• Sonuç bulunamadı

2.6. TELEVİZYON PROGRAM TÜRLERİ

2.6.1. Haber Programları

Haber programları “Kamuoyunun bilgi edinmek ihtiyacını karşılamak amacıyla olay, konu ve gelişmeleri ayrıntıları ile ele alan ve değerlendiren; olağandışı durumlar dışında belirli yayın gün ve saatinde ve genellikle belli bir süre ile sınırlı olarak, düzenli biçimde izleyici ya da dinleyicilere sunulan program türü” olarak tanımlanmaktadır (RTÜK, 2014: 11).

Televizyonda yayınlanan haber programlarının diğer kitle iletişim araçlarında yayınlanan haber programlarından farkı elbette ki hareketli görüntüye dayalı olmasıdır. TV’nin bu avantajı ile bir haberin tüm detayları görülebilirken, haber programları dünyada olup bitenin yorumunu izleyiciye aktarır. Bu sayede TV, topluma bilgi verici, aydınlatıcı ve siyasal gelişmelere etki yapan bir rolü de üstlenmektedir (Cereci, 1992: 47). Ancak televizyon bu rolü üstlenirken göz ardı edilmemesi gereken önemli hususlarda vardır. Bu hususlar; yansız yani tarafsız bir haber yayıncılığı yapmak, olanı olduğu şekliyle vermek, siyasal iktidardan kendisini soyutlamak gibi durumlardır. Çünkü ancak böylesine bir ortam yaratılırsa gerçek bir kamu hizmeti yapılabilmesi mümkün olmaktadır (Aziz, 1981: 52).

Haber ve haber programları hemen hemen her televizyon kanalının ana damarını oluşturmaktadır. Özellikle ana akım medya kuruluşlarının haber yayınları oldukça önem arz etmektedir. Genellikle büyük tekellerin güdümünde olan ana akım medya şirketlerinde sabah, öğlen ve akşam ana haber bülteni olmakla birlikte bazı kanallarda gece haber bültenleri de yayınlanmaktadır. Öte yandan televizyon izleyicilerinin çeşitlenmesi sebebiyle dünyada ve ülkemizde de sadece haber ve haber içerikli program yayınlayan kanallar kurulmuştur. Yurtdışındaki BBC, CNN gibi 24 saat haber içerikli program yayınlayan kanallar bulunurken, ülkemizde de NTV, CNN-Türk, HaberTürk, A Haber, TRT Haber, TV NET gibi kanallar haber içerikli programlar ile yayınlarını gerçekleştirmektedirler.

2.6.2. Eğitim Programları

Televizyonun ve diğer kitle iletişim araçlarının en önde gelen işlevlerinden birisi eğitimdir. Özellikle okur-yazarlık oranın az olduğu, genel kültür seviyesinin düşük olduğu toplumlar ve ülkelerde televizyon önemli bir eğitici olarak değerlendirilmektedir. Eğitim programları bir ülkenin veya toplumun tamamına hazırlanabilirken, sadece belli bir kitleye de hazırlanabilmektedir (Cereci, 1992: 48). Bu program türünün en önemli ve temel özelliği; eğlendirme amacından ziyade öğretmeye, izleyicilerin bilgi birikimlerine katkıda bulunmaya ve onların becerilerini geliştirmeye yönelik olmasıdır (Mutlu, 1995:153).

Eğitim programları içerisinde örgün eğitime destek programları ve yaygın eğitime destek programları yer almaktadır. Örgün Eğitime Destek Programları, “Doğrudan örgün eğitimi ve her seviyede eğitimi destekleyici veya kişisel anlamda geliştirici program türü” iken Yaygın Eğitim Programları, “Örgün eğitim imkanlarından hiç yararlanmamış, gittikleri okuldan erken ayrılmış ya da örgün açık eğitim kurumlarına devam etmekte olanlar veya meslek dallarında, toplumsal yaşamda daha yeterli duruma gelmek isteyenler için hazırlanan program türü”dür (RTÜK, 2014:15).

Televizyon eğitim programlarına kamu hizmeti yayıncılığını benimseyen kanallarda daha sık rastlanırken, ticari (tecimsel) kanallarda bu oran çok azınlıkta kalmaktadır. Türkiye’de eğitim programlarına TRT kuruluşundan bu yana destek vermiş ve bu amaçla da TRT Okul adıyla eğitim programları yapan bir kanal kurmuştur. Anadolu Üniversitesi ile ortak yayınlar da gerçekleştiren kanalda hem örgün eğitime destek hem de yaygın eğitim programları yayınlanmaktadır.

