarılmasına müsaade buyrulmasını istida ederim efendim”.

Müftü Hacı Nazif Efendi'nin cenaze töreni sırasında Foto Fethi tarafından çekilen fotoğraf üzerine, "1/2 Şubat 1927'de iki melun el ile katledilen Eşme Müftüsü Merhum Hacı Nazif Efendi'nin “Elvanlar'dan Eşme'ye getirilmesi” notu düşülmüştür.

Kurtuluş Savaşımızdaki fedakarca hizmetleri dolayısıyla, Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir192. Ayrıca halk tarafından I. Dönem TBMM üyesi

189 Cemal Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriyetin Manevi Mimarları, Ankara, 1955, s.383.

190 Madanoğlu Mustafa, Saruhan (Manisa) ve İzmir Milletvekilleri Reşat, Kemal, Ethem ve

Ağabeydin Beylerin Meclis Başkanlığına verdikleri önerge üzerine, 150’likler listesine dahil edilerek yurtdışına çıkarılmıştır. Bkz. Ali Sarıkoyuncu, a.g.e., s. 254.

191 Celal Bayar, a.g.e., C.8, s.2464. 192 Ali Sarıkoyuncu, a.g.e., C 2, s. 253.

seçilmek istenilmişse de kabul etmemiştir193. Ancak milletvekilliği, büyük oğlu Hacim Yılmaz'a nasip olmuştur194.

Hacı Müftü’nün Kurtuluş Savaşı Mücadelemizde ne kadar önemli bir yer teşkil ettiğini Uşak Heyet-i Merkeziye zabıtlarında şu şekilde geçmektedir195 .

“Müftü Hacı Nazif Efendi altı gündür esir-i firaştır. Tedavisine ihtimam edilmektedir. İnşallah kabiren kesb-i afiyet eder (İnşallah kısa zamanda iyileşir). Şu günlerde buradan infikaki (ayrılması) cidden işlerimizi yarım bırakacaktır…”196.