• Sonuç bulunamadı

Bir haberin hukuka uygunluğundan söz edilebilmesi için gerçek olması tek başına yeterli değildir. Gerçeklik ilkesine uygun haber aynı zamanda güncel nitelik de taşımalıdır.235

Bir haber güncellik değerini kaybettikten sonra gerçek olsa bile hukuka uygun addedilemez, çünkü söz konusu haberin açıklanmasında artık kamu yararı bulunmamaktadır. Çağdaş basının olayları olabildiğince çabuk bir şekilde kamuoyuna aktarması gerekir. Bu basının asli yükümlülüğüdür. Toplumsal ilgi ve toplumsal yararın yerine getirilmesi haberin vakit geçirilmeden kamuoyuna aktarılmasına bağlıdır. Olayın üzerinden zaman geçtikten sonra kamuoyuna aktarılması durumunda toplumsal ilgi ve toplumsal yarardan bahsedilemez. Bu durumda haberin aktarılması kişilik hakları ihlali oluşturur. Bununla birlikte olay unutulduktan, tazeliğini kaybettikten sonra aktarıldığı takdirde yayının objektifliği de zedelenmiş olur. Sonuç olarak kamu yararı ve toplumsal ilgi ortadan kalktığı takdirde bireyin şeref ve haysiyetini ihlal eden haberin korunması için de bir sebep kalmaz236; bir yayının haber niteliğinden bahsedilebilmesi için söz konusu

yayın güncel olmalıdır.237

234HGK, 08.11.1995 – 687/930;(naklen Çetin, s. 346-350). 235Çetin, s. 345.

236Çetin Özek, Basın Özgürlüğünden Bilgilenme Hakkına, İstanbul 1999, s. 164-165.

237Ömer Faruk Tüfek, Basın Yoluyla Kişilik Haklarının İhlali ve Bu İhlale Karşı Özel Hukuk Ceza Hukuku ve İ.H.A.S Koruması, 2. Baskı, Adalet Yayınları, Ankara 2007, s. 126.

Bu noktada haberin güncelliği ile olayın güncelliği arasında bir ayrım yapılması gereklidir. Olay akışında eski bir haberi tetikleyen yeni haberlerin ortaya çıkması durumunda eski haberlerden bahsedilmesi haber verme hakkının çerçevesine girmez. Çetin’in aktardığına göre; “’Olayın’ güncel oluşu ile ‘haberin’ güncel oluşu arasında fark vardır ve bu iki kavramı birbirine karıştırmamak şarttır. Aksi halde kamu oyunca unutulmuş olan bir olayı –çeşitli fırsatlardan yararlanarak- tekrar tekrar açıklamak ve bir kimseye devamlı olarak hakaret etmek imkan ve imtiyazını basına tanımış olur. Güncel olmaktan çıkmış bir olay artık ‘haber’ değildir ki, ‘haber verme hakkının’ çerçevesi içinde mütalaası mümkün olabilsin.”238 Bu durumda güncel bir olaya güncelliğini kaybetmiş eklemeler yaparak özle biçim arasındaki dengeyi bozmak hukuka aykırılık oluşturur. Dava konusu olayda davacının kredi kartını kullandığı bir banka, davacının ticari ilişkide bulunduğu bazı satış firmalarına davacının adını ve kredi kartı numarasını da belirtmek suretiyle kredi kartı limitini aştığından dolayı bu kartların satış firmalarınca görüldüğü takdirde el konulmasına yönelik bir yazı yazmıştır. Söz konusu yazıda yakalanan her kart için 200 dolarlık bir ödül verileceği de yer almıştır. Bu yazı banka ile söz konusu satış firmaları arasında geçen ticari ilişkiden kaynaklanan bir yazı iken bir şekilde basının eline geçmiştir. Davalı yayın kuruluşu ilgili olayı haber yaparken “K.D.’ü bulana 200 Dolar ödül var” başlığını kullanmıştır. Yazının içeriğinde ise davacının çok eskiden karıştığı ve artık güncel nitelikte bulunmayan olaylardan bahsedilmiş ve davacının söz konusu bankaya binlerce dolar borcu olduğu belirtilmiştir. Yargıtay’ın olayla ilgili görüşüne göre yayının yazılmasına konu olan banka yazısı ile yazılan haber arasında önemli ölçüde farklılıklar bulunmaktadır. Haberin başlığı, habere konu olan olay ile bütünlük taşımamaktadır. Söz konusu başlıkta davacının arandığı ve onu bulana ödül verileceği açık bir şekilde belirtilmiştir. Söz konusu olayın haberi davacının toplumun bazı kesimleri tarafından bilinen bir kimse olması itibariyle “kredi kartını ödememiş” diye yapılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken, haberin yapılırken haberin kaynağı olan olayın özüne bağlı kalınması ve sınırın aşılmamasına özen gösterilmesidir. Yapılan haberde hiç gereği yokken başka haberlere yer verilmemelidir. Haberin verilişinde kamu yararı, güncellik,