2.6.3. Müzik Programları

Müzik programları, içerik olarak müzik ve müziksel öğelere yer veren bir program türüdür. Bu program türünde, şarkıların videolu klipleri, ünlü şarkıcı ve müzisyenlerin hayat öyküleri, müzik dünyasına ilişkin haberler, canlı yayınlanan konserler ve şarkıcı -müzisyenlerin konuk edilmesiyle gerçekleştirilen yayınlar yapılmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki müzik, diğer program türleri ve özellikle

de eğlence programlarının da en önemli öğelerinden bir tanesini oluşturmaktadır. Eğlence programları içerisinde müziğe dayalı yarışmalar da izlenme oranı bakımından üst sıralarda yer almaktadır.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de özel ilgi kanallarının yayın hayatlarına başlaması ile birlikte sadece müzik ve müziksel içerikli yayınlar yapan televizyon kanalları bulunmaktadır. Bunlar; sadece Türkçe yayın yapanlar; TRT Müzik, Kral TV, Kral POP, Number 1 Türk, Power Türk ve Dream Türk, sadece yabancı müzik yayını yapanlar ise; Number One TV ve Power TV’dir. Ayrıca Dream Tv ağırlıklı olarak yabancı, kısmen de olsa Türkçe video klipleri yayınlamaktadır.

2.6.4. Eğlence Programları

Yayın türleri içerisinde oldukça fazla izlenen programlardan bir tanesi eğlence programlarıdır. Temel olarak izleyiciye hoş vakit geçirtme, sıkmadan eğlendirme amacı güden bu program türüne, yarışma programları talk showlar, dans, müzik, yetenek yarışmaları ve güldürü şovlar girmektedir (Cereci, 1992: 46). Erol Mutlu’nun deyimiyle “yamalı bohçayı” andıran bu program türlerinin kökenleri ise Amerika ve Avrupa’daki varyete ve vodvillere dayanmaktadır (Mutlu, 1995: 151).

Eğlence programlarının esas özelliği birden fazla eğlence etkinliğine yer vermesine bağlı olarak, bu formatta yapılan programlarda farklılıklar da olabilmektedir. Güldürüye ağırlık veren programlarda komedyen sunucu olabilmekte, çeşitli konuklar ile programları gerçekleştirebilmektedir. Yine bazı programlarda belli konularda uzmanlaşmış kişilerin bir araya gelmesi ile (yetenek, dans) eğlence temalı programlar gerçekleştirilmektedir (Mutlu, 1995:151). Komedyen sunuculuğunda gerçekleştirilen eğlence programları genellikle talk Show olarak yayınlanırken, bu konuda uzun yıllardır Kanal D’de yayınlanan Beyaz Show örnek gösterilebilmektedir. Ayrıca belli konularda uzmanlaşmış kişilerin bir araya geldiği ve jüri üyeliği yaptığı dans, yetenek, yarışma vb. programlara da yine ülkemizde yayınlanan “O Ses Türkiye”, “Yetenek Sizsiniz Türkiye” vb. programlar örnek gösterilebilmektedir.

2.6.5. Dramatik Programlar

Dramatik televizyon programları durum komedileri, soap opera (pembe dizi), dizi ve seriyaller, mini diziler ve belgesel dramalar gibi oldukça geniş türsel çeşitliliğe sahiptir. Bunun yanında her bir türün kendine has özellikleri olduğu gibi, bu türlere ait ortak özellikler de bulunmaktadır (Mutlu, 1995:129).

Dramatik programlar içerisinde en fazla izlenen programların başında dizi ve seriyaller gelmektedir. Dizi, bazen sürekli ortak bir mekânda, birbirinden farklı olaylardan oluşan ve aynı karakter etrafında bir işleyişte devam eden dramatik bir anlatı bütünü olarak tanımlanmaktadır. Dizi özellik olarak her bir bölümdeki olayların çözüme kavuşturulması ve bu sayede de yeni bir bölümde yeni bir sorunla, yeni bir başlangıç yapılmasına olanak veren bir yapıya sahiptir. Seriyal ise isminden de anlaşılacağı üzere aylarca, yıllarca devam edebilecek bir şekilde bitimsiz olarak tanımlanmaktadır. Seriyalin yapısı tek tek bölümlerin kesintisiz bir öykü anlatmasına dayanırken, her bölüm anlatılan öykünün en heyecan verici yerinde kesintiye uğratılır. Dolayısıyla seriyalin her bölümü heyecan ve merak uyandıran unsurlara sahip olabilmelidir. Seriyaller ana bir olay ve iç içe örülü yan olay dizilerinden oluşmaktadır (Mutlu, 2008:155).

Bakıldığı zaman dizi ve seriyaller arasında önemli farklılıklar görülmekle birlikte bu ayırt edilebilecek farklılıklar 1970’ler ile birlikte ortadan kakmaya başlamıştır. Her iki formatında olumsuz sayılan özellikleri giderilirken olumlu özellikleri ise birleştirilmeye başlamıştır. Dizi ve seriyalin tek bir biçimde varlığı halâ devam etse de genel anlamdaki televizyon dramalarının iki formatın birleşimi şeklinde devam ettiği görülmektedir. Birleşen bu formatta her bir bölüm hem başlayıp biten bir öyküyü anlatırken hem de devam eden bir öyküyü anlatmaktadır. Bundan dolayıdır ki izleyicinin programı birkaç bölüm izleyememesi onu programı izlemekten vazgeçirmez aksine devam eden öykü sebebiyle programa bağımlı bir izleyici kitlesi yaratılabilmektedir (Mutlu, 2008:156-158).

Tanrıöver’in (2012:49) da belirttiği gibi dramatik yapımlar içerisinde yer alan diziler reklam fiyatlarının da en fazla olduğu zaman diliminde (prime-time)

yayınlanmaktadır. İzleyiciye özdeşlik kurabileceği karakterler sunan diziler, aynı zamanda televizyonun da en pahalı program türü arasında yer almaktadır.

Dramatik programlar içerisinde yer alan alt türlerinden birisi de pembe diziler (soap operalardır). Sabun gibi çeşitli temizlik maddelerinin üreticilerinin reklamlarını yayınladıkları ve bunun yanında sponsorluklarını da yapmalarından dolayı gündüz seriyallarine “soap” Türkçesiyle “sabun” opera denilmektedir. Bu türün üretiminin arkasındaki güç her ne kadar sabun ve deterjan şirketleri olarak görülse de yiyecek ve kozmetik ürünleri üreten firmalar da soap opera şirketleri arasında yer almışlardır (Mutlu, 2008:227).

Mutlu’nun (2008:227-228) da belirttiği gibi soap operaların gündüz saatlerinde yayınlanması ve bu programların sponsorluğunun kadınlara yönelik tüketim malları üreten firmalara bağımlı olması, bu programların hedef kitlesinin de ev kadınları olduğunu göstermektedir (Mutlu, 2008:227-228). Özellikle Amerika ve Brezilya gibi Latin Amerika ülkelerinde ortaya çıkıp yaygınlaşan soap operalar gerek TRT’nin tek kanallı döneminde gerekse özel yayıncılık yıllarının başlarında ülkemizde de oldukça yoğun bir şekilde yayınlanmıştır.

Dramatik programlar içerisinde yer alan bir alt tür de durum komedisidir. Durum komedilerinin televizyondan önceki kaynağı radyo, radyodan önceki kökleri ise vodvil skeçleridir (Mutlu, 2008:184). Durum komedisinin tiyatroya yakınlığı vardır. Oyuncular tiyatroda olduğu gibi seyircinin gözü önünde sahneye girer ve çıkarlar (Yaktıl Oğuz, 2002:11). Tipik bir durum komedisi anlatı biçimi ise; karakterlerden birinin (çoğu zaman ana karakter) yaptığı iyi niyetli bir hatanın mevcut durumu bozmasına, şans ya da diğer karakterlerin desteği ile hatanın telafi edilmesine ve bu yolla da durumun normale ya da eski haline gelmesi şeklindedir. Mevcut durumu bozan hata iyi niyetli olmalıdır, zira durum bilinçli olarak bozulursa buna sebebiyet veren karakter izleyici nezdinde antipatik bir duruma düşebilmektedir. Bu sebeple durum komedilerinin olmazsa olmaz kuralının, oyuncuların cana yakınlığı, sevimliliği ve sempatikliği olduğu söylenebilmektedir (Mutlu, 2008:186-187). Genellikle kapalı ortak bir mekân (ev, iş yeri) içerisinde

gerçekleşen durum komedilerine (sit-com) ülkemizde verebileceğimiz en doğru örnek ‘Çocuklar Duymasın’dır.