gerçeklik ile özle biçim arasındaki dengenin kurulmasına dikkat edilmelidir. “Somut olaydaki yayında, güncel olmayan konuların da yer alması, özle biçim arasındaki sınırın aşılması, kısmen de gerçeklik konusunda gerekli araştırmanın yapılmamış bulunması itibariyle yayın yoluyla hukuka aykırı davranıldığı ve böylece kişilik haklarına saldırının gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.”239

Artık güncellik niteliği bulunmayan bir olayın basın yoluyla aktarılmasında toplumsal ilgi ve kamu yararı bulunamaz. Zira, üzerinden çok zaman geçmiş olan bir olay unutulmuştur ve geçmişte yapılmış bir takım davranışların tekrar tekrar haber yapılmasında herhangi bir yarar bulunmamaktadır. Bununla birlikte yukarıda da belirtildiği üzere, güncel olan bir durumdan dolayı, aynı nitelikte eski olayların açıklanmasında kamu yararının varlığının kabulü gerekir.240

Söz konusu haber kaynağının televizyonda yayınlanan bir açık oturum olması durumunda da güncelliğini yitirmiş ve unutulmuş bir olayın tekrar gündeme getirilmesi hukuka aykırılık oluşturur. Dava konusu olayda davalı, 13.09.1994 günü Flash TV adlı televizyon kanalında davacı hakkında şu ifadeleri kullanmıştır: “Ö.G’yi TKPML Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist silahlı propaganda partizan gurubuna mensup 1987 yılında D.G Mahkemesince tutuklanmış ve diğerleri 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkına muhalefetten adli sicillerine bakınız 611 memur atıldı.” Açık oturumda davalının açıklamada bulunduğu ve açıklamasında belirttiği tarih de göz önünde bulundurulduğunda ortada güncelliğini çoktan yitirmiş ve hatta unutulmuş bir olay günün konusu yapılmıştır. Bu durumda söz konusu açık oturumda yapılan bu konuşmanın amacının davacı tarafı küçük düşürmek, gülünç veya zor duruma düşürmek, onu kamuoyuna yanlış tanıtmak olduğunun kabulü gerekir. Bunun dışında, davalının açıklamasında belirttiği davacı hakkındaki dava, davacının lehine sonuçlanmıştır. Sonuç olarak, açık oturumda yapılmış güncel nitelikten uzak söz konusu açıklamalar davacının kişilik haklarının ihlali sonucunu doğurmuştur.241 Söz konusu haber, toplumu yönetmeye aday ve toplumda söz

2394.HD, 01.04.1996 – 2236/2592; (naklen Çetin, s. 346-350). 2404.HD, 26.01.1989 – 6431/424; (naklen Çetin, s.346-350). 2414.HD, 28.03.1996 – 2110/2393; (naklen Çetin, s. 346-350).

sahibi olmayı isteyen politikacılar olduğu takdirde güncellik kriteri daha esnektir. Bu kişilerin toplumda edindikleri rol göz önünde bulundurulduğunda, onlarla ilgili haberler güncelliğini her zaman koruyabilirler, zira politikacıların güvenirliklerinin gözden geçirilmesinde toplumsal yarar vardır.