2.6.6. Çocuk Programları

Genellikle ilkokul öncesi ve ilkokula yeni başlayan çocuklara yönelik hazırlanan programlardır. Çizgi filmler, çeşitli harf, sayı vb. öğretildiği eğitici animasyon filmler, çocuk programları içerisinde yer almaktadır.

Çocukların sosyalleşmesinde aile ve okul ön plana çıkarken, gelişen teknoloji ile birlikte çocuklar da iletişim araçlarına ebeveynleri gibi sahip olabilmektedirler. Özellikle televizyon bu anlamda çocukların sosyalleşmesinde önemli derecede rol oynamaktadır (Soydan, 2011:46). Çeşitli eğitici bilgiler ve çocuklar için yararlı olacak etkinlikler televizyonda yayınlanan çocuk programları ile verilebilirken, bunun yanında çocukları olumsuz yönde etkileyebilecek çocuk programları da olabilmektedir.

Okul öncesi dönemde çocukların zihinsel gelişimi, onların olay ve sonuçlara somut anlamlar yüklemesi şeklinde bir algıya yol açmaktadır. Dolayısıyla bu dönemdeki çocuklar televizyonda gördükleri her şeyi gerçek olarak algılayabilmekte ve yine aynı şekilde bunların uygulamasını gerçek hayatta yapabileceklerini düşünebilmektedirler. İzlediklerinin kurgu olup olmadığını ayırt edemeyen çocuklar, özellikle süper kahramanların yer aldığı çizgi filmlerdeki karakterlerin yaptığı hareketleri uygulamak isteyebilmektedirler. Örneğin, örümcek adamla kendini özdeşleştiren bir çocuk yüksek bir yerden atlamayı düşünebilir. Bundan dolayı okul öncesi çocuklarda televizyonun etkileri çok daha derin olmaktadır (Aktaran: Ünal ve Durualp, 2012: 98). Bu sebeple çocuk programlarının hazırlanmasında onların ufkunu açabilecek, olumlu yönde eğitebilecek programların hazırlanması son derece önem arz etmektedir. Ayrıca bir çocuk programı hazırlanırken, çocuk psikolojisinin de iyi bilinmesi ve bu anlamda pedagog ve psikologlardan yararlanılması gereklidir. Yayın saatleri de çocukların izleyebileceği bir zaman dilimine göre hesaplanmalıdır (Uğurlu, 2014:57).

2.6.7. Spor Programları

Televizyonun en fazla izlenen program türleri arasında yer alan türlerden birisi de spor programlarıdır. Özellikle erkek izleyicilerin spora ve daha çok futbola olan düşkünlüğü sebebiyle spor programlarına olan ilgisi daha fazladır. Türk toplumunda özellikle erkeklerin gazete okumaya da en arka sayfadan dolayısıyla spor haberlerinden başladığı herkesin bildiği bir gerçektir. Spor programının kapsamına ise; canlı maç yayınları, spor haberleri ve belli bir spor dalına yönelen tartışma programları girmektedir.

Özel kanallar yayın hayatına başlayana dek spor yayıncılığında TRT önemli spor etkinliklerinin (Futbol Dünya Kupası, Basketbol Şampiyonaları, Olimpiyatlar, yurtiçindeki spor müsabakaları vs.) yayıncılığını üstlenirken, 1990’lı yıllarda özel kanalların kurulmasıyla birlikte spor yayıncılığı da özel kanalların önemle üstünde durduğu bir program türü olmuştur. Özel televizyonların kurulmasına bağlı olarak beklenen en önemli gelişme kuşkusuz diğer alanlarda olduğu gibi spor alanında da çokseslilikti. Ancak beklenildiği gibi olmamış gerek spor türleri arasında gerekse spor kulüpleri arasında tek seslilik hâkim olmuştur. Spor programlarının çoğu futbola endeksli gerçekleştirilirken, kulüp bazında da 3 büyükler denilen Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş futbol takımlarının teksesliliğine dönüşen yayınlar yapılmıştır (Kazaz, 2002: 54). Bu durum bugünde güncelliğini sürdürmekte, futbol, spor programlarının büyük bir bölümünü kaplamakta ve buna bağlı olarak 3 büyük futbol kulübü de spor medyasında en fazla gündemi işgal etmektedir. Elbette ki durumun böyle olmasındaki en büyük sebep; futbolun çok popüler bir spor türü olması ve izleyiciden en fazla rağbeti görmesidir. Dolayısıyla spor programları içerisinde en fazla reytingi futbol ve 3 büyük futbol kulübü alırken, televizyon kanalları da reytinge bağlı olarak reklam geliri bakımından pastadan büyük paylar almaktadırlar.

Günümüzdeki spor programlarına bakıldığında, hemen hemen her kanalda sabah ve akşam haberlerinin ardından spor haberleri yer almaktadır. Bunun dışında hafta sonları futbol maçlarının özetlerini yayınlayan, eski hakem, eski futbolcu ve spor gazetecilerinin eşliğinde tartışmalı pozisyonları yorumlayan programlar

yayınlanmaktadır. Öte yandan özel ilgi kanallarının açılmasına bağlı olarak sadece spor yayıncılığı yapan kanallar da kurulmuştur. A spor, TRT spor gibi kanallar 24 saat boyunca spor yayıncılığı yaparlarken, Türkiye Futbol Süper Ligi, TFF 1. Lig ve çeşitli Avrupa liglerinin naklen yayıncılığını Digitürk’ü satın alan yabancı menşeili Bein Medya grubu gerçekleştirmektedir. Yine aylık ücret ödemeyle abone olunan D- Smart, Türk Telekom internet altyapısıyla Tivibu ve Turkcell’ e bağlı TV Plus sadece spor yayını yapan kanallara sahiptir. Ayrıca Fenerbahçe (FBTV), Galatasaray (GSTV), Beşiktaş (BJKTV) ve Bursaspor (BSTV) futbol kulüplerinin de kendilerine ait televizyon kanalları bulunmaktadır.

2.6.8. Belgeseller

Belgesel (documentary) deyiminin kökeni her ne kadar sinemadan türetilmişse de belgelere dayanan, belgelerden oluşan gibi anlamlarından dolayı, belgeselin kullanım alanı sadece sinemaya özgü bir kavram olarak kalmamıştır. Buna bağlı olarak belgesel roman, tiyatro ve fotoğraf gibi türlerden de bahsedilmektedir. Belgesel deyimini ilk olarak dile getiren ise John Griersondur. Grierson, 1926 yılında New York Sun gazetesindeki bir eleştiri yazısında Robert Flaherty’nin çektiği “Moana” adlı film ile ilgili “Moana’nın Polinezyalı bir çocuğun gündelik yaşamındaki olayları görsel olarak anlatması nedeniyle belgesel bir değeri var” demiştir (Mutlu, 2008:120).

RTÜK’ün belgesel tanımına bakacak olursak; “Konusunu ve materyalini gerçek olaylardan ve tabiattan alan, olayı ya kendi tabi çevresi ve akışı içinde ya da buna en yakın biçimde sonradan kurulmuş düzenlemeler içinde seçilmiş yerlerde işlenen, çoğunlukla bilime dayalı belli sınıflandırmalarla tespit edilen durumun izleyiciye sunulduğu program türü” şeklindedir. (RTÜK, 2014:14)

2.6.9. Reality Showlar

Reality TV; gerçek olaylara dayanan, profesyonel oyuncular yerine sıradan insana odaklanan, yazılı bir senaryosu olmayan, dramatik ve komik durumları bir arada sunan bir televizyon program türüdür (Yurdaeri, 2007:20; Yıldırım, 2007:72). Reality Show’ların ortaya çıktığı yer ise ABD’dir. Amerikan Şebeke yayıncılığının, ucuz maliyet ve oldukça fazla izleyici kitlesini toplaması bakımından, reality

show’lar başka ülkeler tarafından da ithal edilmiş, bu kapsamda ABD yapım içerikleri reality Show yayınları için model alınmıştır (Aksop, 1998:58).

Gitlin, reality show’ların yapımcılar tarafından tercih edilme sebeplerini üç başlıkta toplamıştır. Reality show’lar;

1. Çoğu zaman bir metin yazarına ihtiyaç duymazlar, 2. Masrafsızdırlar,

3. Çok çeşitli konuları gündeme getirebilir ya da çok yüzeysel biçimde, ele alabilirler (Aktaran; Aksop, 1998:40; Yıldırım, 2007:55).

Reality show programlarını tek bir kalıba sokmak zordur. Çünkü reality show programları pekçok alt türe sahiptir. Bu yönüyle de reality show’ların melez bir tür olduğu söylenebilmektedir. Reality programlarının alt türleri; (Yıldırım, 2007:73-75) Tabloid TV (suç, acil servis, kaza içerikli), Dizi-Belgesel (docu-soap) ve Yaşam Stil programları ve Reality Yarışma programları olarak gruplandırılmaktadır.

Reality programcılığının ilk dalgası olan suç ve acil servis programları ABD’de başarıyı yakalarken, 1980’ler sonrası 1990’ların başında, bu programlar Amerika’dan tüm Avrupa televizyon yayıncılığına geçmeye başlamıştır (Yıldırım, 2007:71). Nitekim Çelenk’in (2005:211) de belirttiği gibi reality show’ların ülkemizdeki ilk örneği de 5 Mayıs 1993’te Show TV’de yayınlanmaya başlayan ‘Sıcağı Sıcağına’ adlı programdır. Bu program ile birlikte ‘Olay Olay’, ‘Söz Fato’da’, ‘Gerçek Kesit’ ve ‘Böyle Gitmez’ adıyla yayınlanan reality show programları, türün ülkemizdeki ilk referans örnekleridir. Ayrıca belirtmek gerekir ki; ülkemizde reality show’ların ortaya çıkmasındaki etken, devlet televizyonunun (TRT) haber anlayışının ve ahlakının yerinden edilmesi suretiyle, izleyicinin ilgisini çekecek sansasyonel olaylara yer açan yeni bir haber programcılığının özel kanallarda denenmesidir (Kılıçbay, 2005:80).

Reality show’ların ilk örnekleri gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinin televizyona aktarılan bir biçimi gibiyken, muhabirler de adeta bir polis ve dedektif gibi davranmışlar polis ile bir güç ilişkisi kurmuşlardır. Reality show’ların zaman içerisinde itibarını kaybeden bu türünün ardından “yaşam öyküleri” olarak

adlandırılabilecek başka bir biçimi televizyonda yer almıştır. Reality show’ların bu biçiminde ele alınan konular adli suçlar değildir. Daha çok aile içi ilişkilerin neden olduğu meselelerdir (Çelenk, 2005:211-212).

Reality show’ların en yoğun ilgi gören biçimi ise yarışma formatına sahip olan programlardır. “Biri Bizi Gözetliyor” adı ile ülkemizde de yayınlanan bu program türü Avrupa’nın zekice yaptığı buluşlardan bir tanesi olarak değerlendirilmektedir. Aynı zamanda BBG ve tarzı programlar televizyonun realiteyi, yani gerçekliği üretme iddiasının vardığı son noktadır. Uzun bir zaman sürmesi ve farklı yaşam öykülerinin her anını kaydetmesi anlamında reality show’ların bu biçiminin, televizyonun cinema verite’ye en fazla yaklaştığı tür olduğu söylenebilmektedir (Çelenk, 2005:213-214)

Yarışmacıların sıradan insanlardan oluştuğu, gözetleme programları, zayıflama ve evlenme evleri, spor, dans, müzik yarışmaları ve mankenlik, oyunculuk gibi yetenek isteyen programların hepsi reality yarışma program kategorisi içerisinde değerlendirilmektedir. Sportif faaliyetlere ve dayanıklılığa endeksli olan Survivor gibi programlar ve bunların yanı sıra ünlülerin yarıştığı programlar da bu kategori kapsamına girmektedir (Yurdaeri, 2007:25).

Reality Show programlarının en temel özelliği ise sıradan insanı ünlü yapma potansiyelinin olmasıdır. Özellikle uzun soluklu reality yarışma programları (Survivor, Göz6, BBG, Popstar, Akademi Türkiye, O Ses Türkiye, Evlilik Programları) birçok sıradan ismi dizi oyuncusu, sunucu, şarkıcı olarak medya endüstrisine eklemlemiş, bir kısmı ise bir zaman sonra ekranlardan silinmiştir.

Benzer Belgeler